Engelli koşunun en hızlısı

Güncelleme Tarihi:

Engelli koşunun en hızlısı
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 15, 2003 00:00

Yıllarca KasımpaÅŸa'da yaşıyorsun ama hemen yukarısındaki BeyoÄŸlu'na çıkamıyorsun. Ve bir gün geliyor, seni BeyoÄŸlu'nun muhtarı yapıyorlar! Tayyip ErdoÄŸan deyince Cüneyt Ãœlsever'in aklına ilk gelen hikaye özeti bu. Peki hikaye KasımpaÅŸa'da nasıl baÅŸlıyor?Tayyip Efendi'nin oÄŸlu Ahmet ErdoÄŸan, Rize'nin Güneysu ilçesinden küçük yaÅŸta göçer Ä°stanbul'un KasımpaÅŸa'sına. Åžirket-i Hayriye zamanında Åžehir Hatları'na girip 50 yılını orada geçirecek, adı Reis Kaptan'a çıkacaktır. Tayyip ErdoÄŸan, onun ikinci eÅŸinden olan üç çocuÄŸundan sonuncusudur. 26 Åžubat 1954 günü doÄŸar. Dedesinin adını alır, ikinci adı ise doÄŸumu Recep ayına denk geldiÄŸi için eklenir. Disiplin, Reis Kaptan'ın kullandığı gemilerde olduÄŸu kadar evinde de hakimdir. Ama bir rivayete göre Reis'in en yumuÅŸak davrandığı çocuÄŸu küçük Tayyip'tir; babasını, ayakkabılarının ucundan öperek yumuÅŸattığı rivayetler arasındadır. Yine de tüm kardeÅŸleri gibi Tayyip de baba korkusuyla büyür. Hatta, bir gün küfrettiÄŸi için 20 dakika tavana asılan bizzat odur.O ÅŸimdi BaÅŸbakan. Son aylarda en konuÅŸulan, tartışılan lider. KonuÅŸulan özelliklerinden biri ‘‘delikanlı’’ üslubu. ‘‘KasımpaÅŸa'dan Siyasetin Ön Saflarına’’ adlı kitabı yazan gazeteci Turan Yılmaz'a göre, bu daha çok ‘‘külhan’’ bir tavır. Tabii ki kendisine bitirim mekánı KasımpaÅŸa'dan miras. Ama sadece KasımpaÅŸalılık deÄŸil, bir de Rizelilik var. Yakın bir arkadaşının Yılmaz'a ‘‘O da bizim Mükremin Abimizdi’’ demesi boÅŸuna mı? Sokaklar onun mekanıydı uzun yıllar; çocukken de, politikaya ‘‘damardan’’ daldığında da, basamakları teker teker tırmanırken de...Yürürken ahÅŸapları gıcırdayan iki odalı, kıt kanaat yaÅŸanan bir evdir büyüdüğü. PiyalepaÅŸa Ä°lkokulu'nda okurken baÅŸlar nane, limon, okaliptüs ÅŸekerleri satmaya. KiÅŸisel tarihine ‘‘kağıtlı ÅŸeker’’ diye geçer bunlar. Sonraları top sahalarında su, okulda kartpostal, giderek simit satacaktır. Yaptığı iÅŸler arasında dolmuÅŸ ÅŸoförlüğü de vardır, ki hayata Türk filmleri penceresinden bakarsak, galiba ona en yakışan mesleklerden biridir bu. Ä°lkokulda beden, yazı, hal ve gidiÅŸ dersleri dışında pek baÅŸarılı bir öğrenci deÄŸildir ama daha o yaşından müsamerelerin yıldızıdır. Bu özelliÄŸi lise yıllarında ÅŸiir ya da Kur'an okurken ön plana çıkarır onu ama ilkokulda bir anısı vardır ki, onun sonraki politik hayatının bir iÅŸareti olarak anlatılır. Biz RuÅŸen Çakır ve Fehmi Kalmuk'un Metis Yayınları'dan çıkan Recep Tayyip ErdoÄŸan Bir Dönüşüm Öyküsü adlı kitaptan aktarıyoruz: BeÅŸinci sınıftadır. Din dersine giren okul müdürü Ä°hsan Aksoy, o sırada ezanın okunmasını fırsat bilip, ‘‘Kim namaz kılmayı gösterecek?’’ diye sorar. Tek el kalkar. Tayyip ErdoÄŸan'ı yanına çağıran öğretmen, yere gazete kağıtları sererek, ‘‘haydi göster’’ der. 11 yaşındaki ErdoÄŸan şöyle çıkışır: ‘‘Hocam bu gazetenin üzerinde boy boy resim var, bunda namaz olmaz!’’ Ä°MAM BECKENBAUERMasasının örtüsünü yere sermek zorunda kalan müdür, okulda adı ‘‘Hoca’’ya çıkan bu çocuÄŸun ilkokuldan sonra karşı kıyıdaki Ä°stanbul Ä°mam Hatip Lisesi'ne girmesine önayak olacaktır. Bu okulda, bir yandan sosyalleÅŸirken, bir yandan da politize olur. Futbol, voleybol, atletizm yapar, ÅŸiir ve bilgi yarışmalarına katılır. Lise çağına gelene kadar mahalle aralarında çok top koÅŸturmuÅŸ, ama gerçek bir futbol topu görmemiÅŸtir. Ama futbola, gece rüyalarında sabaha kadar oynayacak kadar tutkundur. Babasının korkusundan gizli gizli oynayarak; gözü gibi baktığı kramponlarını eve gelirken kömürlüğe saklayarak yaÅŸadığı bir gizli aÅŸk. Hırsı da bu aÅŸka eklenince, lisenin futbol takımında oynarken adı Almanların o dönem çok ünlü olan futbolcusu Beckenbauer'a çıkar. Ä°mam Beckenbauer, ilk teklifini 15 yaşındayken Camialtı Spor Kulübü'nden alacak, 1969'da bin lira transfer ücretiyle kulübe geçecek, dört yıl orada oynadıktan sonra Türkiye karmalarına katılmak isteyecektir. O güne kadar babasından gizli oynamayı baÅŸarmışsa da, veliden izin belgesi istenmesi durumu zorlaÅŸtırır. Gizli gizli oynadığı ortaya çıkınca evde kıyametler kopar. Babasının ‘‘hayır’’ları yüzünden, EskiÅŸehir'in, daha sonra Fenerbahçe'nin tekliflerini de kabul edemez. Liseyi bitirdiÄŸi yıl Ä°ETT takımına geçer, orada tahsildar da olur ama sakallarını kesmemek pahasına ayrılır.Müzik zevkinin ÅŸahane olduÄŸu söylenemez: Mehter Marşı, Ä°brahim Erkal, Muazzez Ersoy, Adnan Åženses! Ama ÅŸiire sıra gelirse, orada durmak gerekiyor. Çünkü her fırsatta, Mehmet Akif'ten, Necip Fazıl'dan dizeler okuyor.Ä°mam Hatip Lisesi'nin daha ortaokul kısmında okurken, Milliyetçi muhafazakar gençlerin ağırlıkta olduÄŸu Milli Türk Talebe BirliÄŸi'nin toplantılarına katılmaya baÅŸlar. Daha ortaokuldayken yaşıtlarının baÅŸkanı olur. Toplantılarda en iyi Kur'an, en iyi ÅŸiir okuyan, büyük yaÅŸta bir hoca yoksa namaz kıldıran odur. Ä°mam Hatip öğrencilerinin büyüklerin önünde hünerlerini sergilediÄŸi ‘‘Bizbize Geceleri’’nde ‘‘istek’’ alır okuduÄŸu ÅŸiirler. Özellikle de Necip Fazıl Kısakürek'in 50 mısralık Sakarya Türküsü. Kimi zaman Kur'an, kimi zaman da ÅŸiir okurken insanları aÄŸlattığı da anlatılır durur. Åžiir okuma alışkanlığını bildiÄŸiniz gibi günümüze kadar sürdürür ErdoÄŸan; ama her okumadan ceza yemez, kiminden de ödül alır: 1973'te Tercüman Gazetesi'nin düzenlediÄŸi en iyi ÅŸiir okuma yarışmasında birincidir. Yıllar sonra hapse girmesine neden olacak olan ‘‘Minareler süngü, kubbeler miÄŸfer/Camiler kışlamız, müminler asker’’ diyen ve Ziya Gökalp'e deÄŸil, Cevat Örnek'e ait olduÄŸu Murat Bardakçı tarafından ortaya çıkarılan ÅŸiiri ise daha ortaokul öğrencisiyken okumaya baÅŸlamıştır.