Güncelleme Tarihi:
Ramazan Bayramı tatilinde Sapanca’da bungalov kiralayan bir aile, yatak odasındaki ampul içine gizlenmiş bir kamera fark etti. İddiaya göre gizli kamera, jakuziyi de görecek şekilde yerleştirilmişti. Büyük bir şok yaşayan aile hemen polis merkezine giderek şikâyetçi oldu. Emniyet ekipleri olay yerinde inceleme başlattı, tüm elektronik cihazlara el konuldu.
Olay sosyal medyada geniş yankı bulurken, mağdur vatandaş yaşadıklarını paylaşarak benzer durumlara karşı uyarılarda bulundu. Özel hayatın ihlali niteliğindeki bu olay, otellerde güvenliğin ve kişisel mahremiyetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gündeme taşıdı.
Dünkü haberimizde bu riske özellikle dikkat çekmiş, gizli kameraların tespitine dair kontrol yöntemlerini paylaşmıştık. Konuyla ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Şimdi de olayın hukuki boyutunu mercek altına aldık. Bu tür durumlarda mağdurlar nasıl bir yol izlemeli? İşletmeler hangi yasal sorumlulukları taşıyor? Gizli kamera yerleştiren kişi ya da işletme hangi suçlarla karşı karşıya kalır?
Tüm bu soruları Avukat Sevda Şahin İhsanoğlu ile konuştuk.
1- SON YILLARDA BU TARZ OLAYLARIN GÖRÜLDÜĞÜ DAVA SAYISINDA ARTIŞ VAR MI?
Dijital teknolojilerin hızla gelişmesi ve internet kullanımının artmasıyla birlikte, özel hayatın gizliliğinin ihlali, tehdit ve şantaj gibi suçlarda önemli bir artış gözlemliyoruz.
Özellikle kadınlar, gizli kamera yerleştirilmesi ve izinsiz görüntü kaydedilmesi gibi eylemlerin hedefi haline geldi. Sosyal medyanın etkisiyle bu tür görüntülerin hızla yayılması, mağduriyetleri derinleştirerek kadınların ciddi psikolojik travmalar yaşamasına yol açıyor. Aynı zamanda bu durum hem kamusal hem özel alanlarda güvenlik algısını zedeliyor, toplum genelinde kadınların mahremiyetine yönelik kaygıları artırıyor.
Bu bağlamda, söz konusu suçların önlenebilmesi adına hukuki önlemlerin güçlendirilmesi ve denetim mekanizmalarının daha etkin şekilde işletilmesi gerekiyor. Hedef, sadece hukuki değil, etik bir çözüm geliştirmek olmalı. Aksi taktirde gizliliğin olmadığı yerde özgürlükten, güvenden ya da adaletten söz edilemez.
2- BU TARZ SUÇLARDA SADECE KAMERA YERLEŞTİREN KİŞİ Mİ SORUMLUDUR, YOKSA İŞLETME SAHİBİ DE SORUMLU TUTULABİLİR Mİ?
Gizli kamera yerleştirilmesi ve izinsiz görüntü kaydı yapılması yalnızca fiili olarak kamera yerleştiren kişiyi değil, aynı zamanda işletme sahibini de hukuken sorumlu tutabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre, bu tür suçlar, kişisel özgürlükleri ihlal eden ve toplumda derin travmalara yol açabilecek suçlar olarak değerlendirilir. Failin cezalandırılması, mağdurun yaşamını olumsuz etkilemesi nedeniyle yalnızca hapis cezaları ile sınırlı kalmaz. Bu görüntülerin başka amaçlarla kullanılmaya başlanması cezaları daha da ağırlaştır.
Bu tür eylemler, işletme sahibinin denetiminde gerçekleştirilmişse, işletme sahibi de sorumlu. İşletme sahibinin, gizli kamera yerleştirilmesine göz yumması veya bunun önüne geçmemesi, ona hukuki sorumluluk yükler.
Özellikle işletme sahiplerinin, konuklarının güvenliğini sağlamak ve mahremiyetlerini korumak adına belirli yükümlülükleri var. Otel veya tatil köyü gibi yerlerde, çalışanlar ya da dışarıdan bir kişi gizli kamera yerleştirirse ve işletme sahibi bu durumu fark edip engellemezse, işletme sahibi ihmali suç işlemiş olur. Burada önemli olan husus, işletme sahibinin kameranın yerleştirildiği yerden haberdar olup olmadığı ve durumu engellemeye yönelik herhangi bir önlem alıp almadığı.
3- EĞER GÖRÜNTÜLER BAŞKA BİR AMAÇLA KULLANILDIYSA SUÇUN NİTELİĞİ NASIL DEĞİŞİR?
