KanadoÄŸlu: ErdoÄŸan kurucu üye olamaz

Güncelleme Tarihi:

Kanadoğlu: Erdoğan kurucu üye olamaz
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 21, 2001 00:00

Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Sabih KanadoÄŸlu, Ak Parti Genel BaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın milletvekilliÄŸine seçilme yeterliliÄŸinin bulunmadığını, bir siyasi partiye üye olamayacağını ve üye kaydedilemeyeceÄŸini bildirdi. KanadoÄŸlu, ''MilletvekilliÄŸine seçilme yeterliliÄŸi bulunmayan, hatta bir siyasi parti üyesi olamayacak ve üye kaydedilemeyecek olan adı geçenin, ayrıca TBMM'de grubu bulunan bir partinin Genel BaÅŸkanlığı'na seçilmesi, ayrı bir talihsizlik oluÅŸturmuÅŸtur'' dedi.Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Sabih KanadoÄŸlu'nun Anayasa Mahkemesi'ne bugün gönderdiÄŸi AK Parti hakkındaki ''ihtar ve tedbir verilmesi'' istemli altı sayfalık baÅŸvurusunun ilk bölümünde gerekçeleri anlatılıyor.Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik bir hukuk devleti olduÄŸunun vurgulandığı, 68. maddesinin 2. fıkrasında ise siyasi partilerin demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olduÄŸu belirtilen baÅŸvuruda, siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemlerinin hukuk devleti ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olmayacağının açıklandığı, ayrıca yine Anayasa'nın 69. maddesinin son fıkrasında siyasi partilerin kuruluÅŸ ve çalışmalarının, denetleme ve kapatmalarının kanunla düzenleneceÄŸinin hüküm altına alındığı ifade edildi.BaÅŸvuruda, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nun Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılarına verdiÄŸi görev ve yetkiler kapsamında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) kuruluÅŸ bildirisi ve belgelerinin incelendiÄŸi kaydedildi.BaÅŸvurunun, ''Hukuk devleti ilkelerine uygunluk bakımından'' baÅŸlığını taşıyan bölümünde, hukuk devleti ilkesi gereÄŸi siyasi partilerin de kuruluÅŸundan baÅŸlayarak bütün faaliyetlerinin Anayasa ve yasalara uygun yürütülmesinin zorunlu olduÄŸu kaydedildi.Hukukun üstünlüğünün sonucu olarak hiç bir siyasi partinin Anayasa ve yasaların emredici hükümleri dışına çıkamayacağı vurgulanan baÅŸvuruda, bu konularda hukuka karşı hile yoluna sapılamayacağı belirtildi.MÄ°LLETVEKÄ°LÄ° SEÇİLME KOÅžULLARIBaÅŸvuruda, İçiÅŸleri Bakanlığı'nın Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı'na gönderdiÄŸi AK Parti'nin kuruluÅŸ bildiri ve belgelerinin incelenmesi sonucunda kurucu üyelerden Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın 06.12.1997 suç tarihi itibarıyla Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312/2, 59'uncu maddeleri gereÄŸince Diyarbakır 3 No'lu DGM'nin kesinleÅŸen 21.04.1998 tarihli kararıyla 10 ay hapis cezasına mahkum olduÄŸu, Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'nin 13.07.1999 tarihli ÅŸartla salıverme kararıyla tahliye edildiÄŸinin anlaşıldığı ve adı geçenin kurucular kurulu tarafından partinin Genel BaÅŸkanlığı'na seçildiÄŸinin tespit edildiÄŸi hatırlatıldı. 