İskender, beyazperdeyi de fethediyor

Güncelleme Tarihi:

İskender, beyazperdeyi de fethediyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2004 00:00

"Bu şimdiye kadar yapılmış en büyük meydan okuma..." Deneyimli yönetmen Oliver Stone, belki de hayatının projesi olan Büyük İskender (Alexander) adlı filmi böyle tanımlıyor. Daha 25 yaşındayken dünyanın yüzde 90'ını fetheden ve 33 yaşında ölen bu büyük kahramanın öyküsünü anlatan film, 26 Kasım'da gösterime giriyor.Laeta Kalogridis'in kendi öyküsünden yola çıkarak, senaryosunu da Oliver Stone ve Christopher Kyle ile birlikte yazdığı filmin kayıtsız kalınamayacak bir oyuncu kadrosu var. Tarih sahnesinin en ışıltılı kahramanlarından Büyük İskender'i İrlandalı oyuncu Colin Farrell canlandırıyor. Angelina Jolie, annesi Olympias, Val Kilmer babası Philip rolünde. Usta İngiliz aktör Anthony Hopkins ise öykünün anlatıcısı Ptolemy olarak beyazperdede boy gösteriyor. Jared Leto, Rosario Dawson, Gary Stretch, Jonathan Rhys Meyers ve Christopher Plummer kadroda yer alan diğer oyuncular. STONE'UN EN BÜYÜK HAYALİYDİ Yönetmen Oliver Stone'un, Büyük İskender'e olan ilgisi, çocukluk yıllarına kadar uzanıyor. Bu büyük fatihin hayatını konu alan bir film yapmak ise Stone'un New York Üniversitesi’nde Yunan mitolojisi öğrencisi olduğu yıllardan beri hayali. Onun kafasındaki bu "İskender sevdası'nın izlerini, "Müfreze”deki İlyada destanından fırlamış gibi duran genç askerlerde ya da "The Doors'ta çizdiği Jim Morrison portresinde  görebilmek mümkün.Stone, filmde, İskender’in hayatının on yıldan uzun bir kısmını anlatıyor. Başlangıçta Stone'un amacı İskender'in yaşamını 7 yaşında olduğu dönemden alarak anlatmakmış. Ama daha sonra bu fikri değişmiş. " Okumaya başlayınca gördüm ki, nerdeyse elliden fazla farklı hikâye anlatılıyor" diyor Stone. Ve devam ediyor: "Sonra Richard Burton’ın filmini izledim. Muhteşem bir filmdi, kahraman bir genç adam, son derece dinamik anne- baba ve o gidip bütün dünyayı fethediyor. Bu sırada, başarıların yanında çok acı yenilgileri de tadıyor. Sıra dışı bir adam, ama en sonunda başarısızlıkları normal bir adamın başarılarından kat kat fazla oluyor. Ve kesinlikle bir idealist olarak ölüyor. "YENİLMEZ FATİH, İSKENDER  Savaşçı bir kral, hırs, cesaret ve gurur dolu bir genç. Savaşta yaralanan babasının yerine, hakkı olan tahtı alabilmek için annesiyle çatışan ve uzunca bir süre umutsuzca bekleyen bir oğul. Asla savaş kaybetmeyen ve askerlerini dünyanın öbür ucuna süren amansız bir fatih. Düşleri, arzuları ve kaderi sonsuzlukta yankılanan, bugün bildiğimiz dünyayı şekillendirmeye yardım etmiş bir hayalperest.Yaşadığı çağda bütün medeni dünyayı idaresi altına alan Büyük İskender, Milattan Önce 356 Makedonya'nın baş şehri olan Pella'da doğdu. Babası Kral Philip savaşlarla, politikasıyla Makedonya'yı Yunan devletlerinin önderi durumuna yükseltmişti. İskender ise bütün dünyaya yayılmak amacını güttü. İskender, henüz 12 yaşındayken Aristo'dan ders almaya başladı. 16 yaşındayken Roma'ya karşı savaşa giden babasının yerine memleketi yönetti.  İskender 20 yaşına geldiğinde babası öldürülünce tahta çıktı, büyük Makedonya ordusunun başına geçti. M.Ö.334 yılında memlekette durumunu iyice sağlamlaştırınca Küçük Asya'ya geçerek Yunan şehirlerini İranlılar'ın elinden kurtardı. Sonra da Suriye ile Fenike üzerinden geçerek Mısır'a indi.M.Ö.332 yılında, tam 150 yıl boyunca Yunan kültürünün beşiği olan Mısır'daki İskenderiye kentini kurdu. Sonra gene İran'a dönerek Darius'un ordusunu bozguna uğrattı. Hindistan'ın şimdi Pencap denilen bölgesine girdi. Orada askerleri baş kaldırarak daha ileri gitmek istemediklerini bildirdiler. İskender boyun eğdi, böylece memlekete dönmek üzere yola çıktılar. İskender'in ele geçirdiği her devlette Yunanca devlet dili oldu. Onun savaşları yayılışları imparatorlukların ilk işaretleridir. Makedonya'ya dönerken İskender ancak Babil'e kadar gelebilmişti. Orada hastalanmış ve ölümü kaçınılmaz olunca bütün askerleri ile yatağının yanında teker teker vedalaştı. M.