En güzel küçük STK projeleri

Güncelleme Tarihi:

En güzel küçük STK projeleri
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2007 00:00

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM), insanların hayatını değiştiren başarılı sivil toplum projelerinin hikayelerini "Sivil Toplumdan Proje Öyküleri" adlı kitapta topladı. 2004’te Tezcan Eralp Abay tarafından hazırlanan kitabın geçen günlerde çıkan genişletilmiş baskısına ise, Zelal Ayman tarafından yeni projeler eklendi. Kitap için bine yakın sivil toplum kuruluşuyla görüşmeler yapıldı.

En sonunda, Türkiye’den 16, dünyadan 13 başarılı projenin hikayesi kitaba alındı: Hindistan’ın tuvalet sorunu, Zümrütköy’ün ekoturizm atağı, engellilerin alternatif kampları ve Mısırlı kağıt toplayıcı kadınların ekmeklerini kağıttan kazanması en dikkat çekici projeler arasında.

Ekoturizmin yeni adresi Zümrüt Köyü

2000 yılında Küre Dağları milli park statüsüne kavuşunca, o bölgedeki birçok orman köylüsü de bu sorunla karşılaştı. Bu köylerden biri de Kastamonu’nun Azdavay ilçesine bağlı Zümrüt Köyü’ydü. Köy, milli parka sınırları içinde kalıyordu. Bu noktada, Zümrüt Köyü’nün imdadına Küre Dağları Ekoturizm Derneği yetişti. Dernek ekoturizm ile doğayı koruyarak köylülere de gelir sağlamanın mümkün olduğunu söyledi. İlk ekoturizm uygulamasını başlatmak üzere 2004’te Zümrüt Köyü’nde işe koyuldular. Kültürel ve doğal açıdan neredeyse hiç bozulmamış bu köyde yaşayanlar ekoturizme istekli yaklaştı. İki yıl süren çalışmada köyün kadınlarına hijyenik üretim ve ürünlerin turistlere sunumu konusunda eğitim verildi. Ürün logosu geliştirildi. Kullanılmayan bir ilkokul restore edilip turizm merkezine; iki geleneksel ev pansiyona dönüştürüldü. 10 kişi yerel doğa kılavuzu eğitim aldı. Doğa yürüyüşü, at binme ve bisiklet turu gibi aktiviteler için altyapı oluşturuldu. Böylelikle köy, turistlerin güvenle kalabileceği bir merkeze dönüştü. Küre Dağları’nın milli park ilan edilmesi dezavantajken bir avantaja dönüştü. Zümrüt Köyü’nde ormanın tadını çıkarmak isteyenler, köyün internet sitesinden www.zumrutkoyu.org bilgi alabilir.

MISIR’IN KAĞIT TOPLAYAN KADINLARI

Mısır’ın başkenti Kahire’deki Çevre Koruma Derneği, birçok kadının hayatını "Káğıt Geri Kazanımı Projesi" ile değiştirdi. Projeye şehrin gecekondu bölgelerinden Mokattam’da başlandı, çünkü bu mahallenin nüfusunun neredeyse tamamı çöp toplayarak geçiniyordu. Ailenin erkekleri gece boyunca topladıkları çöpü eve getirip evin ortasına yığıyor, kadınlar káğıt, cam, alüminyum, plastik, kumaş ve kemik gibi atıkları ayrıştırıyordu. 1994’te Mokattam’a bir káğıt geri kazanım işletmesi kuruldu. Bu tesiste, mahalleden toplanan káğıtlar geri dönüştürülüp satıldı. Elde edilen gelir de kadın işçilere ödendi. Aynı zamanda genç kadınlara okuma-yazma, üreme sağlığı, İngilizce ve bilgisayar eğitimi verildi. Geri kazanım tesisi giderek büyüdü ve yıllık 200 bin Mısır Sterlini’ne yakın gelir getirmeye başladı. Kadınlar projeyle gelir elde edince yaşam şartları da değişti. Eğitim seviyesi artan ve daha çok para kazanan kadınların evlenme yaşı yükseldi, doğurdukları çocuk sayısı düştü. Kadın sünneti uygulaması azaldı. Bu proje Birleşmiş Milletler Habitat tarafından, 2002’nin "En İyi Uygulama"sı seçildi.

YÜZEN, TIRMANAN, DALIŞ YAPAN ENGELLİ DOĞA SPORCULARI
/images/100/0x0/55eb692cf018fbb8f8bf57e1

Türkiye’de 8 milyon engelli var ve bu engellilerin doğa sporlarıyla uğraşması daha da zor. Alternatif Yaşam Derneği bu zorluğu aşmak için on yıldır "Dalmak Özgürlüktür" sloganıyla engellilere yönelik dalış kursları düzenliyor. Bunun için dalgıç adayları önce İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde muayeneden sonra teorik-sportif eğitimden geçiriliyor. Ardından ilk dalışlar Kaş’ta yapıldı. Bu işe ayrılan teknelerde özel düzenlemeler yapılarak suya giriş-çıkış kolaylaştırıldı, tuvalet engellilere göre düzenlendi.

