Her şey güzel olacak dedi, ölüme yakalandı

Güncelleme Tarihi:

Her şey güzel olacak dedi, ölüme yakalandı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2002 02:12

Sekreter Tülay Batkı'nın, Zeytinburnu'nda gözü dönmüş áşığının kurşunlarıyla sona eren kötü kaderi, 3 yıl önce Diyarbakır'da yazılmaya başladı. Liseyi bitiren genç kız üniversiteye gitme umuduyla İstanbul'a geldi. Esenler Otogarı'na ayak bastığında kardeşine, gözlerinin içi parlayarak ‘‘Her şey güzel olacak’’ dedi, ama olmadı.

DİYARBAKIR'dan İstanbul'a gelip üniversite imtihanına giren 21 yaşındaki Tülay Batkı başarılı olamayınca, yalnız yaşayan teyzesi Meyram Şimşek'in yanına yerleşti ve bir doğalgaz firmasında sekreter olarak çalışmaya başladı. Ancak bu iş ölüme giden yolda ilk adım oldu. 3 yıl sonra genç kızın katili olacak 25 yaşındaki Muhsin Bolat, aynı firmada, doğalgaz döşeme elemanıydı. Tülay'ı görür görmez áşık olan Bolat o günden sonra talihsiz kızın peşini hiç bırakmadı.

İş arkadaşlığının birinci ayında, hayatında duymak istediği en güzel sözleri hiç aklından geçirmediği bir erkekten duymak Tülay Batkı'nın dünyasını kararttı. Muhsin Bolat, Tülay'a áşık olduğunu söyleyerek evlenme teklif etmişti.

Genç kızın verdiği 'ret' cevapları Muhsin Bolat'ı kışkırtmaktan başka işe yaramadı. Çılgın áşık, genç kızı tehdit ve baskılarıyla bunaltmaya başladı. Bir anda hayatı zindana dönen Tülay Batkı, çareyi iş değiştirmekte buldu. Doğalgaz firmasından ayrılan Batkı, Zümrüt Sürücü Kursu'nda işe başladı. Kısa sürede Tülay'ın izine ulaşan Muhsin Bolat, kendisiyle beraber olması yolunda tehdit ve baskılarını sürdürdü. Genç kızın şikáyetleri ile defalarca karakola düşmek de, gözü dönmüş adamı engellemedi.

Genç kızı bıçaklattı

İş çıkışlarında takip ettiği Tülay'a teklifini yineleyen ve sürekli 'ret' cevabı alan Muhsin Bolat, giderek sertleşti. Genç kızın yolunu kesen çılgın áşık 'ölüm' tehditlerinde bulunmaya başladı.

Ne yapacağını şaşıran Tülay Batkı, geçtiğimiz kış, işyerine gitmek için tramvay durağında beklediği sırada 3 kişinin saldırısına uğradı. Bacağından bıçaklanan Batkı, Avrasya Hastanesi'nde tedavi altına alınırken, 'tinerci' saldırganlar kısa sürede yakalandı. Sanıkların ifadesi sonucu olayın arkasında Muhsin Bolat'ın olduğu ortaya çıktı.

Para karşılığı tinercileri azmettirdiği belirlenen Bolat polis tarafından yakalandı. Gözaltına alınan Muhsin Bolat, genç kıza ‘‘şikáyetçi olmaması halinde peşini bırakma sözü’’ verdi. Buna inanan Tülay Batkı şikáyetini geri aldı. Muhsin Bolat tutuksuz yargılanmaya başladığı mahkemeden ucuz kurtuldu.

Ailesi de İstanbul'a taşındı

Diyarbakır'daki ailesi, olayları öğrenince Tülay'ın geri dönmesini istedi. Genç kızın dönmeyi kabul etmemesi üzerine aile İstanbul'a geldi. Baba Zülfikar, anne Kamile ve 6 kardeşi Zeytinburnu'nda ev tuttu. Bu da genç kızı kurtaramadı. Bir keresinde kardeşi Abdullah ile birlikte pastanede oturan Tülay , gözü dönmüş adamın yumruklu saldırısına uğradı. Genç kızın kardeşlerinin hırpaladığı Bolat gözaltına alındıysa da kısa süre sonra serbest kaldı. Tülay, ‘‘Ya benimle bir defa görüşürsün ya da seni öldürürüm’’ diyen Muhlis Bolat'la görüşmeyi kabul etti. Muhlis Bolat, kardeşi ve arkadaşlarıyla buluşmaya gelen genç kızdan şikáyetçi olmadığına dair káğıdı imzalamasını istedi. Bolat ile Abdullah Batkı arasında kavga çıktı.

