'Mahkeme delil kararttı'

Güncelleme Tarihi:

Mahkeme delil kararttı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2017 00:17

MİT TIR’ları davasında ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklamak’ iddiasıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılan ve tutuklanan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, mahkemenin gerekçeli kararına karşı yazılı açıklama yaptı.

Haberin Devamı

Berberoğlu, “Sayısız hukuki kara deliğe, çarpıtma ve mantık hatasına rastlanan bu karara karşı, avukatlarım üst mahkemelerde gerekli itiraz yollarına başvuracak. Adalet umarım er veya geç yerini bulacak” dedi. Berberoğlu’nun avukatları Murat Ergün ve Yiğit Acar aracılığıyla yaptığı yazılı açıklama özetle şöyle:

FEZLEKEDE YOKTU
“Cumhurbaşkanı’nı savaş suçuyla yargılatma kastı mahkemenin aklına ilk kez gerekçeli karar yazılırken mi geldi? Neden bu kadar ağır bir itham son güne kadar ve suç icadı amacıyla tarafımdan saklandı? 18 Nisan 2016 tarihli fezlekede bu ifade yoktu. 8 duruşmada hiç gündeme gelmeyen ve bana savunma hakkı bırakılmayan bu iddia, hakkımdaki cezanın sözde hukuki omurgasını oluşturdu.

Bu iddiaya hak ettiği yanıtı kamuoyu aracılığıyla vermek zorundayım: “Hayır, Cumhurbaşkanı’nı veya herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını yabancı yargıçlara yargılatma gibi bir kastım ve niyetim yok, hiç de olmadı. Türkiye’de görüş ve üslup farklılıkları nedeni ile ayrı düşebilir, sorun yaşayabiliriz. Ama bu sorunların çözümünde yabancı güce asla yer yoktur.

Gerekçeli kararda, MİT TIR’ları haberinin Cumhuriyet’ten önce çıktığı tek yayın organı olarak Aydınlık gazetesi gösterildi, gerçek saklandı. Ben TBMM’deki 21 Temmuz 2014 tarihli MİT TIR’ları konulu basın toplantısını ve ertesi gün bu haberin ayrıntılı şekilde çıktığı 12 ayrı gazeteyi mahkemeye kanıt olarak sundum. Kararda Aydınlık yöneticisinin ifadesinde geçen “Haberi Suriye politikasını eleştiri amacıyla bastık. Cumhuriyet gazetesi bizden 1.5 yıl sonra yayınladı” diye özetlenebilecek açıklamasına hiç değinilmedi. Mahkeme bu tutumuyla delil karartmış oldu.”

SÖZLERİM ÇARPITILDI
Hakkımda fezleke hazırlandığına dair haberler medyaya sızdırılınca, bir soru üzerine meseleyi ‘medya özgürlüğü’ davası olarak gördüğümü söyledim ve ekledim, “Eski bir gazeteci ve yeni bir siyasetçi sıfatıyla bu haberin siyasi sorumluluğunu üstleniyorum.” 16 Kasım’daki ilk duruşmada kıdemli üye hâkim bu ifadeyi ayrıntılı şekilde hatırlattı ve “Hukuki kastınız var mı?” diye sordu. Aynen şu yanıtı verdim: “Can Dündar’ın ya da Erdem Gül’ün davasında bu meselenin bir medya özgürlüğü davası olduğunu düşünüyorum, bir ifade özgürlüğü davası olduğunu düşünüyorum, halen de öyle düşünüyorum. Benim şüpheli sıfatıyla karşınıza çıkmam bu konudaki tavrımı değiştirmiş değil. Bunun ötesinde bir amacı yoktur bu söylediklerimin, bir anlamı yoktur.” Mahkemedeki bu açık ifademe rağmen sözlerim gerekçeli karara, kısaltılıp çarpıtılarak tek cümle şeklinde girdi: “31 Mart 2016 tarihli Cumhuriyet’in internet sitesine verdiği bir demeçle, haberin tüm sorumluluğunu almaya hazır olduğunu ifade etmiştir.” Sonuç olarak, sadece bu birkaç örnek bile mahkemenin siyasi kastına kanıttır. Her kumpas gibi hakkımda verilen karar da bir gün gerçekler karşısında çökecektir.”

BAKMADAN GEÇME!