Gül: Türkiye müzakerelere baÅŸlamaya hazırdır

Güncelleme Tarihi:

Gül: Türkiye müzakerelere başlamaya hazırdır
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2004 00:00

DışiÅŸleri Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Abdullah Gül, ''Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin karşılanmadığını söylemenin Türkiye'ye karşı büyük bir haksızlık olacağını'' belirterek, ''Bugün Türkiye, yapılacakların hepsini yapmıştır, Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni gerçekleÅŸtirmiÅŸtir, müzakerelere baÅŸlamaya hazırdır'' dedi.Bakan Gül, BoÄŸaziçi Yöneticiler Vakfı tarafından Dedeman Oteli'nde düzenlenen ''Türk Dış Politikasında Yeni Ufuklar'' konulu panele katıldı.   Toplantının açılışında konuÅŸan Gül, bu yıllık ayında Hollanda'nın dönem baÅŸkanlığında Brüksel'de toplanacak olan Avrupa BirliÄŸi (AB) liderlerinin, Türkiye'nin Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni karşılayıp karşılamadığına dair bir karara varacaklarını söyledi.  AB liderlerinin Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlatılması konusunu da karara baÄŸlayacaklarına iÅŸaret eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:  ''Türk halkının en ileri demokratik standartlara sahip olması gerektiÄŸi hedefinden hareketle attığımız dev adımlar ve devrim niteliÄŸindeki reformlar, siyasi kriterleri uzaktaki bir noktadan avucumuzun içine getirmiÅŸtir. Kitaplar dolusu yapılacaklar listesi, yapılmışların çetelesine dönüşmüştür. Bugün Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni karşılamadığımızı söylemek, Türkiye'ye karşı büyük bir haksızlık olacaktır.''          Son anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinden sonra geçen hafta Brüksel'de yapılan toplantılarda ''Türkiye'nin kritik eÅŸiÄŸi geçtiÄŸinin'' ifade edildiÄŸini anlatan BaÅŸbakan Yardımcısı Gül, Türkiye'nin hala yapması gereken çok ÅŸey olduÄŸunu bildiklerini anlattı.  Gül, hükümetin kararlı bir ÅŸekilde çalışarak yapması gerekenleri yaptığını belirterek, ''Bugün Türkiye, yapılacakların hepsini yapmıştır, Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni gerçekleÅŸtirmiÅŸtir,    müzakerelere baÅŸlamaya hazırdır'' dedi.      ''AB ÃœLKELERÄ°, YAPILANLARI TAKDÄ°R ETMEK ZORUNDADIR''     Abdullah Gül, rehavete kapılmamak gerektiÄŸini de ifade ederek, ÅŸunları kaydetti:  ''Åžimdi AB ülkeleri, bu yapılanları takdir etmek zorundadır. Hurafelerin ve OrtaçaÄŸ argümanlarının ötesine gidildiÄŸinde yapılacak seçim gayet açıktır. Türkiye'yi almak deÄŸil, sudan sebeplerle Türkiye'yi almamak AB fikriyatının iflası olacaktır. Bu fikriyat kaybolduÄŸunda, geriye sadece ruhsuz bir bürokratik mekanizma kalacaktır.''    AB'nin böyle bir davranış içerisine gireceÄŸine ihtimal vermediklerini de söyleyen Gül, Türkiye'nin üyesi olduÄŸu bir AB'nin, geliÅŸen barış ülküsünün ve medeniyetler arası uyumun beÅŸiÄŸi haline geleceÄŸini belirtti.   Gül, Avrupa'da Türkiye'ye karşı dar görüşlü karşıt güçlerin lokalize olduÄŸunu, ne zaman Türkiye'ye karşı haksız bir görüş ortaya çıksa karşılığının da yine Avrupa'nın içinden verildiÄŸini dile getirdi.   