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 8'inci maddesinin 1'inci fıkranda, ''Siyasi partiler, milletvekili seçilme yeterliliÄŸine sahip en az 30 Türk vatandaşı tarafından kurulur'' hükmünün yer aldığı kaydedilen baÅŸvuruda, şöyle denildi:''Anayasa'nın 76'ncı maddesinde milletvekili seçilme yeterliliÄŸine iliÅŸkin sınırlama, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun milletvekili seçilemeyeceklerle ilgili 11'inci maddesinin f/3 fıkrasında tekrarlanarak affa uÄŸramış olsalar bile 'TCK'nın 312'nci maddesinin 2'nci fıkrasında yazılı halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etme suçlarından mahkum olanların' milletvekili olamayacakları belirtilmiÅŸtir.BilindiÄŸi üzere, genel af suçu, baÅŸka bir deyimle iÅŸlenen fiilin suç olma niteliÄŸini ve hükmolunmuÅŸ ise cezayı ve mahkumiyetin bütün neticelerini ortadan kaldıran bir kurumdur. Anayasa ve yasa koyucu, TCK'nın 312'nci maddesinde öngörülen suçu, niteliÄŸi ve vahameti yönünden o derece önemli görmektedir ki genel affa uÄŸramış olsalar bile bu suçtan mahkum olanların, milletvekili seçilme yeterliliÄŸi bulunmadığını kabul etmiÅŸtir.Gerek 4454, gerekse 4616 sayılı kanunlar ise 23 Nisan 1999 tarihine kadar iÅŸlenen suçlara iliÅŸkin dava ve cezaların ertelenmesine iliÅŸkindir.Bu kanunlar, af kanunu nitelik ve özelliÄŸini taşımazlar. 4454 sayılı Kanunun 'ertelemenin sonuçları' baÅŸlığını taşıyan 2'nci maddesinin son fıkrasında, birinci madde kapsamına giren kasıtlı bir cürümden dolayı 3 yıllık süreyi yeniden mahkum edilmeksizin geçiren ÅŸahıs hakkındaki mahkumiyetin vaki olmamış sayılacağı öngörülmüştür.Genel affa uÄŸramış olmasına raÄŸmen TCK'nın 312/2 maddesinden mahkum olanlara milletvekili seçilme yeterliliÄŸi tanımayan yasa koyucunun, bu kurumla ilgisi ve benzerliÄŸi dahi bulunmayan ertelemeden yararlanacaklara yeterlilik saÄŸladığı ileri sürülemez.''KAMU DÃœZENÄ° VE KAMU YARARI AÇISINDAN Ä°VEDÄ°BaÅŸvuruda, bu gerekçeler sıralandıktan sonra, AK Parti'nin kurucu üyesi ve Genel BaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın, TCK'nın 312/2 maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasına mahkum edildiÄŸi, bu nedenle milletvekili seçilme yeterliliÄŸi bulunmadığı vurgulandı. BaÅŸvuruda, şöyle devam edildi: ''Bu nedenle, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 8'inci maddesine göre, bir siyasi parti kurucu üyesi olamayacağı anlaşıldığından ve adı geçenin bu hukuki durumu diÄŸer tüm kurucular tarafından açıkça bilinmesine raÄŸmen kurucu üye olarak katılımı istenmiÅŸ ve hatta genel baÅŸkan olarak seçilmiÅŸ olması karşısında 2820 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinde yer alan emredici hükme bilerek yapılan bu aykırılık sebebiyle aynı Kanun'un 104'üncü maddesi uyarınca davalı siyasi parti hakkında adı geçenin kurucu üyelikten çıkartılması suretiyle aykırılığın giderilmesi için ihtar kararı verilmesinin istenmesi zaruri görülmüştür. MilletvekilliÄŸine seçilme yeterliliÄŸi bulunmayan hatta bir siyasi parti üyesi olamayacak ve üye kaydedilemeyecek olan adı geçenin ayrıca TBMM'de grubu bulunan bir