Gökçek'in ‘Ankara amblemi’ çalımı

Güncelleme Tarihi:

Gökçekin ‘Ankara amblemi’ çalımı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2001 00:00

ANKARA'dan bir dostumuz, ‘‘Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, hani Ankara'nın amblemini değiştirecekti? Emin Çölaşan, çağdışı amblemin kullanılmaması için yıllarca uğraş vermişti. Bizim bildiğimiz Ata'nın 'Nutuk'unu çizgi roman haline getiren ünlü sanatçı Ethem Çalışkan'ın yeni bir amblem çizdiğiydi. Ancak ne 30 Ağustos'ta, ne 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda ve ne de 10 Kasım'da Gökçek'in propaganda afişlerinde bir şey göremedik. Hálá yasaklı amblem kullanılıyor’’ dedi.Ve sözü Gökçek'e getirerek şunları söyledi:‘‘Melih Gökçek'in nasıl takıyyeci olduğunu Ankaralılar iyi bilir. Vilayetin kararı üzerine Tantan'a amblemi değiştirmek için söz vermişti. Ancak Tantan ayrıldıktan sonra da unuttu gitti... Şimdi de TV'lerde parti kuracağına dair 'sipariş programlar' yaparak, Tantan'ın ismini kullanıp beraber oldukları izlenimini vermek istiyor. Benim bildiğim Tantan, samimiyetsiz, güvensiz ve vefasız adamlarla bir arada olamaz. Siz en iyisi amblem öyküsünü Sayın Ethem Çalışkan'dan dinleseniz, iyi olur.’’ÇALIŞKAN NE DİYOR?Biz de ünlü hat sanatçısı ve ressam Ethem Çalışkan'ı aradık. Meğer ne kadar dertliymiş. Çalışkan anlatıyor:‘‘Ankara Valiliği, Melih Gökçek'in amblemini iptal edince, bu yılın başlarında Sadettin Tantan ve Melih Gökçek'in çağrısı üzerine Ankara'ya gittim. Türkiye Cumhuriyeti başkentinin amblemini yapmak benim için şerefli bir görevdi. Üzerinde çok çalıştım ve geçen mayısta orijinalini Gökçek'e sundum. Kurşun kalemle bazı düzeltmeler yaparak, 'Bu olsun' dedi. (Amblem Ankara Kalesi, 1. ve 2. meclis binaları, Hacıbayram Camii ve Ogüst Tapınağı siluet halinde, 19 ışıklı Ankara güneşi ile bir bütünlük oluşturuyor.) Bunu belediye meclisinin onayına sunacağını, hatta toplantıda benim de bulunmamı istedi. Görüşmede bir ara 'Hocam, saat 18.00'de 15 dakika uyumam gerek, çünkü şekerim yükseldi' dedi ve beni 20.30'a kadar bekletti. Ancak Tantan görevinden istifa ettikten sonra dediği toplantıya çağrılmadım. Temmuz ayında 'Yeni İçişleri Bakanı ile görüştüm, beğenmedi. Zaten bu iş vilayetin işi, biz destek oluyoruz' diye beni savuşturdu. İçişleri Bakanlığı'na gittim, özel kalemdeki bir görevli bana 'Yok böyle bir şey’’ dedi. Eski amblemi iptal eden komisyonun başkanı olan Vali Muavini ile görüştüm. Bana, 'Belediyenin yapacağı işlerde bizim olurumuz olmaz. Ancak uygulamaya girdikten sonra yasaya aykırı bir şey olursa müdahalemiz olur' dedi. Amblem işini unutunca Gökçek'e 11 sayfalık mektup yazdım; ancak yanıtlayamadı. Demek ki, Tantan'dan çekindiği için bu oyunu yapmış...''Gökçek, iptal edilen amblemi, kuracağını açıkladığı 'çağdaş ve muhafazakár partisi'nde kullansa nasıl olur?Laiklik aleyhineANKARA Valiliği'nin, minareli, kubbeli, baş aşağı bir ay yıldızdan oluşan Gökçek'in amblemi için aldığı iptal kararı özetle şöyle:‘‘...Amblemin laik, çağdaş ve modern bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentini tanımlamaktan uzak olduğu... Amblemde ay yıldız