Konniçiva

Güncelleme Tarihi:

Konniçiva
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 1998 00:00

Erdal GÜVEN
Haberin Devamı

Yomiuri Senfoni Orkestrası

Hadi canım sizde olacak şey mi? Bir ay boyunca gazete almanın karşılığı sadece bir tek konser bileti. Olmaz ki bir konser bileti için de bir ay boyunca gazete alınır mı yani. Biz okuyucu bir ay gazete alacak diye neler veriyoruz. Elin Japonu bir tek konser bileti ile geçiştirmeye çalışıyor.

Ben size bu Japon milleti biraz saf diyorum da inanmıyorsunuz. Bakın hergün tam 15 milyon kişi bir konser bileti peşinde koşuyor. Neymiş efendim eğer bir ay boyunca gazete alırlarsa, gazete yönetimi onları konsere davet ederek teşekkür ediyormuş.

Bu kadar yıldır Japon basınını inceliyorum, ama bir konser bileti karşılığında 15 milyon gazeteyi nasıl sattıklarına akıl sır erdirebilmiş değilim. Gerçi Türkiye'ye dönerken bazı sırlarını öğrenmedim değil ama sonuçta iş yine okuyucuda bitiyor. Bizim gazeteler okura gazete alışkanlığı sağlayabilmek için ne kampanyalar düzenliyorlar ama nafile. Okur bu kampanyalarla gazete okuma alışkanlığı kazanacağı yere evinin eksiklerini gideriyor.

Japonya'nın 15 milyon tirajlı gazetesi olan Yomuiru Shimbun okurlarına konser bileti dağıtıyor. Hem de kendi senfoni orkestrasının biletlerini. Gerçi gazetenin sahibi olduğu senfoni orkestrasının ülkenin en iyi senfoni orkestralarından biri olması hafifletici sebep olarak görülebilinir ama yine de benim hediye anlayışıma biraz ters.

Senfoni orkestrasının biletlerinin okurlara promasyon olarak dağıtılmasının yanı sıra, gazetenin yazar çizer takımı da bu konser biletlerini haber kaynaklarına ve dostlarına hediye ediyorlar. Biz de geçen hafta içinde Yomiuru Gazetesi'nin birinci sayfa yazarı arkadaşım Azusa Nagai'nin davetlisi olarak Yomiuri Senfoni Orkestrasının yıla veda konserine gittik.

Yomiuri Gazetesi, Hürriyet benzeri kültür ve sanat organizasyonlarına ağırlık veriyor. Hürriyet Uluslararası Karikatür Yarışması'nın ardından dünyanın ikinci Uluslararası Karikatür Yarışmasını Yomiuri Gazetesi düzenliyor. İkinci dedim, çünkü Yomiuri Gazetesi tarafından düzenlenen yarışmaların jüri üyeleri sadece Japon karikatüristlerinden oluşuyor. Halbuki Hürriyet'nin yarışmasının seçici kurulu da uluslararası. Başkan ve üyeler dünyanın tanınmış karikatür sanatçılarından oluşuyor.

Ama insanın çalıştığı gazetenin bir senfoni oskestrasına sahip olması ve bir ay boyunca hergün gazete alan okura bu konser biletleri ile teşekkür edebilmesi de hoş bir duygu olsa gerek. Bizde konser bileti karşılığında okurun gazete alacağını düşünmek boş bir hayal ama olsun, hayali bile güzel.

Büyükelçi atamak

Herşeyin yolu yordamı var canım. Öyle ben oldum demekle büyükelçi olunmuyor. Hem koca devlet başkanları bile memurlarına tek taraflı olarak ‘‘Seni şu ülkeye büyükelçi olarak atadım, git hemen yarın göreve başla'' diyemiyorlar. Bir Büyükelçi görevlendirebilmek için atama yapılacak olan ülkeden onay ‘‘agreman’’ alınması gerekli. Yani ‘‘Ben atadım oldu’’ denilemiyor. Eğer karşı taraf ‘‘Ben bu büyükelçi ile çalışmak istemem’’ derse, eliniz mahkum kararınızı değiştirmek zorundasınız.

Ayrıca agreman verilen ve büyükelçiliği kabul edilen bir devlet görevlisi de, öyle ülkeye ayak basar basmaz Büyükelçi olarak anılmıyor. Önce ülkesinin yönetim şekline göre imparatorundan, Devlet Başkanından veya Cumhurbaşkanından aldığı ‘‘Güven Mektubu’’nu karşı tarafın İmparatoru, Devlet Başkanı veya Cumhurbaşkanı'na takdim etmek zorunda.

Cumhurbaşkanının kefaletini içeren belgenin alınmasından sonra ancak tam anlamıyla büyükelçi olarak kabul ediliyor. Yani bir ülkeye Büyükelçi olmak öyle toptancı haline müdür olmaya benzemiyor. Uluslararası anlaşmalarla sağlanmış belirli kuralları prensipleri var.

Ama bu prosedürün beni ilgilendiren tarafı güven mektubunun verilmesi. Japonya'da ilk kez Büyükelçi Gündüz Aktan'ın güven mektubunu sunması için düzenlenen töreni izlemiştim. Gerçi Ankara büroda çalışırken birçok yabancı büyükelçinin Cumburbaşkanına güven mektubu sunmaları için düzenlenen törenleri izlemiştim ama olsun Japonya'daki daha bir eğlenceli. İmparatorluk olduğu için tüm işler saray geleneklerine göre yapılıyor. Büyükelçiler evlerinden atlı arabalarla alınıp, süvari bölüğü eşliğinde saraya kadar getiriliyorlar. Saltanat arabası da tam İmparatorlara yakışacak türden. Geçen sefer atlı arabaya binmek için çok uğraştım ama insafsız Japonlar müsaade etmedi. Tüm sızma hareketlerim boşa çıktı. Bir ara arabanın arkasına asılayım diye düşündüm ama arkadan gelen süvarilerden korkumdan yapamadım.

Ama bir şans daha yakaladım. Tokyo'ya yeni atanan Büyükelçi Yaman Başkut'un güven mektubunu sunma töreni var. Eğer hava yağmurlu olmazsa yine saltanat arabası ile alınıp, saraya kadar götürülecek. Bu sefer kesin kararlıyım ne olursa olsun ben de saltanat arabasına bineceğim. Tamam canım Büyükelçi Başkut için ayrılan arabaya binmem ama hiç olmazsa arkadaki küçük saltanat arabasına bineyim.

KEİKO

Keiko temizlik için gittiği evlerin birinde duvardaki tabloların tozunu almak için ayakkabılarıyla sandalyenin üzerine çıkınca titiz ev sahibi seslenir.

‘‘Yavrum ayağının altına bir gazete kağıdı koysan daha iyi olmaz mı’’?

Keiko hemen cevap verir.

‘‘Merak etmeyin hanfendi boyum her yere yetişecek kadar uzun’’.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!