İran'dan Bayık'a ret

İran, Öcalan'ın yerine geçmek isteyen Cemil Bayık'ın destek talebini reddetti. PKK'nın şimdiki şekliyle yönetilmesinin doğru olduğunu kaydeden İranlı yetkililer, Türkiye'yle ilişkilerin gerginleşmemesi için bunu kabul edemeyeceklerini bildirdiler.

TERÖR örgütü PKK'nın sözde başkanlık konseyi üyelerinden Cemil Bayık'ın liderlik için İran'dan yardım istediği, ancak İran'ın son zamanlarda Türkiye'nin artan tepkisi nedeniyle çeşitli mazeretler göstererek bunu reddettiği ortaya çıktı.

İstihbarat birimlerinin verdiği bilgiye göre, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından verdiği talimatları PKK aleyhine gören Bayık, örgütün yurtdışındaki en büyük destekçisi İran'ın etkisini kendi lehine kullanmak istedi. Bayık, Aralık 1999'da Qal'Eh Rash bölgesinde artık rutin olarak gerçekleştirdiği İran istihbarat ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri ile yaptığı bir toplantıda, İranlılar'dan şu istekte bulundu:

‘‘Öcalan'ın TC'nin elinde partiye biçmek istediği misyondan siz de rahatsızlık duymaktasınız. Parti amacından uzaklaştırılmakta TC'nin emrine sokulmaktadır. Bunun da adına siyasallaşma deniyor. Ben sizden örgütteki etkinliğimin artırılması için ağırlığınızı koymanızı istiyorum. Bunun için de partinin başına geçmeme yardımcı olmanız gerekmektedir. İran'ın PKK başkanı olmam için gerekeni yapması durumunda ilişkilerimizin daha da gelişebileceğini söyleyebilirim.’’

İran'lı yetkililerin ise Bayık'a şu karşılığı verdiği öğrenildi:

‘‘Siz faaliyetlerimizin büyük kısmını topraklarımızda sürdürüyorsunuz. Aynı şekilde PKK başkanı olarak topraklarımıza gelemezsiniz. Aksi durumda Türkiye ile ilişkilerimiz gerginleşir. Ayrıca, sizin başkanlığınız da örgütü böler. Size PKK içinde karşı olan çok kişi var. Biz örgütün liderlik kavgası yüzünden zor duruma düşmesini istemeyiz. PKK'nın Başkanlık Konseyi tarafından şimdiki şekliyle yönetilmesi uygundur. Biz sizi İran'ın güçlü ismi ve yakın dostu olarak görüyoruz.’’

Alman Gazetesi: Apo delirdi mi?

ALMANYA'nın önde gelen gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'da çıkan bir yorumda, PKK'nın terminolojisinden ‘Kürdistan’ kelimesini silmesinin şaşkınlık yarattığı belirtildi.

‘ky’ parafıyla verilen ve ilk cümlesi, ‘Apo delirdi mi?’ diye başlayan yorumda, tutuklandıktan bu yana sergilediği her tutumuyla şaşkınlık yaratan, geniş güvenlik altında tutuklu bulunan Abdullah Öcalan'ın, bundan sonra Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'e bir mektup yazarak, Türkiye'ye gönderilecek Alman Leopar tipi tankların Güneydoğu Anadolu bölgesinde konuşlandırılması ricasında bulunmasına, artık kimesinin şaşmayacağı belirtildi. Böyle bir girişimin, PKK'nın, 3 - 23 Ocak tarihlerinde arasında Kuzey Irak'ta düzenlediği 7. Kurultayı'nda, ‘‘Kürdistan’’ kelimesini terminolojisinden silmeye ve Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in çatısı altında birleşme kararını verdikten sonra, pekala mümkün olabileceğine işaret edilen yorumda, şöyle denildi:

‘‘Bunu söyleyen tek Apo olsaydı, ‘Apo zaten Türkiye'de beyin yıkandı' veya ‘o asılmaktan kurtulmak için böyle konuşuyor' diyerek kendimizi teselli ederdik. Ancak örgüt de, bu düşüncenin ve büyük liderlerinin sergilediği maceraperest fikir değişikliğinin peşine, köy ilkokulundaki öğrenciler gibi takılmıştır. Demir parmaklıkların arkasında bulunan Apo, elemanlarını çelik pençe misali elinde tutuyor.’’