Hepimiz öfkeli kuşuz: Zamanımızın Tetris’i Angry Birds’ün anlamı

Güncelleme Tarihi:

Hepimiz öfkeli kuşuz: Zamanımızın Tetris’i Angry Birds’ün anlamı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2012 12:36

Kitlelerin hızla benimsediği, kimi zaman çılgınca tükettiği, takıntı haline getirdiği kültürel ürünler aynı zamanda toplumu daha iyi anlamakta bize yardımcı olabilecek araçlardır. 1990’larda Tetris’in yaptığını bugün tekrarlayan Angry Birds bu açıdan da incelenmeye değer. Peki, İsrail’in Lübnan’a attığı bombalarla bu oyun arasında bağlantı kurulabilir mi?

Haberin Devamı

ANGRY Birds oyununun yaratıcısı olan Rovio’nun Finlandiya’daki merkezini geçen hafta içinde Hürriyet Dünyası adına ziyaret ettim.

Hürriyet Cumartesi, Web TV ve tablet uygulaması başta olmak üzere çeşitli mecralardan gördüklerimi ve öğrendiklerimi sizlere aktarmaya çalıştım.

Bu dosya yalnızca uluslararası medyaya şu an için çok az röportaj veren bir şirketin merkezine girmek açısından değil, küresel bir fenomen olan Angry Birds’ü daha iyi anlamak için de bir fırsattı.

Öyle ki Angry Birds, iki yıldır dünya çapında neredeyse “kitlesel histeri” yakıştırması yapılabilecek bir etki yaratmıştı.

Daha da ilginci, ilk bakışta “kullan-at” tarzında olduğu savunulabilecek böylesine bir “casual” oyunun bugün bile kullanıcı kitlesini canlı tutabilmesi.

Haberin Devamı

Bilgisayar oyunları söz konusu olduğunda bu tür bir etkiyi dünya son olarak 1980’lerde Tetris ile tecrübe etmişti.

İki yıl önce Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne sunduğum “Bilgisayar Oyunlarında İdeolojik Söylem” başlıklı yüksek lisans tezinde, yoğun bir dikkatle uzun süre yapılan her tür faaliyetin, ama özellikle de kişiyi tüm duygularıyla içine alan bilgisayar oyunlarının insan zihninde iz bıraktığını belirtirken Tetris örneğine başvurmuştum.

Uzun süre Tetris oynayan biri, gözlerini kapadığında, hatta rüyasında bile Tetris parçalarının akışını izlemeye ve onlara uygun yerler bulmaya devam eder.

Matt Barton ve Bill Loguidice’a göre Tetris, az sayıda kural içeren basit bir oyun olduğu, oyuncu tarafından defalarca üst üste oynanabildiği için bu kadar popüler olmuştur.

/images/100/0x0/563cf007f018fb32c8ed4b80

Angry Birds’ün neden bu kadar bağımlılık yarattığına dair araştırmalar da aynı sonuca varıyor: Basit olması, dolayısıyla herkes tarafından hemen öğrenilip oynanabilmesi. Ama aynı zamanda “çekici bir etkileşim arayüzü” sunması.

Türkiye Dijital Oyunları Federasyonu Başkanı Mevlüt Dinç’e birkaç ay önce “İyi oyun sizce nedir” diye sorduğumda, şu son derece veciz yanıtı almıştım:

Haberin Devamı

İyi oyun, kaybettiğinde oyunu değil kendini suçladığın, bu yüzden defalarca oynadığın oyundur.”

Hem Tetris, hem de Angry Birds bu tanıma mükemmel biçimde uyuyor.

Peki, insanın bu kadar uzun süre tükettiği bir kültürel ürünün, psikolojik yönlerinin ötesinde etkileri olabilir mi?

Oyunların beraberlerinde gizli bir siyasi gündem, bir “ideolojik bagaj” taşıyabileceğini savunanlar Angry Birds’e ne der?

* * *

SSCB döneminde, yukarıdan aşağıya doğru planlanan Rus toplumunda büyüyüp ABD’ye göç eden bir yazılımcının eseri olan Tetris’te inşa etmek, yok etmenin bir “gerek şartı”; ama aynı zamanda zorunlu sonucuydu.

Türkiye gibi Doğu ile Batı arasında (özellikle de Rusya ile AB arasında) bir köprü olan Finlandiya’nın kuzeye özgü “depresif” toplumsal karakterine inat capcanlı bir görsellik sunan Angry Birds’de ise sadece yıkmak hedefi güdülüyor.

Haberin Devamı

Aslında bunu “yıkıcılıktaki yaratıcılık” olarak da görmek mümkün. Çünkü domuzların saklandığı barınakları hedef alırken onları sadece yıkmayı değil, “daha güzel yıkmayı” hedefliyoruz içten içe.

Rovio’nun bir sonraki oyunu Amazing Alex, yıkıma giden yolda yapımı daha fazla ön plana çıkaracak.

Bunlardan bahsederken aklıma, Şam’da görüştüğüm Suriyeli bir muhalifin bana ısrarla, Obama Yönetimi’nin Ortadoğu’da “yaratıcı kaos” doktrini uyguladığını söylemesi geliyor…

* * *

Amerikalı ünlü iletişim profesörü Janet Murray bilgisayar oyunlarının hepsinin, hatta Tetris gibi en soyut olanlarının bile istisnasız birer “anlatı” olduğunu savunurken şöyle yazar:

Haberin Devamı

“Tetris’de bir şekle sokup tamamladığınız her nesne elinizden alınır gider. Bu oyunda başarı, akışı devam ettirmek demektir. Bu hedef, 1990’lı yıllarda Amerikalıların ödevlerle dolup taşmış hayatlarının mükemmel bir betimlemesidir. Dikkatimizi talep eden görevlerin sürekli bombardımanının ve tıka basa dolu günlük programlarımız içine kendimizi yerleştirip bir sonraki hücum öncesinde yeterli yeri açmak için mevcut ödevlerimizi yapmak zorunda oluşumuzun kusursuz bir canlandırmasıdır bu oyun...”

