Düşündücü bir mektup

Güncelleme Tarihi:

Düşündücü bir mektup
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 1998 00:00

Haberin Devamı

Yargıtay Hukuk Dairesi'nin bir üyesinden mektup aldım.

21 Mart tarihinde yazdığım ‘‘Bir Hukuk Rezaleti’’ yazısında Parsadan davası nedeniyle önce Yargıtay 6. Ceza Dairesi, sonra da Ceza Genel Kurulu'nun aldığı kararlara ciddi şekilde gölge düştüğünü vurgulamıştım.

Adının açıklanmasını istemeyen hukuk dairesi üyesi mektubunda, Çiller'i kurtaran kararlara duyulan kuşkuların yüzde yüz doğru olduğunu yazıyor.

Okurken insanın yüreğini daraltan mektup, yargının içinden bir insanın ağzından durumun ne kadar içler acısı hale geldiğini gösteriyor.

* * *

Üzen, düşündüren bu mektubu birlikte okuyalım:

‘‘Yargının üzerine düşen gölgeleri kaldırmak zorundayız. Bizim sesimiz çıkamıyor. Sizler yazacaksınız. Yargıtay başkanı da bu işlerin dışında değil.

1- Parsadan kararına ait Ceza Genel Kurulu ilk toplantısına Başbakanlık Müsteşarlığı görevindeyken Erbakan'ın elini öpen, Hac'da felç geçirip raporlu bulunan, bu arada Yargıtay'a dönüşü kabul edilip bir daireye verilmeyip başkanlıkta görevlendirilen Osman Kadri Kesken katılınca itirazlar oluyor. İkinci toplantıda oy kullanabilmesi için hemen 3. Ceza Dairesi'ne üye olarak veriliyor. Toplantıya koltuk değneği ve yardımla gelen bu zat oy kullandıktan sonra hemen 20 günlük rapor alıyor. Olur mu böyle yargıçlık?

2- Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyesi Casim Yılmaz'ın ilk toplantıda Çiller aleyhine oy kullandığı anlaşılınca bu kez, ikinci toplantıya katılması önleniyor, yerine Daire Başkanı Necip Deda tarafından Birsin Tüzünal gönderiliyor. Tüzünal, Çiller lehine oy kullanıyor.

3- Yargıtay Ceza Kurulu'na Başkanvekili Mater Kaban ve 25 üye katılmıyor. Yani 56 üyenin 25'i ikinci toplantıya girmiyor. Nerde ilerici Atatürkçü adaletçiler? Olur mu böyle şey? Toplantıya katılırsın, vicdanın ne emrediyorsa öyle oy verirsin. Aleyhte ya da lehte.

4- Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanı Türkan Güven DYP Genel Başkan Yardımcısı Turan Güven'in eşidir. En az eşi kadar Tansu Çiller'i tuttuğunu herkes bilir. Toplantıya girmesi doğru mu? Böyle toplantıda alınan karar kimi tatmin eder?

5- Bu durumlarda elbet her tür dedikodu yayılır. Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı ve Başbakanlık eski Müsteşar Vekili Arif Yüksel'in zamanında bir günde seçilen 55 Yargıtay üyesinin içinde bu işlere katılanlar kimdir? Bu araştırılmalıdır. Seçimlerin yanlılığı da böylece teyit edilmiş olmaktadır.

6- Yargıtay başkanı ve onun gibi düşünüp davrananlar şimdiden Yargıtay başkanlığı için kulislere başladılar. Başkan Mehmet Uygun gidince (1999'da emekli olacak) yerine bir tarikatçının geldiğini göreceğiz. Büyük bir dayanışma içindeler. Başsavcılık için bile plan yapılıyor.

7- Buna rağmen Anayasa Mahkemesi üyeliği için 10 kişi aday oluyor ama Yargıtay başkanı adaylıkları geri aldırıyor. Bize de ‘‘Aday yoktur’’ denilerek gündem meçhule bırakılıyor. Böyle Yüksek Mahkeme olur mu? Anayasa Mahkemesi ile yarışmanın anlamı ne? Mahkemeler böyle olursa öbür yerler ne olmaz? Takdir sizindir.

Yazdıklarınız, yazılanlar doğrudur. Daha neler var neler. Neden medyamız bunlarla değil de magazinle ilgileniyor? Yargı medyanın da güvencesi değil mi?’’

* * *

Mektup, Yargıtay içinde çöreklenmiş ya da çöreklendirilmiş rejim ve hukuk düşmanı çıkarcılar grubunun olduğunu açık bir dille vurguluyor.

Bu düşündürücü mektubu okuyup yargı sistemimiz adına üzülmemek olanaksız.

Parsadan davası ile ilgili olarak alınan ve Çiller'i kurtarmayı amaçlayan kararlar bu rezaletlerin ulaştığı ürkütücü boyutları gösteriyor.

Yargıtay hepimizin üzerinde titrememiz gereken bir kurumdur.

Bu temel kurumu çıkarından başka bir şey düşünmeyenlerin eline bırakmamak zorundayız.

Hepinizin bayramını kutlar, sonsuz mutluluk ve esenlikler dilerim.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!