İnsan vücudu bu sıcağa dayanamaz… İki şehir artık resmen yaşanamayacak halde!

Güncelleme Tarihi:

İnsan vücudu bu sıcağa dayanamaz… İki şehir artık resmen yaşanamayacak halde
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 2021 13:08

Bilim insanları yıllardır iklim krizine dikkat çekiyor. Bunun sonucu ise kıyamet gibi görünen bir gelecek. Son yıllarda ise uzmanların dikkat çektiği konular öngörüden çıkıp gerçek olmaya başladı. Öyle ki bilim insanlarına göre Pakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yer alan iki şehir insanın yaşayamayacağı sınıra ulaşmış durumda... Peki hangi ülkeler ayakta kalacak? Türkiye iklim krizinden nasıl etkilenecek?

Haberin Devamı

Yaz ortası sıcağı Jacobabad'ı vurduğunda, şehir sanki saldırıdan korunuyormuş gibi evlere çekiliyor. Sokaklar ıssız ve bölge sakinleri 52C’yi geçen hava sıcaklıkları ile başa çıkmak için ellerinden geleni yapıyor.

Şehirde yaşayan Zamir Alam, “Hava o kadar sıcak ki ayakta bile duramıyoruz” diyor. Dükkan sahibi Abdul Baqi ise durumu, “Sıcaklar 50C'nin üzerine çıktığında çok ama çok zor zamanlar yaşıyoruz. Şehre savaş sessizliği çöküyor. İnsanlar evlerinden çıkamıyor, sokaklar bomboş” diye anlatıyor.

Pakistan'ın Sindh eyaletindeki yaklaşık 200.000 nüfuslu bu şehir, uzun süredir şiddetli sıcaklığıyla ünlü. Çok yüksek ısı ve nem karışımı, onu, insan vücudunun dayanabileceğinden daha sıcak bir eşiği resmi olarak geçen dünyadaki iki yerden biri haline getirdi.

Haberin Devamı

DÜNYA ÇAPINDA BİR NUMARALI SICAK NOKTA

Pakistan'ın İndus Vadisi boyunca uzanan bu bölgesi, dünyadaki iklim değişikliğine karşı en savunmasız yerlerden biri olarak kabul edildiğinden, Jacobabad'ın sıcaklıklarının daha da artabileceği veya diğer bölgelerin de ‘sıcaklığına dayanılması imkansız şehirler’ arasına katılabileceği yönünde korkular var.

Loughborough Üniversitesi'nde İklim Bilimi Öğretim Görevlisi olan Tom Matthews, “Indus Vadisi tartışmasız dünya çapında bir numaralı sıcak nokta olmaya yakın. Su güvenliğinden aşırı sıcağa kadar endişelenecek bazı şeylere baktığınızda, gerçekten merkez üssü burası” diyor.

HASTANE BAŞVURULARI ZİRVE YAPTI

Şehirde yaşayanların çok azının kliması var ve sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor. Hastaneler ise sıcak çarpması vakalarıyla dolu. Çalışmak için dışarı çıkmak zorunda kalanların çok büyük bir kısmı hava sıcaklıklarına dayanamıyor ve hastanelik oluyor.

Şehrin tam yengeç dönencesinde yer alması ve güneş ışınlarının yaz döneminde dik bir şekilde çarpması göz önüne alındığında, o bölgede yaşayanlar da sıcak havalara alışkın. Ancak durum gözle görülür şekilde kötüleşiyor. Arap Denizi'nden gelen nemli hava, her şeyi daha da kötü hale getiriyor. Sadece şanslı kişilerin evinde klima olduğu düşünüldüğünde, kalp krizi ve diğer kalp sorunları nedeniyle hastaneye yatışlar da artıyor.

Haberin Devamı

İnsan vücudu bu sıcağa dayanamaz… İki şehir artık resmen yaşanamayacak halde

ARAP EMİRLİKLERİ’NDEN BİR KENT DE LİSTEDE

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (GEIC) tarafından ortaya koyulan raporda yer alan ve insanlık için uygun yaşam koşullarını kaybeden bir diğer yer ise Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) Ras al-Khaimah. Sıcak hava dalgalarının yüksek nem oranıyla birleşmesi sebebiyle bu bölge de artık insanın dayanamayacağı sıcaklıklara sahip.

