Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 31, 2003 00:00

Hapisteki gazeteciler ve basının tavrıTek bir gazetecinin bile gazetecilik iÅŸlevi nedeniyle hapse atılmasının kabul edilemeyecek bir durum olduÄŸu inancıyla, son 6 senedir aylar süren bir çalışma yapıyor ve bulduÄŸumuz sonuçları her yıl 27 Mart günü kamuoyuna açıklıyorduk. Bu yıl da aynı çalışmayı yaptık ve 27 Mart 2003 günü öğle saatlerinde raporun sonuçlarını tüm basınımıza verdik. Dansöz Zümre'nin uyuÅŸturucu kullanma suçundan 10 ay hapse mahkum edildiÄŸini okuyuculara bildirmek için yarışan büyük gazetelerimiz ile radyo ve TV kanallarında, halen 7 gazetecinin hapiste olduÄŸuna iliÅŸkin rapor hakkında tek satırlık haber yer almadığını gördük. Bu durumu deÄŸerlendirdik. Söz konusu 7 gazetecinin kimler olduÄŸunu merak etmeyen, bu deÄŸerlendirmemizin saÄŸlıklı olup olmadığını araÅŸtırmayan, çağımızda ifade özgürlüğüyle ilgili bir suçtan dolayı insanların hapse atılmasında tuhaflık olup olmadığını irdelemeyen bir medya dünyasını, bu tür bir raporla meÅŸgul etmekte anlam olmadığı sonucuna vardık. O nedenle medyamızın bu konulara da ilgi duyacağı zamana kadar ‘hapishanede bulunan gazeteciler' konusunda çalışma yapmama ve rapor hazırlamama kararı aldık.Daha önceki yıllarda Türkiye ‘dünyada en çok gazetecinin hapsedildiÄŸi ülke' olarak tanınıyor ve tanıtılıyordu. Çünkü Türkiye'deki durum, gerçekleri olduÄŸu gibi yansıtmak isteyenlerle deÄŸil, çoÄŸu kez Türkiye'yi kötü görmek ve göstermek isteyenlere hizmet sunarak para kazananlarla iÅŸbirliÄŸi yapılarak dünyaya yansıtılıyordu. Basın Konseyi, son 6 yıl boyunca hazırladığı raporlarla bu ÅŸer monopolünü kırdı. GerçeÄŸi abartmadan, bozmadan ortaya koydu.Ama yukarıda ifade ettiÄŸim gibi, anlaşılan bu çalışma meslek dünyamızda dansöz Zümre'nin ‘uyuÅŸturucu kullanması' kadar ilgi yaratmamış. Bunu görünce biz de bu konuya nokta koyduk.Oktay EKŞİBasın Konseyi BaÅŸkanıTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU Konuyu araÅŸtırdık. Basın Konseyi'nin bu açıklamasına iliÅŸkin haberin, Hürriyet'in yazı iÅŸlerine hiç ulaÅŸmadığı ortaya çıktı. Hapiste olduÄŸu saptanan gazetecilerin isimleri de şöyle: Ahmet Aksu, ÇaÄŸdaÅŸ BüyükbaÅŸ, Erdal Tan, Kazım Albayrak, Memik Horuz, Nurettin Åžirin, ve YaÅŸar Çamyar.Askeri terimleri uzmanına sorunGAZETENÄ°ZÄ°N 24 Åžubat 2003 tarihli yayınındaki Remzi Özkahraman'ın uyarısına katılarak ÅŸunu ifade etmek istiyorum: Medyanın hemen hepsinde askeri terimler yanlış kullanılmaktadır. Sizlere önerim, Türkiye emekli subaylar dernekleri ile irtibata geçerek tabirlerin doÄŸrusunu öğrenip yayımlamanız.Saygılarımla.Hamdi DEMÄ°R(E) P. Yb.Tomahawk füzeleri B-52 uçaklarından atılmazIRAK operasyonu sırasında Åžanlıurfa'ya düşen iki ayrı füzenin kaynağıyla ilgili olarak 25 Mart 2003 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde yer alan haberde önemli bilgi yanlışlıkları bulunuyor. Bu hatalar haberi tamamen temelsiz kılıyor. Habere göre bu füzeler Türk hava sahasından geçen B-52 uçaklarından düşmüş. Oysa Tomahawk füzeleri sadece denizde konuÅŸlandırılabilir. Uçaklardan atılmaz. Türkiye'ye düşen füzeler de DoÄŸu Akdeniz'de konuÅŸlu Amerikan destroyer ya da kruvazörlerinden fırlatılmıştır. 24 Mart günü Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'dan yapılan açıklama da bu yöndedir. Haberde, ‘‘Pentagon, Åžanlıurfa'ya düşen füzelerin denizden deÄŸil, Türkiye hava sahasını kullanan B-52 uçaklarından fırlatıldığını öne sürdü’’ ÅŸeklinde yer alan ifade kesinlikle yanlıştır. Pentagon kendi füzelerinin sadece denizde konuÅŸlandırıldığını elbette bilmektedir. Bir sonraki cümlede ise ÅŸu ifade bulunmaktadır: ‘‘Ancak uzmanlar, Tomahawk füzelerinin B-52'lerden deÄŸil gemi veya denizaltılardan atılabildiÄŸini söylediler.’’ Dünya üzerinde Tomahawk'ın nereden atılabildiÄŸine iliÅŸkin bir tartışma yoktur. Çünkü ev adresleri bellidir.Tomahawk'lar (BGM-109) denizden karaya atılan seyir (cruise) füzeleridir. B-52'ler de ‘‘AGM-86C’’ tipi havadan karaya seyir füzeleri taşımaktadır.AyÅŸe Özek KARASUYazdıklarınız toplumu pek ilgilendirmiyorKÖŞENÄ°Z yayın hayatına girdiÄŸi günlerde bir okuyucu ve meslektaşınız olarak takipçiniz olacağıma dair faks çekmiÅŸ, siz de bunu yayınlamıştınız. Åžayet yeni uygulamanızda arzulanan hedefi yakalarsanız sizi öveceÄŸimi, deÄŸilse ikaz edeceÄŸimi belirtmiÅŸtim.DeÄŸerli meslektaşım, ne yazık ki geçen süre içinde övülecek birkaç yönünüz varsa da, beklediÄŸim performansı göstermediÄŸinizi belirtmek isterim.Verilen yazıların yüzde 75'i toplumun büyük çoÄŸunluÄŸunu ilgilendiren konuları içermemektedir. Eminim ki gelen fakslarda toplumun büyük çoÄŸunluÄŸunu ilgilendiren, ya da gazetenizden farklı düşünen onlarca yazı var. Katılımı çok daha fazla ve geniÅŸ halk kitlelerinin olumlu ya da olumsuz tepkilerini çeken konuları seçmenizi önerirsem bu aÄŸabeyinizi herhalde akıl hocalığı yapıyor diye es geçmez ve de itham etmezsiniz.Serdar BARANGazeteci-YazarGözükmek deÄŸil görünmekUZUN yıllardır Hürriyet okuruyum. Yazarlarınızın da çok sık yaptığı bir Türkçe yanlışına dikkat çekmek istiyorum. Türkçe, eklemeli diller grubundan olup, fiilin devamına eylem ekleri getirilerek yeni kelimeler türetilir. ÖrneÄŸin: Fiil ‘‘görmek’’tir ‘‘gözmek’’ deÄŸil. Bu nedenle herhangi bir konudan söz ederken ‘‘gözüküyordu’’ deÄŸil ‘‘görünüyordu’’, ‘‘gözükebilir’’ deÄŸil ‘‘görünebilir’’, ‘‘öyle gözükse de’’ deÄŸil ‘‘öyle görünse de’’ denilmelidir. Saygılarımla.Haydar ILOÄžLUhamis100@hotmail.comNikáhı Gürtuna kıymadıGENELDE basının, özelde Hürriyet Gazetesi'nin çok iyi bir takipçisiyim. Åžimdiye kadar birçok gazetede yüzlerce cümle düşüklüğü, imla ve isim yanlışlığı gördüm. Yalnız bugünkü (24 Åžubat) Hürriyet'te öyle bir bilgi hatası vardı ki, yazmaktan kendimi alamadım. Sabah bir radyoda canlı yayın konuÄŸu olarak Ä°stanbul Belediye BaÅŸkanı Sayın Ali Müfit Gürtuna, Erbakan ailesinin düğününde nikáhı kendisinin kıyıp kıymadığına iliÅŸkin soruya, ‘‘Hayır, nikáhı Ãœsküdar Belediye BaÅŸkanı kıydı’’ yanıtını verdi. Ancak yaklaşık yarım saat sonra gazetenizde bu konuyla iliÅŸkin haberde nikáhı Sayın Ali Müfit Gürtuna'nın kıydığını okuyunca çok büyük bir hayal kırıklığı ve aldatılma duygusu yaÅŸadım. Ä°ki imza taşıyan haberde bu yanlışlık olmamalıydı. Bu durumun çok sıkı bir okuru olduÄŸum Hürriyet'te meydana gelmesi beni ayrıca üzdü. Bu konu hakkında aydınlatılmayı bekliyorum.Ufuk KURTARANTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU Okurumuz haklı. Nikáhı Ãœsküdar Belediye BaÅŸkanı Yılmaz Bayat kıydı. Muhabirlerimiz, gazetecilerin alınmadığı nikáhta bazı davetlilerin nikáhı konuklar arasında bulunan Ali Müfit Gürtuna'nın kıydığını söylediklerini aktardılar. Özür diliyorlar.Gitar deÄŸil sitar24 Mart tarihli gazetenizde, Ravi Shankar'ın ‘‘Gitar virtüözü’’ olduÄŸunu yazmışsınız. Bu enstrüman, gitar deÄŸil ‘‘sitar’’dır deÄŸil mi arkadaÅŸlar? Sitardır. E o zaman ne duruyoruz, düzeltelim arkadaÅŸlar? TeÅŸekkürler, selamlar.Özgür SARIKAYA - ANTALYAKISA KISASACÄ°T RENDA 6 Mart tarihinde yayımladığınız ‘‘İşte Ä°stifanın 3 Nedeni’’ baÅŸlıklı haberde ‘‘mahiyetimdeki insanlarla uÄŸraÅŸma’’ ifadesi yer alıyordu. Bu mahiyet deÄŸil maiyet (bir amirin emrinde bulunma) olacaktır.LEYLA KARATAÅž Geçen hafta yayımladığınız Fatih Altaylı ile ilgili yazıyı hüsranla okudum. Bence bu kararından vazgeçsin. Birkaç kiÅŸi beÄŸenmedi diye kimse fikirlerinden ödün vermemeli.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!