İşte kritik pazarlığın dökümü

Güncelleme Tarihi:

İşte kritik pazarlığın dökümü
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 19, 2002 00:00

ABD Savunma Bakan Vekili Paul Wolfowitz, geçen salı günü Bülent Ecevit ile görüşmesine şu sözlerle girdi:‘‘Başkan Bush, Irak'a müdahale konusunda kesin kararlı. Ancak bu müdahalenin ne zaman ve ne şekilde yapılacağı konusunda bir kararı yok.’’Ardından Ecevit'e şu kritik soruyu yöneltti:‘‘Siz buna nasıl bakarsınız?’’Başbakan, ‘‘Biz müdahale olmamasını arzu ederiz’’ diyerek, olumsuz bakışını açıklıkla kayda geçirdi, müdahalenin sakıncalarına dikkat çekti. Ancak Ecevit'in karşısında, Başkan Bush'un artık kesin kararlı olduğunu söyleyen bir yönetim yetkilisi vardı.İşte bu noktada Ecevit'in ağzından Amerikan tarafının büyük bir memnuniyetine yol açan şu kritik cümle çıktı:‘‘Ancak müdahale ettiğiniz takdirde de, bundan önceden haberimizin olmasını isteriz.’’ Türk tarafının görüşmeler sırasında Wolfowitz'i iyimserliğe sevk eden diğer kilit cümlesi ise şuydu:‘‘Türkiye, bu konuyu müttefiki ABD ile olan stratejik ortaklığı içinde değerlendirecektir.’’Amerikan tarafı, bu yanıtı da diplomatik dille ifade edilmiş bir ‘‘evet’’ yanıtı olarak aldı.ÖZEL KANALKURULUYOREcevit-Wolfowitz görüşmesinin önemli bir sonucu, müdahale halinde Türkiye ile ABD arasında yakın bir danışma mekanizmasının kurulması yolundaki mutabakat oldu.Bu mutabakatın aslında bir danışma mekanizmasının sınırlarını aştığı, operasyonun planlama aşamasında da işbirliği yapılmasına dönük bir düzenlemeyi içerdiği anlaşılıyor.Türkiye'nin üsleri açması halinde, operasyonel kararların ivedilikle alınabilmesi, Amerikan tarafının askeri ihtiyaç ve planlarını bildirip, Türk tarafının da görüş ve yanıtlarını süratle iletebileceği bir ‘‘kanal’’ın işletilmesi söz konusu olan.Amerikan tarafı, bu kanalın ‘‘çok süratli’’, ‘‘etkili’’ ve ‘‘gizli’’ bir şekilde işletilmesini istiyor.Bu kanalın bir ucunda Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal, diğer ucunda ise Wolfowitz'in yer alması muhtemel gözüküyor. Bu kanal, muhtemelen Türkiye'nin ABD'ye ilettiği beklenti ve görüşlerin olgunlaştırılacağı, sonuca bağlanacağı bir diyalog forumu olarak da işleyecek.Bu mekanizma içinde Türk Genelkurmayı'nın çok aktif bir katılımı olacak.AMERİKAN TARAFINAİLETİLEN TALEP LİSTELERİ Şurası açık: ABD, Irak'a müdahale ederken, Türkiye ile birlikte yola çıkarsa üstleneceği maliyetin, Türkiye'siz bir harekátın maliyetine kıyasla çok daha ekonomik olacağını biliyor. İşte bu maliyet hesabı, Wolfowitz'i Türkiye'nin beklentilerini dinleme, görüşlerini alma, ihtiyaçlarını kayda geçirme arayışına yöneltti. Wolfowitz'in ‘‘ne istiyorsanız bize açıkça söyleyin’’ şeklinde özetlenebilecek yaklaşımı karşısında, Türk tarafı da, görüşmelerde kendisine ‘‘istenenlere’’ ilişkin bir dizi liste ve belge sundu. Bu listelerden biri, Genelkurmay Başkanlığı'ndaki görüşmelerde iletildi. Bu listede, Türkiye'nin askeri alanda eskiden beri ısrarlı olduğu talepler yer alıyor.Bu talepler arasında askeri