Geriye yazılar kaldı

Güncelleme Tarihi:

Geriye yazılar kaldı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2015 20:29

Uzun yıllar Milliyet gazetesinde yazan, Fidel Castro, Ayetullah Humeyni, Yaser Arafat ve Idi Amin gibi dünya liderleriyle yaptığı röportajlarla tanınan gazeteci Leyla Umar, dün 88 yaşında hayatını kaybetti.

Haberin Devamı

1927’de İstanbul’da doğan Leyla Umar, İstanbul Nişantaşı Nilüfer Hatun İlkokulu’nu bitirdikten sonra Üsküdar Amerikan Koleji’ne devam etti. Burada yedi yıl yatılı okudu, ancak matematik ve fizikten son sene sınıfta kalınca Arnavutköy Kız Koleji’ne geçti. Nefret ettiği matematik dersinden orada da kurtulamayınca okulu tümüyle bırakarak babasının isteğiyle daktilo kursuna gitti. Okuldayken en iyi dersi olan İngilizce ilk işi oldu; 1950’den 1955’e kadar Amerikan Konsolosluğu’ndaki görevlilere Türkçe dersleri verdi. Aynı dönemde mühendis Mehmet Ali Ekşigil’le evlendi, oğlu Adnan bu evlilikten dünyaya geldi. 1955’te boşandı, Milliyet’te gördüğü ‘İngilizce bilen muhabir aranıyor’ ilanıyla gazetecilik macerası başladı. 

‘HABER PEŞİNDE KOŞMAYI HEP ÇOK SEVDİM’

Haberin Devamı

Milliyet’in o zamanki sahibi Ercüment Karacan, Leyla Umar’ı ‘Beyoğlu muhabirliği’yle görevlendirdi. Bu arada Hayat, Akis ve Akbaba dergilerinde de yazılar yazmaya başladı. 1958’de gazeteci ve oyun yazarı Refik Erduran’la evlendi, bu birliktelik dört yıl sürdü. Umar, 10 yılı ABD temsilciliği olmak üzere 22 yıl Milliyet’te çalıştı. Dört yıl Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde görev yaptı. Leyla Umar, uluslararası düzeyde ün yapmış kişilerle yaptığı özel söyleşilerle tanındı. Mikrofon uzattığı ünlüler arasında Fidel Castro, Nelson, Mandela, Yaser Arafat, Humeyni, Desmund Tutu, Prenses Diana, Maria Callas, Placido Domingo gibi isimler vardı. Umar, 2005 yılında anılarını ‘Geriye Yazılar Kaldı’ başlığıyla kitaplaştırdı. 2012’de Sabah Gazetesi’ne verdiği bir röportajda, haber peşinde koşmayı hep çok sevdiğini anlatmıştı: “Benim için o haber, bu haber yok. En küçük haberin bile hakkını veriyorum. Haber yapmayı seviyorum. Deli gibi haberlerin peşinde koşup bulmayı hep çok sevdim.”

EN ZOR RÖPORTAJ HUMEYNİ

Umar, Milliyet’e verdiği bir röportajda, hayatının en zor saatlerini Humeyni’yi beklerken geçirdiğini söylemişti: “-16 derece sıcaklıkta, ayağıma eldivenlerimi giyerek 5-6 saat bekledim. Ama o röportajı TRT, 1 dakika yayınladı. Çünkü Esen Ünür adlı arkadaşları bir ay uğraşmış, yapamamış. Üzülür diye kısaltmışlar. Yıllar sonra Turgut Özal o kaseti seyretmek için buldurdu. Ama geri kalan 26 dakikayı atmışlar. Neden atmışlar biliyor musunuz, film lazım olunca eskileri kullanıyorlarmış.”

Haberin Devamı

Geriye yazılar kaldı

CASTRO’YU 20 YIL BEKLEDİ

Küba lideri Fidel Castro’yla, 1996’da Habitat toplantısı için İstanbul’a geldiğinde röportaj yaptı. Daha sonra bu buluşma için tam 20 yıl beklediğini anlatacaktı: “Küba’nın bütün elçilerini, bir randevu ayarlasınlar diye arıyordum. Çok sevdiğim bir arkadaşım büyükelçi ‘Seni devletin özel konuğu olarak davet ediyorum. Cumhurbaşkanı yardımcısı da dahil herkesten randevu aldım ama yalnız Fidel’e ‘Yap’ diyemem’ dedi. Röportaj yapmaktan nefret ediyormuş. 15 gün orada herkesle görüştüm. Che Guevara’nın üvey annesi, kızı. Hatta geçen yıl Che’nin oğlu geldi bana. Geçen gün yeni Küba elçisi de beni ziyaret etti. Artık öyle bir hale geldi ki, sanki ben Küba’nın buradaki büyükelçisiyim. İlk bana ziyarete geliyorlar. Bir de Fidel’le yaptığım röportaj 7-8 kere gösterildikçe, beni tanıdılar. Ben Fidel’in davetlisi olarak Küba’ya gittiğimde beni tanıdılar. Sokakta herkes beni tanıyor, “Hola Leyla” diye selamlıyordu. Utancımdan ölüyordum. Ama tabii Castro Türkiye’ye gelmeseydi yine yapamazdım röportajı.” 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!