Hindistan yollarında

Güncelleme Tarihi:

Hindistan yollarında
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 1997 00:00

Haberin Devamı

Tamamıyle yabancı bir çoğrafyada saatlerce sürecek bir yolculuk için, hiç tanımadığınız bir şoförle sabahın köründe yola çıkmak nasıl bir duygu olabilir sizce?

Altı günlük Hindistan seferimin, Sih bir şoförle yollarda başbaşa geçen dört günü bu tür bir duyguyu tahlil etmekle geçti. Sırasıyla merak, kaygı ve panikti hissettiklerim.

Bombay'e ayak basar basmaz gözattığım İndian Times Gazetesi'nin, uçuruma yuvarlanan otobüste 50 kişinin, raydan çıkan bir trende 93 kişinin öldüğünü tek sütunluk haber olarak verdiği nedense hep aklımdaydı. Altın Üçgen diye bilinen Yeni Delhi-Jaipur-Agra'yı görmek için yapacağım toplam 15 saatlik yolculuğa şoförle yalnız çıkacağımı öğrenince gayri ihtiyari aklıma ilk geleni söyledim: ‘‘Bari şoför yaşlı olsun’’. Yaşlı şoförler güvenilir olur diye bir kaide varmış gibi. 55 yaşlarında bir şoför göndereceklerini söylediler.

Ertesi sabah karşımda gördüğüm Sih şoför Bay Singh, 55 yaşın oldukça üzerindeydi. Ufak tefekti. Mavi turbanıyla güvenilir birine benziyordu. O an rahatladım. Ama yolculuk süresince ‘‘şimdi kalbi durursa ne yaparım’’ düşüncesi hiç aklımdan çıkmadı. Manitu suskunluğunu anlaşılmaz bir takım ingilizce sözler sarfetmek için bozan Bay Singh çok şükür yolculuğa iyi dayandı.

TEM Otoyulu'ndaki kargaşaya alışkın olmakla birlikte, Yeni Delhi'yi Jaipur'a bağlayan 8 numaralı otoyola çıktığımızda küçük çaplı bir şok yaşadım. Tüm Yeni Delhi halkı otoyola dökülmüş kadar kalabalıktı.

Otomobil, otobüs, minibüs, kamyon, motosiklet, bisiklet, çek çek, triportör, katırlı ya da develi kağnı, kısaca ayaklarınızı yerden kesecek hangi araç aklınıza gelirse 8 numaralı otoyoldaydı.

200 yıl İngiliz sömürgesi olan bir ülkede, gözünüze ilişen ilanlarda Raymond, Bobby, Miranda gibi batılı isimlere rastlamak olağan sayılabilir. Ancak önümden vızır vızır geçen antika kamyonlarda ‘‘Please horn’’ ‘‘Blow horn’’ ‘‘Wait to side’’ gibi ingilizce uyarıları görünce şaşırmadım değil. Hintli kamyon şoförleri ehliyet alırken zorunlu ingilizce imtihanından geçiyorlar mutlaka diye düşündüm. Üstelik bizimkilere inat çok kibardılar. Klakson sesi duyar duymaz hemen yol veriyorlardı.

Eğer vaktiniz kısıtlı ise, yollar ziyaret ettiğiniz ülkenin insanları, yaşam tarzlarıyla ilgili bayağı ipuçları verebilir. Hindistan seyahatim kısa süreceğinden fırsatı kaçırmadım; içinde bulunduğum mini Suzuki minibüsün camlarından gözlerimi hiç ayırmadım.

Otoyolun en hoş sürprizi, köy patikalarından rengarenk sarileriyle çıkan Hintli köylü kadınları oldu. Bedeni iyice saran sari yürüyüşü zarifleştiriyor. Yol kenarından kestikleri otlarla dolu bohçaları başlarının üzerine oturtarak salına salına giden kadınlar etraftaki sefaleti unutturacak kadar güzeldiler.

Beckett Hindistan'ı hiç ziyaret etti mi bilmiyorum. Yol boyunca ‘‘Godot'u bekleyen’’ Hintliler gördüm. Yere çökmüşler öylesine hareketsiz duruyorlardı. Belki saatlerden beri aynı pozisyondaydılar. Belki bir tür meditasyon yapıyorlardı.

Alüminyum tencereleri tezgaha dizili kır lokantalarında ayaküstü atıştıranlar, çeşme başında önce yıkanıp ardından ineğini serinletenler, ipe dizili turuncu kadife çiçeklerini kamyonculara satanlar, çıplak demir bir karyolada uyuklayanlar saatler boyunca önümden akıp gitti. Onlardan gözlerimi sadece kilometre taşlarındaki rakamları görmek için ayırdım.

Yeni Delhi-Jaipur, Jaipur-Agra, Agra-Yeni Delhi güzergahlarında günlük yaşam yollardaydı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!