Hubble’ın tamirinde bir Türk astronom

Güncelleme Tarihi:

Hubble’ın tamirinde bir Türk astronom
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2002 16:52

Uzayın derinliklerini gözetleyen ve en uzak galaksilerden Dünya’ya haber gönderen Hubble teleskopunun uzaydaki son tamirinde Türk astronom Bülent Kızıltan da yer üssünde görev aldı.

Türk astronom Bülent Kızıltan’ın da yerdeki merkezde görev aldığı Dünya’nın evreni gözetleyen gözü kulağı olan uçak teleskop Hubble’ın uzaydaki tamiri başarıyla sürdü. Colombia uzay mekiği ile uzaya çıkan Amerikalı 7 astronot, yerden 600 km yükseklikteki yörüngesinde Hubble teleskobunu ‘yakaladılar’ ve teleskopta bir dizi yenilemeler gerçekleştirdiler. Böylece Hubble teleskobuna yerden 4. ziyaret yapılmış oldu. Daha önceki ziyaretlerde teleskopun iyi görmeyen "gözü’ mercekler de yenilenmiş, bozulan robot kolu tamir edilmiş ve gerekli bakımları ve tamirleri yapılmıştı.

Teleskopun tamiri için uzay gezileri ve yürüyüşleri 11 gün sürdü. Astronotlar, teleskoba yeni bilimsel cihazlar yerleştirdiler, kameralarını değiştirdiler. Yeni takılan ACS adlı kameranın uzayı ve objeleri daha geniş açılı görüyor ve daha net görüntüler veriyor. Bu arada teleskopun güneş ışığından enerji alıp kullandığı güneş panelleri de yenileri ile değiştirildi. Ayrıca, teleskopun kızılötesi kameralarının ve çok objeli spektrometresinin soğutucu sistemleri de Ğ193 santigrata kadar soğutabilen yeni soğutma sistemiyle değiştirildi. Artık Hubble çok daha iyi görev yapacak.

NASA’daki Türk

NASA’da Hubble teleskopunu yerden izlemekle görevli bir de Türk astronom var. ODTÜ mezunu Bülent Kızıltan kozmoloji konularında lisans üstü araştırmalar yapmak için gittiği Amerika’da kaldı ve NASA’da çalışmalara başladı. Kızıltan, Hubble teleskopunun 1990 yılında Uzay mekiği Discovery ile yörüngeye yerleştirildiğini (Bilgi için: http://hubble.esa.int/, http://hubble.stsci.edu/,ve http://hubble.stsci.edu/) ve yeryüzünde şimdi kullandığımız ilk dijital kameraların uçan teleskop için üretildiğini belirtiyor

Üzerindeki 5 ayrı alıcı ile kızıl ötesi, görünür ışık ve ultraviyole dahil, uzaydaki galaksilerden, yıldızlardan vb aldığı bilgileri yerüstündeki analiz merkezine iletiyor.

İşte Bülent Kızıltan’a, sorularımız ve yanıtları:


Ne üzerine çalışıyorsunuz?

Yaklaşık her iki-üç yılda bir rutin olarak yapılan Hubble Uzay Teleskopunun bakım ve tamiri için, astronotlar Colombia uzay mekiği ile uzaya yolculuk yaparlar.

Şimdi 1 martta yine Hubble’a gidildi. Bugünlerde, ben de dahil, enstitüdeki herkes heyecanla astronotları takip ediyor. Uzaya yapılan bu yolculuklar her açıdan çok riskli ve büyük yatırımlar gerektiriyor.

Bunun ötesinde, bilim dünyasi Hubble’in görüş yeteneğini 10 kat arttıracak olan yeni bir alıcının (Advanced Camera for Surveys-ACS) bir an önce sağlıklı bir şekilde uyduya yerleştirilmesini beklemekte. Bu nedenle astronotların Hubble’a her çıkışında enstitüdekilerin heyecanını anlamak gerekir. Bakımını yaptıkları uydu çok hassas aletlerle donatılmış ve kendi zamanının en pahalı bilimsel yatırımı çünkü.

Bunun dışında, yakın bir zaman önce Chandra Uzay Teleskopu ile kaydedilen bir süpernova patlamasının gözleminin analizini sürdürüyoruz.

Bu Süpernova nedir?

Yıldızlar yakıtlarını tükettikten sonra, kendi yerçekimlerine karşı koyacak bir kuvvetten yoksun kaldıklarından dolayı kendi içlerine çökmeye başlıyorlar. Bu çöküş neticesinde, yıldızın cinsi ve kütlesine bağlı olarak, kainatta görebileceğimiz en güçlü patlama olan Süpernova patlamaları oluşmakta. Bu patlamaların sonucunda kalıntı olarak Notron yıldızı ve karadelik de ortaya çıkabilir.

