İngiliz kadını Atatürk’e danıştı

Güncelleme Tarihi:

İngiliz kadını Atatürk’e danıştı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 1997 00:00

Son seçimlerde İngiliz parlamentosundaki kadın sayısını yüzde yüz arttıran Lesley AbdelaToplumun yüzde 51'ini oluşturan kadınların, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil oranı, İkibin'e neredeyse iki kala, sadece 2,4 düzeyinde. Bu duruma tepki duyan çeşitli kesimlerin kadınları, bu ‘‘kader’’i değiştirmek amacıyla KA-DER'i kurmuşlardı biliyorsunuz. KA-DER, yani Kadın Adayları Eğitme ve Destekleme Derneği... KA-DER ilk genel seçimlerde TBMM'de en az 55 kadın milletvekilinin yer alması için çalışmalara çoktan başladı. Ve kadınların politik hayattaki yeri üzerine çalışmalar yapan İngiliz Eyecatcher organizasyonunun kurucularından Lesley Abdela'yı, İngiliz politik yaşamında büyük başarılar kazandıran programını anlatmak üzere Türkiye'ye davet etti. Lesley Abdela üç günlük seminerine cuma günü Şile'de başladı. KA-DER üyelerine İngiliz parlamentosundaki kadın temcilci sayısını son seçimlerde nasıl yüzde yüz arttırdıklarını anlatıyor. Abdela, kampanya yönetimi ve halkla ilişkilerle ilgili bilgiler de veriyor. Seminere ayrıca İngiliz İşçi Partisi milletvekili Glenys Thornton da katılıyor. İşçi Partisi'ndeki kadın üye sayısının artışında baş mimar olan Glenys, parti içi politika değişimi ve lobi faaliyetleri ile ilgili deneyimlerini anlatıyor. Lesley Abdela ile seminerden önce konuştuk.İşiniz hayli zor çünkü Türkiye kadın siyasetçi gördü ve fakat o dönemi çok kötü hatırlıyor. Böyle bir zeminde, kadınların siyasetteki gerekliliğini anlatacaksınız. Ne söyleyeceksiniz onlara?- Tansu Çiller bir politikacıdır. Kadın olması önemli değil. O zaman bütün erkek politikacıları da Hitler'e mi benzetelim. Türkiye'de kadınların çoğu siyaseti kendi asli faaliyetleri arasında görmüyor. Siyaset çok uzak onlara. KA-DER kadınlara siyaseti sevdirecek. Siyasette gerekli olduklarına inandıracak. Ben 30 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde çalışıyorum. Türkiye'ye bu deneyimleri paylaşmak için geldim. Birşey öğretmek için değil aslında.Türkiye'yi tanıyor musunuz peki? Türkiye'deki kadını, politik yaşamı biliyor musunuz?- Türkiye konusunda tabii ki eksper değilim. Yıllardır Türkiye'deki siyaseti ve kadın hareketlerini izliyorum. KA-DER gibi olumşumlarla ilişkim var. Aslında bu soruyu KA-DER'e sormalısınız, onlar Türkiye'deki kadını biliyor ve tanıyor. Ben yıllardır kadının siyasete katılımı üzerine dünyanın birçok yerinde çalışıyorum, buraya da bu tecrübeleri paylaşmak için geldim, dediğim gibi. İki hafta önce Helsinki'de bir konferansta Türkiye'den dört kadın milletvekili beni izledi. Bundan yıllar önce 1923 yılında, İngiliz kadınları Atatürk'ten fikir almaya geliyorlarmış. Kendilerini yönlendirmesini istiyorlarmış.Büyük bir değişim bu. Şu anda kaç kadın var İngiliz parlementosunda?- 120 kadın var. Yüzde olarak ele alındığında yüzde 18 civarında. Ancak en yüksek kadın parlamenter oranı Kuzey ülkelerinde.Parlamentodaki kadın sayısını arttırmak için Kuzey ülkeleri İngiltere'den farklı ne gibi bir strateji izliyor?