Kan ağlıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Kan ağlıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 14, 2002 00:00

SAYIN Devlet Bahçeli,Apo'nun idamdan kurtulmasını önlemek için koalisyonu bozmayı ve iktidardan çekilmeyi dahi göze aldığınızı, 35 bin şehit kanının ıstırabının, bunlardan daha önemli olduğunu söylüyorsunuz. Takdir edilecek ve alkışlanacak bir davranış. Ancak...Son af yasası bütün karşı çıkmalara, uyarılara ve Cumhurbaşkanı vetosuna rağmen ısrar ve inatla çıkartılırken siz acaba nerede idiniz? Bu yasadan yararlanan 40 bin kişinin canlarını yaktığı insanlar feryat ederken kendi partinizde dahi isyan edenler varken, siz koalisyonun selametini mi düşünüyordunuz?Apo'nun mağdurları, o yakalanıp dört duvar arasında çilesini doldururken, bir nebze de olsa adaletin gerçekleştiğini görerek tatmin oluyorlar. Ama, bir başka suçlunun, sizin çıkarttığınız bu af yasası ile bir günlük bir ceza dahi çekmeden serbest kaldığını gören diğer mağdurlar kan ağlamaya devam ediyorlar. Benim tek çocuğumun ölümüne sebep olup 4 yıl hapis cezası alan, sonra da kaçıp bu cezaya razı olmayan ve af yasası ile cezasının bir gününü dahi çekmeyen kişiyi, siz nasıl beni düşünmeden affettiniz? Şimdi ise ölüm cezasının müebbet hapse çevrilmesine dahi taraftar olmadığınızı söylüyorsunuz.Acaba ileride başkalarının iktidara gelip, sizin yaptığınız gibi bir af daha çıkartarak, Apo'nun da diğer katiller gibi serbest kalacağını düşündüğünüz için mi?Av. Metin ÜNSAL-İSTANBULAf yolu kapatılsınERTUĞRUL Özkök'ün yayınladığı şehit eşinin mektubunu gözlerim yaşararak okudum. Sadece Rüveyda Hanım'ın kocasız, çocuklarının ise babasız kaldığını, binlerce kişinin bu acıyı yaşamakta olduğunu biliyorum. Terörist Abdullah Öcalan idam edilse yeridir. Ancak şimdi Avrupa ve dünya ölüm cezasına farklı bakıyor. Biz de AB'ye girebilmek için bu gidişata uyarak idam cezasını kaldıracağız. Ancak terörist Öcalan cezaevinde kalmaya devam etmelidir. Rüveyda Hanım'ın da belirttiği gibi Anayasa'da düzenleme yapılarak bu kişinin af yolları tamamen kapatılmalıdır. İleride bir hükümetin ceza yasasında değişiklik yaparak bu kişiyi affetme ihtimali nedeniyle Anayasa'ya konacak hükümle bu kişinin affı kesin olarak önlenmelidir. Bu düzenleme yapılmadan idam cezası kaldırılmamalıdır.Serpil BAĞOĞLU İSTANBULBorsa’nın parasına yazıkEMEKLİ Niyazi Cürebal'ın merhum babası A. Ahmet Cürebal memleketi Ordu'nun Akkuş ilçesinde 100 dönüm arsasını Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışlamış. 1000 öğrencili Yatılı Bölge Okulu'nun yapımını da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası üstlenmiş. Yaklaşık iki yıl önce 1 trilyon lira harcamayla inşaatın %80'i bitirilmiş. Ancak iki yıldan beri bir tek civi çakılmamış; bu durumda inşaat dökülmeye başlanmış; Borsa bundan başka para vermeyeceğini de bildirmiş. Niyazi Cürebal, bu duruma çok üzüldüğünü, konuyu Ordu milletvekillerine aktardığını ancak inşaatta hiçbir gelişme olmadığını söyleyerek, ‘‘Rüyamda gördüğüm babam, zayi olan milli servet için sızlanıyor’’ diyor.KaralamaDİYARBAKIR'dan bir öğretmen okurumuzun ‘‘ÖSS sınavına dikkat’’ yazısı üzerine Silvan'dan tepkiler aldık. Bunlardan bazıları tehdit kokuyordu.Bismil'den bir yetkili, ‘‘1997-98 ders yılında liseden mezun olan yüzlerce öğrenciden sadece 9 öğrenci bu sınavı alın terleriyle kazandılar. Bunlardan ikisi Dicle ve 100. Yıl Tıp Fakültesi'ne girdiler; diğerleri de iki yıllık yüksek okulları veya AÖF gibi bölümleri kazanabildiler. Lisemizle ilgili iddialar gerçek dışıdır, karalamalıdır. Kaç öğrencinin neresini kazandığı ÖSYM kitapçığında görülebilir. Bu sınavlar