Hicran'ı bulacağım!

Güncelleme Tarihi:

Hicranı bulacağım
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2000 00:00

Haberin Devamı

Bir baba düşünün; 17 Ağustos depremine oğlunu, gelinini ve üç erkek torununu kurban vermiş. Deprem sonrası 18 yaşındaki kızı Hicran'ın ne ölüsünü, ne de dirisini bulabilmiş. Kızını bulabilmek için Marmara ve Ege Bölgesi'nin tüm mezarlıklarını karış karış gezmiş bir baba! Kenan Emir, tam bir senedir Gölcük'te enkazdan çıkarılıp, Kasımpaşa Askeri Hastanesi'ne kaldırıldığını ispatladığı kızını arıyor.

GÖLCÜK Donanma Caddesi'nde bulunan dünürlerinin apartmanını ararken, Kenan Emir de eşi Şaziye de korkmuyorlardı. Üç katlı evi, enkaz yığını halinde bulduklarındaysa, hisleri çığlık ve gözyaşına dönüştü.

‘‘Enkaz altından oğlum Vadi, gelinim Pınar, torunlarım Kenan, Alican ve Koray ile dünürlerimin cesetlerini çıkardım’’ diye anlatıyor o günleri Kenan Emir. Ancak üç defa kaldırılan enkaza rağmen, 18 yaşındaki kızı Hicran'ın cesedine ulaşamadığını söylüyor.

‘‘Komşular ağabeyiyle birlikte dünürlerimizi ziyarete giden uzun boylu mavi gözlü kızımı hatırladılar hemen. Başı kanayan Hicran'ın sedyeyle Gölcük Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını söylediler.’’

Karanlıkta kalan sorular

Tam bir senedir Hicran'ın izini süren gurbetçi Kenan Emir, belgeler ve isimlerle konuşuyor. ‘‘Kızıma Gölcük Devlet Hastanesi'nde ilk müdaheleyi şu an Samsun Çarşamba'da görevli Doktor Şenol Ergüney ve Şişli Etfal Hastanesi'nde görevli Doktor Seher Altan yapmış. Hicran, buradan gemiyle Kasımpaşa Askeri Hastanesi'ne gönderilmiş. Kızımı sedyeyle taşıyan askerlerin adları ise Faysal Kılıç ve M.Sait Abas’’ diyor.

Hicran'ın depremden sağ kurtulduğunu ama başından yara aldığı için hastaneye kaldırıldığını öğrenen Emir çifti, o zamanlar Hicran'a her an ulaşabileceklerini düşünüyorlardı.

Ama bir sene sonunda Hicran'ın ölüsü de yok ortalarda, dirisi de.

Oysa Kenan Bey'in iddiasına göre her şey o kadar açık ki!

‘‘Kasımpaşa Hastanesi Beyin Cerrahisi Bölümü'nden Doktor Halil İbrahim Seçer kızımı hatırladı. Beyin bölümüne tek tük hasta gelmiş çünkü. Kızımın başını temizlemiş, ama hastane olarak daha kapsamlı bir yere gönderme gereği duymuş. Bunu Hicran'ı acile taşıyan Murat Kumru Başçavuş da tasdikliyor. Sürekli 'Başım acıyor!' diye bağırıyormuş.’’

Hakkındaki bilgiler Amerikan Hastanesi'ne gönderilmiş olabileceği ihtimalinde takılıp kalıyor. Amerikan Hastanesi'nde ise Hicran'ın ne kaydı, ne de bir hatırlayanı var.

Kenan Emir, ‘‘Kelebek gibi çevremizde pır pır uçardı’’ dediği kızı için çalmadık kapı bırakmamış. Yurtdışında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, Türkiye'de ise Başbakan ve bakanlardan tutun da, Emniyet Genel Müdürü'ne kadar ulaşabildiği tüm yetkililere başvurmuş. Ama bir sonuç alamamış.

‘‘İl il, Marmara ve Ege Bölgesi'nin tüm mezarlıklarını karış karış gezdim. Binlerce sahipsiz ceset gördüm. Ama Hicran'ı bulamadım’’ diyor. Kızını bulana 10 bin mark ödül vaadetmiş; sonuç yok!