YAPAY YAĞMUR YAĞDIRILIYOR

Son günlerde bölgede şiddetli fırtınaların yaşandığına dair videolar ortada dolaşıyor. Ne yazık ki bunlar yapay yağmurlar. Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki bilim insanları, havayı manipüle etmek ve bölgenin karakteristik özelliği olan çöl iklimini rahatlatmak için dronlardan gelen elektrik yüklerini kullanarak yapay olarak yağmur yağdırıyorlar.

Haberin Devamı

ÖLÜMCÜL SICAK EŞİĞİNİ AŞTILAR

Bu iki şehrin de ölümcül sıcak eşiğini aştığını söyleyen araştırmacılar, bu bölgeleri yaşanılmaz kılan şeyin sıcak hava dalgalarının yüksek nem oranıyla birleşmesi olduğunu söylüyor.

Şöyle ki, insanlar kuru havada 60 dereceye kadar yüksek sıcaklıklara dayanabiliyor. Eğer kısa süreli bir sıcaklık söz konusu ise dayanabilecek ısı oranı 100 dereceye kadar çıkabiliyor. Uzmanlar bunun nedenini ise kuru havada terlediğimizde terin buharlaşması ve bu sayede vücut ısısının düşürülebilmesi olarak açıklıyor.

Nemli havada ise ter buharlaşamıyor, vücut aşırı derecede ısınmaya başlıyor. Birleşmiş Milletler uzmanlarına göre insanların yüksek ve nemli sıcaklıklara dayanabilme kapasitesi ‘ıslak termometre’ ile araştırılıyor. Bu da TW işaretleri ile ifade ediliyor. Uzmanlar, bu ölçüm aracına göre insanların 35 TW derecede uzun süre yaşayamayacağını düşünüyor.

Haberin Devamı

Tom Matthews, “Islak termometre ölçümünü kullandığımızda dünyada iki bölge öne çıkıyor; Jacobabad ve Ras al Khaimah” diyor. Özellikle Jacobabad, 35C ıslak termometre eşiğini Temmuz 1987'de, ardından tekrar Haziran 2005, Haziran 2010 ve Temmuz 2012'de geçti. Şimdilerde ise çok daha şiddetli sıcaklarla mücadele ediyor. 

SICAKLIKLAR EŞİT AMA İMKANLAR EŞİT DEĞİL

Öte yandan Jacobabad ve Ras al Khaimah, şiddetli sıcaklıkları paylaşıyor olsa da insanların bu durumdan etkilenme oranı iki şehirde de farklılık gösteriyor. Elektrik ve klimanın bol olduğu zengin BAE'de, sıcak eşiğinin aşılmasının sakinler üzerinde çok az etkisi oluyor. Birçoğunun günde birkaç pound ile geçindiği Jacobabad'da ise sakinlerin uyum sağlamanın başka yollarını bulması gerekiyor.

Haberin Devamı

Şehirde yaşam şimdilerde sıcaktan korunmak üzerine dönüyor. Mağazalarda elektrikli fanlar ve serinletici buhar yayan soğutucular satılıyor. Ancak elektrik sorunu olduğu için bu cihazlar bir yere kadar etkili olabiliyor. Bazı insanlar elektrik sorununun çözümünü güneş panelinde bulsa da bu seçenek şehirde yaşayan halkın çoğunluğu için fazlasıyla pahalı. Bir elektrikli eşya tüccarı olan Mohammad Iqbal, “Burada herkesin elektriğe ihtiyacı var ancak televizyon için değil, serinlemek için” sözleriyle durumu özetliyor.

Buz da popüler bir serinleme seçeneği olarak karşımıza çıkıyor. Fabrikalar büyük bloklar halinde buz üretiyor ve yol kenarındaki tezgahlarda parçalara ayırarak satıyor. Tüm bu yöntemler işe yaramadığında ise el fanlarından faydalanıyorlar. O da olmazda kafalarına kova kova su döküyorlar. Yine de tam anlamıyla serinlemeleri mümkün olmuyor.