şeklinde algılanan motifin Türk Bayrağı Kanunu ve Tüzüğü'ne aykırı olduğu... Bayrağımıza olan saygıyı azaltıcı etki yaptığı, farklı ölçüler kullanıldığı... Amblemin Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel vasıflarından biri olan laiklik ilkesi aleyhinde propaganda yapılmasına fırsat verebilecek tarzda olduğu...’’New York'un nezarethaneleri Türk doluGAZİANTEPLİ ihracatçı Suavi Özden, iş gezisi için gittiği Amerika'da Türklerin başına gelenleri şöyle anlatıyor:‘‘New York'tan iki gün önce döndüm. Ekim ayı başından beri New York polis nezarethanelerinde yer kalmadı; nezarethaneler ağzına kadar Türk göçmenleriyle dolu. 11 Eylül olayından önce Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmelerine, işyeri açmalarına göz yumulan Türk göçmenleri, ekim ayı başından beri işyerlerinden alınıp polis nezarethanelerine tıkılıyorlar.Hadi, Türk devleti uyuyor, yurtdışında çalışarak ülkesine döviz gönderen vatandaşlarını koruyamıyor, diye düşünelim. Türk medyası ne güne duruyor? Vatandaşlarımıza neden sahip çıkmıyor.Bu vatandaşlarımız, Amerika sınırları dışına çıkartılırsa, orada yapmış oldukları yatırımları, işyerleri ellerinden yok pahasına çıkmayacak mı?Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurtdışında yapmış olduğu yatırımlar, Türk milletinin malı değil mi?Türk milletinin malını Türk devleti korumayacaksa, kim koruyacak?’’Dışişleri Bakanlığı'nın elinde bu konuda bilgi varsa aileleri meraktan kurtarmak için açıklama yapmalıdır.EriyoruzANKARA Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Ankaralı okurumuz Nefel Işıktaş'ın, KDV konusundaki eleştirilerine katıldığını, ancak ‘‘popülizm yapıyor’’ iddiasını reddettiğini belirterek, şöyle konuştu:‘‘Nefel Bey, benim bu konudaki mücadelemi galiba bilmiyor. Hükümetin yaptığı KDV indiriminin yetersiz olmadığını birçok kez seslendirdim. Son olarak 'Sadece beyaz eşya ve otomotivde KDV indirimine gitmek haksız ve adaletsizdir, KDV indiriminde 55 günlük süre, IMF ikna edilerek 6 aya çıkarılmalıdır' dedim. Gübre ve ilaç ürünlerinde KDV indirimine gidilmeyeceğini öğrendiğimizde de tepki gösterdim. Esnaf her gün iflası yaşıyor, gittikçe geriliyoruz. Böyle giderse borç alacak ülke de bulamayacağız. Ülke yönetilmiyor.’’AÇIKLAMA‘‘UYANIN Artık’’ başlıklı yazımızda yer alan Atatürk şiiriyle ilgili yazıya Sabah Gazetesi'nden Yavuz Donat şu notu gönderdi:‘‘Bugün (dün) köşende yer alan şiir, önemli bir şairimize ait; Halim Yağcıoğlu'na... Şiirin başlığı ‘‘Atatürk'ten Son Mektup’’tur. Varlık Dergisi'nde 1.10.1963'te yayınlandı. Şiirin 'öyle mısraları' var ki... Her dem taze, anlamlı ve çok güzel.Şiirin asıl heyecan uyandıran son bölümünü de geçiyorum:Bırakın o altın yaprağı artık,/ Bırakın rahat etsin anılarda şehitler,/ Siz bana neler yaptınız, ondan haber verin,/ Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin,/ Mustafa Kemal'i anlamak, yerinde saymak değil,/ Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla,/ Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavukluklarla.(Sayın Donat ve Devrekli gazeteci İbrahim Tığ'a teşekkürler.)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!