Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında özetle şunları söyledi:
EKONOMİYE SABOTAJ
“Bugüne kadar milletimize edilen hürmetsizliklerin, demokrasimize yapılan saldırıların, milli iradeye yönelik ihanetlerin hesabı hukuk önünde ve meşru zeminde tek tek sorulmuştur. Bundan sonra da Türkiye ekonomisine, milletin refah ve huzuruna yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır. İhanete bulaşanlar, milletin kardeşliğine pusu kuranlar eninde sonuna adalete hesap vereceklerdir.
AHTAPOTUN KOLLARI
Bir kısmı 2019 yılına kadar uzanan şu veya bu sebepten belediyelerde yaşadığımız kayıpların, hem şehirlerimize hem ülkemize nasıl büyük maliyetler getirdiğini görüyorsunuz. Türkiye, bir anda adeta, belediyeler bağlamında 1989-1994 yılı dönemine geri döndü. İstanbul’un büyükşehri ve kimi ilçe belediyeleriyle yolsuzluk, hırsızlık, irtikap konusunda, affınıza sığınarak söylüyorum, yamyamlığın kitabını yazdığı anlaşılıyor. Üniversite sınavını kazanan yüzbinlerce gencin hakkının yenildiği usulsüz diplomayla başlayıp, bütün şehri adeta bir ahtapot gibi saran rüşvet ve haraç çarkıyla devam eden rezilliklerin boyutu, son operasyonla beraber gün yüzüne çıkmış oldu.
Başı İstanbul’da olan ahtapotun kollarının nerelere uzandığı yakında itiraflar geldikçe, yeni deliller bulundukça net görülecektir.
YAKALAYANA KIZIYORLAR
Ortada bunca yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, alavere-dalavere, sahtekârlık varken; hakkı, hukuku, adaleti dilinden düşürmeyen CHP yönetimi, iddiaları aydınlatmak yerine ucuz siyasete yönelmeyi tercih etti. Yargının iddialarının hiçbirine cevap veremeyen CHP yönetimi, insanları sokağa döküp ülkede kaos çıkarmaya çalışarak skandalı örtbas etme çabasına girişti. Dikkat buyurunuz; çalana değil yakalayana kızıyorlar. Görevini yapanları değil yolsuzluğa bulaşanları savunuyorlar. Belediye başkanlarının kurduğu haraç ve rüşvet düzeninin bedelini sokaklara döktükleri seçmenlerine ödetmeye kalkıyorlar.
BELGELER CHP’LİLERDEN
Şu gerçeği tüm milletimin bilmesini, anlamasını istiyorum: Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP’lilerin bizzat kendileridir. Yolsuzluk ve rüşvet parasının taksimatında anlaşmazlık çıkınca, birileri gidip yargıya olup biteni anlatmıştır. Karşımızdaki tablo tam olarak şudur: Yolsuzluğu yapan, rüşveti alan, paraşütle diploma sahibi olup yüzbinlerce gencin hakkını yiyenler CHP’li. Soruşturma başlayınca, hem emniyette hem savcılıkta itirafçılık sırasına girenler CHP’li. Kurultayda şaibe var diyerek mahkemeye şikâyette bulunanlar CHP’li. Dönen dolapları, alınan rüşvetleri, yapılan hırsızlıkları ekran ekran dolaşıp anlatanlar, CHP’li... Ama suçlu AK Parti... Ya Allah aşkına, biz böyle bir iç hesaplaşmanın neresinde olabiliriz?
ANAYASA’NIN DIŞINA ÇIKMIYORUZ
Herkes gibi biz de güvenlik güçlerimizin ve yargının görevini yapmasını, yürütülen soruşturmanın neticelenmesini, mahkemeler tarafından suçlu bulunanların cezalandırılmasını bekliyoruz. Yürütmenin başı olarak, elbette her kurumun işini en iyi şekilde yapmasını gözetiyoruz. Cumhurun reisi olarak tabii ki vatandaşımızın hakkının, hukukunun, evladının boğazından kısarak verdiği kaynakların üç-beş haydut tarafından gasp edilmemesi için her türlü adımın atılmasını sağlıyoruz. Fakat bunları yaparken, Anayasa’nın bize verdiği yetkilerin, görev ve sorumlulukların dışına asla çıkmıyoruz.”