/images/100/0x0/563cf007f018fb32c8ed4b82

Murray’in bu yorumu abartılı olabilir. Fakat Michael Ryan gibi edebiyat eleştirmenleri de, Tetris’in bile düşük dozlu da olsa bir “anlatı” olduğunu, yani bir hikâye aktardığını kabul eder. “Oyunda hiçbir hikâye olmasa bile biz onu hatırlarken her şeyi hikâyeleştirdiğimiz için orada da bir anlatı vardır” der Ryan.

Haberin Devamı

Angry Birds’ün bir anlatısı veya bir altmetni var mı?

Rovio Başkan Yardımcısı Ville Heijari’ye (resimde sağda) bunu sorduğumda, konuyu oyunla ilgili en çok seslendirilen eleştiriye, yani şiddet meselesine getirdi:

“Bence oyun şiddet içermiyor. Son derece evcil. Ama aynı zamanda çok tatmin edici. Binaları yıkmak, bölümleri yok etmek, vs. Daha çok bir yetenek işi gibi. Bir şeyleri yok ederken haz hissediyorsunuz. O şeyleri patlatmak istiyorsunuz. Ama yine de bu şiddet gibi gelmiyor. “

Bütün o “öfkeli kuşların” çizen, hatta bazılarını seslendiren Tuomas Erikoinen ise oyundaki şiddetin gerçekçi olmadığını, çizgi filmlerdeki gibi karikatürize bir şekilde temsil edildiğini vurguladı.

Çevrenizde Angry Birds oynarken “Aptal domuz geber” diye bağıran çocuklar varsa, oyuna gösterdikleri tepkilerin “şakacıktan şiddet” diye nitelenebileceğini siz de görebilirsiniz.

* * *

Zaten birçok bilgisayar oyunu için söylenebileceği gibi Angry Birds’de asıl mesele “şiddete teşvik” değil. Oyunların orta ve uzun vadede bireyi şiddete yönlendirebileceğini kanıtlayan tek bir bilimsel araştırma bile yok.

Asıl mesele, Angry Birds’ün neye sebep olabileceği değil, neyi temsil ettiği?

Yani bu oyun günümüz toplumunda hangi ortak içgüdülere, ortak arzu ve taleplere hitap ediyor ki bir araştırmaya göre tüm dünyada insanlar bir yıl içinde toplam 1.2 milyar saati bu oyun başında harcadılar?

(Bir not: Wikipedia’nın kuruluşundan beri bu bilgi paylaşım platformunda makale yazan gönüllüler, bu iş için toplam 100 milyon saat harcadılar. Kısacası dünya son bir yılda Angry Birds oynamak yerine ansiklopedik bilgi üretse, bir yıl içinde Wikipedia 10 kat büyüyebilirdi.)

Tetris’in, yoğun gündelik yaşamında yeni ödevlere yer açmak için sürekli çalışıp sonunda bir şey elde edemeyen 20 yıl öncesinin bireyinin bilinçaltına inmesi gibi, Angry Birds’ün de bugün “insandaki yıkıcılığın kökenlerine” ulaştığı için başarılı olduğu söylenebilir mi?

Bu, akademisyenlerin araştırması gereken bir konu, fakat cevabın bu kadar basit olduğunu sanmıyorum.

Aksi halde şiddet içerikli diğer oyunların ve mesela Crush the Castle’ın (mekanik olarak Angry Birds’e çok benzeyen, mancınıkla çeşitli cisimler atıp Ortaçağ kalelerinin yıkıldığı görece eski bir Flash oyunu) neden bu kadar popüler olmadığını açıklayamayız.

* * *

Belki de Angry Birds, şiddeti bir gösteri gibi tasarlamamıza imkân sağlarken, bunu “sevimlilik faktörünü” çok başarılı biçimde kullandığı ve dolayısıyla gerçekçi bir şiddet uygarlarken hissettiğimiz vicdan azabını bastırdığı için bu kadar popüler olmuştur.

Boş kola kutusunu ezerken sergilediğimiz (işin ilginci aynı “anlamsız” harekete birçok maymun türünde de rastlanıyor) yıkıcı içgüdü, bir gösteri gibi estetik bir tarzda veya bir şaka olarak sunulursa daha kolay dışa vurulur.

Irak’tan Afganistan’a günümüzün savaşlarında kullanılan silahların medyada birer gösteri aracı gibi sunulması da, İsrail ordusunun 2006’da Lübnan’a attığı bombaların üstüne önce çocuklara “sevgi” mesajları yazdırması da ( http://www.neaydinonat.com/gunluk/?p=829 ) yıkıcı hayvansal içgüdülerimizin Angry Birds tarzında perdelenmesine benzetilebilir.

Rovio Başkan Yardımcısı Ville Heijari bu tür siyasi meselelere hiç girmiyor ama şöyle diyor:

“Angry Birds, yaramazlık yapıp ortalığı birbirine katmak isteyen içinizdeki o çocuğu gıdıklıyor. Hadi itiraf edelim: En tatmin edici Angry Birds bölümleri aslında her şeyi patlattığınız bölümler. O yüzden eğlence kısmının içinde çok ilkel bir şeyler de var.”

Kısacası; masum değiliz hiçbirimiz…

Benliğimizin derinliklerinde bir yerlerde…

Hepimiz öfkeli kuşlarız…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!