Konniçiva

Güncelleme Tarihi:

Konniçiva
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 1998 00:00

Erdal GÜVEN
Haberin Devamı

Geçen gün sevgili Mustafa Kutay'ın ‘‘Monitör’’ köşesinde okudum. IBM Almedan araştırma merkezinde, kartvizit alışverişini tarihe karıştıracak bir çalışma başlatmış. Neymiş efendim, yeni tanışan iki kişi tokalaştıkları anda avuç içlerine yerleştirilen dijital okuyucular sayesinde, birbirlerinin ceplerinde bulunan dijital kartvizitlerden gerekli bilgileri kendi bilgisayarlarının hafızalarına alacaklarmış. Yok, bari birbiri hakkında düşündüklerini de okusunlar.

Böyle icat mı olur? Hem bu tür elektronik kartvizit alışverişi yaygınlaşırsa Japonlar ne yapacak, hiç bunu düşünen yok. Bence bu icat Japonlara yapılabilecek en büyük kötülük. Japonlar bu kart işini o kadar ciddiye alıyorlar ki, kartvizit alış verişinin bile bir seranomisi var. Japonya'da işe yeni başlayan personele verilen 15 günlük uyum kurslarında nasıl kartvizit alıp verileceği öğretiliyor.

Öyle bıyık altından gülüp de kart vermenin de seranomisi ne olacak demeyin. Bir Japonla karşılaştığınızda kartvizitinizi vermeden sadece adınızı söylerseniz, bu tanışma Japonlar açısından kesinlikle geçersiz olarak kabul edilecektir. Ayrıca öyle hıyar verir gibi kartı karşınızdakine uzatırsanız da olmaz. Her işin bir yolu yordamı var.

Japonya’da yeni tanışacağınız biri ile karşılaştığınızda, şimşek gibi elinizi cebinize atın ve kartvizinizi çıkartın. Bu işlemi yaparken elinizin bir çelik yay gibi gergin olmasına dikkat edin. Kartvizitinizi iki elinizle, üzerindeki yazılar karşıdaki tarafından doğru okunacak bir şekilde tutarak büyük bir saygı içinde yavaş yavaş uzatın. Kartınızı uzatırken yeni tanıştığınız insanın bulunduğu mevkiye göre eğilmeyi de ihmal etmeyin.

Eğer tanıştığınız kişi sizden çok yüksek bir pozisyona sahip ise, veya iş yaptığınız hatırlı bir müşteri ise kartvizitinizi verirken vücudunuz 90 derecelik bir açı yapacak şekilde eğilin. Vücudunuzun üst kısmının yere paralel olmasına dikkat edin. Kartınızı verirken başınızı hafif yukarı kaldırın, karşınızdaki kişinin gözlerine muhabbet ile bakın ve lütfedip sizin kartvizitiniz kabul ettiği için teşekkür etmeyi ihmal etmeyin.

Yok karşınızdaki yere paralel hale gelecek kadar eğilmeyi gerektirmiyorsa, mevkisine göre 45, 30 ve 15 derecelik bir açı ile eğilmeniz yeterli. Tanıştığınız insanın sizinle aynı düzeyde olması durumunda ise, karşınızdakinin hareketlerini dikkatle inceleyin, ne kadar eğiliyorsa siz de okadar eğilin. Kartını aldığınız kişi sizden daha düşük bir mevkide ise o zaman kartı alırken sadece başınızı biraz öne eğerek selam vermeniz yeterli olur.

JAPON SÖZÜ

...HATAKE KARA HAMAGURİ WA TORENU

...TARLADA MİDYE YETİŞMEZ.

Konniçiva köşesine gösterdiğiniz ilgiden dolayı minnettarım. İnsanın bir okur grubu olduğunu hissetmesi kadar güzel bir duygu olabileceğini zannetmiyorum. Her hafta yazılan yazıların ardından gelen onlarca E mail (toplu olarak hesap edildiğinde yüzlerce diye de ifade edilebilir) yazar-okur ilişkisini birebir bir ilişki haline getirebiliyor. Bu da benim gibi daha işin başında olan bir yazara, inanılmaz bir güven duygusu veriyor.

Ayrıca Bilgi Yayınevi’nden çıkan ‘‘Maymun da Ağaçtan Düşer’’ isimli kitabımın 4 ay içinde 3'üncü baskıyı yapması ise benim için çok ayrı bir onur. Bu arada kitabı okumayanlara küçük bir not, bu okuma işini biraz hızlı tutun, artık ikinci kitabın zamanı geldi. Yoksa ikisini birden okumak zorunda kalacaklar.

Ayrıca ‘‘Maymun da Ağaçtan Düşer’’ şu anda Tokyo Yabancı Diller Üniversitesi Türkçe Bölümü’nde ders olarak işleniyor. Türkçe bölümü öğrencileri kitabı o kadar sevmişler ki, ödev olarak tercüme ettikleri bazı bölümleri Üniversitelerinin veb sayfasında yayınlamak için girişimde bulunmuşlar. Umuyorum çok yakında İnternet üzerinden Japonca tercümesini de okuyabileceksiniz.

JAPON FIKRASI

Keiko iki gözü iki çeşme doktoruna dert yanar, ‘‘Doktor yine hamileyim, biliyorsun hap alamıyorum, kocam da prezervatif takmıyor. Öyle gün hesabı falan da olmuyor. Ne olur bana öyle bir şey söyle ki bir daha hiç hamile kalma riskim olmasın.

Doktor Keiko'nun suratına uzun uzun bakar ve ‘‘Bunu ilk kez sana söylüyorum. Çok yaygın olmamasına rağmen kesin sonuç verir. Eğer kola içersen hamile kalmazsın’’ der.

Keiko, tüm sorunlarının bittiği varsayımı ile derin bir soluk alır ve ‘‘e doktor alacağın olsun, madem bu kadar basit bir yolu vardı, niye bana daha önce söylemedin. Sen şunu söyle, ben bu kola'yı seksten sonra mı içeceğim yoksa seksten önce mi?’’ diye sorar.

Doktor sakin bir şekilde cevap verir:

‘‘Seks yerine’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!