Ersöz: Bin Ladin'le görüştüm

Güncelleme Tarihi:

Ersöz: Bin Ladinle görüştüm
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2004 00:00

İstanbul'daki bombalı saldırılara karıştığı iddia edilen El Kaide sanığı Adnan Ersöz: "Afganistan'da Usame Bin Laden ile görüştüm. Bombalı eylemde yoktum."İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Fevzi Yitiz, Adnan Ersöz, Yusuf Polat, Harun İlhan, Osman Eken, Süleyman Uğurlu, Metin Ekinci, Seyit Ertul ve Baki Yiğit katıldı.Sanık avukatlarından Cihat Madran'ın celse arasında verdiği dilekçeyle duruşmalarda gizlilik kararı alınması ve yayın yasağı konulması talebi, mahkeme heyetince reddedildi.Mahkeme Heyeti Başkanı, 25 Şubat 2004 tarihli iddianamenin sanıklara ulaştırıldığını belirterek, savunmaların alınmasına geçti.Bunun üzerine sorgusuna başlanan sanıklardan Adnan Ersöz, 1996 yılında eğitim amacıyla gittiği Pakistan'da “Mahmut Amca” olarak tanıdığı kişiyle tanıştığını ve okula kaydını yaptıramayınca da bu kişinin yardımıyla Afganistan'a geçerek bir kampta hafif silah ve toplar üzerine eğitim aldığını söyledi.Bunu Çeçenistan'daki mücadeleye katılmak amacıyla yaptığını ve daha sonra Pakistan'a döndüğünü söyleyen Ersöz, Habib Akdaş'la da üniversite yıllarında tanıştığını, bir süre ticaret yaptıklarını, ancak kurdukları işlerin yürümemesi üzerine ortaklıklarının sona erdiğini bildirdi. Türkiye'de yaşamak istemeyen Habib Akdaş'ın “cihat yapmak” isteyenlere yardımcı olmak amacıyla Afganistan'a gittiğini, kendisinin de Pakistan'da iş kurduğunu anlatan Ersöz, Habib Akdaş ve Baki Yiğit ile görüşmek üzere 11 Eylül olaylarından kısa bir süre önce Afganistan'a gittiğini, Akdaş ve Yiğit'i El-Kaide'ye mi yoksa Taliban'a mı ait olduğunu tam bilemediği bir kampta bulduğunu bildirdi. LADEN İLE GÖRÜŞMEYİ DOĞRULADIGörüşme sırasında Akdaş'ın, El-Kaide'nin askeri kanat sorumlusu Ebul Hafs El Mısri ile görüştüğünü, maddi destek taleplerinin olumlu karşılandığını ve 8-10 bin dolar para aldığını anlattığını ifade eden Adnan Ersöz, “Karşılıklı yardımlaşma şeklinde bir ilişki kurmuşlar. El Mısri, İncirlik Üssü ve İsrail gemisine yönelik bir eylem düşündüklerini söylemiş. Habib Akdaş da eğer böyle bir niyetleri varsa bu konuda araştırma yapıp sunabileceğini ifade etmiş” dedi. El Mısri aracılığıyla birkaç gün sonra Usame Bin Laden'in konuşma yaptığı tek katlı toprak bir eve gittiklerini, daha sonra da birlikte kahvaltı yaptıklarını anlatan Ersöz, “11 Eylül öncesi Laden'i görmek çok kolay bir olaydı. Zaten hastane ziyaretleri yapıyor, konuşmalar düzenliyordu. 