Türkiye'de kadınların yüzde 58'i kocaları, babaları ya da erkek kardeşleri tarafından dövülüyor ya da öldürülüyor.Türkiye, kadınların en çok şiddete maruz kaldığı ülkeler arasındaki yerini koruyor. Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü (KSS) ile Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği (KASAİD) verilerine göre, Türkiye, dayak konusunda yüzde 58'lik oranla, Bangladeş (yüzde 47), Etiyopya (yüzde 45), Hindistan (yüzde 40) ve Mısır'ın (yüzde 34) önünde yer alıyor. Kadınlar için şiddetin merkezini kendi evleri oluşturuyor. Kadınları kocaları, babaları ya da erkek kardeşleri dövüyor veya öldürüyor. Kadınların yüzde 79'u fiziksel şiddete, yüzde 52'si sözel şiddete,yüzde 29'u duygusal şiddete, yüzde 18'i ekonomik şiddette maruz kalıyor. Türkiye'de evliliklerinin ilk 3 yılında üniversiteli kadınların yüzde 73'ü, gecekonduda yaşayan kadınların yüzde 90'ı şiddetle tanışıyor. Kadınlar, hukuki alanda birçok haklarını elde etmiş olmalarına rağmen, hala eşlerine itaat etmedikleri gerekçesiyle dayak yiyor, eşlerinin tecavüzüne uğruyor. Türkiye'de erkeklerin yüzde 45'i, kadının kendisine itaat etmemesi halinde ''dövme hakkı'' bulunduğuna inanırken, yüzde 23'ü de eşine ''tecavüz'' ediyor. Son 1 yılda karısını döven erkeklerin sayısı 1.5 milyona ulaşırken, kadınların büyük çoğunluğu
yemek pişirme, temizlik yapma, çocuk bakma gibi görevleri üstleniyor. Bu işlerde sorumluluk yüklenen erkeklerin oranı ise yüzde 20'lerde kalıyor.     KADIN OLMANIN BÖLGELERE GÖRE ZORLUK DERECESİTürkiye'de kadın olmanın zorluk derecesi, bölgelere göre değişiyor. Kent ve kırsal yaşamda kadınlar arası eşitsizlik oranı oldukça yüksek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 19 ilde yapılan araştırmada, kadınların yüzde 45.8'inin hiç eğitim almadığı, yüzde 4.3'ünün ilkokul eğitimini yarıda bıraktığı, yüzde 33.5'nin 5 yıllık ilkokul eğitimin tam alamadığı; eğitim alanların yüzde 81'inin ortaokul, yüzde 5.8'inin lise, yüzde 2.6'sının da yüksekokul mezunu olduğu belirlendi. Türkiye genelinde lise ve daha üstü eğitimli 15-24 yaş grubunda bulunan kadınların yüzde 39.6'sı işsiz. Kentli kadınlarda bu oran yüzde 37.4, kırsal alandaki kadınlarda yüzde 45.3.     ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ELEMANLARININ YÜZDE 33.1'İ KADIN    Üniversite ve diğer yüksek eğitim kurumlarında toplam 53 bin 805 öğretim elemanı görev yaparken, bunlardan 17 bin 828'i kadın. Kadın öğretim elemanlarının tüm öğretim elemanlarına oranı yüzde 33.1. Kadın öğretim elemanlarının yüzde 8.5'i profesör, yüzde 6.5'i doçent, yüzde 10.7'si yardımcı doçent, yüzde 12.4'ü de öğretim görevlisi. Diğer kademelerde görevli kadınlar ise toplam öğretim elemanlarının yüzde 61.9'unu oluşturuyor. Akademik personelin yüzde 33'ünü oluşturan kadınlar; rektörlük, dekanlık, bölüm başkanlığı gibi yönetici kadrolarda da yer alıyor.     SAĞLIK VE EĞİTİMDE KADIN    Kadınların, sadece yüzde 29.7'si işgücüne katılıyor. Sağlık sektöründe çalışanların yüzde 65.6'sını, avukatların yüzde 65.4'ünü, eğitim ve öğretim hizmetlerinde çalışanların ise yüzde 43.4'ünü kadınlar oluşturuyor. Kamudaki kadınların yüzde 37.2'si ise genel idari hizmetler sınıfında çalışıyor. Kamuda çalışan 100 kadından 57'si, 24-35 yaş grubunda yoğunlaşıyorve yüzde 44 ile ilk sırayı lise mezunları oluşturuyor. İkinci sırayı yüzde 15.2 ile iki yıllık yükseköğrenim mezunları alıyor. SİYASAL KATILIMDA KADINKadınlar, ilk olarak 1933 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı aldılar. 1935 ara seçimleri, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ilk
