Eymür gitsin, Ataç gelsin pazarlığı

Güncelleme Tarihi:

Eymür gitsin, Ataç gelsin pazarlığı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 1998 00:00

Haberin Devamı

Alaattin Çakıcı'nın ünlü işadamı Erol Evcil ile yaptığı telefon konuşmasının bandı, MİT ile ilgili korkunç pazarlığı ortaya çıkardı. Türkbank'a talip olan zeytin fabrikatörü Erol Evcil ile Çakıcı arasında değişik tarihlerde geçen telefon konuşmalarında, halen Çin'de görevli olan MİT mensubu Yavuz Ataç'ın adı sıkça geçiyor. Çakıcı bir konuşmada, ‘‘Şu Eymür (Mehmet) giderse Yavuz (Ataç) gelecek ama Yavuz'un gelmesi için de Eymür'ün gitmesi lazım’’ diyor. Çakıcı bir başka konuşmada da ‘‘Şimdi önemli olan bir bu banka işi iki Yavuz'un dönmesi üç Topal'ın g.....kazık sokmak’’ diyerek, Yavuz Ataç'ın dönmesini kendisine iş edindiğini de ortaya koyuyor. Çakıcı'nın, ‘banka’dan da Erol Evcil'in talip olduğu Türkbank'ın satışını kastettiği belirtiliyor. İşte konuşmalardan özetler:

Erol Evcil: Benim Maliye üzerime gelemez, zaten bütün defterlerin bütün hepsini Maliye aldı. Altı aydır bütün defterler teftişte, hiçbir şey de çıkaramadılar. Bütün defterler Maliye'de. E her bokumu incelerler, fabrikamı elimden alırlar, ha o zaman ne yapacaklar? Bir kere beni tutuklayıp götürmeleri lazım. Seni ne yapacaklar, adamın aynen söylediği şu bu canlı gelmemesi lazım diyor dediler. Evet, e artık ne olacak, e seni artık benim bunlardan çekindiğim bir şey yok ki. Ben burada onu söylemekteki amacım, sana ulan bu adamlar bu işi belki de yapacaklar, eğer biz böyle şey yaparsak bize ters teperler. Yani o arkadaşı getirmezler.

EVRAK LONDRA’DA

ÇAKICI: Yani tam ben bu işe iki senedir, üç senedir kavgasıyla problemliyim, yani beni yurt dışına onların emriylen gittim ben kardeş, direk kişinin emriyle. Yavuz'a bağlı olarak gittim, bak hayatımı kaybettim. Yani onu anlatıyorum. Ha bunlar yok dediler, yok dediyseler Londra Konsolosluğu'nda elinde evraklarım var. A... k...m ben bunun, vatanı milleti düşünen yok. Kimse düşünmüyo. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki olsun sokaktaki insanı kimse düşünmüyo. Yani her gelen oraya kendi ekibini güçlendiriyor.

Doğru haklısın.

ÇAKICI: Yani benim dediğim şu Erol.

Alo.

ÇAKICI: Yavuz Abi'yi getirseler baştan göndermezlerdi. Yani onun için anlatmak istediğim şu yani, benim güzel kardeşim. Onlar oyalıyorlar tamam mı, senin belki neydi onun ismi o, Gedik ha biliyor.

Nasıl anlamadım.

ÇAKICI: Arkadaşın çünkü, Gedik'i sevdiğini de biliyorum. Belki çok iyi adam da olabilir. Ben tanımıyorum yani, çok iyi insan da olabilir. Herkes kendi arkadaşı için savaşır, normal o da senin arkadaşın. Ama doğru olan bir şey var. Zamanı kaybetmeden elimizdeki fırsatı değerlendirelim, Yavuz'u getiriyorsalar getirirler. Ben ona haber gönderdim. Bunu söyledim, dedim. Yoksa ikisine bir mi söylemek istedim.

ADAMIMIZI ARAYAYIM MI?

- Ben kele söyle dedim. MİT'teki bir arayım mı adamı ne diyorsun?

ÇAKICI: Ha?

Arayım mı adamı?