Ä°stanbul Belediye BaÅŸkanlığı döneminden bu yana bir ‘‘insanları korkutma’’ yeteneÄŸi olan ErdoÄŸan'ın, belediyede milletin tepesinde gece gündüz boza piÅŸirdiÄŸi unutulmadı. Ama ‘‘Belediye'de kazık atan müteahhidi dövsen kahraman bile olursun, ama Bush'u dövemezsin’’ diyor Cüneyt Ãœlsever. Yani, politikanın, iÅŸ hayatının, diplomasinin dilini henüz bilmiyor o. Bunu AK Parti iktidara geldiÄŸinden bu yana sık sık gösterdi. Öğrenip öğrenemeyeceÄŸini ise zaman gösterecek. Peki onun dili ne? Ya da neydi?MTTB'ye atılan bir bomba en yakın arkadaÅŸlarından Mustafa Bilgi'nin ölmesine neden olunca, politik hırsı iyice artar. Zaten bir süredir Necmettin Erbakan'ın ‘‘İslam ve Ä°lim’’ konferanslarına katılmaktadır, bu süreç onu Milli Selamet Partisi'ne götürür. Politikadaki pratiÄŸini teoriyle de güçlendirmek için liseden sonra Siyasal Bilgiler'e girmek ister, Ä°mam Hatipliler'in her okula girememesine de boyun eÄŸmez, bir yıl bekleyip normal lise sınavlarını dışardan verir. Ama puanı ancak Ä°stanbul Ticari Ä°limler Akademisi'ne yeter. Bu arada politikadaki tırmanışı baÅŸlamıştır; MSP BeyoÄŸlu Gençlik Kolları BaÅŸkanı, sonra Ä°stanbul Gençlik Kolları BaÅŸkanı. O yılların Tayyip ErdoÄŸan'ı, bugün aÅŸina olduÄŸumuz heyecanlı, her an kükremeye hazır haliyle, etkileyici ve etrafında kolayca hayranlar ordusu yaratabilen konuÅŸmalarını limana demirlenmiÅŸ gemilerin güvertesinde yapar. ‘‘Esselamün aleyküm’’le baÅŸlayıp, ‘‘Mücahit kardeÅŸlerim, yolunuz alnınız gibi açık olsun’’la bitirerek... Bu durum, Akıncılar'a katıldığında da sürer. Ä°mam Beckenbauer, olur Mücahit ErdoÄŸan! Hayat iman ve cihaddan ibarettir ona göre; onu dinleyen gençler ise fetih hareketinin askerleri. Bugün onu tanıyıp da karizmasından sözetmeyen yoktur. ‘‘Lider olunmaz, doÄŸulur’’ diyen bizzat kendisidir. Ama konuÅŸulan bir özelliÄŸi de, halkla olan bağı, özdeÅŸleÅŸmesidir. Biraz Adnan Menderes, bir parça Turgut Özal gibi. Ama onun bu bağının, ortalama Türk halkı gibi algılamasından, her ÅŸeyi tipik bir Türk vatandaşı gibi yorumlamasından, dili ve üslubunun onlarla aynı olmasından kaynaklandığını da düşünenler çoktur. Ä°SLAMCI GENÇLÄ°K LÄ°DERÄ°Mahallelisiyle iliÅŸkileri her zaman iyidir. Ä°slami görüşü benimsemeyen, hatta tam tersi siyasi görüşleri savunan insanlarla arkadaÅŸlıkları bile vardır bugünlere uzanan. Biri, tüm aile fotoÄŸraflarını hala çeken KasımpaÅŸa'daki Stüdyo Yıldırım'ın sahibi Ä°smail Yıldırım. Stüdyonun bitiÅŸiÄŸindeki mobilya maÄŸazasında Milli Görüşçüler'le toplantı yapıp, karşıdaki camide namaz kılarken, CHP'li Yıldırım'la da anti-emperyalizm, anti-Amerikancılık ortak noktasında sohbetler yapar. Solcu öğrencilerin kendisini okula sokmadığından ona yakınır. 