Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2003 03:39

Beyaz bayraklı askerler

SADIK bir okurunuz olarak, beyaz bayraklı iki Iraklı askerin bir siperin içerisinde öldürülmüş fotoğrafının beni çok rahatsız ettiğini belirtmek isterim. Açıkça görülüyor ki askerler o bayrağı kaldırmışlar, teslim olma taleplerini belirtmişler, ama buna rağmen öldürülmüşler. ‘‘Zavallılar, bayrağı çekmeye fırsat bulamamışlar’’ yorumunuzu şiddetle eleştiriyorum.

İbrahim CANSEVER

ibrahimcansever@hotmail.com

TEMSİLCİNİN NOTU

Geçtiğimiz günlerde bazı okurlarımız, Hürriyet'i savaş yanlısı yayın yapmakla eleştirdi. Kullanılan fotoğraflardan, başlıklardaki sözcüklerden bile, hiç umulmayan anlamlar çıkarılarak yorumlar yapıldı. Hürriyet'in 16 numaralı yayın ilkesi, ‘‘Haberlerin araştırılması, hazırlanması ve yayımlanmasında her zaman dengeli, gerçeğe bağlı ve objektif davranılması şarttır’’ der. Hürriyet, haberlerinde bu maddeye titizlikle uyar.

Savaşla ilgili olarak tüm dünyaya haber sağlayan birimlerin, ABD ve İngiltere kaynaklı olduğu bir gerçek. Hürriyet sadece bu haber kaynaklarına bağımlı kalmamak ve daha objektif olabilmek için de, kendi muhabirlerini Irak'ta tutmayı sürdürüyor. Halen Faruk Zabcı, Bağdat'ta tek Türk gazeteci olarak görev yapıyor. Hakan Denker ve Faruk Balıkçı ise K.Irak'tan haber aktarmayı sürdürüyor.

Okurlarımız yakından biliyor ki, Hürriyet'te hiç kimse savaşı savunan yazılar yazmadı. Ancak bazı yazarlarımız, tezkerenin kabul edilmesinin Türkiye'nin çıkarlarına daha uygun olduğunu savundu. Buna karşılık başta başyazarımız Oktay Ekşi olmak üzere birçok Hürriyet yazarı savaş karşıtı yazılarını sürdürüyor. Oktay Bey, savaşın uluslararası meşruiyete sahip olmadığını da yazıyor. Bu görüş ayrılığı sadece Hürriyet'te değil, savaşı yürüten ülkelerin gazetelerinde bile yaşanıyor. Ve unutulmamalı ki Hürriyet yazarları yorumlarında özgür.



Hava korsanı fotoğrafları

‘Korsan Kokpitte’ manşetinin atıldığı gün, TV'lerin bir gün önce defalarca gösterdiği görüntüleri kendi fotoğrafınız gibi lanse etmenizi anlamadım. Özel dediğiniz o fotoğrafları, bir gün önce TV'den izledim. Hostesli fotoğraf hiç de bir şey anlatmıyor.

Mustafa Arslan cotanak1@mynet.com

TEMSİLCİNİN NOTU

Hürriyet'in kullandığı fotoğrafları, kaçırılan uçağın içindeki arkadaşımız Metehan Demir bizzat çekmişti. Fotoğrafların Türkiye dışı yayın haklarını da aynı gün Fotoğraf Editörlüğümüz, Reuters haber ajansına verdi. Fotoğraflar Reuters tarafından yurtdışındaki abonelerine geçildi. Ancak bazı yerli TV istasyonları, Türkiye içinde kullanma hakkı verilmediği halde Hürriyet'e ait bu fotoğrafları yayınladılar.



Oscar ödülleri

25 Mart 2003 tarihli Hürriyet'te, Oscar ödülleri tablosunda anlam veremediğim iki dal vardı. Bunlardan ‘‘film çekme sanatı’’nın Azap Yolu filmine, ‘‘en iyi film yayıncılığı’’nın da Chicago'ya verildiği yazılmıştı. Sakın bunlardan ilki ‘‘en iyi görüntü yönetmeni’’, ikincisi de ‘‘en iyi kurgu’’ olmasın? Cem KARAER


Savcı tutuklayamaz

7 Mart tarihli gazetenizde yer alan ‘‘Asansörde Bile Seks Yaptırdılar’’ başlıklı haberde sanıkların, alınan ifadelerinin ardından savcı talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıkları belirtilmektedir. Oysa CMUK 104 ve devamı maddeleri uyarınca cumhuriyet savcısı tarafından sorgusunun yapılıp tutuklanması talebiyle gönderilen sanığın tutuklanmasına ya da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına ancak hákim karar verir. Cumhuriyet savcısının bu hususta değil hákime bırakın talimatı, tavsiyesi dahi olamaz. Hákimin tutuklama talebinin reddi kararına karşı cumhuriyet savcısının yalnızca üst mahkemeye itiraz hakkı vardır. Bilgilerinize sunulur.

Hákim Fethiye BİLİCİ

leventbi@hotmail.com



Farklı baskılar

GAZETENİZ İstanbul-Anadolu ve İstanbul-Avrupa olarak iki farklı şekilde mi basılıyor? Eğer böylese nedenini merak ediyorum. 31.03.2003 tarihli Anadolu yakasındaki Hürriyet'te gözleri görmeyen köylülerle ilgili bir haber, Avrupa yakasında çıkanda ise Emine Ün'ün evlilik haberi var. Nedenini merak ediyorum.