ÇAKICI: Arıyosan ara bakalım, ne diyor. Ona ne dedi biliyor musun bu adam ha Yavuz geriye gelirse ben sana söyleyeyim. O adama söyleyin benim. Ha bana da söyleyen anlıyor musun, aynı sana söyleyen var ya, eğer senin arkadaşınsa söyle. Ben ne dersem benim arkadaşım benim dediğime gelir.

Ya onu söyleyen ben olduğumu biliyor Gedik.

ÇAKICI: Ha biliyor mu?

Biliyor söyledim ben ona.

ÇAKICI: Ha anladım.

Onu elden çıkarma. Gerekli olduğu yerde inşaat yaparsın.

ÇAKICI: Yalnız niye biliyor musun, onla gidilmiyor değil mi? Hatta şey Zeki'ye söylerim, sen Zeki'ylen görüştüğün zaman onu sana bırakır. O sende kalır. Lazım oldu mu çocuğa gönderirsin onu.

Anladım anladım. Anladım.

ÇAKICI: Zeki geldiği zaman zaten karar verirsin, yani o mu olur yenisi mi olur anladın mı dediğimi.

Anladım, anladım.

ÇAKICI: Off anam of. Sence bu uzaktaki gelir mi haber sence?

Biz onun Elazığlıyla kritiğini yaptık. Bu şeyden sonra gelir dedi. Şeyin sözünü verdiniz mi dedi sadece. Yani o gelirse açıklamayacak diye bir söz verildi mi dedi.

ÇAKICI: Yok canım. Asla.

Ben öyle bir şey demedim, dedim ben de.

ÇAKICI: Cık.

İyi tamam o zaman dedi.

ÇAKICI: Onların a.. k...acağım Erol, sen merak etme, gelsin o uzaktaki. Aradan geçsin on beş gün. Ben işimi biliyorum. Anladın mı dediğimi dünyadan artık sana bana dost olmaz.

Yok ya bunlar eğer seni şey yapsalardı, dedikleri gibi uygulasalardı bize de bir iyilik düşünürlerdi. Ya oyun içinde oyun var bu işlerde be. Oyun içinde oyun.

ENGİN’İ ARADIM

ÇAKICI: Benim sana dediğim bak, şu Eymür giderse Yavuz gelecek ama Yavuz'un gelmesi için de Eymür'ün gitmesi lazım. Herkes enselenir check up yaptıramıyorum, kanser var bende ben hissediyorum. Bunu ayrıdır bütün vücudumda hissediyorum. Ben bunu içi ağrıyor biliyor musun? 6-7 paket sigara içiyorum stress sıkıntı beni hem deli ettiler. 2.5 sene evvel a... k....n Cankurtaran'a çarpılmış a... k....n kara para aklayan uyuşturucuların ağbiliğini yapan şey olsa ne olur, yani önemli değil. Kardeşim yani düşündüğüme benim sana karşı yaptığım iyilikler var, istediğin zaman iade edebilirim hepsini sana.

ÇAKICI: Sen karışma Halit'e alttan aldın. Ne hakkın vardı hayır benim sende hakkım var.

Bu konuyu burada kapatalım lütfen, ben yanlış bir şey söyledim, senden özür dilerim.

ÇAKICI: Yahu özür dilemene gerek yok. Biz kardeşiz, ama olanı söylüyorum. Biz çocuk değiliz. Ben sana bir şey diyorum, sinirleniyorsun. Sıkıntı yapıyorsun, biz arkadaşsak kardeşsek ben seni dinlediğim gibi sen de beni dinleyeceksin.

Şimdi aradım Engin'i, bayağı bir konuştuk. Size faydadan başka bir zararı olmaz demiş. Fakat siz bu adamlara şimdi bu uzağa giden arkadaşın uzağa giden arkadaşın sırf bu yüzden, yani benimle ilişkisi var diye gönderdiniz demiş. Ve bunun geriye getirmesi için baskı yapmak istiyor demiş. Ondan sonra, yani bu adam buraya gelmezse demiş, ben sana söylüyorum bu adam buraya gelmezse.

