Kültür Bakanı'ndan Aksu'ya destek
Güncelleme Tarihi:
Kültür Bakanı Suat Çağlayan, Sezen Aksu'nun 30 Ağustos'ta Efes Antik Tiyatro'da verdiği ve Kürtçe, Ermenice şarkıların da seslendirildiği konserle ilgili eleştirilere ilişkin, "Askerin duyarlılığına saygı göstermekle birlikte, bu işin 30 Ağustos'ta yapılmasının bir sakıncasını görmüyorum" dedi.
Bakan Çağlayan, Topkapı Sarayı Müzesi Konferans Salonu'nda, doğal ve tarihi alanların korunmasına ilişkin düzenlenen koordinasyon toplantısının ardından, basın mensuplarının, Sezen Aksu konserine yönelik eleştiriler hakkındaki sorularını yanıtladı.
Askerin bu konudaki duyarlılığının önemine işaret eden Çağlayan, şunları söyledi: "30 Ağustos'a kolay gelinmedi. Özgürlüğüne kavuşmak için, işgal edilmiş yerlerimizi kurtarmak için bu ülke çok şey verdi. O nedenle asker, bunun haklı duyarlılığı içindedir. Asker, iç ve dış tehditlere karşı ülkeyi koruma, kollama görevine sahiptir. Ben, eski bir askerim.Onun için askerin duyarlılığını en iyi hissedenlerden biriyim. Benim sıkıntım başka. Askerin duyarlılığını kullanıp, ırkçı emellerini ortaya çıkarmak isteyenlere karşı benim duyarlılığım. Askerin duyarlılığını kullanmaya kimsenin hakkı yok. Asker kendi duyarlılığı, kendi düşünce silsilesi içinde tamamen haklıdır. Ama başka kesimlerdenbazı politikacıların söylemleri hoş değil. Bu duyarlılık üzerine kendi ırkçı söylemlerini oturtmak isteyenlere hak vermiyorum. Doğru da bulmuyorum."
"BÖLÜCÜLÜK DEĞİL, ÇOĞALTICILIK"
Çağlayan, Türkiye'nin yüzde 99'unun Türk olduğunu, Türkü, Kürdü, Musevisi, Rumu ve Ermenisiyle bir mozaik olduğunu kaydederek, "Bu, bir zenginliktir. Bu zenginliğin gerektirdiği coşkuyu da yaşamamız gerek. Bu bir bölücülük değil, aksine çoğaltıcılıktır. Bunu böyle değerlendirmek gerek. 10 bin, 100 bin kişinin varlığını, mozaiğin bir parçası olarak kabul etmemek olası değildir" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "MHPli milletvekillerini mi kastediyorsunuz?" şeklindeki sorusuna, Bakan Çağlayan "Evet" yanıtını verdi.
Çağlayan, "Sezen Aksu'nun, İstanbul konserlerinin iptalini dile getirdiği" hatırlatılarak, bunun için girişimde bulunup bulunmayacağının sorulması üzerine, böyle bir girişimde bulunmayacağını bildirdi.
Türkiye'nin anadilde öğrenim hakkını daha yeni verdiğini ve bunun gecikmiş bir karar olduğunu da anlatan Çağlayan, bu hakkın verilmesinin AB'nin dayatması sonucu olmadığını, ancak AB kriterleri içinde bunun yer almasının kolaylaştırıcı olduğunu söyledi.
Çağlayan, "Dili, dini, halk dansları ve yaşam biçimiyle Türkiye, çok zengin bir mozaik. Mozaiğin her parçası birbirine saygı göstermek zorunda" dedi.