Gönüllü değil, gönülden eğitim

Güncelleme Tarihi:

Gönüllü değil, gönülden eğitim
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2002 14:12

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın her yaştan gönüllüleri, Tuvana Okumaya İstekli Çocuklar Vakfı'nda çocuklara 'gönüllü' eğitim veriyorlar, hayatı yeniden keşfediyorlar.

Onlar yaşları ne olursa olsun kendini eğitime adayan bir grup insan. 18 yaşındaki üniversite öğrencisinden, 68 yaşında hayatta yeni zevkler tadan insanlara kadar birçok eğitim gönüllüsü, bu duyguyu, başkalarının da yaşamasını istiyor. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve Tuvana Okuma İstekli Çocuklar Vakfı'nda (TOÇEV) öğretirken öğreniyor, zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmenin hazzını yaşıyorlar.

Yeteneklerine, ilgi alanlarına göre çocuklara yardım elini uzatıyorlar. Tiyatrodan, halk oyunlarına, el sanatlarından, bilgisayara kadar birçok alanda ders vermenin, öğretmenliğin keyfini çıkarıyorlar.

18 yaşındaki İTÜ Kontrol Mühendisliği Bölümü öğrencisi Günhan Özden, 15 çocuğa bilgisayar kullanmayı öğretirken, ‘‘Öğretmenlik duygusunu tadıyorum. Çocukların bana 'öğretmenim' diye hitap etmesi bambaşka bir duygu‘‘ diyor.

68 yaşında gönüllü olan ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın Fındıkzade'deki eğitim parkında satranç öğreten Mehmet Ali Duykan, duygularını dile getirirken, gözleri doluyor:

‘‘Eskiden günde birkaç paket sigara içerdim. Doktorlar bırakmam gerektiğini söylediklerinde, kendimi meşgul edecek bir şeyler bulmam gerektiğini düşündüm. Şimdi çocuklarlayım. Sigara aklıma bile gelmiyor. Onlarla bir arada olmanın mutluluğunu herkes yaşamalı.‘‘

* * *

Vücut yaşım 50, gönül yaşım 15

Haldun Sirel (50)

Vücut yaşım 50’ye vardı ama gönül yaşım 15. ODTÜ İşletme Bölümü mezunuyum. 1999'da emekli oldum, şu anda bir danışmanlık şirketinin sahibiyim. Toplum için ne yapabilirim diye düşündüğümde, aklıma burası geldi. Dört aydır, dördüncü sınıf öğrencilerinin 'Düşünce Oyunları' derslerine giriyorum. Bu dersin amacı, çocukların özgüvenlerini kazanmaları ve benliklerini tanımaları. 16 kişilik bir sınıfım var.

Eğitime katkım olsun istiyorum. Eğitimle çok şey değişebilir. Hepimiz biraz deliyiz, göle maya çalıyoruz, çünkü öğretmekten haz alıyoruz. Buradan giderken mutlu oluyorum. Eve gidince, eşime ve çocuklarıma, çocuklarla yaptıklarımızı anlatıyorum.

Yılbaşında bir öğrencim bana mektup gönderdi. Yazıda, kendini çok sıcak ve farklı bir şekilde ifade etmiş: ‘‘Şirinler kadar şirin, Pokemon kadar çılgın, Temel Reis kadar güçlü, Beyaz Altı Prens kadar yakışıklı; işte Doğancan.‘‘

Çocuklar duygularımı kazandırdı

Cem Kenar (32)

İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji bölümünde okuyorum. Gönüllü eğitmenliğe, TEGV'de yaratıcı drama dersleri vererek başladım. Üç yıldır bu alanda başka yerlerde de ders veriyorum. Çocuklara ders vermeye başladığımdan bu yana, hayattan çok şey kaybettiğimi, birçok duygumun köreldiğini, birçok şeyi artık göremediğimi fark ettim. Bunu bana çocuklar gösterdiler.