Hepimizin a... s...lir demiş. Ondan sonra demiş, bak bu çok ciddiler demiş. Tamam mı ondan sonra o uzaktaki çok ciddi korktu demiş. Ben dinledim demiş tamam mı. Herifin anasının a... kar yağar demiş. Artık bundan sonra sen bilirsin demiş tamam mı. Tabii diyor bunda renk renk attı diyor. Ondan sonra ona göre hareket edin, ona göre davranın, ona göre şey yapın demiş. O da peki tamam, ayarlarım demiş. Fakat burada çok çelişik şeyler dönüyor bugün İbrahim Yazıcı aradı.

YAVUZ ZORDA

ÇAKICI: Okey. Kafaya koymuşum ben bu işi 50 defa devirirdim, ben a... k....m şudur ya bi ANAP'lı milletvekiline çaktırırdım bu iş biterdi. Niye bekliyoruz, biraz daha bekleyelim şu Yavuz gelse, oraya beni affedecek hali yok. Yavuz kendini koruyamıyor, beni nasıl koruyacak? Gitmiş dünyanın bir tarafına. Ama bizim dostumuzsa, sonuna kadar savaşacaz onun için.

ÇAKICI: Pekii Eymür'ü alacaklar mıymış?

Bugün sormadım, artık yani bugün şey yapmadım. Fakat Elazığlı'yla konuştum. Ben bugün kesin alacaklar diyor. Elazığlı'nın şeyde adamları var ya.

ÇAKICI: Elazığlı da dedi mi ki, Yavuz'u (Yavuz Ataç kastediliyor) bu işten sonra getirirler dedi.

Dedi.

ÇAKICI: Ne dedi?

Bu şekilde söyledin, sen söyledim kesin getirirler dedi.

ÇAKICI: Yalnız sana bir şey söyleyeyim, bak söyle Yavuz abi geldikten on gün oraya başladıktan on gün sonra sesimi çıkaracağım unutma bunu.

Valla onbeş yirmi diyor.

15 GÜNE GELİR

ÇAKICI: Evet.

Onbeş yirmi gün diyor o da.

ÇAKICI: Tabii tabii, anladın mı dediğimi?

Yani onbeş yirmi gün beklenecek diyor. Bazı şeyler var diyor.

ÇAKICI: Hayır değil, şimdi biz yurt dışında yaşıyoruz, size ulaşamıyoruz. Sen Yavuz'u aradın mı?

Aradım. Çok kırık konuştu bana nedense, çok soğuk konuştu.

ÇAKICI: Kim, Yavuz mu?

Evet.

ÇAKICI: Yoldaydı belki ondan.

Yani bilmiyorum neden de, aradım Kemal.

SOĞUK KONUŞTU

ÇAKICI: Kaçta aradığın zaman kaçtı biliyor musun? 7 saat var.

Onu aradığımda benim saat altıydı.

ÇAKICI: Ben onunla konuştum. Oranın şehrine gitmişti Şangay diyorlar. Anladın mı deniz kenarında oraya gitmeşler. Ondan anlıyor musun belki yol yorgunluğu falan.

Bilmiyorum yani, bana çok soğuk konuşunca herhalde dedim, o da bozuldu.

ÇAKICI: Yok canım, o sana niye soğuk konuşsun? Hayır yok Erol niye sana soğuk konuşsun.

Bak bize bizden başka bir kişi dost değil, bak bir kişi diyorum haberin olsun bazıları.

ÇAKICI: Bak sana bir şey anlatayım. Tabii bize dost Yavuz abi, Mehmet Ağar'dan anlıyor musun üç gömlek daha ama bunları hayatları ve meslekleri söz konusu oldu mu dostluk bir yere kadar bekleyeceksin o da onların hakkı.

Doğru.

BEN GEMİLERİ YAKMIŞIM

ÇAKICI: Anladın mı hakları yani, niye ben onu da anlatım bizden onlar bir yere eee ben niye Yavuz Abi'den her şeyi talep etmiyorum soruyorum sana.

Evet haklısın evet haklısın, haklısın.

ÇAKICI: Bak benim de dostum senin de dostun. Ama bir yere kadar. Bir yerden sonra biz onlara zararlı olursak biz onlardan bazı şeyleri beklemicez. Ben gemileri yakmışım, ben senin hakiki dostunum, hakiki dostunum. Cııkta değilim beş yaşında haaa, sen yani bende co benimlen en sona gene aynısın ister sev ister sevme, ikimizin birbirine en az üç sene ihtiyacı var.