seçim oldu. Bu dönemde 24 kadın TBMM'ye girerken, 1939'daki seçimlerde, 400 milletvekili arasında 15 de kadın yer aldı. Kadınlara seçme ve seçilme haklarının verildiÄŸi ilk ülkelerden olmasına raÄŸmen Türkiye, kadınların parlamentoda ve karar mekanizmalarında temsil oranı açısından hala çok gerilerde yer alıyor.TBMM'deki yüzde 2.6'lık kadın milletvekili oranı Uganda'da yüzde 17.4,Güney Afrika'da yüzde 25, Meksika'da yüzde 14, Ä°sveç'te 40.4, Polonya'da yüzde 13, Mozambik'te ise yüzde 25. Kadınlar, bu haklarını Fransa'da 1944'de, Ä°talya'da 1945'te, Yunanistan'da 1952'de, Ä°sviçre'de ise 1971 yılında elde etti. ÇALIÅžMA HAYATINDA KADIN    Türkiye nüfusunun yarısını oluÅŸturan kadınların yüzde 65-70'i sivil iÅŸgücü içinde yer alıyor. Çalışabilir kadınlardan ancak üçte biri istihdam edilebilirken, kadın işçiler en çok tekstil, tarım ve gıda sektörleri ile atölye ve ev iÅŸlerinde çalışıyor. Toplam 5 milyon sigortalının yüzde 12'si (600 bin kadın sigortalı)kadın işçilerden oluÅŸurken, toplam 2.5 milyon sendikalı işçinin yüzde 12'si de (300 bin) kadınlardan oluÅŸuyor.     DÃœNYADA KADINA YÖNELÄ°K ŞİDDET    Dünya kadınlarının durumu da Türkiye'dekinden farklı deÄŸil. Güney Afrika'da her 6 kadından biri, ''eÅŸi tarafından düzenli olarak tecavüze uÄŸruyor''. Bu olayların yüzde 46'sında erkek, çocuÄŸuna da tacizde bulunuyor. Pakistan'da ev kadınlarının yüzde 99'u, çalışan kadınların yüzde 77'si kocalarından dayak yerken, Fransa'da ÅŸiddete maruz kalan kadınların oranı ise yüzde 95. ABD'de her yıl 4 bin kadın dövülerek yaÅŸamını yitiriyor, yılda 4 milyon kadın da eÅŸinden dayak yiyor. Aynı ülkede her 15 dakikada 1 kadına tecavüz ediliyor.     8 MART NEDEN DÃœNYA KADINLAR GÃœNÃœ8 Mart 1857'de New York'ta 40 bin kadar tekstil işçisi kadının, ''8 saatlik çalışma süresi'' ve ''eÅŸit iÅŸe eÅŸit ücret'' istemleriyle baÅŸlattığı grev, kadın hareketinin baÅŸlangıcı oldu. Yürüyüşe geçen kadın işçiler polis tarafından dağıtılırken, çıkan kargaÅŸada bazı kadınlar ezildi, bazılarıysa gözaltına alındı. Kadın işçiler, bu ilk direniÅŸlerinden 51 yıl sonra 8 Mart 1908'de,yine New York'ta bir yürüyüş gerçekleÅŸtirdiler. Kadın işçilerin bu defaki talepleri arasında, çalışma koÅŸullarının iyileÅŸtirilmesinin yanı sıra oy hakkı ve çocuk emeÄŸinin bir yasayla korunması da yer alıyordu. Danimarka'nın Kopenhag kentinde, 1910 yılında 17 ülkeden 100 kadındelegenin katıldığı ''2. Enternasyonal Kadınlar Konferansı''nda, AlmanDelege Clara Zetkin'in, ABD'li kadın işçilerin baÅŸlattığı ilk kadın grevinin tarihi olan 8 Mart'ın ''Dünya Kadınlar Günü'' olarak kutlanması önerisi kabul edildi. BM de, 1975 yılını ''Dünya Kadınlar Yılı'' ilan ederken, 16 Aralık1977 tarihinde de 8 Mart'ın ''Dünya Kadınlar Günü'' olarak kutlanmasını kabul etti. Â
button