İnsan vücudu bu sıcağa dayanamaz… İki şehir artık resmen yaşanamayacak halde

SICAKLIK ARTTIKÇA YAŞAM STANDARTLARI DÜŞÜYOR

Araştırmalar, insanın hayatta kalamayacağı sıcaklıklara ulaşmış iki şehir için Jacobabad ve Ras al-Khaima’yı işaret etse de aslında tehlike çanları tüm dünya için çalıyor. Öyle ki, Portland, Oregon kuru termometre ölçeğinde ABD’de tüm zamanların yerel en yüksek seviyesi olan 42C'ye ulaştı.

2018'deki Dünya Bankası araştırması, hava değişikliklerinin Güney Asya'daki yüz milyonlarca kişinin yaşam standartlarını kötü bir şekilde düşürme riski olduğunu söylüyor.

Yakıcı, sıcak hava Pakistan’ın çiftçilerini fazlasıyla zorluyor. Isı, tarım arazilerini kuruttu, meyve ve sebzelerin daha erken olgunlaşmasına, yani daha küçük olmalarına neden oldu.

Sıcaklıklar arttıkça ve yağış düzenleri değiştikçe, tarım, sulama, hastalık ve işçilikle ilgili zorlukların 2050 yılına kadar Hindistan, Pakistan ve Bangladeş'in bazı bölgelerinde insanların yaşam kalitesini kötü şekilde etkileyeceği tahmin ediliyor.

'TÜRKİYE’DE SICAKLIK ARTIŞI 2050’DEN SONRA ÇOK ŞİDDETLENECEK'

Sıcak havaların olumsuz etkilerini ülkemizde de yaşıyoruz. Bir haftadır yaşanan orman yangınlarının sabotaj ihtimalinin yanı sıra yüksek sıcaklıklar sebebiyle de çıkmış olabileceğini uzmanlardan duyuyoruz. Öte yandan artan sıcaklıklar çıkan yangınların sönmesine engel, daha fazla alana yayılmasına da sebep oluyor.

İnsan yaşamasını imkânsız kılan sıcaklıkların yaşandığı Jacobabad ve Ras al-Khaima şehirlerinin durumundan yola çıkarak ülkemizi nasıl günlerin beklediğini sorduğumuz Meteoroloji Uzmanı Prof. Dr. Selahattin İncecik, hurriyet.com.tr'ye özel çok önemli açıklamalar yaptı:

  • 2015 ile 2100 yılı projeksiyonunda yaptığımız bir araştırmada Türkiye üzerinde çok önemli bir ısınma olduğunu gördük. İki senaryo uygulandı. Birincisi makul senaryo, diğeri ise daha kötümser bir senaryo. Her iki senaryoda da Türkiye üzerinde ortalama sıcaklıklarının çok artacağını gördük. Mesela birinci ve makul olan senaryoda 2 ila 3 derece kadar bir artış meydana gelecek. Daha kötü olan ikinci senaryoda ise bu artış 4 ila 6 derece olarak öngörülüyor. Artış 2050 yılından sonra çok şiddetlenecek.
  • Türkiye’de yüksek sıcaklıklardan en çok etkilenecek bölgeler Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi olacak. Sıcak hava dalgalarında Türkiye’nin güney enlemlerinden kuzey enlemlerine doğru bir artış meydana geliyor. Artık sıcak hava dalgaları sadece güneyde kalmayacak daha da yukarı bölgelere çıkacak. Bu da haliyle Türkiye’deki yaşam konforunu büyük ölçüde etkileyecek.

İnsan vücudu bu sıcağa dayanamaz… İki şehir artık resmen yaşanamayacak halde

TÜRKİYE İÇİN ALARM! TURİZM, TARIM VE DAHA FAZLASI ETKİLENECEK

  • Sıcaklıkların hem sıklıklarında hem de şiddetlerinde artış meydana gelecek. Maksimum ve minimum sıcaklıklar da başta Akdeniz’de olmak üzere artış gösteriyor. Turizmin yoğun olduğu Akdeniz’in kıyı şeridinin de en fazla etkilenecek olması ileriye dönük olarak turizmi de etkileyecek.
  • Sıcaklık artışıyla birlikte enerji talebinde de bir artış olacak. Yağış eksiklikleri ile buharlaşma hızının artması tarım sektörünü de doğrudan etkileyecek.
  • Sıcaklıklarda olduğu kadar yağışlarda da bölgesel artışlar ve değişimler yaşanacak. Bütün bunlar Türkiye için alarm işareti veren gelişmeler. Bütün geleceğimizi değişecek olan iklim değerlerine şimdiden adapte etmemiz büyük önem taşıyor.