12 Eylül öncesinin ÅŸiddet ortamı giderek yoÄŸunlaşır ve takvimler 1980 nisanını gösterirken, öldürülen bir Ä°slamcı gencin cenaze töreni yapılır Fatih'te. Yine RuÅŸen Çakır ve Fehmi Kalmuk’un kitabından: Yürüyüşe geçen 400 kadar Akıncı, jandarmayı görünce, gazeteleri, ceketleri yola serdikleri gibi namaza durur. Ertesi gün Sebil gazetesinde ‘‘İslamcı gençliÄŸin gerçek lideri’’ diye fotoÄŸrafı çıkan Tayyip ErdoÄŸan'dan baÅŸkası deÄŸildir.Åžimdi First Lady olan Emine ErdoÄŸan, eÅŸini şöyle tarif ediyor: ‘‘Gerçekçi, soÄŸukkanlı, evde az ve öz, siyasi ortamlarda güzel konuÅŸan, düzenli ve eli açık, çocuklarına karşı hoÅŸgörülü.’’ Ama onların dört çocuklu evliliÄŸi, ‘‘hanım’’ın geri planda kalıp destek olduÄŸu, çay getirip götürdüğü, eÅŸin politikacı olmasından dolayı da fazla beraber olunamayan, birlikte çok az akÅŸam yemeÄŸinin yendiÄŸi bir evlilik. Ahmet Hakan, ‘‘Tayyip ErdoÄŸan, her ne kadar sert erkek imajı çizse de eÅŸinden biraz çekinir’’ diyor yine de.O sırada üç yıllık evlidir ErdoÄŸan. Aslen Siirtli olup Ãœsküdar'da büyüyen, Kız Sanat Okulu orta kısımdan terk Emine Hanım, MSP çizgisindeki Ä°dealist Hanımlar DerneÄŸi'nin üyesi olarak katıldığı bir MSP toplantısında dinlemiÅŸtir Tayyip ErdoÄŸan'ın ÅŸiirlerini. Herkes heyecanlanır ÅŸiirlerin yarattığı atmosferden ama Emine Hanım kadar deÄŸil herhalde. Çünkü o hiç tanımadığı 20'li yaÅŸlarındaki bu ateÅŸli genci bir gece önce rüyasında görmüş, kürsüde ÅŸiir okurken karşısına çıkınca da belli ki ÅŸaşırmış ama hayra da yormuÅŸtur. Emine Hanım da ErdoÄŸan'ın gözünden kaçmaz söylendiÄŸine göre. Mesaj gönderir, ‘‘Ben de sizi beÄŸeniyorum’’ cevabı alır. O gece MSP'nin Milli Åžahlanış gecesidir ama Emine Hanım'a göre orada bir yıldırım aÅŸkı yaÅŸanır. ErdoÄŸan ise ‘‘görücü usulüyle evlendiÄŸini ve hayatında hiç aşık olmadığını’’ söyleyerek eÅŸini yalancı çıkarır. Emine Hanım eÅŸini kıskandığını filan da açıklar gazetecilere ancak Tayyip Bey böyle ÅŸeyleri konuÅŸmaktan hoÅŸlanmaz. Ãœsküdar Emniyet Mahallesi'ne taşınmadan önce, 16 yıl KasımpaÅŸa'da 80 metrekarelik bir dairede otururlar, komÅŸularını daha çok Aleviler ve Çingeneler oluÅŸturur. Yıllar sonra ünlü bir politikacı olarak Hacıhüsrev'deki komÅŸularını da ziyaret eder. Ancak birinde, eÅŸinin konuÅŸma yapacağı yeri önceden kontrol etmeye giden Emine Hanım, bomboÅŸ bir alanla karşılaşınca insanların nerede olduklarını sorar, ÅŸu cevabı alır: ‘‘Sizi beklediler beklediler, hırsızlığa çıktılar!’’ Ä°ÅžLENMEYE MUHTAÇ IQTürkiye'nin alışık olduÄŸu politikacılardan farklı oluÅŸunun bir nedeni de ‘‘birikim eksikliÄŸi’’ diyor bilenler. Karizması, cazibe merkezi oluÅŸu, etkileyiciliÄŸi bir baÅŸbakan için önemli özellikler ancak, devlet diline yabancılığı, fevriliÄŸi ve herkese laf yetiÅŸtirme çabası nedeniyle diplomaside yaÅŸadığı ve yaÅŸayabileceÄŸi sorunlar birer sorun olarak karşısında duruyor. Cüneyt Ãœlsever ErdoÄŸan'ın IQ'sünü şöyle tanımlıyor: MüthiÅŸ yüksek bir IQ, ancak ham, analiz yapabilen, iÅŸlenmiÅŸ bir IQ deÄŸil. Hatta sokakta sürtüle sürtüle oluÅŸmuÅŸ bir IQ, Belediyede o yüzden baÅŸarılıydı, ama Türkiye'yi yönetmede ne olacağını göreceÄŸiz.''1980 sonrası yükseliÅŸi, Türkiye'nin gözü önündedir artık. MSP kapatılmış, RP kurulmuÅŸtur; 1984'te BeyoÄŸlu Ä°lçe BaÅŸkanı, bir yıl sonra Ä°l BaÅŸkanı. Ä°ki yıl sonra MKYK. Bugüne uzanan yükseliÅŸ serüveninde, 1986'daki milletvekilliÄŸi adaylığı sırasında meyhanede bile konuÅŸma yapması; 1989'da BeyoÄŸlu Belediye BaÅŸkanlığı'nı kazanamaması, 1991'de milletvekili seçilip tercihli oy sistemi nedeniyle çıkan tartışmalar sonucu 11 gün sonra mazbatasının iptal edilmesi; 1994'te ‘‘Tamamdır Ä°nÅŸallah’’ sloganıyla Ä°stanbul'a Belediye BaÅŸkanı olması; ilk meclis toplantısını fatiha ile açmak isteyip, ‘‘saygı duruÅŸu sap gibi durmaktan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil’’ demesi hemen hatırlanacaklar arasında. Davasını anlatmak için geneleve gitmesini, ‘‘burası hacı hoca yeri deÄŸil’’ diye dalga geçen genelev kadınlarına onları kurtaracağı söylevi çekmesini, Taksim'e cami yaptırma ısrarını, belediyeye ait mekanlarda içki satışını yasaklamasını, hakkındaki yolsuzluk iddialarını da eklemek gerek. Sonra, bir zamanlar tartışmasız veliahtı olduÄŸu Erbakan'la ayrılan yollar ve AK Parti süreci... Ve kaderin onun hayatına ince bir nakış gibi kondurduÄŸu cilve: 1997'de, tam da Erbakan'ın partisini acz içinde olmakla, yumruÄŸunu masaya vurmamakla suçlarken Siirt'te okuduÄŸu ÅŸiir yüzünden gelen yasaklama ve milletvekili seçilememesi, sonra yine Siirt'ten seçilerek baÅŸbakan olması. Ve yorumu: ‘‘Şiir gibi seçim!’’İşte bu seçim, Cüneyt Ãœlsever'in hikayesindeki gibi KasımpaÅŸalı'yı BeyoÄŸlu'nun muhtarı yaptı. Biz de yazıyı, Ãœlsever'in bu muhtara sorduÄŸu sorularla bitiriyoruz. Cevapları yakında hep birlikte göreceÄŸiz:1. BeyoÄŸlu'nun eski muhkimlerini yönetmeye hazır mısınız?2. KasımpaÅŸalılar'a BeyoÄŸlu'nda hakettikleri payı verecek misiniz?3. KasımpaÅŸalılar bu payla yetinmezse, onların BeyoÄŸlu'nu fethetmesine engel olacak mısınız? Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!