İki kadın, iki yorum TEK ACI

Güncelleme Tarihi:

İki kadın, iki yorum TEK ACI
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2000 00:00

Haberin Devamı

Mavi Çarşı katliamının üzerinden tam bir yıl geçti, acılar dinecek gibi görünmüyor

Mavi Çarşı zincir olacak

TERÖR yakıyor, yıkıyor, öldürüyor. Göztepe'deki Mavi Çarşı'ya atılan molotofkokteyller, sadece 13 masum cana kıymadı, 13 ailenin yaşamını da altüst etti. İşportacılıktan patronluğa yükselen, Mavi Çarşı'nın sahibi Sinoplu İbrahim Taslı'nın, hayalleri alevlerin arasında yokolup giderken, ailesinin de yaşam kurgusu bozuldu. 22 yaşındaki Engin Taslı, Florida Metropolitan Üniversitesi'ndeki İşletme eğitimini ikinci sınıfın ortasında bırakarak Türkiye'ye döndü. Terör kurbanı olan babasının koltuğuna oturdu. Geçen yıl korkunç yangından hemen sonra ABD'deki eğitimini donduran Engin Taslı, hiç bilmediği baba mesleğine, verilen randevudan iki yıl önce bodoslama girmek zorunda kaldı. Göztepe'deki yanan mağazanın sorumluluğu, Gaziosmanpaşa'daki mağazanın dönen çarkı, annesi ve kardeşlerinin yaşam standartlarını değiştirmeme kaygısı, onun sırtına yüklendi. Planlarının rotası beklenmedik bir şekilde değişen Engin Taslı, öncelikle babasının hayallerini gerçeğe taşımak, onu bu şekilde yaşatmak için yeni bir yapılanmaya gitmeye hazırlanıyor. Mavi Çarşı'yı, mağazalar zincirine dönüştürmek istiyor. Bir de babasının, ABD'deki bir firmanın distribütörlüğünü alma hayallerini gerçekleştirmek için araştırma yapıyor. ‘‘Artık onun hayallerini gerçekleştirmek için yaşıyorum. Biliyorum ki

onu yaşatmam için, hayallerini gerçekleştirmem gerekiyor’’ diyor.

Yangın merdiveni yeni eklendi

MAVİ Çarşı'nın kiracı olarak bulunduğu binadaki katliam izleri silinmeye çalışılıyor. Katliamdan sonra dev bir perdeyle kapatılan beş katlı bina, Kadıköy Belediyesi'nden ‘‘İş merkezi’’ olarak tadilat ruhsatı aldı. Binanın ilk hali alt kat dükkan, üst kat daire görünümündeydi. Şimdi ise yeniden camla kaplanan bina, bir iş merkezi görünümü aldı. Binaya, yokluğu facianın daha da büyümesine neden olan yangın merdiveni eklendi. Katliamdan sonra perdeyle kapatılan bina yeniden hizmete açılmayı bekliyor.

Evlat acısı hiçbir şeye benzemiyormuş. Ne anne acısına, ne de baba acısına. Belki en yakını kardeş acısı. Ama bu yine de başka. Allah düşmanıma vermesin!’’

İki kadının ortak sözleri bunlar. Fatma Soydemir, 22 yaşındaki kızı Filiz'i verdi Mavi Çarşı terörüne. İlmiye Balcı da dört evladından birini, 43 yaşındaki kızı Seval Balcı'yı.

Kızlarının son sözleri, son gülümseyişi, son ana-kız çekişmeleri hafızalarında. Fotoğrafları cüzdanlarında, salonda, yatak odasında, holde.

Son doğumgünü, ilk doğumgünü. Yüreklerindeki kıpırtıları anneleriyle paylaştıkları özel anlar. Şimdi herbiri ne kadar da kıymetli.

Düğünü olacaktı

Evlatlarını ellerinden alan adam İmralı'da. Peki bu yetiyor mu iki yüreği yanık anneye.

Fatma Soydemir, cüzdanındaki fotoğrafa bir öpücük kondururken ‘‘Yetmez' diyor. ‘‘Benim gözyaşım daha kurumadı. Bu gözyaşını Apo'nun asılması kurutacak mı? Hayır. Ama beslenmesinden iyidir. Sadece ben değilim ki, şehit anası. Binlerce var. Bizim evlatlarımız kara toprağın altına girmişken, onu beslemesinler orada. Assınlar. İdam etsinler. Hele o çarşıyı yakanları en önce assınlar.’’