Biliyorum tabii ki.

ÇAKICI: Ha ben sana menfaat için dostluk yapanın babasının sen bana yapacağın dostluğu yaptın. Her şey yaptın, ben bunu televizyonda da konuşurum, her yerde konuşurum. Benim senden şu hiç kimse kurtlanmasın, ben yok olursam, seni yok ederim, inanmıyorum ben sana, sana her türlü ama bak ölmesem sana saldıranın a... k...m mesela. Aynen bu şekilde söylendi sorun değil kardeşim ya. Kaybederler anında ha sana yanlış yapanın g... kazık sokarım. Belki altı ay sonra olur basın geleceği senin intikamını bak bu lafımı yerde bırakanın a..... Türkiye koyim (hat gidip geliyor, anlaşılmıyor) Ben kötü rüya görmüyorum lan, senin dostlarının geldiği gün senin şeyini fabrikanı aldılar. Elinden o... çocuğu bunlar.

- Evet.

GİT CANAN’I BUL

ÇAKICI: Ya biz ona i... dedik, yavşak bizim halk dilinde i... demek yalan mı?

Doğru.

ÇAKICI: Ne dedik şimdi arkadaşlar.

Hem de çok iyi.

ÇAKICI: Şimdi Canan ile konuş, yarın ondan bir randevu Alaaddin'i arasın. Şimdi önemli olan bizim iki tane üç tane bir bu banka işi iki Yavuz'un dönmesi üç Topal'ın g... kazık sokmak dört, anlıyor musun, şeyi okutmak okutmak sen şey işte Canan ile konuş. Ara onu karıyı arasın. Yarın sen Zeki ile buluşmadan protokolu yap, ağa yani cumaya kadar yap önemli. Çünkü yarın buluş, öbür gün yap önemli değil.

Doğru.

ÇAKICI: Yani bir an evvel dönsünler, konuşsunlar da bu işi yapsınlar. Eymür'ü almışlar almamışlar anasını avradını s.... Eymür'ün ben. Bizim amacımız Yavuz! Ha sana şunu söyleyeyim, Yavuz'u da gönderseler bugün buraya bu kasetten dolayı Yavuz'a da iyi bakmazlar. Bu Gedikli seni aradı mı sonra bu şerefsiz?

Benim telefonumu bilmez o. 295'li telefon var o da şirkette kaldı. Ararsa da bulamaz. Korumaların telefonunu da bilmez.

Evcil: Efendim, alo.

ÇAKICI: Bu 212'li (New York'u kastediyor. New York'un kod numarası) yerin üst katı var.

Ha ha.

ÇAKICI: Anlıyalım, yani Avrupalılar ama çok şey yani.

Peki 212'li yer var mı?

212’Lİ TELEFON

ÇAKICI: 212'ler yer yok ama oraya gidilip oradan aşağıya inilir anladın mı dediğimi?

Anladım.

ÇAKICI: Ben biliyorum, alo.

Efendim.

ÇAKICI: 212'li yere bir müddet gidilmez abi, ben buna.

Evet haklısın.

ÇAKICI: Yani şeyde onda avukatın konuş senin adamın, kesin gitti Erol değil mi?

Nereye gitti?

ÇAKICI: Başkonsolosluğa.

Büyükelçiye gitti, bizim adam.

ÇAKICI: He, he büyükelçiye. Kesin değil mi yani?

Kesin kesin.

ÇAKICI: Bak kesinse o hem 212'li yerden söylenildi, hem oradan söylenildi.

Yok yok yok, o adam kesin gitti. Yani adam benim adamım değil, adam şeyin adamı biliyorsun. Kimin adamı olduğunu.

ÇAKICI: Ha.

Yani kimin adamı olduğunu biliyorsun, önemli bir adam

ÇAKICI: Öbür taraftan da gidin oranın anlıyor musun, daire başkanı Mehmet.

Anladım.

ÇAKICI: Ya o bu iki numaralı defter var ya, o number one oldu buna dokuz kat katıldı biliyor musun?

