Guantanamo'da sessiz kültür şoku

Güncelleme Tarihi:

Guantanamoda sessiz kültür şoku
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2002 13:09

Küba'daki Amerikan deniz üssü Guantanamo'da bulunan ve 'savaş esiri mi değil mi' tartışmasının odağı Taliban tutsaklar, sessiz bir kültür şoku yaşıyor.

İki düşman dünyanın karşı karşıya geldiği diğer adı ''X ışını'' olan kampta, tutsakların bulunduğu hücreler arasında kamuflaj giysili silahsız Amerikan askeri polisi devriye geziyor, zaman zaman tutsakları tuvalete veya sorgulanmak üzere tahta barakalara götürüyor.Kampın Amerikan bayrağı çekilmiş 6 gözetleme kulesindeyse keskin nişancılar silahlarıyla nöbet tutuyor.

Sadece iki düşman dünya değil, iki karşıt dünyanın da karşı karşıya geldiği kampta, Taliban ve El Kaide üyesi, çeşitli ülkelerin vatandaşı 158 köktendinci sünni Müslüman, demir parmaklıklı tek kişilik şeffaf hücrelerinde zaman öldürüyor.

''X ışını'' kampının komutanı Albay Terry Carrico, ''kültür ve din farklılığı nedeniyle tutsaklara çok hassas davrandıklarını ve onları anlamaya çalıştıklarını'' söylerken, Amerikan ordusunun dini konularda danışmak üzere Guantanamo'ya gönderdiği, Deniz Kuvvetleri'nin 3 imamından Ebuhena Seyfülislam, ''tutsakların duruma uyum sağlamaya çalıştıklarını'' belirtti.

Tutsaklara yapılan küçük jestlerin faydası olduğunu söyleyen asker imam, mahpuslara birer Kuran dağıttıklarını, bazılarının da hadis kitabı veya Arapça öğreten bir kitap istediklerini anlattı.

Albay Carrico da tutsakların domuz eti yememeleri nedeniyle gıdalarının ''helal'' olması için özel bir dikkat sarf ettiklerini belirterek, Taliban tutsakların yemeklerin çok yavan olduğundan şikayet etmeleri ve çay istemeleri üzerine, menüye çay ve pide eklediklerini, baharat alışkanlıklarını gidermeye çalışacaklarını kaydetti.

Geldiklerinde tamamen traşlı olan mahpuslara artık İslami kurallara uygun saç ve sakal uzatma izni verilirken, Afganistan'da tepeden tırnağa burkalı kadınlar yerine, kampta kamuflaj kıyafetli, omuzlarında tüfekli gezen kadınlar, kamptaki kültürel şokun bir başka boyutu.

Kadın askerlerden sarı bukleli Lisa Juve, ''Bana karşı dürüst davranıyorlar, devriye için önlerinden geçerken başlarını önüne eğiyorlar'' diye konuştu.

Mahpuslarla muhafızlar arasındaki iletişimde kullanılan sözcük sayısı 20'yi geçmiyor. İngilizce bilmeyen tutsaklarla anlaşabilmek için muhafızlara, ''otur'', ''yürü'', ''su'', ''yasak'', ''tuvalet'', ''tedavi'' sözcükleri Arapça söylenişleriyle bir karta yazılarak dağıtılmış.

Sorgulama için de askerlere 7 çevirmen eşlik ediyor. Albay Carrico, aralarında konuşmalarına hiçbir kısıtlama getirilmeyen tutsakların hücrelerinden birbirleriyle konuştuklarını, bazen onları birbirlerine anlattıklarına gülerken gördüklerini belirtti ve yine de Amerikan askerleri için iyiniyet beslemediklerini düşündüğünü itiraf etti.

''Düşünmeye çok zamanları olduğunu ve kendileri için de iyi şeyler düşünmediklerini tahmin ettiğini'' söyleyen Albay Carrico, bazen bu nefretin su yüzüne çıktığını ve Taliban tutsakların muhafızların yüzüne tükürdüklerini anlattı.

Statüleri, yargılanıp yargılanmayacakları, yargılanırlarsa kim tarafından yargılanacakları hala bilinmeyen Taliban tutsaklarına ''Cenevre Sözleşmesi'nin savaş esiri koşullarının'' uygulanması önerisi de Amerikan yönetimindeki şahinlerce reddediliyor.

Son olarak Başkan George Bush, bu tutsakların savaş esiri muamelesi görmeyeceklerini, çünkü bunların ''yasadışı savaşçılar'' olduklarını söylerken, artan dış baskılar nedeniyle uzlaşma arayışındaki Dışişleri Bakanı Colin Powell, tutsaklara yürürlükteki savaş esirleri anlaşması hükümlerinin uygulanmasını istedi.

Durumları Amerikan yönetiminde sorun yaratan tutsaklar için Dışişleri Bakanlığı hukukçuları, ''savaş esiri nitelikleri tanınmasa bile'' Cenevre Sözleşmesi'nin uygulanmasının doğru olacağını belirtirken, Başkan Bush, mahpuslara zaten ''Cenevre Sözleşmesi ruhunauygun davranıldığını'' savundular.

Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nin Hukuk Bölümü Profesörü Robert Goldman ise ''ABD'nin bu tutsaklara savaş esiri muamelesi yapmayarak, kendi askerlerini de tehlikeye soktuğunu, başkalarının da Amerikan askerlerine aynı şekilde davranmak istemelerine meşruiyet kazandırabileceğini'' vurguladı.

Goldman da düzenli bir orduya karşı geleneksel bir savaşın söz konusu olmamasına karşın Taliban tutsaklarının da savaş esir uygulamasından yararlanması gerektiğini belirtti.

Suudi Arabistan dün ABD'den, Guantanamo'da tutuklu 100 kadar Suudiiçin işbirliği isterken, İngiltere, tutuklu İngiliz vatandaşlarını kendisinin yargılamayı tercih ettiğini açıklamıştı.

1949 Cenevre Sözleşmesi uyarınca, savaş esirleri sorgulama esnasında sadece kimliklerini, rütbelerini ve kimlik numaralarını açıklamakla yükümlü bulunuyor.

Amerikan ordusu, getirilip götürülürken tutsaklara yapılan muameleözellikle Avrupa'da eleştirilere neden olunca, Afganistan'dan Guantanamo'ya tutsak göndermeyi Çarşamba günü askıya almıştı.

Guantanamo'daki üste Usame Bin Ladin'e bağlı El Kaide ve Taliban yanlısı 158 tutsak bulunuyor. Guantanamo dışında Amerikalıların elinde 270 tutsak daha bulunuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!