MEDYA DÜNYASINA SALDIRIYORLAR
İsrail, 471 gün boyunca Filistinlilerin üzerine bomba yaydırırken, siyonist destekçisi şirketler için ‘boykot’ kelimesini telaffuz dahi etmediler. Şimdi çıkmışlar, ülkenin yerli-milli markalarını boykottan bahsediyorlar. Medya dünyasına saldırıyorlar. Hoş onu da her zamanki gibi yine ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Sayın Özel, CHP Genel Başkanı gibi değil hırsları ve korkuları aklını esir almış bir siyasi müflis gibi davranmaktadır. Sayın Özel’in ne tuttuğu yol yoldur ne de ağzından çıkan sözü, kulağı duymaktadır. Çıksın, cesareti varsa şu akıl ve vicdan tutulmasını millete izah etsin. Türkiye’yi uluslararası basına şikâyet etmek bir CHP geleneği midir? Ülkenizi yabancılara kötülemekten hiç mi utanmıyorsunuz?
SOKAKLARI TERÖRİZE ETMEYİN
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, sert eleştiriler yönelttiği CHP yönetimine şöyle seslendi: “Buradan, başta muvazeneyi iyice yitiren CHP Genel Başkanı olmak üzere CHP yönetimine şunu hatırlatıyorum: Seviyeyi ne kadar düşürürseniz düşürün boşuna, macun bir defa tüpten çıkmıştır. CHP’deki iç savaş sebebiyle de olsa yolsuzluk çarkınız deşifre olmuştur. Pisliklerin üzerini örtemezsiniz. Partiniz içindeki bilek güreşinde bizden destek alma hinliğini terk edin. Ağzı bozuk müptezellerle, sokakları terörize etmekten artık vazgeçin. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin içine düştüğü bu içler acısı hal bizi hem üzüyor hem öfkelendiriyor. Hale bakın, kalkıyor tüm medya gruplarını tek tek isim vererek şikâyet ediyor. Bizi dünyaya şikâyet ediyor, benim Hazine ve Maliye Bakanımı aynı şekilde şikâyet ediyor. Sen kimsin ya?
SENİN DE KABRİNİ YIKARLAR
Sen nasıl olur da Hazine ve Maliye Bakanımı şikâyet etmeye kalkarsın? Hepsinden öte bu marjinal grupları Şehzadebaşı’na toparlayıp orada Şehzadebaşı Cami’nin yanındaki kabristanı adeta yerle bir ediyorlar. Ey Özgür Özel, herhalde senin de bir gün kabrini bu şekilde hazırlayacaklar ve senin de kabrini birileri gelip ya kazar ya yıkar.”
ZEHİRLİ DİL
“CHP’nin Genel Başkanı’nın polise taş atan, molotof atan, baltayla saldıran, ecdat yadigârı camilerimize hürmetsizlik eden soysuzlara kol kanat germesi, milletimiz gibi bizi de rencide ediyor. Çıkmışlar, pazartesi akşamı İstanbul’da yaşanan alçaklıkla ilgili nedamet cümleleri kuruyorlar. Laf cambazlıklarıyla, kelime oyunlarıyla, sosyal medyadan ahlakçılık yaparak güya küfürbazlarla aralarına mesafe koymaya çalışıyorlar. Kusura bakmayın. Pazartesi akşamı yaşanan namussuzluğu zehirli dilinizle siz hazırladınız.
SAĞDUYUYA DAVET
Her ne kadar başındakilerin bu yaklaşımdan yoksun olduğunu bilsek de yine milletimize karşı saygımızın bir gereği olarak, CHP’yi aklı selime, sağduyuya, basiret ve ferasetle davranmaya davet ediyoruz.”
HENÜZ HEYBEDEKİ BÜYÜK TURPLAR DÖKÜLMEDEN...