ÇAKICI: Niye Erol bir şey diyor musun?

Ne diyeyim kendine iyi bak! Yarın kaçta ararsın beni.

ÇAKICI: Ben benim sana bir şey anlatayım ya, Allah'a nasıl inanıyorsan benim bu sözüme de inan. Benim sana asla silahım yok. Asla ben bunu Yavuz'un kendine de dedim. Bir sana dedim bir Erol'a dönmez.

SİLAHIM SANA KALKMAZ

Benim biri karımın ırzına geçecek o zaman döner bir de canıma kast. Dönmez kardeşim, bu bu yani ben sana vereceğim en büyük ceza konuşmamak. Yavuz'a da vereceğim en büyük ceza konuşmamak. Konuşmam, aramam sormam etmem. Bilmem anlatabildim mi eğer biz böyle dostluk yapmışsak, birbirlerine vereceği ceza budur. Başka bir şey değil. Yani bu şu adamı ben ona da dedim, yüzüne dedim. Ya senin candan dedim, bana yani getirmiyor ki belki Yavuz buraya operasyon başkanlığına geldiği zaman, belki de benden anlıyor musun bak sana bunu söylüyorum, belki de çok az konuştu, anladın mı dediğimi yani.

Haha.

ÇAKICI: Yani ben ona kızmam, niye biliyor musun, yani ben ona inanmışım kızmam. Niye konumundan dolayı. Rahatsızlık ona vermeyeyim diye, ya da her gün aramam, haftada bir özel telefondan ararım. Çünkü o adama benim hep arkasında olmalıyım, sen hep onun arkasında olmalısın. Onu oraya getirmek önemli değil. Getirdikten sonra muhafaza etmek! Yanlış mı diyorum?

Doğru söylüyorsun, doğru haklısın.

ÇAKICI: Getirmek değil, geldikten sonra onu almamak.

Haklısın.

ÇAKICI: Ben seni aramam! Yalnız sana söyleyeceğim şu, yanlış anlama istediğin an bende olanı al.

Benim sende hiçbir şeyim yok.

BENİ ÇOK KIRARSIN

ÇAKICI: Yani.

Varsa bir hatırım vardır, hatır kolay kolay alınmaz. Yani onun dışında benim sende hiçbir şeyim yok. Eğer sen bir daha bana böyle bir şey söylersen beni çok kırarsın inan ki! Sen biraz bana abilik yapıyorsan bana böyle bir şey söyleme, konuşmazsan yani arada sırada ararsan çok üzülürüm. Gerçekten çok üzülürüm. Çünkü bende hayatımı sana göre ayarladım. Çok üzülürüm ama bir daha bana sakın şey söyleme. Eğer birazcık bana bir kardeş gibi görürsen oğlunla kardeşin olarak görürsen, ben seni abim gibi görüyorum. Sakın bana böyle bir şey söyleme ama.

ÇAKICI: Erol bizim dostluğumuz, kardeşliğimiz birbirimize.

KİM KİMDİR

Erol Evcil

Üç uçaklı trilyoner

31 yaşında Balıkesir'de 126 milyon dolara (35 trilyon lira) Eze Zeytincilik adıyla dünyanın en büyük zeytin işleme tesisini kuran Erol Evcil, ‘‘Üç uçaklı trilyoner’’ olarak da tanınıyor. Evcil'in gıda ve tekstil üzerine toplam 7 şirketi bulunuyor. Evcil, 1997 yılı başlarında borçlu olduğu Türk Ticaret Bankası'nı satın almak istemişti. Evcil'in adı, İMKB Danışmanı Adil Öngen'in kurşunlanması olayında da ön palan çıktı. Alaattin Çakıcı'nın Türk Ticaret Bankası'nın Evcil'e satışını engellediği için Adil Öngen'i kurşunlattığı iddiaları ortaya atıldı. Askerden kaçabilmek için sahte çürük raporu alan Evcil, Kasımpaşa Askeri Mahkemesi'nde yargılandı. Evcil, kredi borçlarını ödeyemeyince İş Bankası, Eze Zeytincilik tesislerine el koydu. Evcil'in, şarkıcı Gülben Ergen'le ilişkisi olduğu biliniyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!