partinin Genel BaÅŸkanlığı'na seçilmesi, ayrı bir talihsizlik oluÅŸturmuÅŸtur. Türkiye'nin ekonomik ve siyasal türlü güçlüklerle karşılaÅŸtığı bir dönemde, siyasi yaÅŸamda büyük rol oynayabilecek bir siyasi partinin genel baÅŸkanı olarak görevine devam etmesinin davalı partiye yasa gereÄŸi verilmesi zorunlu süre de gözönüne alındığında, kamu düzeni, kamu yararı ve ivedilik göz önünde bulundurularak ileride muhtemel ve giderilmesi olanaksız sakıncalar yaratacağından Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın, davalı parti tüzüğünün 77'nci maddesinde yazılı görev ve yetkilerini kullanmasının tedbiren önlenmesine karar verilmesini istemesi de ayrıca zorunlu görülmüştür."TÃœRBAN DEÄžERLENDÄ°RMESÄ°Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Sabih KanadoÄŸlu, Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı baÅŸvuruda, altı kadın kurucu üyenin kurucu üyelikten çıkarılmaları talebinin gerekçelerini de sıraladı. KanadoÄŸlu, üniversite öğrencileri için türbanı sistem bakımından tehlikeli görürken, iktidara geldiÄŸinde devlet iradesinin oluÅŸumunda söz sahibi olacak bir partinin kurucularının üniversitedeki öğrenciden daha az tehlikeli olacağının söylenemeyeceÄŸini ifade etti. KanadoÄŸlu, ''Devlet okullarında yargı kararıyla yasaklanan ve demokratik rejim bakımından tehlikeli olarak kabul edilen ve iki siyasi partinin kapatılma nedeni olan türbanın, iktidara geldiÄŸinde devlet düzenine yön verecek siyasi parti kurucuları tarafından gelecekteki amacı saÄŸlama yönünde kullanıldığında kuÅŸku yoktur'' dedi.Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Sabih KanadoÄŸlu, Anayasa Mahkemesi'ne Ak Parti hakkındaki ''ihtar ve tedbir'' istemini ''Laik Cumhuriyet ilkelerine uygunluk bakımından'' da deÄŸerlendirdi. Demokrasinin olmazsa olmaz koÅŸulu olan ve Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi (AÄ°HM) tarafından da vurgulanan laiklik ilkesinin, Anayasa'nın 68/4. maddesi gereÄŸince siyasi partilerin uymaları gereken temel ilke olarak nitelendirildiÄŸi hatırlatılan baÅŸvuruda, bu itibarla bir siyasi partinin kuruluÅŸunda kurucu üyelerin bu ilkeye sadakatle baÄŸlı olduklarını ortaya koyacak ''söylem, eylem ve davranış birliÄŸi''içinde olmaları gerektiÄŸi ve bu konuda kuÅŸku doÄŸuracak simgesel dayatmalarda bulunamayacaklarına dikkat çekildi. 6 KURUCU ÃœYE TÃœRBANLIBaÅŸvuruda, AK Parti'nin Anayasa Mahkemesi'nde de bulunan kuruluÅŸ dosyasındaki fotoÄŸraflarından kurucu üyeleri AyÅŸe Böhürler, AyÅŸe Nur KurtoÄŸlu, Habibe Güner, Sema RamazanoÄŸlu, Fatma Ãœnsal Bostan ve Serap YahÅŸi YaÅŸar'ın türbanı bu amaçla kullandıklarının anlaşıldığı ifade edildi. ''Siyasi partilerin kamu hukuku veya özel hukuk kuruluÅŸu oldukları konusunda farklı görüşler olmakla beraber, demokratik siyasi hayatın unsurları olmaları itibariyle kamu hukuku kurullarından hareketle kamu gücüyle ilgili yetkiler kullandıkları kuÅŸkusuzdur'' denilen baÅŸvuruda,kamu gücünü kullanan partilerin devlet idaresinin oluÅŸumunda paylarının büyük olduÄŸu kaydedildi. BaÅŸvuruda, siyasi partilerin kamu hukuku kurumları olmamaları