- Erdoğan “İstanbul’un CHP’li belediyelerindeki yolsuzlukları dizi yapmaya kalksanız, Brezilya dizilerinden daha fazla malzemeyle karşılaşırsınız. Üstelik bunlar, henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmeden, CHP’nin bizzat içinden gelen belge ve bilgiler ışığında güvenlik güçlerinin ve yargının elde ettiği suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında, bunların, bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak” dedi.
BAYRAM TATİLİ 9 GÜN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda Emekçiler ile İftar Programı’na katıldı. Konuşmasında Ramazan Bayram’ı sonrası üç günü de idari izin kapsamına aldıklarını belirten Erdoğan “Böylece milletimiz toplamda 9 günlük bir tatil yapacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında özetle şunları kaydetti: “Kamu görevlilerimizin sorunlarını 23 yıldır olduğu gibi yine yapıcı bir anlayışla, çözüme ulaştıracağız. Kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolüyle ilgili talepler sendikalar tarafından bize iletildi. Sosyal diyalog anlayışı içinde kamu işlerimizin toplu iş sözleşmelerine ilişkin olarak bu süreci de bu dönemde tamamlayacağız. Bu çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde de artan bir ivmeyle sürdürecek, emekçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
KAMUYA 3 GÜN İDARİ İZİN
Gelecek hafta okullarımız ikinci ara tatiline giriyor. Ara tatilin olduğu pazartesi ve salı günleri aynı zamanda Ramazan Bayramı tatilinin ikinci ve üçüncü günlerine denk geliyor. Ailelerimiz çocuklarıyla doya doya vakit geçirsin, bayramı aileleriyle birlikte, huzurla, sevinçle idrak etsin istiyoruz. Bu amaçla kamu çalışanlarımız için bayramı takip eden 3 günlük süreyi de idari izin kapsamına aldık. Yani 2 Nisan Çarşamba, 3 Nisan Perşembe ve 4 Nisan Cuma günü de kamu çalışanlarımız idari izinli sayılacak. Böylece milletimiz toplamda 9 günlük bir tatil yapacak.”
FİLİSTİN’DE SOYKIRIMIN ÖNÜNE GEÇİLEMEDİ
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni’’ne de katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şunları kaydetti: “Bu mubarek gecenin başta Gazze ve Filistin olmak üzere Suriye, Lübnan, Somali’de ve birçok yerde zulme kahramanca direnenlere, müslümanlar arasında daha fazla vahdete vesile olmasını temenni ediyorum.
Gazze’nin ayakta kalan son binaları da yok ediliyor. Her gün daha da haydutlaşan İsrail yönetimi soykırım politikasına Ramazan’da da devam ediyor. İsrail insanlık dışı son saldırılarında maalesef çoğu çocuk ve kadın 700’ün üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Tüm şehitlere yüce Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Şunu herkes bilsin ki sonuna kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
İnsani yardımlarımızla yanlarında olacağız, diplomatik temaslarımızda yanlarında olacağız. Barışı ve adaleti savunan ilkeli politikalarımızla yanlarında olacağız. Türkiye olarak gereken her türlü desteği vereceğiz. Gazze’de zulmün ve soykırımın bir an önce son bulması için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Filistin’de 1,5 yıldır devam eden işgal ve soykırımın önüne bir türlü geçilemedi. Afrika’da açlık, susuzluk, yolsuzluk onlarca yıldır devam ediyor. Bu olumsuz tablonun ortaya çıkmasında küresel sistemin efendileri kadar İslam dünyasındaki ataletin ve dağınıklığın da payı var. Türk, Kürt, Arap, Farisi, Asyalı, Afrikalı, siyah, beyaz demeden İslâm alemi olarak hep beraber vahdeti kuşanmak, kardeşliğimize sımsıkı sarılmak mecburiyetindeyiz. Yaralarımızı sarmak, güçsüzlerin sıkıntılarına son vermek istiyorsak aramızdaki birlik ve beraberliği güçlendirmemiz gerekiyor.”