Biz bu cisimlerin etrafinda oluşan X-ışınını gözlemleyebilmekteyiz. Şimdi elde ettiğimiz sonuçlar, süpernova patlaması ‘SNR J0852.0-4622’nin bildiğimiz sonuçlara pek uymadığını gösteriyor. Bu nedenle bu bulular ‘acaba, kainatin evrimini açıklayan kuramların oluşmasında önemli bir tutan Süpernova Patlamaları ile ilgili teoriler eksik mi?’ sorusu gündeme geldi.

Neden astrofiziği seçtiniz?

Birçok çocuk gibi benim de astrononot olma hayalim vardı. Fakat bilinçli bir eğilim, orta okul-lise yıllarında popüler bilim kitaplarını okumaya başlamam ile oldu. Üniversite yıllarında, özellikle TÜBİTAK’ın yayımladığı kitaplar ile piyasadaki Stephen Hawking'in kitaplarını okumam ile gökbilime olan ilgim gitgide artıyordu. ODTÜ’de aldığım astronomi dersleri ile bu ilgi perçinleşti. ODTÜ Yüksek Enerji Astrofiziği grubunda çok iyi çalışan, üretken ve dünya çapında araştırmalara imza atmış bilim adamları vardı. Notron yıldızları konusunda uzmanlaşmış Prof. Ali Alpar'in bugünkü konumda olmamda çok katkılarının olduğunu eklemeliyim.

‘Nötron yıldızı o kadar yoğun bir madde yapısına sahip ki, bir kibrit kutusu hacmindeki maddesi, Dünyanın kütlesine eşittir.’ Evet, okuduğum bu tümce, gökbilimin günlük düşünme normlarımızın ne kadar dışında, daha doğrusu ötesinde olduğunu çok iyi anlatıyordu. Doğal olarak da beni çok etkilemişti. İçimdeki heyecanı sürekli canlı tutan unsurlarla dolu astronomi. Çok basit 70mm’lik bir teleskoptan Satürn’ün halkalarını, Jupiter üzerindeki kızıl noktayı görmekten tutun da, bir yıldız tayfının analizinden çıkarabileceğiniz şaşırtıcı derecede detaylı sonuçlar bunlardan sadece birkaçı.É

Belki çocukluk hayalime ulaşamadım ama sanıyorum ona en yakın olan şeyi elde ettim. Bilimsel olgunluğa ulaşmak uzun, zorlu ve çoğu zaman fedakarlık isteyen bir süreç. Ben bu sürecin henüz başındayım. Birgün eğer o noktaya ulaşırsam, tecrübelerimi yeni nesil astronom adayları ile paylaşmak ve öğrencilerime başarıya giden yolda destek olmak isterim.

Neler yaptınız?

ABD'ye ilk geldiğimde kısa bir süre Adrian Mellott ile Kosmoloji üzerine çalıştım. Ardından Pennsylvania Eyalet Üniversitesinde, Güneş Sistemi dışında ilk gezegeni keşfeden Polonya asıllı bilim adamı Alex Wolszczan ile atarcalar (pulsar) üzerine çalıştım. Kendisi ile Puerto Rico/ Arecibo'da bir vadi üzerine yerleştirilmiş 300m çapındaki dünyanın en büyük radyo teleskopu ile gökyüzünü tarama çalışmamız oldu. Bu çalışmalar sırasında birçok pulsar keşfettik. Şu an uzayda yörüngede bulunan Chandra X-Işını uydusunun detektörünü yapan grubun başı olan Gordon Garmire ve alanında çok tanınan teorisyen ve gözlemci Rus asıllı bilim adamı George Pavlov ile Supernova Patlamaları, kalıntıları ve notron yıldızları üzerine yoğunlaştık.

Razi Canikligil Ğ New York


ODTÜ’den mezun



ODTÜ’den mezun olan Bülent Kızıltan NASA’daki görevlerini şöyle sıralandırıyor:

1- Hubble üzerinde bulunan alıcılardan sorumlu araştırma gruplarından gelen ayar (kalibrasyon) verileri bende toplanmakta. Bunların teknik yönden doğruluğunu ve uygunluğunu test edip gerekli değişiklikleri yaptıktan sonra, interaktif arşive yerleştirilmesi için "onay" veriyorum. Bu ayar verileri olmadan Hubble'dan alınan bilgileri değerlendirmek mümkün olmuyor.

2)- Observatory Support Group (OSG)'nin üç kişilik grubunun bir üyesiyim. Bu grup, Hubble üzerinde bulunan Hassas Yönlendirme Algılayıcısı’dan sorumlu. FGS, Hubble'in 3 boyutlu uzayda yönlendirilmesini sağladığı için hayati bir öneme sahip.

3- Enstitü içerisinde ve ya dışında bulunan astrofizikçilerle ortak araştırmalar sürdürüyorum. Üzerinde yoğunlukla çalıştığım konular; Süpernova Patlamaları ve kalıntıları, Notron Yıldızları, Atarcalar (pulsar) ve Karadelikler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!