Yine de eve gelen telefonların haddi hesabı olmadığını ve umutlarını diri tuttuğunu söylüyor. ‘‘Annesi de hasta oldu, ben de. Mezarını yaptırdım kızımın. Ölüm tarihi yok üstünde. Ölmediğini biliyorum çünkü’’ diyor.

Hafızasını mı kaybetti

Hicran hakkında ortaya atılan iddiaların en yenisi, Gölcük Değirmendere Yeni Mezarlık'ta bulunan aile mezarlığında yaşanmış. Ailenin mezar taşlarını yapan Erzurumlu Metin Yılmaz, iki ay önce mezarlığa gelip uzun süre ağlayan bir kız görmüş. Ve bu kızın Hicran olduğunu iddia ederek karakola ifade vermiş. Yılmaz, ‘‘Arkasından koştum ama benden kaçtı. Yüzde bir milyon, bu kız Hicran'dı’’ demiş.

Kenan Emir, bir de Karamürsel'den bir adamın ta Gölcük'e kadar gelip, ‘‘Ben bu kızı İstanbul Ermeni Kilisesi'nin orada gördüm’’ diye ifade verdiğini anlatıyor. ‘‘Adamın derdi ne ki, yalan söylemek için Karamürsel'den kalksın gelsin?’’ diyor.

Araştırmalar, görüşmeler, yazışmalar var, o yok!

‘‘Hafızasını kaybetmiş olabilir. Bir aile kızıma sahip çıkmış, kim olduğunu bilmiyor olabilir. Ya da organ mafyasının elinde olabilir’’ diye olasılıkları sayıyor Kenan Emir.

İlk günden beri her gece rüyasında gördüğünü söylüyor kızını.

‘‘Bana 'Babacığım çok yakınımdan geçtin, beni görmedin' diyor rüyalarımda. Annesine de 'Gelin beni kurtarın' diyormuş. Onu mutlaka bulacağım’’ diye yemin ediyor Kenan Emir. Eşinin hastalığı için gittikleri Almanya'nın Bayrahaut şehrinden yakında dönüyor.

Peki daha ne yapabilir, nereye başvurabilir ki?

‘‘Artık protestom başlayacak’’ diye cevap veriyor bu sorulara. ‘‘Önlü- arkalı Hicran'ın resimlerini bastırdığım gömlekleri giyerek, giydirerek başlatacağım protestoyu. Bulacağım kızımı!’’

Kenan Emir, enkaz altından torunları Kenan, Alican ve Koray'ın cesetlerini çıkardı ancak üç defa kaldırılan enkaza rağmen, kızı Hicran'ın cesedine ulaşamadı. İl il, Marmara ve Ege Bölgesi'nin tüm mezarlıklarını karış karış gezdi. Binlerce sahipsiz ceset gördü. Ama henüz 18 yaşındaki Hicran'ın ne ölüsü, ne dirisi bulunabildi. Yine de umudunu yitirmiyor.

3 Temmuz'da doğumgününü kutlamıştı

Ağabeyi Vadi, yengesi Pınar, yeğenleri 8 yaşındaki Kenan, 7 yaşındaki Alican ile Antalya'da tatil yapmıştı Hicran. Sıcaklardan etkilenmesin diye 7 aylık Koray'ı Gölcük'teki yengesinin annesine bırakmışlardı. Tatil dönüşü bebeği almak için oraya gittiler ve Gölcük Donanma Caddesi'ndeki eve, o gece dokuz cansız beden bıraktılar. Almanya'nın Bayrahaut şehrinde meslek lisesinde kuaförlük eğitimini tamamlamıştı Hicran, tatile çıkmadan. 3 Temmuz günü doğum gününü kutlamış, Ford Ka marka otomobil hediyesi ile havalara uçmuştu. Babası onu hep, kendisine çok yakışan bu otomobil içinde düşünüyor artık. 1 metre 70 santim boyunda, esmer siyah kıvırcık saçlı ve mavi gözlü bir genç kızdı o. İyi derecede Türkçe, Almanca ve biraz da İngilizce biliyordu. Kenan Emir, onu bulacağından emin. Ama desteğe ihtiyacı var. Hicran'ı görenler için telefon numarası: 0212- 642 34 75

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!