Gürültü piyangosu ona çıktı

Güncelleme Tarihi:

Gürültü piyangosu ona çıktı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 1999 00:00

Haberin Devamı

İstanbul'da tek bir kişi gürültü yaptığı için ceza yedi. Üstelik bu ceza pek haklı değil. Davit Sulam'ın enjeksiyon makineleri gürültü yapıyor diye mühürlendi. Ama makineler şehrin göbeğinde değil, bir sanayi sitesindeydi.

Hikaye 4. Levent'te Akyol Sanayi Sitesi'nde geçiyor ve kentin tarihine geçecek bir sonla noktalanıyor. Klakson sesleri, seyyar satıcı çığlıkları ve yüksek volümlü teyp terörüyle inleyen ama gürültü yüzünden tek bir kişinin bile para cezası almadığı şehirde, başına gürültü piyangosu vurmuş bir işyeri sahibinin öyküsü...

Davit Sulam adlı vatandaş 10 yıldır plastik enjeksiyon işi yaptığı tesiste 1998'de alt komşusuyla bir sorun yaşar.

Akyol Sanayi Sitesi'nde birinci ve ikinci katlarda altlı üstlü çalışan iki komşu birbirlerinin burnundan getirmeye karar verirler.

Yemek fabrikası olarak çalıştırılan alt katın sahibi, Davit Sulam'a makinelerini kapamasını, çok gürültü yaptığını söyler.

Sulam, kendisinin senelerdir aynı yerde bu işi yaptığını, kimsenin şikayetçi olmadığını, ayrıca bölgenin bir sanayi sitesi olduğunu söyleyerek, komşusunun isteğini geri çevirir. Ayrıca giriş katında bir kalıp atölyesi, karşısında da bir demir doğrama atölyesi olduğunu, kendisi makineleri kapatsa bile gürültünün kesilmeyeceğini söyler.

Ancak yemek fabrikasının sahibi kararlıdır. Önce Sulam'ı gürültü yaptığı gerekçesiyle belediyeye şikayet eder. Belediye birşey yapmayınca da Kağıthane Kaymakamlığı'na bağlı İlçe Sağlık Grup Başkanlığı'na başvurur.

Fabrika büroymuş!

İlçe Sağlık Grup Başkanlığı'ndan Atay Salman ve Gürsel Abaz isimli iki çevre sağlık teknisyeni 27.3.98'de düzenledikleri tutanakta, şikayet sahibinin işyerinde 54.2 desibel gürültü tespit eder ve alt kattaki yemek fabrikası özel büro kapsamında değerlendirildiğinden bu gürültüyü haddinden fazla bulurlar.

Çevre Bakanlığı'nın gürültü sınırlarına göre özel bürolarda 50 desibelden fazla gürültüye izin verilmemektedir. Ama sanayi sitesinin içinde bir yemek fabrikasının neden özel büro kapsamına alındığı üzerinde durulmaz.

Tutanak belediyeye yollandıktan tam dört ay sonra 27.7.98'de Belediye Encümen kararıyla Davit Sulam'ım işyerinde gürültüye neden olan makinelerin mühürlenmesine karar verir. Bu arada ne bir ceza kesilir ne de bir uyarı mektubu yollanır. Encümen doğrudan ‘‘makineler mühürlensin’’ der.

14.08.98'de makinalar mühürlenir.

Davit Sulam hakkını aramak için 22.9.98'de İl Çevre Müdürlüğü'ne dilekçeyle müracaat eder. Bir de gelip onların incelemesini ister.

Müdürlük'ten gelen ekipler önce şaşırırlar. Çünkü, şimdiye kadar İstanbul'da gürültü yüzünden hiçbir işyerine ceza dahi kesilmediği halde karşılarında sanayi sitesinde gürültü yaptığı için makineleri mühürlenmiş bir vatandaş vardır. İnceleme yapılır.

Gürültü aynı çıktı!