Gizli kamera ile kaydedilen görüntüler internet ortamına sızdırılırsa, suç ağırlaşır. Çünkü bir kişinin özel hayatının ihlal edilmesi, sadece mahremiyetinin kaybolmasına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda kişinin onuru, saygınlığı ve toplumsal imajı zarar görür. İnternete sızdırılan görüntüler, bir kişinin yaşamını alt üst edebilir, ailevi ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Bu durumda cezai sorumluluk daha da ağırlaşır.
Aynı şekilde, işletme sahibinin de sorumluluğunun artacağını söyleyebiliriz. Nitekim, bu olay özelinde de işletme sahibinin olaya göz yumması ve mağduriyetin oluşmasına engel olmamış olmaması söz konusu ise işletme sahibine yöneltilecek yasal süreçlerin de karşımıza çıkacağından şüphem yok.
4- BU DURUMDA MAĞDUR OLAN KİŞİLER NASIL BİR HUKUKİ YOL İZLEMELİ?
İlk olarak mağdur, durumu savcılığa bildirerek suç duyurusunda bulunmalı. Bu sayede, suçluya yönelik cezai süreç başlatılabilir ve mağdurun haklarının korunması sağlanır. Gizlilik ihlali, kişilik haklarının ciddi şekilde ihlaline yol açtığı için mağdur hakları en üst düzeyde korunur.
İnsanlar böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarında ya da görüntüleri internette veya farklı mecralarda yayınlandığında, durumu ivedilikle savcılık kurumuna bildirmeliler. Özellikle biz avukatlar, şantaj amacıyla kadınların mahrem görüntülerinin kullanılması yönündeki tehditler ile sık sık karşılaşıyor, bu ve benzeri suçların önüne geçebilmek için ciddi bir mücadele veriyoruz.
5- TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR Mİ?
Manevi tazminat davası açılabilir. Manevi tazminat, mağdurun psikolojik zararlarını ve yaşadığı travmayı telafi etmeye yönelik bir talep. Tazminat davası açan mağdur, psikolojik raporlar, tanık ifadeleri ve diğer delillerle davayı güçlendirebilir. Mahkemeler, mağdurun yaşadığı travmanın büyüklüğünü göz önünde bulundurur ve bu doğrultuda tazminat miktarını belirler.
6- MAĞDURİYETİN İSPATI İÇİN KAMERA GÖRÜNTÜSÜ DIŞINDA BAŞKA HANGİ DELİLLER ÖNEMLİDİR?
Kamera görüntüleri, failin eylemlerini ve suçun işlendiğini doğrulamak için en önemli delil olmasına rağmen, fiziksel kanıtlar ve tanık ifadeleri de suçun ispatı için önemli bir rol oynar. Öncelikle, mağdurun gizlilik ihlaline uğradığı mekân tespit edilmeli. Otel odası, bungalov gibi alanlarda gizli kameraların yerleştirildiği yerler bizzat incelenmeli ve suçun işlendiği bölge net bir şekilde belirlenmeli.
Ayrıca, mağdurun yaşadığı psikolojik etkiyi ve travmayı belirleyen psikolojik raporlar da delil olarak kabul edilir. Mağdurun yaşadığı ruhsal bozukluklar, sıkıntılar ve korkular, mahkemede tazminat davasının güçlü bir temele oturmasına olanak tanır.
Ayrıca, olayın işlendiği dönemdeki tanık ifadeleri de suçun işlendiğini ispatlamak adına son derece önemli. Tanıklar, mağdurun yaşadığı mağduriyet hakkında mahkemeye bilgi verebilir. Bunlara ek olarak, kamera yerleştirilmesi ve görüntülerin kötüye kullanılması durumunda, dijital deliller de büyük öneme sahip.
7- İŞLETMELERİN GENEL OLARAK KAMERA YERLEŞTİRİRKEN UYMASI GEREKEN HUKUKİ KURALLAR NELERDİR?
Güvenlik önlemleri almak, iş yerinin sorumluluğunda ancak bu önlemler kişinin özel hayatını ihlal etmeden alınmalı. İşletme sahipleri, kameraların yerleştirileceği alanları ve bu kameraların amacını müşterilerine açıkça bildirmekle yükümlüdürler. Özellikle oteller ve tatil köyleri gibi alanlarda, gizlilik ihlali yaşanmaması için müşterilere, kameraların sadece güvenlik amacıyla kullanılacağı bildirilmeli.
Kameraların, mahrem alanlara, yani otel odaları, bungalovlar veya banyolar gibi alanlara yerleştirilmesi yasak. İşletmeler, kameraların yalnızca ortak alanlarda yerleştirilebileceğini ve sadece güvenlik amacıyla kullanılabileceğini bilmeli. Ayrıca, kamera kayıtlarının, yalnızca güvenlik amacıyla saklanması ve kayıtların üçüncü kişilerle paylaşılmaması da işletme sahiplerinin yükümlülüklerinden.