‘BOYKOT’ TEPKİSİ: MİLLETİMİZ YERLİ MARKALARI 3-5 FAŞİZANA YEM ETMEZ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP’nin boykot kararına tepki göstererek, “Milletimiz bu ülkede üreten, istihdam sağlayan yerli ve milli markaları üç-beş muhterisin faşizan siyasetine yem etmeyecektir” dedi. Beştepe’de düzenlenen 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Ülkemiz son 23 yılda kalkınmada, teknolojide, savunma sanayiinde elde ettiği başarılarla küresel güç dengelerinde söz sahibi bir ülke oldu. Savunma paradigmalarını değiştiren insansız hava araçlarımız göğsümüzü kabartıyor. Beşinci nesil savaş uçağımız KAAN gökyüzüyle buluştu. İlk yerli elektrikli ve akıllı otomobilimiz Togg yollarda. Birçok yerli ve milli markamız gibi Togg’un da kimi kendini bilmezler, kimi köksüzler tarafından sözde boykot listesine konulmasını aziz milletimizin takdirine havale ediyoruz. Allah’ın izniyle milletimiz bu ülkede üreten, istihdam sağlayan hiçbir yerli ve milli markayı üç beş muhterisin faşizan siyasetine yem etmeyecektir. Ancak ekonomiden demokrasiye, milletin tüm kazanımlarına saldıranlar eninde sonunda kaybedeceklerdir.
UZAY, KUTUPLAR...
Milli Uzay Programı’nda ilk insanlı uzay görevini gerçekleştirdik. Milli haberleşme uydusu Türksat 6A’yı uzaya gönderdik. Antarktika’ya 9, Arktik’e 4 bilimsel sefer düzenleyerek ülkemizin kutup bölgelerindeki varlığını perçinledik. Teknofestler ile milyonlarca gencimizi ülkemizin teknoloji geliştirme yolculuğuna kazandırdık. Teknoparklar, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile Türkiye’nin inovasyon ekosistemini neredeyse sıfırdan kurduk. Üretim altyapısını güçlü yatırım teşvikleri ile destekledik ve birçok stratejik alan ve üründe öncü bir konuma yükseldik.
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejimiz 5 amaç çerçevesinde belirlenmiş, 100 strateji ve 20 makro hedef içermektedir.
- İlk amacımız doğrultusunda yüksek teknolojide ve kritik alanlarda Ar-Ge ve yerli üretim kapasitesini artıracak, dışa bağımlılığı ortadan kaldıracağız.
- İkinci amacımız dijital ekonomiye geçişi sağlayarak, teknoloji çağının lider ülkelerinden biri olmak. Fiber iletişim 5G ve ötesi yeni nesil haberleşme altyapımızı güçlendirici adımlar atacağız. Endüstriyel robotlar konusunda yerli üretim kapasitesi artırılacak. İnsan kaynağımızı dijital yetkinliklerle donatacağız.
- Üçüncü amacımız, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçişi sağlayarak sanayi kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak.
- Dördüncü amacımız küresel pazarlara entegrasyon ve daha güçlü rekabet.
- Beşinci amacı imalat sanayisinin verimlilik kapasite ve ölçek sorunlarını çözmek olarak belirledik.
Savunma sanayisindeki başarının uzay alanında da tekrarlanması için uzay teknopark tesis edilecek.
KAAN’A SERİ ÜRETİM
Milli muharip uçağımız KAAN seri üretime geçecek. Çelik Kubbe ile hava savunma sistemlerimizi tek bir ağa entegre edeceğiz.
Mega endüstriyel parklar inşa edeceğiz.
Kuantum teknolojilerinde ülkemizin insan kaynağını ve araştırma altyapısını güçlendirecek Ulusal Kuantum Enstitüsü kuracağız.
Nükleer enerji alanında büyük sıçrama sağlayacak bir nükleer teknopark kuracak ve yerli modüler nükleer reaktör geliştireceğiz. Antarktika’ya kutup araştırma üssü inşa edeceğiz. Çip üretiminin tüm aşamalarını Türkiye’de gerçekleştireceğiz. ”