Güncelleme Tarihi:
EVE 10 KİLO BAKLAVA
Görücü usulüyle evlenen ancak birbirlerini çok seven Altan çifti 2 çocuklarını büyüttü, evlendirdi, 3 torunlarını kucaklarına aldı. Mahir Altan elektrik idaresinden emekli olmuş, sıra dinlenmeye, torun sevmeye gelmişti ki... 3 yıl önce bazı değişiklikler olmaya başladı. Unutkanlıklar, konuşurken bazı sözcükleri yanlış kullanmak ya da bulamamak, ürkek ve daha küçük adımlar atmaya başlamak, her zaman yaptığı gibi çöpü dışarıya değil, merdivenlere veya balkona atması, bir defada 10 kutu baklavayla eve gelmesi, öz bakımını aksatmaya başlaması gözden kaçacak gibi değildi. Yapılan doktor muayeneleri ve tetkiklerle hastalığının adı kondu. Altan Alzheimer olmuştu.
ANLAMAYA BAŞLADIM
Hidayet Altan, “Aslında hastalık aklıma geliyor ama konduramıyordum. Doktoru, ‘2 yaşındaki çocuğun beyni var’ dedi. Bazen kendimi ona sinirlenmemek için zor tutuyordum sonra da ‘ne yapıyorum’ diye kızıyordum. Sonra hastalığı araştırmaya, okumaya, daha iyi anlamaya başladım” diyor. Doktor hastalığın çok hızlı ilerlediğini söylemişti. Evde bakabileceğinden emin olamadı. Bakım evine birlikte yerleşmeyi düşünmeye başladı. Ancak çocukları bunun yerine, babalarının dışarıdan da alınacak profesyonel bir destekle evde bakılmasını tercih etti. Haftanın 2 günü evde bakım hizmeti veren bir şirketten hasta bakıcı gelmeye başladı. Alzheimer’da hasta yakını olmak zordu. Hidayet Altan eşine daha iyi bakabilmek için, kendisinin de iyi olması gerektiğinin farkındaydı.
UDUMLA ÇALIYORUM
Altan, “Haftanın bir günü resim derslerine devam ediyordum. Ama birgün bana yetmemeye başladı. Müzik ruhun gıdasıdır dedim ve kendime ud aldım. Haftada bir gün müzik dersi almaya başladım. Nota bilmiyordum. Önce solfej öğrendim. Sonra da ud çalmaya başladım. Evde udumla basit, bildiği şarkıları çalıyorum, birlikte söylüyoruz. Zaten bütün gün radyodan Türk sanat müziği dinletiyorum. Müziğin çok hoşuna gittiğini fark ediyorum” diyor.
DIŞARIDA KAHVE İÇTİK
Eşini torunların oyuncaklarıyla (lego) oynattığını, hafıza kartlarıyla da kelimeleri hatırlama egzersizleri yaptıklarını anlatan Hidayet Altan, “Tedavinin yanında tüm bu faaliyetler Mahir’e çok iyi geldi. Beni bazen bakıcısı sanıyordu. ‘Paranı aldın mı?’ diye soruyordu. Korktuğu için 2 yıldır dışarıya çıkaramamıştık. İkna ettik evin yakınındaki bostana götürdük, orada kahve içti ve bu çok hoşuna gitti. Evet bazen kafası karışıyor ama hâlâ birlikte bunları yapabiliyoruz” diye anlatıyor.
% 60 TÜKENİYOR
Medical Center Evde Bakım uzmanı Dr. Tayyar Vardar, “Alzheimer hastalarının yakınlarının yüzde 60’ında tükenme ve depresyon görülüyor. Özellikle hastalığının ilerleyen dönemlerinde aile yakınları hastalıkla mücadele etmekte zorluklar yaşıyorlar. Batılı ülkelerde çok yaygın olan evde bakım hizmetleriyle hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabildiği gibi yakınlarının süreçten en az düzeyde etkilenmesi sağlanabiliyor” diyor.
MAHİR, BAK BAKALIM BİR KAŞI YUKARIDA MI OLMUŞ
EŞİ Mahir Altan’ı zaman zaman tuvalin başına çağırıp, resme kattığını anlatan Hidayet Altan, “Yaptığım resimle ilgili sorular soruyor, fikrini alıyorum. ‘Bir kaşı yukarıda mı olmuş?’ diyorum örneğin. O da biraz daha uzağa gidip resme bakıyor, fikrini söylüyor. Tükenmişliğe gidiyordum, müzik ve resimle kurtardım kendimi. Resimden, müzikten eve enerji dolu dönüyorum” diye anlatıyor.