Türkiye karşıtı eski argümanları ortaya sunanların etkisini kaybettiÄŸine de dikkati çeken DışiÅŸleri Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Gül, AB'ye üyelik müzakereleri önümüzdeki yıl baÅŸlasa bile bunun uzun yıllar alacağını, bu süre içinde ülke yönetimi ve halkın eÄŸitimi gibi pek çok alanda da önemli geliÅŸmelerin olacağını bildirdi.DışiÅŸleri Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Abdullah Gül, ''Hükümetimizin dış politikası, uzlaÅŸma kültürünü yaÅŸayan ve yayan bir içerik ve dinamizme sahiptir'' dedi.Bakan Gül, BoÄŸaziçi Yöneticiler Vakfı'nca Dedeman Oteli'nde düzenlenen''Türk Dış Politikasında Yeni Ufuklar'' konulu panelde yaptığı konuÅŸmada, ''dış politikada yeni ufuklar'' denince çok taraflılık, küreselleÅŸme, bölgesel iÅŸbirliÄŸi ve çaÄŸdaÅŸ demokrasinin toplumun temel ilkeleri olarak belirlenmesinin akla geldiÄŸini, bunların dışında kalanların ise marjinalleÅŸtiÄŸini ve ağır bedeller ödediÄŸini söyledi. ''Türkiye'nin, uluslararası sistemdeki bozulma anları ve geçici fırtınalardan kendini koruyacak yetenek ve birikime sahip olduÄŸunu'' vurgulayan Gül, Türkiye'nin nüfuzunun salt siyasi, ekonomik ve askeri gücünden çok ileride bulunduÄŸunu bildirdi.  ''Türkiye'nin çevresinde aktif ve donmuÅŸ çok sayıda sorun bulunduÄŸunu'' ifade eden Gül, ''Ancak, 'çevremiz hasımlarla çevrili' varsayımına dayanan psikolojiden çıkarak, iÅŸbirliÄŸi ve diyalog ortamının kurucu aktörü olması gerekir'' dedi. ''Hükümetimizin dış politikası, uzlaÅŸma kültürünü yaÅŸayan ve yayanbir içerik ve dinamizme sahiptir'' diyen BaÅŸbakan Yardımcısı Gül, dış politikanın zorlamalara deÄŸil; ikna, teÅŸvik, öncülük ve örnek olmaya dayalı ''yumuÅŸak güç'' (soft power) olarak geliÅŸmekte olduÄŸunu anlattı.  Abdullah Gül, geçmiÅŸte ''Türkiye kaba gücüne güvenir'' imajının var olduÄŸunu ama bugün bu ''yumuÅŸak gücün'' geliÅŸtirilmeye çalışıldığını, ''büyük ülke'' idealinin de ancak böyle bir özgüvenle gerçekleÅŸebileceÄŸini kaydetti. Bu yaklaşımın sonuçları olarak Türkiye'nin tüm komÅŸu ülkelerle iyi iliÅŸkiler içerisinde olduÄŸunu belirten Gül, Yunanistan'la iliÅŸkilerin de ''stratejik ortaklık'' perspektifine oturtulmaya baÅŸlandığını söyledi.    Gül, Türkiye'nin Azeri-Ermeni anlaÅŸmazlığında da ''katalizör'' görevi görmek istediÄŸini bildirdi.        KIBRIS KONUSU     Kıbrıs konusunda son dönemde yaÅŸanan geliÅŸmelere de deÄŸinen DışiÅŸleri Bakanı Gül, ''Kıbrıs konusunda sergilediÄŸimiz yapıcı yaklaşım, Türkiye'ye prestij kazandırdı, Türkiye'ye avantajlar kazandırdı'' dedi. ''Kıbrıs konusunda kazanç saÄŸlandığını ancak tam çözüme ulaşılamadığını'' dile getiren Gül, ''Kıbrıs meselesinde Türk tarafı kazanç açısından inanılmaz bir noktaya geldi. Somut sonuçları en kısa sürede görülecek'' diye konuÅŸtu. Demokratik mekanizmaların Türkiye'nin dış politikasının oluÅŸumundada etkili olduÄŸunu dile getiren Gül, Kıbrıs konusunda da bu mekanizmaların iÅŸlediÄŸini söyledi. Bu arada, Kıbrıs konusundaki müzakereler sürecinde Yunanistan'ın son saniyeye kadar ''yine kötü olan taraf Türkiye olacak'' zihniyetiyle hareket ettiÄŸini belirten Gül, ''Biz kendilerini uyardık.'Bir hata yapıyorsunuz. Türkiye'yi geçen yılki Türkiye olarak görmeyin. Bunda samimiyiz' dedik'' diye konuÅŸtu.   Yaklaşık 3 ay önce ''Kıbrıs meselesi nasıl hallolacak?'' ÅŸeklinde sorunun var olduÄŸunu anlatan Gül, bu sorunun Türkiye'nin AB ile iliÅŸkilerinde de siyasi bir realite olarak engel teÅŸkil ettiÄŸini bildirdi. DışiÅŸleri Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Abdullah Gül, ''Kıbrıs sorununun bugün Türkiye'nin yolunda bir engel deÄŸil, artı haline geldiÄŸini'' ifade etti.  