nedeniyle devlet örgütü içinde yer almamalarına raÄŸmen, iktidar olduklarında bakan olanlar ile milletvekili seçilenlerin Meclis Genel Kurulu'na katılmaları halinde kamu alanı ve düzeni itibariyle uymaları gereken kuralların bulunduÄŸu belirtilerek, şöyle devam edildi: ''ÖrneÄŸin, TBMM İç Tüzüğü'nün 56. maddesinde TBMM Genel Kurul çalışmalarına kimlerin hangi kıyafetleri giyinecekleri hususu düzenlenmiÅŸtir. Kaldı ki türban konusunda Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa insan hakları organlarının görüşleri ortadadır. FP'nin milletvekillerinin türban konusundaki tutumları nedeniyle kapatıldığı ve RP Genel BaÅŸkanı'nın türban ile ilgili görüş ve açıklamalarının da RP'nin kapatılmasında öncelikli gerekçe olduÄŸu bilinmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin RP'nin kapatılması kararında, bu husus adı geçenin, 'Anayasa Mahkemesi kararlarını gözardı ederek, resmi daire ve üniversitelerde türban ve başörtüsü kullanmayı teÅŸvik eden konuÅŸmaları laik düzen karşıtları için bir mesaj oluÅŸturmuÅŸtur. Nitekim, ülkenin çeÅŸitli yerlerindeki üniversitelerde ve cami önlerinde kamu düzeninin bozulmasına yol açan bir çok eylem yapılmıştır' ÅŸeklinde ifade edilmiÅŸtir. Kaldı ki RP'nin kapatılması kararına karşı yapılan baÅŸvuru üzerine AÄ°HM'in kararında ilgili devletin, ülkede iç barış ve demokratik rejimi tehlikeye atacak siyasi bir hedefin gerçekleÅŸmesini eylemler somut hale dönüşmeden engelleyebileceÄŸi vurgulanmıştır.'' ''SEÇMENE VERÄ°LEN MESAJ''Gerek TBMM İç Tüzüğü'ndeki düzenlemenin gerekse Anayasa Mahkemesi ve mahkeme kararlarının baÄŸlayıcılığı karşısında AK Parti kurucularının bu kararları etkisiz kılacak ÅŸekilde davranmalarının mümkün olamayacağına dikkat çekilen baÅŸvuruda, şöyle denildi:''Dolayısıyla iktidar olmak amacıyla kurulan ve faaliyette bulunan bir partinin, iki ayrı partinin kapatılmasına neden olan türbanı bilinen simge olarak kullanmasının seçmene verilen mesajdan baÅŸka bir anlama gelmeyeceÄŸi kuÅŸkusuzdur.Zira kiÅŸilerin özel yaÅŸamları bakımından yasak konusu olmayan türbanın bir parti tarafından laik, demokratik düzeni yıkmak amacıyla kullanılmasının Anayasal ilkelere dayalı yargı kararları ile sistem dışına itildiÄŸine iliÅŸkin gerçeÄŸe raÄŸmen yeni bir partinin kurucuları arasında türbanlıların da yer almasının kaba bir zorlama ve dayatmadır. Dolayısıyla türbanlı kuruculardan oluÅŸan bir Kurucular Kurulu'nun AK Parti'yi iktidara getirdiklerinde özel yaÅŸamda serbest olan türbanı iktidar yoluyla kamusal alana taşımak için kullanacakları yolundaki mesaj açıklama gerektirmeyecek kadar nettir. Çünkü, kapatılan partilerce türbanın laik demokratik düzene karşı kullanıldığına iliÅŸkin Anayasa Mahkemesi kararı karşısında, yeni bir partinin kimi yöntem farklılıklarıyla aynı sonucu doÄŸurucu tutum içinde olmasının bir baÅŸka izahı olamaz.''