teknoloji transferi alanında karşılaşılan güçlüklerin çözümünden, 1.3'ü faiz, 2.7'si ana para olmak üzere toplam 4 milyar dolara çıkan Askeri Dış Satış (FMS) kredilerinden doğan borcun silinmesi yer alıyor.DIŞ BORÇLARIMIZDAYARDIMCI OLUN Türkiye'nin Wolfowitz'e ilettiği talep, yalnızca FMS borçları ile sınırlı kalmadı. Türkiye'nin genel ekonomik sıkıntılarına dikkat çekilerek, bölgedeki bir savaşın ekonomi üzerinde yol açacağı olumsuz sonuçların bertaraf edilmesi gerektiği beklentisi de iletildi.Bu noktada, Hazine Bakanı Kemal Derviş, Wolfowitz'e ilginç bir öneride bulundu. Derviş, müdahale yapılması halinde yalnızca ABD Savunma Bakanlığı'nın değil, ABD Hazine Bakanlığı'nın da karar alma sürecinde yer almasını istedi.Derviş, bu çerçevede müdahalenin Türk ekonomisi üzerinde yaratacağı şok etkisinin püskürtülmesinde Amerikan Yönetimi'nin yardımcı olmasını istedi.Bunu tamamlayan bir diğer önemli Türk talebi, Derviş'in bu beklentisiyle yakından ilgili. Wolfowitz'e Türkiye'nin dış borcunun çevrilmesinde yaşadığı sıkıntılar hatırlatılarak, ABD Yönetimi'nin bu alanda da Türkiye'ye yardımcı olması beklentisi aktarıldı. Türkiye ile ABD arasındaki stratejik ortaklığın ekonomik boyutunun doldurulması da yine en önemli Türk taleplerinden birini oluşturuyor.MUSUL VE KERKÜK'E DİKKATTürkiye'nin talepler listesinde, ABD Yönetimi'nin Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini kuvvetli bir şekilde desteklemesi de yer alıyor.Listenin en önemli ayağını ise harekát sonrası Irak'ın siyasi ve coğrafi geleceğine ilişkin sorular oluşturuyor.Bunlar arasında Irak'ın toprak bütünlüğünün ve birleşik anayasal yapısının korunması, bağımsız bir Kürt devletinin kurulmaması, federal bir yapının oluşturulmaması gibi bilinen Türk görüşleri yer alıyor.Bu bölümde, Türk tarafı, Türkmenlerin yoğun yaşadığı, Bağdat'ın idari yapısına bağlı olan ve ayrıca petrol yataklarının bulunduğu Musul ve Kerkük'ün Kürt denetimine geçmesine izin vermeyeceğini kuvvetli bir dille aktardı.TÜRK-ABD İLİŞKİLERİNİNEN ÖNEMLİ PAZARLIĞI Wolfowitz, bu taleplerin önemli bir bölümüne ‘‘evet’’ derken, bir bölümü üzerinde de çalışacağı karşılığını verdi.ABD Savunma Bakanlığı'nin iki numaralı yetkilisi, görüşmelerden ayrılırken ‘‘Yapmam gereken bir ev ödevim olduğunu biliyorum. Aynı şekilde yerine getirmem gereken vaatler olduğunu da...’’ diye konuştu.Wolfowitz, Washington'a döndüğünde Ankara izlenimlerini ve bu listeleri Beyaz Saray'da doğrudan aktararak, Başkan Bush'un bu taleplerle ilgili siyasi talimatını alacak.Bunun ardından önümüzdeki dönemde ABD Yönetimi içinde Türkiye'nin taleplerinin karşılanması konusunda yoğun bir faaliyet başlayacak. Burada kritik olan nokta şu: Türkiye, adımlarını ABD'den gelecek yanıtlar ışığında, beklentilerinin karşılanması oranına göre ayarlayacak.Özetle denilebilir ki, Türk-Amerikan ilişkileri tarihinin belki de en önemli pazarlığında düğmeye basılmıştır.Körfez krizinde ihmal edilen pazarlık, bu kez yapılmaktadır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!