Eski Mısır'da kadınlar erkeklerden az yaşıyordu

Günümüzde kadınlar, erkeklerden daha uzun yaşarken, eski Mısır'da kadınların ömrü erkeklerden daha kısaydı. Ortalama yaşam süresinin 38 olduğu Mısır'da kadınlar 12-40 yaşları arasında son nefeslerini verirken, erkekler arasında 60 yaşına kadar yaşayanlar bulunuyordu.

Fransız arkeologlar, eski Mısırlılardan kalma mumyalardan yola çıkarak o dönemdeki günlük yaşamı deşifre etmeye çalışıyor. Strasbourg Üniversitesi Din Tarihi Profesörü Françoise Dunand, Radyolog Roger Lichtenberg ve Antropolog Jean-Louis Heim, Batı Sahra'da bulunan mumyaları inceleyerek eski Mısır'da karanlıkta kalan günlük yaşama ışık tutuyorlar. Bu mumyalardan geriye yazılı metin ya da çizimler kalmadığı için araştırma ekibi, tıp, antrolopoji ve arkeoloji metotlarını birleştirerek sonuca varmaya çalışıyor.

Bilim adamları, ilk önce 1981-1993 yılları arasında Batı Sahra'nın güneyindeki Kharga Oasis yakınlarındaki Doush'ta ortaya çıkarılan 72 mezarı inceledi. 1994 yılından sonra ekibin araştırmaları, Kharga Oasis'in 30 km güneyindeki Ain Labakha bölgesine kaydı. Burada bulunan 60 mumya, röntgen çekilmek üzere mezarlarından çıkarıldı ve tek tek incelendi. Milattan sonra 3'üncü yüzyıla kadar hüküm süren Ptolemaios Hanedanı'na mensup olan bu mumyalar, kayaların içine oyulmuş mezarlara bulundu.

Araştırma ekibinin ilk elde ettiği bulgulara göre, eski Mısır'da ortalama insan ömrü 38 yıldı. Kadınların ömrü, erkeklerden daha kısaydı. Kadınlar 12 ile 40 yaşları arasında çoğu çalışırken son nefesini veriyordu. Erkeklerde ise yaşam 40-50 yaşlarında son buluyordu. Hatta erkeklerde 60 yaşına kadar yaşayanlara bile rastlanıyordu.

Eski Mısır'da suyla geçen parazitler nedeniyle, verem ve tifo gibi hastalıklar hayli yaygındı. ‘‘Artirit’’ ise firavunlar döneminde sıkça rastlanan bir başka sağlık sorunuydu. Prof Dunand, ‘‘İskelet yapılarından her gün ağır yük taşımak zorunda olduklarını ve yükü taşıyacak hayvan bulunmadığını anlıyoruz’’ diye konuşuyor.

Eski Mısırlıların çoğu, saçlarını kırmızıya boyuyor, rahipler sünnet oluryordu. Yemeklerini daha çok dövülmüş tahıl oluşturuyordu. Bazen tahılı zeytin ve kuru üzümle karıştırarak yerlerdi. Ayrıca Ain Labakha bölgesinde yaşayan eski Mısırlılar'da diş çürükleri de vardı. Prof. Dunand, ‘‘Doush bölgesindekilerin harika dişleri vardı. Ancak Ain Labakha'daki mumyalarda diş çürüklerine rastladık. Bundan da bu bölgede bol bol bal ve şeker yendiğini anlıyoruz’’ diyor. Batı Sahra'da eski Mısır'ın sırlarını çözmeye çalışan Prof. Dunand, elde ettikleri ilk bulguları iki ay içinde yayımlamaya hazırlanıyor.