Bu ölümün tarifi yok

‘‘Eğer’’ diye devam ediyor Fatma Soydemir, ‘‘Yavrumu depremde kaybetseydim, 'Allah'tan geldi' derdim. Ya şimdi ne diyeyim? Böyle birşeyin, böyle bir ölümün tarifi yok. O insanların kızımla ne alıp veremedikleri vardı, hiç! Nişanlıydı kızım. Düğünü olacaktı.’’

Korkusu, yarın bir gün çıkacak affa yönelik.

‘‘Hiç umulmadık adamları affettiler. Nereden bileyim Apo'nun da affedilmeyeceğini? O yüzden ellerini çabuk tutsunlar ve assınlar.’’

İlmiye Balcı, Seval'in annesi. Olaydan üçbuçuk ay önce kaybettiği kocasının acısına kızı Seval'le karşı koymayı düşünüyormuş hep. Olmamış. Hayat arkadaşının acısına, evlat acısı eklenmiş.

Yine de razı değil Apo'nun asılmasına. Peki neden?

‘‘İlk günlerde 'Asılsın' dedim. Öldürsünler istedim. Ama sonra sonra gazetede yazılanları, çizilenleri okudukça vazgeçtim bu isteğimden. Bencilce olur diye düşündüm. Devletin yararını düşünmem gerektiğini farkettim.’’

Evi Çarşı’ya bitişik

Öldürülmeyi Apo için bir kurtuluş sayıyor.

‘‘Asarlarsa kurtulur. Sürünsün istiyorum. Ama konforu yerinde olmasın. Hücrelerde, en dar hücrelerde yaşasın.’’

Katliamı gerçekleştirenler içinse, Apo için düşündüklerini tekrarlayamıyor.

‘‘Evim Mavi Çarşı'ya bitişik. Panjurumu kapalı tutuyorum o binayı görmeyeyim diye. Çırpınışlarımız, yavrularımızı kurtaramayışımız aklıma geliyor. O çarşıyı yakanları assınlar en önce. Hem de evlatlarını kaybeden annelerin gözü önünde assınlar.’’

İki kadın. Apo'ya dair farklı yorumların sahibi iki kadın. Ortak acıları ciğerlerinde. Acıların izi gözlerinde.

t SANIKLAR İDAMLA YARGILANIYOR

Tatbikatta anlattılar mahkemede reddettiler

ABDULLAH Öcalan'ın Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesini protesto etmek için Mavi Çarşı'yı yakan dört sanık yaklaşık bir yıldır İstanbul DGM'de idam istemiyle yargılanıyor. Olayda gözcülük yaptığı iddia edilen Azime Işık ise hálá ifade vermedi.

İstanbul 4 No.lu DGM'de yargılanan sanıklar Metin Yamalak, Abdullah Günay, Azime Işık ve Ergin Atabey gözaltına alındıklarında Mavi Çarşı'ya molotof kokteyli atarak yaktıklarını kabul etmiş ve olay yerinde yaptırılan tatbikatta herşeyi anlatmışlardı.

Sanıklar, Kartal Cezaevi'nde kalmalarını protesto ettikleri gerekçesiyle uzun süre mahkemede ifade vermemişti. Olay sırasında Mavi Çarşı'nın karşısında durarak gözcülük yaptığı ileri sürülen Azime Işık duruşmalara katılıp ifade vermezken diğer sanıklar Yamalak, Günay ve Atabey mahkemedeki savunmalarında iddiaları kabul etmemişti.

Cumhuriyet Savcısı Turan Çolakkadı tarafından hazırlanan iddianamede sanıkların İstanbul HADEP'de görev aldıkları, partideki görevleri sırasında tanıştıkları belirtilmişti. 13 Mart 1999'da sanıkların ayrı ayrı Mavi Çarşı'ya geldiklerini belirten Savcı Çolakkadı, burada Metin Yamalak'ın bir çanta içinde getirdiği molotofkokteylini mağzanını giriş katına attıklarını ifade etmişti. Savcı, iddianamede yasadışı PKK örgütüne üye olduklarını belirttiği dört sanığın ayrı ayrı idam ile cezalandırılmasını talep etmişti.

Müfrezeye merdiven

OLAYDAN sonra Kadıköy İtfaiyesi Erenköy müfrezesine merdiven aracı verildi. İki araç olan Erenköy müfrezesi üç araca çıkarıldı. Müfreze Mavi Çarşı'ya 500 metre mesafedeydi. Erenköy Müfrezesi olay yerine merdivensiz ulaştıktan sonra merdiven aracı Kadıköy'den çıkarılmıştı. Geldiğinde ise çok geç olduğu için insan kurtarmada değil, sadece yangın söndürmede kullanıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!