Ö. 13 Haziran 323'de de öldü. İskenderin ölümünden sonra Makedonyalı General Ptolemaios I Soter, Mısır tahtını ele geçirdi. "İskender’in güzelliği kazandıklarıdır" diye konuşmasını sürdürüyor Stone. "Dünyada pek çok insanın acı dolu yaşamları olmuştur. Ama İskender en azından iki sebepten ötürü sonsuza dek unutulmayacak: Birincisi, bütün dünyayı fethetti ve asla askeri yenilgisi yok, diğeri de, ileriyi gören bir adam olarak her zaman hatırlanacak çok cömert bir ruhu vardı. Muhtemelen dünyanın en iyi savaşçısıydı, bu yaptığım kıyaslamaya Aşil ve Herkül de dahil. Bu mitolojik Yunan figürlerinin gölgesinde ve etkisinde büyüdü ve diğer çocuklarının aksine bunlara sonuna kadar inandı. İşte bu inanç O’nun anıtsal başarılarını ve kaderini belirledi."NOTLAR...NOTLAR... NOTLAR...* Oliver Stone filmin askeri sahneleri için “Müfreze”, “Doğumgünü 4 Temmuz”, “JFK” ve “Katil Doğanlar”da da beraber çalıştığı Dale Dye’dan yardım aldı. Hikâyenin baş danışmanlığını ise  1974’te Büyük İskender’in biyografisini yazmış olan Robin Lane Fox üstlendi. * Stone’la uzun süredir çalışıyor olması bir yana, film endüstrisinin en büyük askeri danışmanlarından yüzbaşı Dale Dye, başta Colin Farrell olmak üzere filmde onunla beraber savaşacak bütün aktörleri bir aylık zorlu eğitime tabi tuttu. Bir askerin arkaik dönem davranışlarını bu süreçte öğrendiler, nasıl ata binerlerdi, dinle ilgili ne düşünürlerdi, askeri bilgileri ne kadardı, kılıcı, kalkanı, mızrağı nasıl kullanırlardı? Bunların hepsi için özel olarak eğitildiler.* 1974’te İskender’in milyonlarca kopyası satılan biyografisini yazan Robin Lane Fox, Stone’un teknik danışmanı olarak film boyunca çalıştı. Stone’un senaryosu tamamen bir dramatizasyon olmasına rağmen, Lane Fox’un ansiklopedik bilgileri senaryonun yazımında ve çekimler esnasında çok yardımcı oldu.* Büyük bir savaşçı olmasının yanında İskender’in araştırmacı bir ruhu vardı. 11.000 millik fetih yolu boyunca sadece yok etmedi, her toplumu kendi devrimci dünya görüşü doğrultusunda yeniden yarattı, insan ırkı için yeni bir tip ve yeni bir kader yarattı. * “Büyük İskender”, görülen ve görünmeyen şeyleri harmanlayan bir film, antik dünyayı bütün ihtişamıyla yeniden yaratıyor. * Stone ve ekibi, Fas, Tayland, Hindistan ve Malta’daki bu muhteşem doğal setleri yaratabilmek için dünyayı baştan başa dolaştılar. Fas’daki birçok arazi, Makedonya ve Pers ülkesini andırıyordu, “Tayland’ta seçtiğimiz yer, antik Hindistan’a set olarak kullanıldı ve binlerce askerle fillerin savaştığı ormanlar yaratıldı.* Hindistan’daki Himalayalarda, İskender’in doğu yolculuğunun pek çok zorlu sahnesi çekildi ve Malta’da antik İskenderiye limanını yarattık. İskenderiye, bu genç kralın ve daha sonra Mısır’da firavunlaşan arkadaşı ve generali Ptolemy’nin inşa ettikleri eğitim ve kültür merkezi.”* Kelimenin tam anlamıyla bu kaybolmuş dünyayı yeniden yaratabilmek için nerdeyse binlerce sanatçı ve zanaatkar bir arada çalıştı. Dünyanın her yerinden gelen bu sanatçılar, tüm silâhları, tüm mobilyaları ve baştan aşağı bütün kostümleri sadece bu film için özel olarak tasarladılar. * Kostümler binlercesi, başrol oyuncularından figüranlarınkine kadar Jenny Beavan tarafından özel olarak tasarlandı, İskender’in fethettiği tüm ülkelerin antik çağ kültürleri teker teker incelendi. Makedonların, Yunanların yanı sıra Ortadoğu ve Hindistan için de özel olarak çalışıldı.* İşin en zon kısmı Büyük İskender'i oynayacak oyuncuyu bulmak oldu. Oliver Stone'un bu iş için aradığı, son derece insanî, fiziksel olarak yeterince etkileyici ve bu portreyi tamamen boyayabilecek bir geçmişe sahip bir oyuncuydu. Colin Farrel’ı görür görmez de aradığı İskender'i bulduğunu aradı. * İskender'in yaşamı hem sinema hem de televizyon için çekilen bazı filmlere konu oldu. Bunlar arasında en ünlüsü Robert Rossen'in imzasını taşıyanz 1956 tarihli Alexander The Great (Büyük İskender). Bu filmde İskender'i dönemin en gözde oyuncularından Richard Burton canlandırıyordu. * Baz Luhrmann ve Martin Scorsese de geçen yıl Büyük İskender'in yaşamını konu alan  film çekeceklerini açıklamıştı. Ancak bu iki projeden de henüz ses yok.  FİLMİN KÜNYESİYönetmen: Oliver StoneSenaryo: Oliver Stone, Laeta Kalogridis, Christopher KyleOyuncular: Colin Farrell (Alexander), Angelina Jolie (Olympias), Val Kilmer (Philip), Anthony Hopkins (Ptolemy), Jared Leto (Hephaestion), Rosario Dawson (Roxanne), Gary Stretch (Cleitus), Jonathan Rhys Meyers (Cassender), Christopher Plummer (Aristotales)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!