Ben, onlara bir şeyler öğretmekten çok, onlarda olan duyguları açıyorum. Yaptıklarımın geri dönüşümü çok daha büyük. Kendi kaçırdığım şeyleri tekrar gözden geçiriyorum. Onlardan çok şey alabileceğimizi bilmek gerekiyor. Çocuklara boş alanlar sunduğumuzda, o boş alanları ne kadar güzel kullanabileceklerini gösteriyorlar. Şu anda sekiz haftalık bir program uyguluyoruz. Yeni bir tiyatro grubu kurduk. Amacımız, çocukların yaratıcılıklarını ortaya çıkarmak.

Gönüllülüğü yaşamayan bilmez

Mahmut Güner (44)

Üç yıldır TEGV'de gönüllü olarak çocuklara halk oyunları öğretiyorum. Asıl mesleğim yönetmenlik. İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'nde halk oyunları üzerine yüksek lisans yaptım. Yaptıklarımızın maddi karşılığı yok. Amacımız, çocukların boş vakitlerini olumlu şekilde değerlendirmek. Gönüllülüğü yaşamayan bilemez. Ekonomik şartlar yüzünden bazı şeyleri yapamayan insanlara bu fırsatı veriyoruz.

Yardım etmek büyük kazanç

Özlem Ünlü (26)

İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunuyum. İki aydır, 11 yaşındaki, konsantrasyon ve dikkat problemi olan bir çocuğa okuma yazma öğretiyorum. Okuma yazma öğrettiğim çocuk hecelemeye başladığında, yol kat ettiğimizi anladım. Zorlu çalışma hala devam ediyor. Bittiğinde herhalde çok mutlu olacağım. Ayrıca, ana-baba-çocuk iletişimi üzerine yeni bir proje hazırlıyoruz.

Bu zincir büyümeli

Önder Karabay (21)

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi dördüncü sınıfta okuyorum. Bu yılın başından beri TEGV'de ortaokul öğrencilerine sağlık ve ilkyardım dersleri veriyorum. Başlangıçta 10 öğrencim vardı ancak yalnızca iki kişiye sertifika verebildim. Sekiz haftalık bir program uyguluyoruz.

Çocuklara anlattığım şeyler benim mesleğimle ilgili. Bir de doktorluk hem insanların sağlığını korumak hem de kurtarmak olduğu için yaptıklarımın bana iyi bir şekilde geri döneceğini biliyorum. Burada verilen eğitimle bilinçli bireyler yetiştiriliyor. Gönüllü olmak çok güzel, bu zincir büyüdükçe umarım daha da iyi olacak.

Para verilse bu kadar verimli olmaz

Müjgan Kasap (29)

Çevre mühendisiyim. Bir ilaç firmasında çalışıyorum. İş dışındaki vaktimin yarısını burada geçirdiğim söylenebilir. Kimya, İngilizce ve matematik dersleri veriyorum. Öğrencilerimle arkadaş gibiyim. Vakıf uygun olmadığında öğrencilerle evimde çalışıyoruz. İşi gerçekten zevk alarak yapıyorum. Vakfımızın çocuklarının hepsi okumaya istekliler. O istek onlardan geldikten sonra, ders vermek çok kolay. Parayla özel öğretmen tutsalar, gönül için değil de maddiyatla yapılan bir iş olacağından, bu kadar verimli olmayabilir.

Beş milyar maaş almaktan iyi

Mehmet Tezcan (26)

TOÇEV'in kurulduğu 1994'ten beri gönüllüyüm. Makine mühendisiyim. İki yıldır, öğrencilerin derslerine yardımcı olmak amacıyla matematik, fizik ve geometri dersleri veriyorum. Vakfımızın en güzel yanı, çocukluklarında TOÇEV'den yardım almış arkadaşların, bize gönüllü olarak katılmaları. Bunu görmek, beş milyar maaşla bir yerde çalışmaktan daha keyifli.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!