dürüstçe yapılmıştır, aksi düşünülmemelidir.’’YÖK yetkilileri de yazıda geçen benzer iddiaların kendilerine de geldiğini, pazar günkü sınavla ilgili gerekli önlemlerin alındığını belirttiler.Didim’in kaderiDİDİM'den bir okurumuz, ‘‘Güzel Didim'in kaderi bu’’ diyerek şunları yazıyor:Çanakkale'den Mersin'a kadar olan sahilleri gezdim. Didim'den başka denizi ve sahilleri güzel bir yer görmedim. Ne yazık ki sahil pislik içinde; tuvalet yok. Turist artık deniz yerine havuzu tercih etmek zorunda kalıyor. Çünkü denizde b... yüzüyor. Dükkánını veren yolu da kiralıyor. Sandalyelerden yürümek mümkün değil. Didim Kaymakamı'nın bunları başaracağından eminim. Ama şu garson olayını çözerse büyük başarı sağlar. Bundan bir yıl önce iki Alman turist, sırtlarına astıkları kartona şöyle yazmışlardı:‘‘Yemeğimi yedim, içkimi içtim, beni rahat bırakın. Teşekkür ederim.’’Utanç verici bu yazıya kahroldum; ama hálá bunların önüne geçilemiyor.BEDAŞ'ın uyanıklığıBOĞAZİÇİ Elektrik Dağıtım AŞ'nin (BEDAŞ) sayaç okuma tarihleri her ayın 20'sidir. Ben de kontrol amacı ile her ayın 20'sinde sayacımı okur, gelen fatura ile kıyaslarım. Elektrikte zamlı ve zamsız iki fiyat vardır. Zamsız fiyat 270 kw'a kadardır. Nitekim 20 nisan-20 mayıs arasında 248 kw tüketmişim. Dolayısıyla zamsız fiyat uygulanmalı idi.Bu ay fatura 13 gün gecikme ile geldi. 13 günlük tüketim zamlı fiyattan uygulandı. 237 23 50'yi aradım; aldığım cevap ‘‘maalesef bu ay biraz gecikme oldu’’ dendi.BEDAŞ'ın gecikmesini vatandaş mı ödeyecek? Bu ne biçim uygulamadır. Yaz mevsimi geldi ya doğal olarak tüketim azalıyor. Memuru gecikmeli gönder ki, vatandaştan haksız para (aylık 8-9 milyon) al. BEDAŞ'ın kaç abonesine bu şekilde uygulama yaptı ise toplamın ne boyutlara ulaştığını düşünebiliyor musunuz?Y.KASTRO-GAYRETTEPEÇağdışı halBEDRETTİN Dalan, 1984'te belediye başkanı olduktan sonra Unkapanı Hali'ni Bayrampaşa ve İçerenköy olarak iki bölgeye ayırmıştı. Kadıköy'den Şakir Ekinci'nin yazısından İçerenköy'deki Hal'in de artık yetersiz kaldığı şu sözleriyle anlaşılıyor. ‘‘Gelen kamyonların her gün 04.00'te başlayan gürültüleri dayanılacak gibi değildir. Hal'in içine otopark ve giriş ücreti ödememek için çek-çek arabaları ile hal içinden hal yolu caddesine trafiği felç eden kamyonlara ve pazarcı esnafı kamyonetlerine küçük çocuklar sebze ve meyva taşırlar. Görüntüler tam bir ortaçağ manzarasıdır. Polis ve zabıtanın geldiği saat 10.00'a kadar kimse bunlara laf söyleyemez. Sonra gelen trafik çekicilerinin anonsları duyulur. Çocuklarımız bu manzara içinde okula giderler. Artık halin kapasitesi dolmuştur; bu plazaların arasında yeri yoktur. Kartal ve Pendik civarına taşınması gerekir. Lütfen bizi bu pislik, kepazelik ve başıboşluktan kurtarın.’’MESAJ PANOSUULUSAL Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (USİAD) 2. Genel Danışma Kurulu, danışmanlar Erol Manisalı, Alpaslan Işıklı, Anıl Çeçen, Murtaza Çelikel, İ. Reşat Özkan, Necip Hablemitoğlu, Mete Akyol, Gülten Kazgan, Şefik Soyuyüce, Emin Gürses, Cevdet İnci ve Eren Omay'la birlikte 15-16 Haziran'da Kızılcahamam Patalya Otel'de toplanıyor. Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in katılacağı toplantıda USİAD'ın 'Ekonomik Rapor'u tartışılacak.VOLKSWAGEN otomobillerinin satış sonrası destek hizmetlerinde aksamalar gün geçtikçe artıyor. Doğuş Otomotiv, kimi bölgelerde olduğu gibi Doğu'da yaygın ve yoğun bir servis sunamıyor. 18 günden beri Passat aracımın 'debriyaj balatası'nı temin edemiyor. Bu durum saygın kurumlardan biri olma iddiasını taşıyan Doğuş'a hiç yakışmıyor.Sezai YAZICI-KARS
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!