Talihsiz kız izini kaybettirmek için tekrar iş değiştirerek 5 ay önce Yenibosna'daki Ada Tekstil'e geçti. Ancak, çılgın áşık burada da onu buldu. Tehditlerin önü kesilmeyince baba Zülfikar Batkı devreye girdi. Yüz yüze görüşmeyi reddeden Muhlis Bolat, telefonla aradığı Zülfikar Batkı'ya ‘‘Kızını rahat bırakmam için bana 300 milyon lira vereceksin’’ dedi. Para Bolat'ın verdiği banka hesap numarasına yattı ama Bolat takıntısından vazgeçmedi.

Aşkı buldu, ölüme yakalandı

Bu arada genç kız, aradığı aşkı bir gazetenin baskı tesislerinde çalışan Birol Kesici'de buldu. Çift, Kesici'nin askerliğini yapmasının ardından evlenmeyi planlıyordu. Genç kız, sevdiği delikanlıyı olaylara bulaştırmak istemediği için başındaki belayı gizli tuttu. Ama birlikte kurdukları pembe hayaller, kanlı sevdanın araya girmesi ile yıkıldı. 3 yıl önce Esenler Otogarı'na ayak bastığında yanındaki kardeşi Abdullah'a, gözlerinin içi parlayarak ‘‘Her şey güzel olacak’’ diyen Tülay, güzelliği göremeden gitti.

Ya benim ol ya da öl

OLAYDAN
bir gece önce Tülay Batkı'yı cep telefonundan arayan Muhsin Bolat, ‘‘Ya benim olacaksın ya da seni öldüreceğim’’ tehdidini tekrarladı. Sabah, Seyit Nizam Parkı önünde servis minibüsünü bekleyen genç kız, birinin kolunu tutmasıyla irkildi. Arkadaşları olayı şöyle anlattı: ‘‘Durağa yaklaştığımızda Tülay'ın biriyle tartıştığını gördük. Adam Tülay'ı çekiştiriyordu. Yaklaştığımızda, şahıs elindeki tabancayı Tülay'ın kafasına dayadı. Karşı koymaya çalışan Tülay, ‘‘Benden ne istiyorsun’’ diye ağlıyordu. Silahlı olduğu için müdahale edemedik. Bu sırada olay yerine gelen polis, ‘Dur yapma' diye bağırdı. Ne olduğunu anlamadan şahıs Tülay'ı vurdu.’’

Telefon geldiğinde titriyordu

İş arkadaşları Tülay'ın çok canayakın, sıcakkanlı biri olduğunu belirterek, ‘‘İlk işyerinde Tülay herkese sevecen davrandığı için bu şahıs davranışını yanlış değerlendirmiş. Adamın evlenme teklifine, ‘‘Seni ağabey olarak görüyorum’’ diye cevap vermiş. Ama peşini bırakmayınca iki kez telefonunu değiştirmek zorunda kalmış. Kısa süre önce buraya bir telefon geldi. Konuşmaya başladığında Tülay'ın rengi bembeyaz oldu ve titremeye başladı. ‘‘Nereden buldun beni’’ diye bağırmaya başladı. O günden sonra sürekli telefon geliyordu’’ dediler.

Polis yaşam savaşı veriyor

ENGEL olmak istediği Muhsin Bolat'ın tüm çabalarına rağmen genç kızı vurup kaçmaya başlaması üzerine peşine düşen polis memuru Tuncay Tarım başına geleceklerden habersiz koşmaya devam etti. Tek amacı görevini yapmak, katili yakalamaktı. Yasalar gereği önce ‘‘Dur, polis! Teslim ol’’ diye bağırdı. Ama dinlemeyen Bolat koşmaya devam etti. Bunun üzerine Tarım, kaçmasını engellemek için bacağına ateş etti. Yaralanan Bolat yere düşerken silahının boşalan şarjörünü doldurdu ve yanına yaklaşarak ‘‘Teslim ol’’ diye seslenen Tarım'a kurşun yağdırdı. 28 yaşındaki 10 aylık evli polis memuru Tarım başına ve bacağına isabet eden kurşunlarla kanlar içinde yere yığıldı. Meslektaşları tarafından hemen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan Tarım tedaviye alındı. Genç polis memuru ölümle yaşam arasındaki ince çizgide gidip gelirken, 3 aylık hamile olan eşi Esra Tarım ile annesi Asiye Tarım'dan olay gizlendi. Gelini ve eşine, oğlunun başına gelenleri alıştıra alıştıra söylemek isteyen gözü yaşlı baba Hayrettin Tarım ise ‘‘Oğlum genç bir kızın katilini yakalamak isterken kurşunlara hedef oldu. Eğer oğlum bu pisliği vursaydı, suçlu duruma düşerdi. Polis suçluya ateş ettiğinde suç oluyor, ama suçlu polise ateş ettiğinde suç sayılmıyor. Böyle bir adalet olamaz’’ dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!