11 Eylül sonrası ise Laden'i görmek imkansızdı” diye konuştu. Akdaş ve Yiğit'in 11 Eylül sonrası Afganistan'dan kaçarak Pakistan'a geldiklerini söyleyen Ersöz, Akdaş'ın Türkiye'ye gidip İncirlik Üssü ya da İsrail gemisine eylem yapma fikrini devam ettirdiğini kaydetti. Ersöz, “Bu eylemde kendisine yardımcı olmamı istiyordu. '100-150 bin dolar civarında parayı alıp Türkiye'ye gidelim' diyordu. Onunla uzun uzun konuştum. Bilgisinin, tecrübesinin, kapasitesinin böyle bir eylemi gerçekleştirmeye yetmeyeceğini söyledim. Mevcut şartlar altında kısacık bir olayı gündeme getirmek için böyle bir eylemin altına girmenin çılgınlıktan başka bir şey olmayacağını söyledim” dedi. Bunun üzerine Akdaş'ın düşüncesinden vazgeçmiş halde Türkiye'ye döndüğünü ve bir süre bağlantılarının koptuğunu ifade eden Ersöz, 2003 yılında Ebu Hafs adlı bir kişiyle görüştüğünü, ancak bunun Ebul Hafs El Mısri olmadığını belirterek, bu görüşmede Habib Akdaş'ın para talebinin karşılandığını öğrendiğini bildirdi. Ebu Hafs'dan, CIA tarafından yakalanan “Şeyh Halid”in bu para meselesinden haberi olduğunu, konuşursa Türkiye'dekilerin tehlike içinde bulunacaklarını öğrendiğini söyleyen Ersöz, bunun üzerine Akdaş'ı uyarmak üzere Pakistan'dan Türkiye'ye döndüğünü ve durumu bildirdiğini kaydetti. Akdaş'dan, Suriyeli “Alaaddin” adlı kişi ile bağlantı kurarak 150 bin dolar para aldığını öğrendiğini ifade eden Ersöz, Akdaş'ın, istihbarat birimleri tarafından yakalanan İrfan Kavak'a kendi fotoğrafının da gösterildiğini söylemesi üzerine yeniden yurtdışına çıktığını bildirdi. Habib Akdaş'ın da direnişe katılmak üzere Irak'a geçmesini beklerken 15 ve 20 Kasım'daki olayların olduğunu anlatan Ersöz, patlamalardan internet aracılığıyla baktığı Türk gazetelerinden haberinin olduğunu savundu.Ersöz, “Hiç beklemediğim bir şeydi. Şok yaşadım. Daha sonra eşimin emniyete alındığını öğrendim. Bunun üzerine aileme teslim olacağımı söyledim. Gönderdikleri uçak biletiyle de Türkiye'ye döndüm” dedi.TÜRKİYE'DEKİ YAPILANMANIN DURUMUErsöz, Habib Akdaş'ın çeşitli aşamalarda kendisinden talebi olduğunu, ancak eylemin nereye ve ne zaman yapılacağı veya kim tarafından planlandığı konusunda hiçbir zaman bilgisinin olmadığını savunarak, şöyle konuştu:“Habib Akdaş, çeşitli görüşlerini benimle ve Baki Yiğit ile paylaşıyordu. Buna şura demek yanlış olur. Biz arkadaşlar arasında konuşuyorduk. Habib Akdaş da dahil hiç kimsenin El-Kaide üyeliği yoktur. Habib Akdaş, El-Kaide ile karşılıklı bir yardım ilişkisi kurmuştu. Fikir olarak yakınlıkları söz konusudur tabii. Ancak buna El-Kaide'nin Türkiye yapılanması ya da El-Turka demek yanlış olur. Olsa olsa El-Kaide ile bağlantılı bir hücre veya platformdan bahsedilebilir. Bu da Habib Akdaş'ın kurduğu, Gürcan Baç ve Harun İlhan'ın şura üyesi olduğu bir yapılanmadır.” Sorgulanan sanıklardan Fevzi Yitiz de, eğitim için gittiği Pakistan'da tanıştığı Habib Akdaş ile Türkiye'ye döndüğünde bir şirket açtıklarını, bu şirkette sadece pazarlama işiyle ilgilendiğini, daha sonra Akdaş ve Baki Yiğit'in davranışlarından rahatsız olarak şirketten ayrıldığını anlattı. İstanbul'daki bombalama eylemleriyle bir ilgisinin olmadığını öne süren Yitiz, tahliye talebinde bulundu.  Duruşmaya, diğer sanıkların sorgularının da tamamlanması amacıyla devam ediliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!