İki başlı görüntü

Güncelleme Tarihi:

İki başlı görüntü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2002 00:00

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün sendikacıları kabulünde, geçen yıl ödenmeyen işçi ikramiyelerinden birinin bayram öncesi ödeneceği yolunda söz verdi.Gerçi ‘‘meblağını bilmiyorum’’ ve ‘‘ilgili bakanlara soracağım’’ diyerek, verdiği sözü yumuşatmak istedi ama sendikacılar ve TV'den dinleyen işçiler, ister istemez, bunu bir söz olarak aldılar.Peki, Erdoğan hangi sıfatla bu tür sözler veriyor?İktidar olan bir partinin genel başkanı ama bu sözü verecek resmi bir konumda değil. Bu sözü vermek ancak Başbakan'ın yetkisinde olabilir...Kısacası; Türkiye'de iki başlı yönetim görüntüsü var. ‘‘Olmayacak’’ denmesine rağmen, zaten başından beri var ama iki başlı yönetim görüntüsü giderek daha da kuvvetlenmeye, herkesin gözüne çarpmaya başladı.Ekonomi açısından ele alındığında iki başlı yönetimin sonuçları çok daha ağır oluyor. Tayyip Erdoğan'ın işçilere verdiği ikramiye sözünde olduğu gibi, Başbakan'ın ve Hükümetin haberi olmadan bazı sözler verilmiş oluyor.Hükümet kendi yaptığı plana göre harcama kalemlerini saptıyor, hesabını yapıyor, IMF'yle buna göre müzakere yapıyor ama Hükümet dışından biri çıkıyor, hem de bağlayıcı biçimde, yeni harcama kalemi oluşturuyor. Böyle Hükümet olunabilir mi?Bu ikili yapının böyle uzun süre gitmesine, bizce imkan yok. O nedenle Tayyip Erdoğan'ın bir an önce Başbakanlık koltuğuna oturması gerekecek. İyi mi olacak, kötü mü olacak o konuda tahminler değişik ama Türkiye'nin Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığını yaşaması, bizce şart. Çünkü Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında, ne iş yapabileceğini göstermiş değil. Erdoğan Başbakan olmalı, devletin hesaplarını ve imkanlarını iyi bilmeli ki; bu tür sözler vermesin.Peki, Erdoğan konumu netleşene kadar, bu tür sözler vermeden kenarda otursa daha iyi değil mi? Bizce daha iyi ama bunu yapmıyor...MESAJLAR DÜZELİYORBizce Tayyip Erdoğan'ın bir-kaç ay sonra Hükümetin başına geçeceğini unutmadan davranması, ileride kendisini de zor durumda bırakabilecek sözleri, bu konumuyla vermemeye özen göstermesi, kendi açısından da yararlı olacaktır. Zaten Hükümetin, fındıkta olduğu gibi, seçim öncesi kendisinin verdiği sözleri yerine getirmekte ne kadar zorlandığını da unutmamalı...Bu arada Hükümetin ekonomide verdiği mesajlar biraz düzelmeye başladı. Başbakan Abdullah Gül, bu hafta başından itibaren, bozulmaya yüz tutan güveni yeniden oluşturmaya dönük bir çaba içinde. Üstüste yaptığı konuşmalarda, ekonomik programın sürdürüleceğine, enflasyonun mutlaka indirileceğine, mali disiplinin korunacağına ilişkin mesajlar veriyor.Gül'ün bu çabası Hükümete de .yansıtıldı. Salı akşamı yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın tek gündemi, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın verdiği ekonomi brifingi idi. Özet olarak bu brifingde mali disiplinin korunması ve yapısal tedbirlerin devam ettirilmesi gereği üzerinde duruldu ve aksi takdirde ekonomide yeniden bozulmanın başlayacağı anlatıldı. Bakanlara, enflasyonla mücaledenin mutlaka devam etmesi, aksi takdirde istikrarlı büyümenin yakalanamayacağı rakamlarla açıklandı.Böylece yakında başlayacak olan 2003 yılı bütçe çalışmalarında bakanların daha insaflı taleplerle gelmeleri sağlanacak. Bütün burlar olumlu mesajlar ama piyasalar için yeterli olmadığını da söylemeliyiz. Piyasalar artık eylem bekliyor.Artık ayak sesleri duşulan Irak krizinin daha az hasarla atlatılabilmesi için, mali disipline her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu, kimse aklından çıkarmamalı. Başta da tabi ki Tayyip Erdoğan...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!