Hatay’ın yaralarını Rize’de sarıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Hatay’ın yaralarını Rize’de sarıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2025 07:00

Hatay depreminde restoranı yıkılan gıda mühendisi Diren Zorlucan, memleketi Rize Fındıklı’ya döndü. Ardından restoranı aynı isimle yeniden inşa edip Hatay’da kalan ekip arkadaşlarını bir çatı altında topladı. Şimdi onlar kebap ustasından şef garsonuna Hatay’dan bin kilometre uzaktaki Rize’de depremin yaralarını birlikte sarıyor.

Haberin Devamı

Diren Zorlucan, Mustafa Kemal Üniversitesi Gıda Mühendisliği’ni kazanıp gittiği Hatay’da bir yandan açtığı kitapevini işletip diğer yandan okuyordu. Hemşire olan eşi Meri ile de Hatay’da tanışıp evlendi. Eş dost, arkadaş çevresinin de uğrak yeri olan kitapevini daha büyük bir alana taşımak için bir dönem Hıristiyanların yaşadığı Zenginler Mahallesi’nde tarihi bir ev kiraladılar. Ev sahibinin, ‘Neden burayı restoran yapmıyorsunuz’ önerisiyle başlayan serüven, restorasyon için evdeki beyaz eşyalardan çok sevdiği müzik enstrümanlarına her şeyi satmalarına kadar vardı. Kiliseyi inşa eden Polonyalı mimarın, papaz için yaptığı 300 yıllık iki katlı bahçeli taş ev, Hatay mutfağıyla birleşince kısa sürede tanınan bir yer oldu. 

Hatay’ın yaralarını Rize’de sarıyorlar
Meri ve Diren, enkazdan Hatay’daki restorana ilk aldıkları kalpli duvar süsü ile sertifikayı kurtarabilmiş.

Haberin Devamı

Ta ki 6 Şubat 2022’ye kadar. Depremden 28 kişilik ekip sağ kurtuldu. Ancak sabahın ilk ışıklarında ulaştıkları restoranın yarısını ayakta yarısını yıkık halde buldular.

‘RÜYALARIM HATAY’DA GEÇİYOR’

Bir süre sonra kurtarabildikleri birkaç parça eşyayı da yanlarına alan Diren, eşi Meri’yle memleketi Rize Fındıklı’ya döndü. Bağlarını hiç koparmadıkları ekibe, “Avlu’nun hikâyesini Fındıklı’da sürdürelim” teklifi yapmaları üzerine, kimisi eşini ve çocuklarını geride bıraktı, kimisi tüm ailesini toplayıp Hatay’dan 1000 kilometre uzaktaki Fındıklı’ya gitti. Kiraladıkları araziye 8 ayda inşa ettikleri binayı kısa sürede ilçenin en gözde mekânı haline getirmeyi başardılar. Adını da ‘Avlu’ koydular. Diren, “Ben hep ekip halinde, birlikte başarmayı sevdim. Bizi tekrar ayağa kaldıran, yaşama tutunduran ‘Avlu’ oldu. Çünkü o hikâyesiyle, mazisiyle, mutfağıyla, misafirleriyle, Hatay’la birlikte bir karakterdi. Bunu ülkenin en güneyinde yaşanan bir felaketin ardından, birlikte bu kez en kuzeyde başardık. Hepimizin bir yanı Hatay’da kaldı. Benim hâlâ rüyalarım Hatay’da geçiyor” diyor.

Haberin Devamı

MUHLAMA YERİNE HUMUS

Şimdi 18 personelin 8’i Hataylı 1’i Suriyeli… Muhlama, hamsi tava, turşu kavurma, mısır ekmeği, kara lahananın baş köşede olduğu Karadeniz’i tadına hiç de alışık olmadıkları humus, muhammara, çiğ köfte, içli köfte, zahter salatası, künefe ve çeşit çeşit kebaplarıyla tanıştırdılar.

Hatay’ın yaralarını Rize’de sarıyorlar

KIZIMIN GELECEĞİ İÇİN

Murat Esmer: “Enkazdan eşimi ve kızımı yaralı çıkardık. Depremden sonra Mersin’de 7 ay çalıştım. Diren’den teklif gelince hemen kabul ettim. Kızımı oradayken haftada 1 görüyordum. Şimdi birkaç ayda bir gidebiliyorum. Ama ona daha iyi bir gelecek kurmam lazım.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!