Gül, AB ile iliÅŸkilerde çok dikkatli ve ''çift dikiÅŸ'' gitmek gerektiÄŸini vurgulayarak, ''Siyasi kriterleri eksiksiz olarak yerine getirdiÄŸimizi tüm dünyaya göstermemiz gerekli'' dedi. Bir-iki yasal düzenlemenin kaldığını, bunların da 1-2 hafta içinde tamamlanacağını anlatan Gül, ''Bu yasaların uygulanması bizim prestijimiz. Kesinlikle tavizkar olmayacağız. Tolerans gösterilmeyecek. AB olmasa bile biz bunları kendi halkımıza vaat ettik. Sonuna geldik. Niye sonunda zafiyet gösterelim? Avrupa'daki liderler de bunu görüyor'' diye konuÅŸtu.  Gül, Türkiye'nin AB'ye üyeliÄŸinin maddi açıdan Avrupa ülkelerinin menfaatine olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ''Türkiye hazır. Bizi almamanın maliyeti bize deÄŸil, karşı tarafa çıkacak'' görüşünü dile getirdi.      NATO Ä°STANBUL ZÄ°RVESÄ° VE Ä°KÖ TOPLANTISI...     Türkiye'nin, çevresindeki çatışmaların önlenmesi ve barışın imarında seyirci deÄŸil, katkı saÄŸlayıcı olması gerektiÄŸini söyleyen Gül, bu çerçevede de Karadeniz Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı, Ä°slam Konferansı Örgütü, NATO gibi platformlarda etkin ve teÅŸvik edici rol oynadığını belirtti.   Önümüzdeki ay Ä°stanbul'da gerçekleÅŸtirilecek NATO Zirvesi ve Ä°KÖ DışiÅŸleri Bakanları Toplantısı'na da iÅŸaret eden Gül, bu toplantılarda OrtadoÄŸu ve Avrasya için önemli kararlar alınacağını, Türkiye'nin de görüşlerini bildirerek bu kararlarda etkili olacağını söyledi.  Avrasya coÄŸrafyasının Türkiye'nin dış politikasının temel ve öncelikli ilgi alanını oluÅŸturduÄŸunu anlatan Abdullah Gül, ''Avrasya, Türkiye için 'güç ve nüfuz mücadelesinin sahnesi' deÄŸildir; aksine bölgede güvenlik risklerinin giderilmesi ve istikrarlı bir geliÅŸmenin koÅŸullarının oluÅŸturulması temel uÄŸraşımızdır'' dedi. Avrasya'da istikrar ve güvenlik risklerinin giderilmesinde Rusya Federasyonu'nun Türkiye için önemli bir ortak olduÄŸunu ifade eden Gül,Rusya ile bu coÄŸrafyada birlikte hareket etme alışkanlığının yerleÅŸtiÄŸini dile getirdi. Bakan Gül, dış politikada son yıllarda DoÄŸu, GüneydoÄŸu Asya ve Pasifik ülkeleriyle iliÅŸkilerin geliÅŸtirilmesinin önemli bir yer tuttuÄŸunu belirterek; Japonya, Güney Kore ve Çin'le iliÅŸkilere dikkati çekti. Dış politikada baÅŸarılı olmak için ''içeride saÄŸlam olmak'' gerektiÄŸini vurgulayan Gül, ''Evinin içi düzgün ve saÄŸlam olmayan bir ülkenin dışarıda baÅŸarılı olması mümkün deÄŸil'' diye konuÅŸtu.           PANELDışiÅŸleri Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün sonuna kadar takip ettiÄŸi panelde konuÅŸan BaÅŸbakan BaÅŸdanışmanı Prof. Dr. Ahmet DavutoÄŸlu da, Türkiye'nin dış politikasını gençleÅŸtirmek, yöntem ve dilini deÄŸiÅŸtirmek gerektiÄŸine iÅŸaret ederek, tüm bunlarda siyasi iradenin önemine deÄŸindi. Türkiye'nin artık ''barışa katkı'' diplomasisini geliÅŸtirmesi gerektiÄŸini de anlatan Prof. Dr. DavutoÄŸlu, Türkiye'nin Ermenistan hariç komÅŸularıyla iyi iliÅŸkiler kurduÄŸunu söyledi. Panelde yapılan diÄŸer konuÅŸmalarda da, Türkiye'nin dış politikası ele alınarak, özellikle AB ile iliÅŸkiler konusunda ''artık topun AB'deolduÄŸu'' dile getirildi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!