MASALLAR NARSÄ°ST DUYGULARIMIZI SÖYLER Hepimiz Pamuk Prenses(ve Yedi Cüceler) masalını okumuÅŸuzdur veya filmini seyretmiÅŸizdir. En azından haberdarızdır

Güncelleme Tarihi:

MASALLAR NARSİST DUYGULARIMIZI SÖYLER Hepimiz Pamuk Prenses(ve Yedi Cüceler) masalını okumuşuzdur veya filmini seyretmişizdir. En azından haberdarızdır
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 11, 2000 00:00

MASALLAR NARSÄ°ST DUYGULARIMIZI SÖYLER Hepimiz Pamuk Prenses(ve Yedi Cüceler) masalını okumuÅŸuzdur veya filmini seyretmiÅŸizdir. En azından haberdarızdır zavallı bir kızın başına gelenlerden. Ancak masal sandığmız kadar 'masum' deÄŸil. Birçok 'yananlam'lar ve sembolik anlatımlar içeriyor. Ãœstelik sadece bir tek Pamuk Prenses masalı yok. DeÄŸiÅŸik versiyonları olan bu masalda kimi kez ana-baba-çocuk çatışması, kimi kez baba-üvey anne-çocuk çatışması ortaya çıkıyor.Masalın bir çeÅŸitlemesini şöyle deÄŸerlendirir Bruno Bettelheim: "Kontla kontes ya da kralla kraliçe, yarı üstü kapalı ana-babalardır; baba figürü tarafından öylesine hayran olunan ve rastlantıyla bulunan kızsa evlatlıktır. Baba ve kızın oedipal arzuları, bu arzuların kızdan kurtulmak isteyen annenin kıskançlığını nasıl uyandırdığı, bildik çeÅŸitlemelere oranla burada daha açık belirtilmiÅŸtir. Pamuk Prenses'in bugün yaygın olarak kabul gören biçiminde, dolambaçlı oedipal duygular bilincimize zorla sokulacağına, bunları anlamak imgelemimize bırakılır." (Metis Çeviri-Pamuk Prenses, Ä°ngilizce'den çevirenler: Åžen Süer,Yurdagül SaÄŸlam Sayı 15, 1991 Bahar, syf.58)Avusturya kökenli ABD'li psikolog Bettelheim bu 'nefis' yazısında, ana-baba olmaya iliÅŸkin sorunların çocukla baÅŸlayacağını ve bu sorunlarla birlikte çocuÄŸun kendi sorunlarının ortaya çıkacağını belirtir. Ãœstelik bu masal çocukluktaki geliÅŸimin ana aÅŸamalarını sıralar. Masal, temelde anneyle kız arasındaki oedipal çatışmaları, çocukluÄŸu, son olarak da ergenliÄŸi öyküler; iyi bir çocukluÄŸu nelerin oluÅŸturduÄŸu, çocukluktan çıkmak için nelerin gerektiÄŸi üzerinde büyük bir önemle durur.Masallar çocuÄŸun neye karşı hazırlıklı olması gerektiÄŸini de kavratır: "Masallar çocuÄŸu, baÅŸka türlü karşılaÅŸtığında çok ürkütücü olabilecek bir olayı kabul etmeye hazırlar: adet kanaması, daha sonra kızlık zarının yırtılmasıyla kanın akması gibi cinsel kanamaları. Pamuk Prenses'in ilk birkaç tümcesini dinleyen çocuk, az miktarda kanın-üç damla kanın (üç, bilinçdışında cinsellikle en çok baÄŸlantılı olan sayıdır)- hamile kalmak için ön koÅŸul olduÄŸunu öğrenir, çünkü çocuÄŸun doÄŸması ancak bu kanamadan sonra gerçekleÅŸebilir. Öyleyse burada (cinsel) kanama 'mutlu' bir olayla sıkı sıkıya baÄŸlantılıdır; ayrıntılı açıklamalar verilmeden çocuk, kanama olmaksızın bir çocuÄŸun -hatta kendisinin- doÄŸamayacağını öğrenmiÅŸ olur."O kadar çok veri var ki bu yazıda, insan acaba biz bu masalı nasıl okumuÅŸtuk, biz nasıl düşünmüştük diye sormadan edemiyor. Åžu deÄŸerlendirmeye bir bakar mısınız: "ÇocuÄŸun büyümesiyle kendini en çok tehdit altında hisseden narsist ana-babadır, çünkü bu onların yaÅŸlandığı anlamına gelir." Evet, biz yaÅŸlanıyoruz ve çocuklarımız bunu hergün daha çok hatırlatıyor bize. HoÅŸ hatırlatan olsa da olmasa da yine yaÅŸlanıyoruz ya, neyse...Ãœstelik çocuk ana-babaya bağımlı kaldığı müddetçe bir sorun olmayacağını, ancak bağımsızlık kazanmaya baÅŸladığında 'tehlike' oluÅŸturmaya baÅŸladığını belirtir Bettelheim. Ãœlkemizde epey var bu narsist ana-babalar. Otuzunu kırkını geçip bir türlü bağımsızlaÅŸamayan, 'ana-(baba)-kuzusu' çok. 'Ãœleyn, defolun eteÄŸimden' diyen, diyebilen ana-baba da pek yok. Narsist duygularımızı tatmin ediyoruz toplum olarak, bunun ne gibi acılara, zorluklara yol açtığını hiç düşünmeyerek.'Masalımızın' ilk bölümünü bitirelim. Bir kere çocuklar yetiÅŸkinlerin yaptıklarını, yapabildiklerini elbette kıskanırlar. Ancak üstün olsanız bile çocukların güvencede olabilmeleri için bu gerçeÄŸi kendinize saklayın öğüdünü veriyor Bettelheim. Yoksa denge bozuluyor.Gelecek yazı: Fallik cüceler, oral arzularSenih KAVLAK - 11 Eylül 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!