İftira ve soruşturma

Güncelleme Tarihi:

İftira ve soruşturma
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2015 01:11

Uzun süredir yalan ve iftira dolu yayınlarla Doğan Grubu’nu hedef alan Güneş, 10 Eylül günü yine akıl almaz çarpıtmalarla dolu bir haber yaptı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt da gazetenin bu haberini ihbar kabul ederek Doğan Medya Grubu’na ‘terör örgütü propagandası yapmak’ iddiasıyla re’sen soruşturma açtı.

Haberin Devamı

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt, Güneş gazetesinin 10 Eylül 2015 günkü ‘Al sana belge’ başlıklı manşet haberini ihbar kabul ederek Doğan Medya Grubu hakkında “terör örgütü propagandası yapmak”tan re’sen soruşturma başlattı.
Anadolu Ajansı’nın dün geçtiği haberde, soruşturmaya konu olan haberlerle ilgili şu ifadelere yer verildi: “Grup bünyesindeki bazı televizyon ve gazetelerde ‘29 Ağustos 2015’te Siirt’te şehit düşen askerlerin fotoğraflarının sansürsüz yayınlanması’, ‘Tunceli’de öldürülen PKK’lıların fotoğraflarının sansürlenmesi’ ile ‘Cüneyt Özdemir’in PKK’ya katıldığı iddia edilen “kırmızı fularlı kız” olarak bilinen Ayşe Deniz Karacagil ile televizyondaki röportajı’nın soruşturmaya konu olduğu öğrenildi...”
Soruşturmayla ilgili şu noktalar dikkat çekiyor:

Haberin Devamı


TERÖRE LANET


Söz konusu gazetenin haberinde DHKP-C’li teröristlerin, 31 Mart günü Çağlayan Adliyesi’ni basıp Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin almaları olayıyla ilgili Hürriyet’te fotoğrafın yayınlanması eleştiriliyor.
Gerçek: Teröristlerin 8 saat süren eyleminde ilk saatlerde içerde ne olduğu uzun süre anlaşılamadı. Hürriyet’in Güneş gazetesinde kullanılan 1. sayfa kupürü taşra baskımıza ait. Yani daha eylem sürerken hazırladığımız sayfa. Savcı Kiraz’ın yaralı olarak kaldırıldığı hastanede şehit olduğu haberi gelince 1. sayfa şehir baskısında “Teröre lanet” manşet başlığı ile tamamen değiştirildi.


YÜZDE 52 TARTIŞMASI


Aynı gazete haberinde Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi için verilen idam kararına ilişkin haberin www.hurriyet.com.tr’de, “Yüzde 52 oy aldı idam kararı verdiler” başlığıyla yayınlanması da eleştiri konusu yapılmıştı.
Gerçek: Bu haberle ilgili olarak daha önce açılan soruşturma, “Haber, tamamen gerçek ve güncel bir olayın kamuoyuna duyurulması amacını taşıyor” gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlandı. Ancak bir avukatın itirazı üzerine dosya yeniden açıldı.


HACK’LENEN HESAP


Güneş gazetesi, Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) Twitter hesabından HDP’ye destek içerikli bir tweet atıldığı iddiasında da bulundu.
Gerçek: 7 Haziran seçiminden birkaç gün önce DHA’nın korsanlar tarafından ele geçirilen Twitter hesabından böyle bir tweet atıldı. DHA yetkilileri bilgisayar korsanlarının saldırısı sonrası hemen Londra’daki Twitter ofisi ile temas kurdu. Hesap geri alınarak hackerların yazdığı tweet kısa süre içinde silindi.