M.Murat YÜKSEL

muratyuksel80@hotmail.com

TEMSİLCİNİN NOTU

Hürriyet her gün, 6 matbaada taşra ve şehir olmak üzere 12 ayrı baskı yapıyor. Haberler geliştiği sürece, sayfalar yenileniyor. Bazen de yıldırım baskılar yapılıyor. (Irak Savaşı'nın ilk gününde olduğu gibi.) Bölge sayfalarında da bölgelere yönelik haberler yayımlanıyor.



Tiyatrolar Günü

HÜRRİYET'te ‘‘Dünya Tiyatrolar Günü’’ ile ilgili tek satır bir habere dahi rastlamadım. (Televizyon programlarını içeren Kelebek sayfasında bir dizinin özeti verilirken hariç.) Tabii ki savaş önemli ve medyada çok yer tutması da doğal, ama sanat bir başka bağlamda bence savaştan da önemli.Uğur AKDORA


Savaşın durması için yayın yapın

LÜTFEN savaşın durması, çocukların ve sivillerin ölmemesi için yayın yapın. Hükümet hiçbir şekilde savaşa onay vermesin ve insanlar ölmesin. Ne acıdır ki bugünlerde Irak'tan çoluk çocuk ölümleri haberi alacağım diye uyuyamaz oldum. Ayrıca bizim emekli subayların savaş stratejisi belirlemeleri de çok garibime gidiyor. Zira masum insanların üzerine düşen birçok bomba bize büyük acılar yaşatıyor. Hükümetimiz ve basınımız savaşa hayır dediği sürece biz var oluruz. Atatürk bize ‘‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’u öğretmedi mi?

Şenol ÇARDAK/ANKARA

senolcardak@mynet.com



Duvarı delen hamilelik

26 Mart tarihli gazetenizde yer alan ‘‘Duvarı Delip Hamile Bıraktı’’ başlıklı haberinizi okudum. Bence bu konunun haber değeri taşıdığına siz bile inanmıyorsunuzdur. Toplumun haber alma hakkını kullandığı yayın organlarının biraz daha düşünceli yazılar yazması gerekmez mi? Düşünün, okumayı yeni sökmüş bir çocuğun bu yazıyı okuduktan sonraki psikolojisini. Bundan sonra bu konuda daha dikkatli olacağınız ümidiyle iyi çalışmalar dilerim.

Tolga UÇAK

ucakt@itu.edu.tr



İki öğretmene tecavüz

24 Mart Pazartesi günü aşağıdaki haberi okurken tüylerim diken diken oldu. Editörün gözünden kaçtığını düşünmek istiyorum: ‘‘Ailelerinden ayrılıp çocuklara ışık olmak için gelen, canları ve namusları kendilerine emanet iki bayan öğretmene sahip çıkamayan belde halkı, şimdi 6 tecavüzcünün ailelerinin beldeyi terk etmesi için imza topladı.’’ Canları ve namusları kendilerine emanet ne demek? Kadınlar, birinin koruması altına girmeden, korunmadan ve kollanmadan kendi başlarının çaresine bakabilecek akla sahipler. Kadınları, aciz, zayıf, aptal, korunmaya muhtaç yaratıklar gibi gösteren bu ifadeyi kınıyorum.

Mine K. / İSTANBUL


Zenci diye yazmayın

Gazetenizde ‘‘ZENCİ’’ kelimesinin kullanıldığını üzülerek görmekteyim. Bu sözcük siyah insanları rencide etmektedir. Bugün en çok ırkçılık olaylarının gözlendiği Amerika'da bile siyahlar için ‘‘afro-Amerikan’’ veya ‘‘black people’’ gibi terimler kullanılmaktadır. Zencinin İngilizce karşılığı ‘‘negro ve nigger’’dir. Bu kelimeleri herhangi bir siyah insana söylediğiniz takdirde çok büyük bir tepki göreceğinizi kendiniz de deneyebilirsiniz. Herhangi bir Musevi asıllı işadamı için nasıl ‘‘Yahudi işadamı’’ tabirini kullanmıyorsanız, siyah insanlar için de zenci kelimesini kullanmamanız gerekmektedir.

Selçuk ARMAĞAN

extrip@mynet.com



OKURLARIMIZDAN KISA KISA

TUĞRUL ŞEN Gazetenizdeki internet siteleriyle ilgili haberlerde, neden sitelerin adresleri yer almıyor. Bunu çok sık yaşıyorum. Son alarak ‘‘MİT sitesine bin tıklama’’ haberini verdiniz, adres yine yoktu.

HAKAN SUAT ÖLMEZ Lütfen küçük çocukların taciziyle ilgili haberleri yayınlamayın. Büyük gazetelerin büyük sorumlulukları olur.

ONUR GÜZEL Kokpit yazılarını ve programını havacılar olarak çok beğeniyoruz. Pazar günleri bu bölüme daha fazla yer ayrılırsa seviniriz.

BİROL ATPULAT 9 Şubat'ta yayınladığınız ‘‘Gökkafes'teki Zıt İkizler’’ haberini, 1'inci sayfanıza yakıştıramadım. Lütfen biraz daha saygın ve halkla iç içe olalım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!