işte ailenin gücü

Güncelleme Tarihi:

işte ailenin gücü
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2000 00:00

Haberin Devamı

Denize balıklama atlayıp kafasını taşa çarptıktan sonra doktorların ‘‘Ümit yok, yaşamaz’’ dediği genç, tam 7 yıl sonra hiç pes etmeyen ailesi sayesinde yeniden yaşama döndü. Tekerlekli sandalyeyi çevik hareketlerle sağa sola döndüren bir el, peş peşe patlatılan espriler. Tam 7 yıllık bir emek var her gülüşünde, her kıpırdanışında Adem Saykın'ın. Abla Nilüfer, kardeşini ölümün eşiğine getiren o kazanın olduğu günü hatırlıyor birden. Hastanenin acil servisinde, bir put gibi yatan Adem'i. ‘‘Tek bir hareket yoktu bedeninde. Gözlerini bile zor kırpıyordu. Adem yaşayan bir mucize!’’ diyor.

DENİZE ÖLÜMÜNE DALIŞ

Birkaç yabancı dil bilen Adem Saykın, bir inşaat şirketi adına, Teknik Uygulama Sorumlusu olarak çalışıyordu. Cem Boyner, Onur Erol, Cem Uzan, Hülya Avşar gibi ünlülerin evlerindeki mimari çalışmalara katılmıştı. Almanya'yla bağlantılı çalışıyorlardı. En son dünyaca ünlü modacı Karl Lagerfeld'in Almanya'daki evini yaptılar, banyosundan zemin döşemelerine varana dek.

Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde okuyordu. Gönlü mimariden yana olunca, Köln Dutz Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nü kestirdi gözüne. ‘‘Hem işlerimin Almanya'daki kısmına ağırlık veririm orada, hem de mimarlık diploması alırım’’ diye düşünüyordu. Okuldan cevap bekliyordu.

Ama 4 Haziran 1993 tarihinde, planlarını, hayallerini, kısaca tüm yaşamını yıkan o korkunç kaza oldu. O gün yanına kız arkadaşını aldı ve Tekirdağ'a gitti. Kayalıklara çıktı ve kendini balıklama suya bıraktı. O ana ilişkin hatırladığı tek şey, kayalıklardan kendisine bakan arkadaşlarının ‘‘Numara yapıyor’’, ‘‘Yok yok, bir terslik var’’ deyişleriydi. Onları duyuyordu ama cevap veremiyordu.

Hemen hastaneye kaldırılan Adem'in ablaları Nilüfer, Nalan ve Aydan Saykın bir solukta koşarak geldiler. O günü yeniden yaşarcasına şöyle anlatıyorlar:

PARANIZA YAZIK DEDİLER

‘‘Doktorlar, ‘Hiç ameliyat etmeyelim, paranıza yazık' dediler. Ama biz ‘Aklımızda kalacağına, sizin elinizde kalsın' diyerek ameliyat parasını bulduk, buluşturduk. Ve Adem ameliyata alındı. Ameliyattan çıktığında, herkes ‘İyimser tahminle bitkisel hayata girer' dedi. Ama 3 gün sonra hemşirelere dirseğiyle dokundu. Bu kez de doktorlar ‘2 yıl sonra ancak dişini fırçalayabilecek bir duruma gelir' dediler. Hastane hastane gezerek süren tedavilerin ardından, nihayet 1995 yılında evine dönebildi. Asıl tedavi evimizde başladı. Sonuçta kardeşimiz tekerlekli sandalyeye mahkûmdu. Ve vücuduna hákim değildi. Bitkisel ilaçların, çayların yardımına başvurduk. Vücudunu özel esanslarla, ovduk her gün. Fizik tedavisini hiç aksatmadık. Her şeyden önemlisi asla onu felçli olarak düşünmedik. Hep ‘Adem hasta, geçecek' diye inandırdık kendimizi. Ve başardık!’’

ADIM ATIP, EĞİLİYOR

Kazadan sonra hiçbir tarafı tutmayan Adem, şimdi tutunarak da olsa beş on adım atıyor, elini kolunu rahatlıkla oynatıyor, belini kıpırdatabiliyor, sağa-sola ve yere eğiliyor. Gözleri yaşama sevinciyle dolu. ‘‘Benimki tıbbi bir devrim. Benim geçirdiğim evrimler doktorlarımı da şaşırtıyor. Çok daha iyi olabilirim, biliyorum. Artık önüme çıkan tek şey tıbbi olanaksızlık. Ama böyle bir aileye sahip olduktan sonra her şeyi yaparım’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Kendimi ateşlenmiş bir füze gibi hissediyorum!’’

Köpeğinin üstüne titriyordu

Genç yaşta başarılarla dolu bir hayatı olan Adem, köpeğinin de üzerine titriyor, onu en acı gününde yalnız bırakmıyordu. Yaşama sevinci dolu olan Adem, biri üstü açık iki BMW'si ile arkadaş çevresinde de fırtına gibi esiyordu.

Artık borsanın çakalı

Kaza öncesi mimar olmak için can atan Adem, kaza sonrası yaşamına borsayla yeni bir sayfa açtı. Artık birçok büyük yatırım kuruluşundan teklifler alacak kadar usta bir portföy yöneticisi o. ‘‘Usta bir portföy yöneticisi demeyelim de, 'Çakal' diyelim. Çünkü borsada böyle tanımlamalar vardır. Borsa düşerken kazananlara 'Ayılar', borsa çıkarken kazananlara 'Boğalar' ve borsa düşse de çıksa da kazananlara 'Çakallar' denir. Ben de mütevazı bir çakalım işte!’’ Nasıl başarıya ulaştığını ise şöyle anlatıyor: ‘‘Tüyoları vermeyelim artık. Ama evimde bütün gün ekonomi haberleri izlediğimi, piyasa araştırma dergilerini sürekli takip ettiğimi, şirket bilançolarını dolar bazında tekrar hesaplayıp, gerçek kár ve zarar durumlarını bularak hareket ettiğimi düşünecek olursanız, neden başarılı olduğumu bulursunuz.’’

2 kitap birden okurum

Adem Saykın, kaderine lanet etmiyor. Yaşama dört elle sarılan genç, borsacılık yapıyor ve ne bulursa okuyor. Ama okurken de farklı bir yöntem uyguluyor, ‘‘Sağ ve sol beyin eşgüdümüyle kitap okurum. Aynı anda iki kitap okurum. 100 sayfa Ayşe Kulin'in Füreya'sını okuyorsam, 100 sayfa Doğan Cüceloğlu'nun Savaşçı'sını okuyorum’’ diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!