Konuşa konuşa değil, çalışa çalışa

Güncelleme Tarihi:

Konuşa konuşa değil, çalışa çalışa
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2002 00:00

2004 Aralık.Siz ona 2005 deyin.Hani bir şeyin fiyatı misal, 50 milyon değil de 49 milyon 999 bin lira olur ya... Psikolojik kandırmaca... Onun gibi.Hayır 2004 Aralık'ta müzakere başlasa iyi. Daha o tarihte tarih verecekler. O da, hal ve gidişimiz tatmin ediciyse.Aslında hiç sevmem ama mecburen hatırlatacağım, ben size demiştim, ‘‘AB istediğimiz tarihi vermezse Tayyip Erdoğan'ın yüzündendir’’ diye. Sağda solda ‘‘Yasaklıyım’’ dedi durdu, Yunanistan Başbakanı Simitis de Türkiye'nin kriterleri yerine getirmediğini vurgularken örnek olarak Erdoğan'ın siyasi yasağını gösterdi haliyle.Gerçi Erdoğan söylemeseydi de onlar kaşımızda kaç kılımız olduğuna kadar her şeyi bilirler, ama bu kadar da gözlerine sokmayabilirdik. ‘‘Delinin aklına taş getirmek’’ diye bir deyim vardır, yaptığımız buydu.Erdoğan gideceğine görüşmelere Gül gitseydi olmaz mıydı?Yok. İçeride eli kolu bağlı ya, hiç olmazsa dışarıda gösterecek kendini.Gösterdi nitekim.Pek beğendiler endamını. Etkilenmeyen başbakan, cumhurbaşkanı, devlet başkanı kalmadı.‘‘Peki bu kadar etki neden ters tepti?’’ diyeceksiniz.Türkiye'nin kaderidir bu.Güzellik yarışmalarında da dikkat edin, en sempatik, en dikkati çeken, en bilmemne bizim güzelimizdir. Yani medya öyle der. Herkes büyülenmiştir. Ancak yarışma günü bakarsınız, büyü tutmamıştır, bizimki yarı finalde bile yoktur.Hakikaten, Türk'e Türk'ten başka dost olmadığına inanası geliyor insanın.Devamlı hakkımızı yiyorlar.Arada bir de çaktırmamak için bir hoşluk yapıyorlar.Misal, bu sene dünyanın en güzel kızı olarak bizimkini seçmeleri gibi.Bir de kızımız hakikaten güzel olsaydı bari. Denk düşmedi maalesef.Şimdi Türk'e Türk'ün de dost olmadığı kanaati oluşacak sizde ama kızcağızda o yaştaki bütün gençlerde mevcut olan tazelikten başka bir güzellik göremedim, ne yalan söyleyeyim.* * *AB'nin tarih verme meselesinde de hakkımızı yediler.Oysa biz değil Kopenhag Kriterleri, Londra, Roma, Paris... Avrupa'da ne kadar kriter varsa hepsine uymuştuk da öteye bile geçmiştik.Demek yukarıda sözünü ettiğim, Türkiye'ye jest yapma sırası gelmemişti daha.Sırf bu yüzden, bir tarafta gözlerinin altında koca koca torbaları olan bir kız dünya güzeli olurken, sırtında Kıbrıs, işkence, düşünce suçu gibi ufak tefek şişliklerden oluşan bir minik sevimli kamburu var diye güzeller güzeli Türkiye AB'ye layık görülmedi.* * *Şimdi ne yapmamız lazım?Önce benim şakayı bir yana bırakmam lazım.Sonra AB'ye konuşa konuşa değil, çalışa çalışa girebileceğimizin idrakine varmamız lazım.MIŞ-MUŞJet Fadıl'a kelepçe takılmış.Adam ikisinin ortasını yaşayamadı.*Yıldırım Akbulut oto galericisi olmuş.Müşteriler ne eğlenecekler...*Erdoğan pot kırıyor, kurmaylar düzeltiyormuş.Basınla içinde bulundukları cicim ayları bir geçsin hele, Akbulut'u aratmayacak bize.*Denktaş yattığı yerden kükremiş.Kalktığında Tanrı, Annan'ı korusun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!