Gördüğü ilgi üzerine Alternatif Yaşam Derneği 2002’de oryantasyon, duvar tırmanışı, binicilik, kano, dalış, yüzme, tekne turu, resim, müzik, dans gibi çeşitli aktiviteleri içeren Alternatif Kamp’ı kurdu. İzmir’deki Alternatif Kamp, 1 Mayıs-30 Ekim tarihleri boyunca her hafta onlarca engelliye unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın "gençler için iyi örnek" ödülünü alan projeyle ilgili detaylı bilgi www.alternativecamp.org adresinden alınabilir.

HİNDİSTAN’DA TUVALET ALIŞKANLIĞINI ÖĞRETTİLER

Hindistan’ın en önemli sorunlarından biri açık alan tuvaletleri. Ülkede 700 milyon kişinin evinde tuvalet yok. Açık alan tuvaleti ile kastedilen, ihtiyacın kırda, bayırda, çalıların arasında giderilmesi. Hinduizm yerleşim yerlerinin yakınına tuvalet yapmayı yasaklıyor. Yani tuvaleti gelen kişi ancak, evlerden uzakta tenha bir yerde küçük bir çukur kazıp, içine ot, yaprak koyarak tuvaletini yapabiliyor. Bu durum yıllarca sağlık sorunlarına ve özellikle kadınlar için güvenlik sorununa yol açtı. Tuvalete giden kadınlara tecavüz edilmesi çok sık rastlanan bir vakaydı. Hindistan’da şehirler büyüdükçe, bu uygulamanın yerini özellikle fakir mahallelerde daha kötüsü aldı: Kova-tuvalet ya da kuru foseptik çukuru. Bu çukur ve kovaları elle temizleme işi de toplumun en aşağı görülen sınıfı leşçilere verildi. 500 binden fazla leşçi ve de çocukları toplumdan dışlandı. Dr. Bindeswar Pathak, bunu değiştirmek için 1970’te bir tuvalet geliştirdi. Sulabh shauchalaya (sağlığa erişim) adı verilen bu tuvalet ikiz çukurlu, su sifonlu ve kapaklıydı. Temel sağlık gereklerine uygunluğunun yanı sıra, inşa edilmesi kolay ve ucuzdu. En önemlisi de temizliği elle değil özel bir teçhizatla yapılıyordu. Daha sonra Sulabh Uluslararası Sosyal Hizmet Örgütü kuruldu ve bu yeni tuvaletleri yaygınlaştırmak için çalışmaya başladı. 30 yıllık bir mücadeleyle bir milyondan fazla tuvalet kuruldu ve 60 bin leşçiye yeni iş bulundu. Toplam 50 bin kişinin gönüllü çalıştığı Sulabh hareketi 1996 Haziran’ında İstanbul’da toplanan Habitat II Konferansı’nda "En İyi Küresel Uygulama" seçildi. Sulabh sayesinde Hindistan’ın 245 kentinde artık leşçi diye bir sınıf kalmadı.

Van’dan, Antalya’dan Ankara’dan atılan değerli adımlar

Van merkezli Doğa Gözcüleri Derneği, inci kefálinin yok olmaması için 2004 yılında "Sürdürülebilir Doğal Kaynaklar Projesi"yle hem avlanma alışkanlıklarını değiştirdi, hem de köylülere gelir kaynakları yarattı. Projeye BM Kalkınma Fonu/Küçük Destek Programı destek verdi.

Habitat İçin Gençlik Derneği, "Bilenler Bilmeyenlere Bilgisayar Öğretiyor" projesiyle 18-26 yaş arasındaki gençlere temel bilgisayar eğitimi verdi. Mart 2005’te başlayan projenin hedefi 100 bin gence ulaşmak. Proje BM Kalkınma Programı ve Microsoft Türkiye tarafından destekleniyor.

KAGİDER 2003 yılında, "Aday Kadın Girişimci" projesini başlattı. 11 ilde kadınlara girişimcilik seminerleri verdi, onlardan gelen 25 fikrin gerçekleşmesi için destek sağladı. KOSGEB, üniversiteler ve Çalışma Bakanlığı projeye destek sundu.

Antalya Yetim ve Muhtaç Çocuklara Yardım Vakfı 2000 yılından beri "Çocuk Sevgi Evleri"nde; anne ve babası çalışan, ekonomik sıkıntı çeken ailelerin çocuklarına kreş hizmeti sunuyor.

Ankaralı "Pembe Hayat Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel Dayanışma Derneği", "Pembe Adımlar" projesi ile seks işçisi kadınları AIDS ve cinsel sağlık konusunda bilgilendirdi. Sağlık Bakanlığı projeye destek verdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!