- Önemli olan kadınların seçim listelerindeki yeri. Kazanamayacakları daha baştan belli oluyor seçim listesindeki yerleri yüzünden. İsveç 1994 seçimlerinde, listelerde her ikinci ismin bir kadın olması ilkesiyle parlamentoya yüzde 42 oranında kadın soktu.TABİİ Kİ YÜZDE ELLİ!Sizce parlementolarda yüzde kaç oranında kadın olmalı?- Tabii ki yüzde elli. Türkiye'de bu oran yüzde iki veya yüzde üç. Demokrasinin tam işlemesi için kadınların mevcudiyetinin gerekliliğini düşünürsek, bu oran çok düşük.Kadınların politikada mevcudiyetinin neden desteklenmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? - Desteklenmeli çünkü siyasi partiler listelerde açık ya da örtük olarak kadın kotası uygulayabilir. Bu İskandinav ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede yasal engellere rağmen uygulanan yöntemdir. Fransa'da iç ve dış engeller sosyalistleri bu yolu benimsemeye zorladı. Fransız sağının direnci ve kadınların araç haline getirilip kullanılması unutulmaması gereken engellerdindir. 1995'te Juppe hükümetinde olduğu gibi. Bu yüzden kadınlar desteklenmeli ve eğitilmelidir.Peki, kadınlar korkuyor olabilir mi politikadan?- Erkekler siyaseti kendi alanları olarak kabul etmişler. Siyasete giren kadınlarda zaten seçim listelerinde daha kaybediyorlar. Erkeklerin bu baskısı sonucu kadınlar ürküyor. Evde iş yapacak kişi olarak bakılıyor ya kadınlara, bu bütün dünyada böyle. Ama kuşaklar değiştikşe, bu da değişiyor. Son seçimlerde İşçi Partisi çalışmalarını sürdürürken oğlum da bizle çalışıyordu ve o yoğunlukta bana ‘‘benim gitmem lazım, yemek yapma sırası bende bu gece’’ diyordu. Değişiyor, kadına bakış değişiyor.Türkiye'deki kadınlar da değişiyor mu? Siyaseti biliyorlar mı sizce?- İngiltere'de de bir gecede olmadı. 1979 seçimlerinde 19 kadın parlementoya girdi. Son İşçi Partisi'nin kazandığı seçimlerde 120. Kendi evinizde yetiştirdiğiniz domates gibi. Türkiye'de de toprak, güneş ışığı ve tohuma ihtiyaç var. Başka yerlerde de. Ama ondan sonra domatesin ne yapılacağı her yetiştirici için değişir. Türkiye'deki kadınlar kendi metodlarını bulacaklar.İngiltere'de kadınlar, parlamentoda ve yerel yönetimlerde sayılarını arttırmak için ne yaptılar?- Öncelikle bürokratik kademelerdeki personelin yani karar verme mekanizmalarının üçte biri kadın olmalı. Türkiye Birleşmiş Milletler nezdinde böyle bir kararı imzaladı. Ayrıca çalışma yaptığım birçok ülkede hep kadınlara ‘‘problem’’ gözüyle bakılıyor. Yerleşmesi gereken ve İngiltere'de olan, kadınların çözümün parçası olarak görülmesi. Özellikle İngiltere'de kadınların mevcudiyeti gereklilik olarak kabul ediliyor.O zaman kadınların siyasete katılımını artırmak için, önce erkeklerin ikna olması lazım?- Kesinlikle doğru. Çok haklısınız. Erkeklerle çalışmaların yapılması gerekiyor. Kadın adaylara çok iş düşüyor ama erkekleri aynı anda bilinçlendirmek gerekiyor. KA-DER buna başladı. Ankara hükümet ve siyaset merkezi olduğu için oradan bir başlangıç var. Kadınları dahil etmeye çalışırken erkekleri hariç tutmuyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!