Kanserim şimdilik uykuda

Güncelleme Tarihi:

Kanserim şimdilik uykuda
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2000 00:00

Haberin Devamı

Ali Poyrazoğlu anılarını ve kimsenin bilmediği sırlarını yazdığı kitabını ilk kez Hürriyet'e açıkladı

Türk tiyatrosunun en ünlü ve başarılı isimlerinden Ali Poyrazoğlu, cilt kanseri. Ama çok şükür sanatçının hastalığı habis değil. Tiyatrodan öğretim üyeliğine kadar birçok alanda çalışmalar yapan Poyrazoğlu, şu sıralar anılarını kaleme aldığı kitabı üzerinde çalışıyor. Türk tiyatrosunun büyük ustası, yeni kitabını ve anılarını arkadaşımız Yener Süsoy'a anlattı.

Bunca yıllık arkadaşım Ali Poyrazoğlu şimdilerde yeni bir mesleğe soyunmuş da haberim olmamış. Ayaspaşa'da Boğaz'ın ayaklar altına serildiği dairesinde kendi eliyle yaptığı kahveden bir yudum almıştım ki ‘‘Yenerciğim, ben artık zaman mühendisliği yapıyorum’’ deyiverdi. Hoppala, bu da nereden çıktı. Onca marifetlerini biliyordum ama,bunu hiç duymamıştım.

ZAMAN MÜHENDİSİ

- Ben birkaç iş birden yapmak zorundayım. Bak sana hepsini sayayım: 1- Tiyatro yönetiyorum, 2- Tiyatroda baş aktörlük yapıyorum. (Türkiye'de Türkçe, İngiltere ve Amerika'da İngilizce, Fransa'da Fransızca oynadığım için bu bölümü üçle çarp), 6- Kendi işlerimin muhasebeciliğini yapıyorum, 7- Yeditepe Üniversitesi'nde ders veriyorum, 8- Kitap yazıyorum, 9- Radyo programı yapıyorum, 10- Televizyonda hem yazarlık, yöneticilik yapıyorum, hem de oynuyorum, 11- Konferanslar veriyorum, 12- Manyak gibi spor yapıyorum, 13- İyi muhabbet ederim, arkadaşlarımı ağırlıyorum ya da beni ağırlıyorlar.

KANSER RAPORU

Neyse, biz gelelim asıl konumuza. Ali'nin önceki yıl New York'ta İngilizce oynadığı ‘‘Pera Palas’’ adlı oyununun topladığı büyük ilgiyi, aldığı güzel kritikleri biliyorsunuz. Ali'nin ilk gece sahne gerisinde yaşadığı büyük dram ise bugüne kadar gizli kaldı.

- Yenerciğim, New York'ta oyunun provalarını yaparken üçüncü gün sol ayağımda bir kanama başladı. Hemen hastaneye koşturduk, teşhis cilt kanseriydi. İyi bir doktor buldular, adam beni tedaviye aldı, yarayı yaktılar falan filan. Kanser bu, şaka değil. Ölüm korkusu oldu ama, nedense bunca iş yarıda kaldı diye düşündüm. Bir de varımı yoğumu kime bırakacağım aklıma geldi. Hayatımda çok gerginlik yaşadım ama, böylesi ilk defa oluyordu. Çünkü doktorun ayağımdan alınan parçanın sonuçlarının verilmesiyle, piyesin başlaması arasında üç saat vardı. Akşam 17.00'de raporu alacağım, perde de 20.00'de açılacak. Sıkıntıdan bunalıyorum, ölüyorum derken rapor ‘‘Habis değil’’ diye geldi. Müthiş bir şeydi benim için. Düz gökdelene tırmanabilirdim yani. O moralle çıkıp oynadım sahnede. Ayağım şimdilik iyi gidiyor, uykuda bir durum var.

EVLAT EDİNECEK

Allah gecinden versin ama, Ali şimdiden yapmış planlarını.

- Yenerciğim, ben istemediklerimi yapmayacak kadar zenginim, istediklerimi yapacak kadar zengin değilim. Allaha şükür hayatım garanti, işim gücüm var çalışıyorum. Birkaç tane evim var, bir de 50'yi aşkın değerli tablo koleksiyonum. Dört çocuk evlat edinmeye karar verdim, bunun ilk ikisini bir kız, bir erkek olarak seçtim. Bu arada bir vakıf kurarak mallarımı bağışlayacağım. Tabloları Resim ve Heykel Müzesi'ne vereceğim, Türkiye'deki tek olan kukla koleksiyonumu ise Tiyatro Müzesi'ne.

KİTABININ KONUSU

Son kitabı ‘‘Ödünç Yaşamlar’’ best-seller listelerinde başa güreşirken Ali Poyrazoğlu gecesini gündüzüne katıp yenisini bitirmeye çalışıyor. Aynayı tutmuş yüzüne, bakalım neler görünmüş Ali'nin gözüne.

- Kitabımda beni etkilemiş, çok yakın bir dostumu anlatıyorum, Erol Simavi'yi. Uzun bir dönem hayatımdaki en yakın arkadaşlarımdan biri oldu. Bana çok yol göstermiş bir insandır, onun deneylerinden çok yararlandım. Kitapta beni çok etkilemiş insanlardan söz ediyorum. Örneğin Yıldız Kenter'den, Gülriz Sururi'den, Türkan Şoray'dan, Atıf Yılmaz'dan...

ŞORAY ÇOK ETKİLEDİ

‘‘Sultan’’ hanımdan nasıl söz ettiğini merak ettiniz değil mi?

- Türkan ilk gördüğün anda seninle ya dost olur, ya olmaz. Senden hoşlanmamışsa çok kibar biçimde bunu belli edecek cesarettedir. Ben ondan, o da benden çok hoşlandı. Çalışma disipliline hayranım. Müthiş duyarlı bir insandır. Çok içine kapanık biri gibi görünmesine karşın, çok paylaşmaya hazırdır. İçini çok güzel açtığını gördüm ve beni çok etkiledi.

Özal'ın milletvekilliği teklifi

Rahmetli Turgut Özal az kalsın beni siyasete bulaştırıyordu. İzmir Büyük Efes Oteli'nde beni kıstırıp ANAP'tan milletvekili olmamı istedi. Partiyi yeni kurmuş, İzmir kadrosunu oluşturuyordu. Politikanın bir meslek olduğunu kabul ediyorum ama, bizdeki gibi bu kadar uzun süre yapılmamalı. Bizde koltuklar insanların kıçına yapışıyor, böyle dolaşıyorlar.

Hümeyra ve Bülent Kayabaş’a haksızlık yaptım

Bugüne kadar kimsenin hakkını yemedim dersem yalan söylemiş olurum. Mesela önce Hümeyra'ya bir rol verdim, sonra provalarda onun elinden alıp Tijen Par'a verdim. Hümeyra bu rolü iyi oynayamıyordu. Sonra bunu yaptığıma çok üzüldüm. Çünkü aynısı benim başıma tiyatroya başladığımda gelmişti. Sonra bunu tamir ettim, bir sonraki piyeste Hümeyra'ya başrol oynattım. Zaman zaman Bülent Kayabaş'a haksızlık ettiğimi düşünürüm. ‘Çılgınlar Klübü’ piyesini 1632 temsil beraber oynadık, rolü en az benimki kadar ağırdı, maddi açıdan ona daha fazla verebilirdim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!