İzmir'de Sabetay tartışması

Güncelleme Tarihi:

İzmirde Sabetay tartışması
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2006 14:48

MESİHLİĞİNİ ilan ettikten sonra dünyadaki Yahudiler arasında büyük yankı uyandıran ve İzmir'de yaşayan Sabetay Sevi'nin müzesini kurmak isteyen İzmir Ticaret Odası'na (İTO) üyelerinden büyük tepki geldi. Meclis üyeleri, “Burası hayır kurumu değil” derken, odayı asli görevlerini yerine getirmeye davet etti.

İTO'nun bu çarşamba günü yapılacak yılın son meclis toplantısında 2007 bütçesi ve çalışma programı görüşülecek. Yeni bütçe ve çalışma programında Sabetay Sevi Müzesi kurulmasına ilişkin getirilen öneri, meclis üyelerinin tepkisine neden oldu.

2005 yılının son meclis toplantısında da İTO'nun bağış, yardım, kültür, turizm gibi kalemler altında bütçeden ayırdığı paylarla ilgili tartışmalar yaşanırken, 2006 yılının son meclis toplantısının da geçen yılki gibi tartışmalara sahne olacağı gözüküyor.

Sabetay Sevi'ye inananların da Müslüman gibi görünüp, Yahudilik dininin gereklerini evlerinde gizlice uyguldağı iddia ediliyor. İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, meclis toplantısında ayrıntılı açıklama yapacağını belirterek, inanç turizminden İzmir'in pay almasına yönelik bir öneri olduğunu söyledi. Sabetay Sevi Müzesi kurulmasına tepki gösterenlerden Meclis Üyesi Yalçın Erdoğan, yeni yıl bütçesinin yüzde 34'ünün personel giderleri, yüzde 24'ünün bağış ve yardımlar olduğunu belirterek, “Bu oda Sabetay Sevi Müzesi yapacak diye kurulmadı. Yapılması gereken ticaretin geliştirilmesi. Meslek komitelerine geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da 300 bin YTL ayrılırken, temsil yetkisi için 300 bin YTL ayrılıyor. Yahudiler bile kabul etmiyor Sabetay Sevi'yi. Tarikatları da kuralım o zaman. Bunun bir izahı yok. Denizcilik, ihracat, sanayi ile ilgili müze kurulabilir” dedi.

HAYIR KURUMU DEĞİL

Meclis üyesi Salih Büyükuğur da, müzenin kurulmasına tamamen karşı olduğunu belirterek, odanın üyelerine yönelik faaliyetlerde bulunması gerektiğini savundu. Büyükuğur, “Bütçe yanlışlıklarla dolu. Olumsuz oy kullanacağım. Belediyenin, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yapacağı işleri ticaret odasının yapmasını üyeler eleştiriyor. Burası hayır kurumu değil. Ticaretin attırılmasına yönelik projeler yapılacağına, aidatlar arttırılıyor” dedi. Büyükuğur, müzenin kurulmasına ilişkin önerinin yönetimden geldiğine inanmadığını, Sabetaycılıkla ilgil localardan gelmiş olabileceğine dikkat çekti.

ÜYELER HESAP SORAR

Meclis Üyesi Vasfi Çakıroğlu da, işadamlarına emrivaki yaparak toplanan paraların, ulufe gibi dağıtılmasının ticaret odasının görevi ve yapısıyla bağdaşmayacağını dile getirdi. Çakıroğlu, “65 bin üye gelir birgün hesap sorabilir. Bütçe anormalliklerle dolu, kabul görmesi mümkün değil. Bütçeye muhalefet şerhi koyacağım. Büyük çoğunluğun da duyarlı olacağına inanıyorum. Basit bir Sinagog tüm Türkiye'ye rahatsızlık verdi. Aidatlar 170 YTL'den 250'ye çıkarılıyor. Buna karşılık Sabetay Sevi Müzesi kurulması tasvip edilebilir değil. Önerinin verilmesi mantık dışı. Osmanlı tarafından sınır edilmiş bir grup” dedi.

MEŞRULAŞTIRMAK DOĞRU DEĞİL

Meclis Başkan Vekili Necip Nasır, müzenin kurulmasının bir getirisi olmayacağını savunarak, “Sabetaycılığın meşrulaştırılmasının doğru olmadığını düşünüyorum” dedi. Meclis üyesi Ahmet Cahit Kırmacı da yönetim kurulunun müzenin kurulmasına ilişkin görüşlerini açıklamadığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Müzeyle ilgili toplumdan tepkiler alınıyor. İzmir'deki inanç turizmine katkısı olacağı düşüncesiyle yönetim bu öneriyi gündeme aldığı söyleniyor. Ama henüz yönetim kurulunun ve başkanın açıklaması gelmedi. Önce gerekçeleri dinlemek lazım. Haklı gerekçelere dayandırılmadan bu öneri oluşturulmuşsa, bu yönetim kurulunun ve başkanın ayıbıdır. Ticaret odası önce üyelerine hizmet etmeli, sorunlarını ortadan kaldırılmalı. Üyelerin yaralarına merhem olacak bir projeyle karşılaşmadım.”


Sabetay Sevi kimdir?

SABETAY Sevi, 1626 yılında tüccar bir ailenin oğlu olarak İzmir'de Agora'nın arkasında bulunan ahşap evde dünyaya geldi. Sebatay Sevi, küçük yaşlarda İbranice'de gelenek anlamına gelen, Yahudiler'in tasavvufi kainat öğretisi olup, hem Tevrat metinleri, hem de sözlü gelenekler üzerine yapılan mistik yorumların genel adı olarak tanımlanan Kabala ile ilgilenmeye başlar.

Gençlik yıllarında iki ünlü haham Alba ve Eskapa'dan felsefe ve teoloji (tanrı bilim) dersleri alır. Sabetay Sevi, kendini teolog olarak yetiştirir ve 1665 yılında bir gün beklenen mesihin kendisi olduğunu söyler. Bu o dönem için bir devrim niteliğini taşır. Kendisine inanan bazı Yahudiler'le birlikte hareket etmeye başlar. Havra Sokağı'ndaki bir havrada Yahudi geleneklerini eleştiren, hahamları kızdıran, Tevrat'ı biraz da farklı yorumlayan bir söylem geliştirir.

Dönemin Osmanlı hükümdarı 4'üncü Mehmet tarafından sorgulanır ve Çanakkale'deki Aydos Kalesi'ne 1666 yılında hapsedilir. Burada müritleri Sabetay Sevi'yi ziyaret eder. Onlara bazı gizli bilgiler verdiği söylenir. Bu gizli bilgiler ışığında Türkiye'de Karakaşlar, Kapaniler ve Yakubiler diye üç gruba bölünürler.

Sabetay Sevi inananlarının, cumhuriyetin kurulmasında da etkin rol oynadığı söyleniyor. Bugün birçok yazar, sanatçı, bilim adamı ve siyasetçinin de bu cemaatten olduğu ileri sürülüyor. Sabetay Sevi taraftarlarının Müslüman gibi görünüp, kendi dinlerini gizlice uyguladığı iddia ediliyor.

Bir iddiaya göre bu onlara Sabetay Sevi tarafından özel olarak söylenmiştir. Sabetay Sevi yargılandığı dönemde Müslümanlığı seçer ve din değiştirir. Sevi'nin aslında din değiştirmediğini, kendisine verilen ilahi görevi yerine getirmek için kılık değiştirdiğini ileri sürülür.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!