KÜRESEL FELAKETİN ETKİLERİNE RAĞMEN AYAKTA KALACAK 5 ÜLKE

Dünyanın bir bölgesinde kentler artık yaşanamaz hale gelirken, bir diğer ucunda da iklim krizlerine karşı en yaşanabilir yerler ortaya koyuluyor. İklim değişikliğinin gezegen üzerindeki hakimiyetini güçlendirmesiyle birlikte, araştırmacılar da en yaşanabilir yerleri inceliyorlar. İngiltere’deki Küresel Sürdürülebilirlik Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, ülkeleri üç ana kritere göre değerlendirdi.

  1. Tarım kapasitesi: Mevcut nüfusu sürdürmek adına çiftçilik için ne kadar arazi kullanılıyor?
  2. İzolasyon: Ülke diğer yüksek nüfuslu bölgelere ne kadar yakın? Burada uzak olması önemli bir kriter.
  3. Kendi kendine yeterlilik: Ülke kendi yenilebilir enerjisini üretiyor ve üretim kapasitesine sahip mi?

Bu parametreleri kullanan uzmanlar, küresel felaketlerin zararlarına karşın ayakta kalabilecek 5 ülkeyi belirledi. Bu beş yer ise; Yeni Zelanda, İzlanda, Birleşik Krallık, Avustralya’nın Tazmanya eyaleti ve İrlanda olarak belirlendi.

Yeni Zelanda: Yeni Zelanda, dünyanın birçok bölgesinden daha soğuk ve iklim değişikliği nedeniyle büyük bir sıcak artışı olması durumunda bölgenin çok daha az etkileneceği öngörülüyor. Ülke enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 75’ini karşılayacak kadar enerji üretiyor. Aynı zamanda Yeni Zelanda’ya yakın tek yüksek nüfuslu ülke de Avustralya. Zengin Silikon Vadisi yöneticilerinin, felaket senaryolarına hazırlık olarak son on yılda Yeni Zelanda’dan da mülk satın aldıkları biliniyor.

İzlanda: Listede ikinci sırada yer alan İzlanda’nın iklimi gezegenin diğer bölgelerinden çok daha soğuk. Bu nedenle iklim ısınmaya devam ettikçe ekilebilir araziler sürdürülebilir olmaya devam edebilir gibi görünüyor.

Birleşik Krallık: Araştırmacılar, Birleşik Krallık'ta çok sayıda kullanılabilir tarım arazisine, daha ılıman bir iklime ve onu toplumu yeniden inşa etmek için harika bir bölge haline getiren bol miktarda yağışa sahip olduğunu kanısına vardı. Birleşik Krallık'ın önemli bir dezavantajı ise oldukça sınırlı arazi miktarı ve giderek artan nüfusu olarak karşımıza çıkıyor.

Avustralya-Tazmanya: Bu listede yer alan tek kıta Avustralya’nın konumu ve devasa kara kütlesi, artan tarım ve hayvan biyoçeşitliliğine izin veren bir iklime sahip. Avustralya kıyılarında yer alan Tazmanya da iklim değişikliğinin etkileriyle daha az karşı karşıya. Tazmanya’da halihazırda çok sayıda hidroelektrik ve rüzgar enerjisi istasyonu kullanıyor.

Adanın dörtte biri zaten tarım için kullanılıyor ve bu bir felaket durumunda artabilir. Çalışma yazarları, ana kıtadaki koşullar yaşanmaz hale gelirse Tazmanya'nın, Avustralya'nın ‘cankurtaran botu’ olabileceğini belirtiyor.

İrlanda: İrlanda'nın enerjisinin yaklaşık üçte biri 2018'de yenilenebilir kaynaklardan gelirken, bölge rüzgar üretimi ve hidroelektrik santralleri aracılığıyla temiz enerji girişimlerini genişletmeye devam ediyor. Araştırmacılar, düşük enerji talebi ve artan yenilenebilir enerji kaynaklarının bir felaket sığınağı için umut verici bir yer oluşturduğunu söylüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!