İl Çevre Müdürlüğü yetkilisi Doç. Dr. Hülya Baykal imzasıyla 2.12.98'de kaleme alınan raporda, Davit Sulam'ın makineleri kapalıyken yemek fabrikasının muhasebe işlerinin halledildiği odada yapılan ölçümlerde 58 desibel gürültü tespit edildiği not edilir.

Bir sanayi sitesi içinde, özel büro kapsamına alınan bir yemek fabrikasının gürültüsünden sadece üst katın sorumlu tutulması komedisi, İl Çevre Müdürlüğü raporunda ortaya çıkmış olur.

Davit Sulam elinde bu İl Çevre Müdürlüğü raporuyla belediyenin kapısına dayanır. Belediye Başkanı'na, Zabıta Müdürü'ne defalarca mektup yazar, dilekçeler verir. Başvuru süresini geçirdiği için yürütmeyi durdurma davası açamadığından tek umudu belediyenin kararını gözden geçirmesidir.

Ancak bu olmaz. Belediye bir türlü geri adım atmaz. Hatta Sulam'ın mektuplarına cevap bile verilmez. İşleri bozulan, makinelerini satmak zorunda kalan Sulam kendine başka bir yerde atölye tutar.

İşte İstanbul'da başına gürültü piyangosu vuran vatandaş. Olayın bu boyutlara ulaşmasında isminin Davit olması, kendisinin de Yahudi olmasının bir etkisi olup olmadığını bilmiyor. Ancak Kağıthane Belediye Başkanı Arif Calban'a yazdığı her mektup. ‘‘İsmim Davit. Utanmıyorum’’ diye bitiyor.

Gürültüye kim bakar?

Eğer çevrenizdeki birinin yaptığı gürültüden rahatsız olursanız polise veya belediyeye başvurabilirsiniz. Asayiş sorunuysa polis olayı çözer. Ancak işten dolayı sürekli bir gürültü varsa belediye ekiplerinin ölçüm yapıp, Çevre Bakanlığı'nın gürültü tablosuna göre karar vermesi gerekir. Ayrıca ilçenizdeki İlçe Sağlık Grup Başkanlıkları da bu ölçümleri yapıp gereğinin yapılması için belediyeye gönderebilir. Ölçüm sonuçlarına göre karar alma yetkisi belediyelerindir. Kağıthane Belediyesi Özel Kalem Müdürü Tahsin Calban da, olayı değerlendirirken, belediye olarak kaymakamlıktan gelen verileri doğru kabul ettiklerini ve gereğini yaptıklarını söylüyor:‘‘Bizim elimizde gürültü ölçüm aleti olmadığından, kaymakamlıktan yapılan ölçüm sonuçlarına göre karar veririz. İnisiyatif kullanma yetkimiz yoktur. Bize raporu gönderirler, biz de gereğini yaparız.’’

Herşey káğıt üstünde

Çevre Bakanlığı'nın hazırladığı, 1986'da Resmi Gazete'de yayımlanan, mekanların desibel sınırlarından bazıları aşağıdaki gibi. Ancak bu tarifeler uygulanırken sınıflandırmalar gerektiği gibi yapılmıyor. Örneğin haberimizde sözü geçen yemek fabrikası, ‘‘özel büro’’ olarak kabul edilmiş. Çünkü fabrikanın sadece muhasebe işlemlerinin yapıldığı bölüm dikkate alınmış. Halbuki bir yemekhanede gürültünün 60 desibele, normal mutfakta 70 desibele kadar çıkmasına izin veriliyor.

GÜRÜLTÜ TARİFESİ

YER DESİBEL

Tiyatro salonu 25

Konferans salonu 30

Otel yatak odası 30

Otel restoranı 35

Yatak odaları 35

Hastaneler 35

Oturma odaları (şehirde) 60

Mutfak, banyolar 70

Derslik 45

Yemekhaneler 60

Spor salonu 60

Özel bürolar 50

Dükkanlar 60

Küçük fabrika 70

Büyük fabrika 80

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!