ÃœNÄ°VERSÄ°TE ÖĞRENCÄ°SÄ° TEHLÄ°KEYSE...AÄ°HM kararında demokratik rejime yönelik tehlikelerin somut eylem boyutuna ulaÅŸmadan ve demokratik rejimin kendisini savunamayacak duruma gelmesine fırsat vermeden sona erdirilmesi gerektiÄŸini iÅŸaret edildiÄŸi hatırlatılan baÅŸvuruda, daha sonra şöyle denildi:''DiÄŸer yönden, devlet sistemimizde türban hakkında verilen yargı kararları (Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları) 'dinin, bireyin manevi yaÅŸamını aÅŸarak toplumsal yaÅŸamı etkileyen eylem ve davranışlara iliÅŸkin bölümlerinde kamu düzenini, güvenliÄŸini ve yararını korumak amacıyla sınırlamalar yapılması ve dinin kötüye kullanılmasının ve sömürülmesinin yasaklanması', 'yükseköğretim kurumlarında dinsel giyim esaslarını içeren düzenleme, dinsel kurallardan arındırılmış devlet düzenine giyim nedeniyle dinsel bir elatmada bulunmaktadır' gerekçeleriyle üniversite öğrencileri için türbanı sistem bakımından tehlikeli görürken, iktidara geldiÄŸinde devlet iradesinin oluÅŸumunda söz sahibi olacak bir partinin kurucularının üniversitedeki öğrenciden daha az tehlikeli olacağı söylenemez. Yani, devlet okullarında yargı kararıyla yasaklanan ve demokratik rejim bakımından tehlikeli olarak kabul edilen ve iki siyasi partinin kapatılma nedeni olan türbanın, iktidara geldiÄŸinde devlet düzenine yön verecek siyasi parti kurucuları tarafından gelecekteki amacı saÄŸlama yönünde kullanıldığında kuÅŸku yoktur. Bir partinin kuruluÅŸ harcının hem de Anayasa Mahkemesi kararlarında türbanın 'laik düzen karşıtlarına mesaj' niteliÄŸi taşıdığının belirtilmesine raÄŸmen, türbanla atılmasındaki amaç budur. Kaldı ki türbanı simge olarak kullanan bir kiÅŸinin milletvekili seçilmesi ve TBMM'de yasama faaliyetinde bulunması, mevcut genel düzenlemeler karşısında mümkün deÄŸildir. Bu kiÅŸinin milletvekili seçilme yeterliliÄŸi yoktur.'' BaÅŸvuruda, bu nedenlerle AK Parti'nin kurucu üyelerinden AyÅŸe Böhürler, AyÅŸe Nur KurtoÄŸlu, Habibe Güner, Sema RamazanoÄŸlu, Fatma Ãœnsal Bostan ve Serap YahÅŸi YaÅŸar'ın ''türbanı simge ve dayatma unsuru'' olarak kullandıkları ve bu halleriyle milletvekili seçilme yeterliliÄŸine, bu nedenle sahip olmadıkları anlaşıldıklarından kurucu üyelikten çıkartılmaları için davalı AK Parti'ye ihtar kararı verilmesinin istendiÄŸi ifade edildi.''ERDOÄžAN'IN ADI YASAL ZEMÄ°NDE YOK''BaÅŸsavcı KanadoÄŸlu, baÅŸvurusunun ''Sonuç ve istem'' bölümünde de ÅŸunları kaydetti:''Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucu üyelerinden olan ve parti genel baÅŸkanlığına seçilen Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın, Anayasa'nın 76/2, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 8/1 ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11-f/3 maddeleri uyarınca kurucu üye olamayacağı anlaşıldığından, yasal zeminde olmayan adı geçenin davalı Siyasi Parti Tüzüğü'nün 77'nci maddesinde yer alan genel baÅŸkanlık görev ve yetkilerini kullanmasının tedbiren önlenmesine ve Recep Tayyip ErdoÄŸan ile AyÅŸe Böhürler, AyÅŸe Nur KurtoÄŸlu, Habibe Güner, Sema RamazanoÄŸlu, Fatma Ãœnsal Bostan ve Serap YahÅŸi YaÅŸar'ın kurucu üyelikten çıkarılmaları için davalı Siyasi Partiler Kanunu'nun 104'üncü maddesi uyarınca ihtar kararı verilmesi arz ve talep olunur.''Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!