Haberin Devamı


KIRMIZI FULARLI KIZ

Doğan Medya Grubu’nun teröre destekle suçlandığı bir diğer haber ise kamuoyunda Kırmızı Fularlı Kız olarak anılan Ayşe Deniz Karacagil ile Kanal D’de ana haberde Cüneyt Özdemir’in yaptığı röportaj.
Gerçek: Gezi protestoları sırasında Antalya’da gözaltına alınan Karacagil ile 2014 yılının şubat ayında tahliye edilmesinden sonra birçok gazeteci gibi Cüneyt Özdemir de söyleşi yaptı. Karacagil’in, bu söyleşiden 4 ay sonra terör örgütü PKK’ya katıldığı açıklandı. Karacagil, bundan sonra terör örgütünün bir etkinliğinde görüntülendi. Doğan Grubu’nun bir televizyon kanalının, bu olaydan 4 ay önce henüz ‘Çözüm Süreci’ devam ederken Karacagil ile söyleşi yapmasının “terör propagandası” olarak nitelendirilmesi dikkat çekti.

Haberin Devamı


BUZLANMIŞ FOTOĞRAFLAR

Bir iddia da şu: “29 Ağustos 2015’te Siirt’te şehit düşen askerlerin fotoğraflarının sansürsüz yayınlanması”, buna karşılık “Tunceli’de öldürülen PKK’lıların fotoğraflarının sansürlenmesi.”
Gerçek: Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) geçtiği haberlerde fotoğraflar orijinaldir. Yani DHA, olay yerindeki görüntüyü aynen geçer. Abone kuruluş, kendi yayın ilkelerine göre video veya fotoğrafların üzerinde buzlama tabir edilen düzenlemeyi yapar. Gazetenin iddiasının aksine DHA, Tunceli’deki PKK’lı teröristlerin fotoğraflarını da açık geçmiştir. Doğan Grubu Yayın İlkeleri’nde gazete ve TV’lerde yayınlanacak fotoğraf ve görüntüler için belli kurallar vardı. Bu nedenle ceset fotoğrafları veya olay yerinde kan varsa buzlama yapılarak yayınlanır.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Yorum yapmam doğru olmaz


Doğan Medya Grubu’na yönelik soruşturma açılması, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a da soruldu.
Kalın, soruya şu cevabı verdi: “Hukuki süreçle ilgili benim yorum yapmam doğru olmaz, bir gerekçelerini görelim. Tabloyu net görmekten sonra değerlendirmek yapmak daha isabetli olur diye düşünüyorum.”


Doğan Medya kapatılmak mı isteniyor


MERKEZİ New York’ta olan Human Rights Watch’un (İnsan Hakları İzleme Grubu) kıdemli Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, Doğan Grubu hakkında ‘terörist propagandası’ yaptığı gerekçesiyle soruşturma açılmasının ardından Twitter’da “Doğan Haber grubu, kalabalığın saldırısından bir hafta sonra terör propagandası soruşturmasıyla karşı karşıya. Hükümet, onları seçim öncesi kapatmak mı istiyor” diye yazdı.

Haberin Devamı


Dış basın ‘acil’ olarak duyurdu


DOĞAN Medya Grubu’na soruşturma, uluslararası haber ajansları tarafından acil koduyla duyuruldu. Reuters haberinde, “Doğan Medya’nın, “Türk medya devi Doğan Holding bünyesinde olduğu ve yüksek tirajlı Hürriyet gazetesini yayımladığı” belirtildi. AFP’nin haberinde Doğan Medya Grubu’nun, “bağımsız Hürriyet gazetesi, CNN Türk televizyon kanalı ve diğer yayın organlarının sahibi” olduğu hatırlatıldı. Alman Spiegel Online’ın haberinde ise “Türkiye’de savcılık, ülkenin önde gelen medya grubu olan Doğan Medya’ya yönelik ‘terör propagandası’ suçlamasıyla soruşturma başlattı. Geçen günlerde AKP yanlıları Hürriyet’in merkezine iki kez saldırıda bulunmuştu” denildi.

İftira ve soruşturma

Evime yapıldı gibi hissettim


BASIN Konseyi'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Kıbrıs Türk Basın Konseyi heyeti, İstanbul Valisi Vasip Şahin'i makamında ziyaret etti. Basın Konseyi'nce ziyaretle ilgili yapılan yazılı açıklamada, Vali Şahin'in, Hürriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılar için, "Hürriyet'e saldırı yapıldığında evime yapılmış gibi hissettim" dediği aktarıldı.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ile Kıbrıs Türk Basın Konseyi Başkanı Doç. Dr. Şule Lokmanoğlu Aker başkanlığındaki heyeti, Vali makamında karşıladı. Basın Konseyi'nden yapılan açıklamaya göre, Valilik binası hakkında bilgiler veren Vasip Şahin, son günlerde basına yönelik saldırılarla ilgili de konuştu. Açıklamaya göre Vali Şahin, şunları söyledi:
"Etik değerlere uymak, tüm sorunu çözecektir. Bir gazete bir yazı yazdığında 'nasıl yazdı' diye düşünmek doğru değil. Eleştiri herkesin hakkı. Eleştiri dediğiniz şey, yönetim sistemi içinde yaşıyorsanız birileri eleştirilmeli. O zaman sistem sağlıklı işler. Eleştirilmezse muhakkak yanlış yapılır. Hürriyet'e saldırı yapıldığında yazar bir arkadaşımız aradı. 10 dakika sonra ekipler oradaydı. Hürriyet Gazetesi, yalan yanlış haber yapsa bile cam çerçeve kırılmamalıydı. Hürriyet'e saldırı yapıldığında evime yapılmış gibi hissettim."
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç'in, "İkinci saldırı, güvenlik güçlerinin sayısının azlığı ve sonrasındaki yasal işlemlerin caydırıcı olmaması nedeniyle mi yaşanmıştır?” diye sorması üzerine, Vali Şahin’in, "Yeterince ve zamanında müdahale yapıldı. Ancak ikinci saldırı spontan gelişti" dediği belirtildi. (DHA)


TCG'den TBMM'ye: Gazeteciliğe olağanüstü hali kaldırın


TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu açıklama yaparak, gazetecilere gözaltı, Nokta Dergisi'ne baskın ve internet sitesi cumhuriyet.com.tr'ye erişim engeline dikkat çekti. Açıklamada "Türkiye'de gazetecilik üzerindeki olağanüstü hal ağırlaştırılarak devam ettirilmektedir. Meclis, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için gazetecilik üzerindeki olağanüstü hali kaldırmalı" denildi. TGC Yönetim Kurulu'nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:
"Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü haberleri bilmek, habere ulaşmak; haber ve fikirleri eleştirmek, yorumlamak, haberleri serbestçe yayabilmek hakkından oluşur. Bu ilkelerin her olayda, her seferde aynı anda var olması zorunludur. Bir ilkenin idare tarafından engellenmesi o ülkede basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün zedelendiğinin ve hatta basın özgürlüğünün olmadığının açık kanıtıdır. Türkiye yeni bir seçime giderken medya kuruluşları ve gazeteciler iktidar tarafından yine hedef seçilmektedir. Hukuk keyfi biçimde medya ve gazeteciler üzerinde baskı yaratmak için kullanılmaktadır. Demokratik ülkelerde benzeri görülmeyen baskılarla son 3 günde, 3’ü yabancı 7 gazetecinin gözaltına alınması bunun en somut örneğidir. Meslektaşlarımız sonra serbest bırakılmışlardır. Nokta Dergisi'nin 18. sayısı yayınlanmadan savcılık kararıyla toplatılmış, Cumhuriyet gazetesi nin internet sitesi 'cumhuriyet.com.tr'ye ise mahkeme kararı olmadan Türk Telekom, TTNET, Uydunet ve PTT Cell tarafından erişim engellenmiştir. Bu uygulamalarla Türkiye'de gazetecilik üzerindeki olağanüstü hal ağırlaştırılarak devam ettirilmektedir. Türkiye'de demokrasiyi dışlayan bu uygulamalara Meclis sessiz kalmamalı, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için gazetecilik üzerindeki olağanüstü hali kaldırmalıdır." (DHA)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!