Urfa’da Göbeklitepe’yi kazan Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Doç.Dr. Schmidt, ‘Göbeklitepe’de ortaya çıkartılan tapınak, dünyanın bilinen en büyük tapınağı olma özelliği taşıyor’ dedi.Sanlıurfa’da, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Müze Müdürlüğü işbirliğiyle Göbeklitepe’de gerçekleştirilen kazı çalışmalarında ortaya çıkartılan tapınağın, dünyanın bilinen en büyük tapınağı olma özelliğini taşıdığı bildirildi. Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden, Göbekli Tepe Kazıları Bilimsel Başkanı Doç. Dr. Klaus Schmidt, Örencik Köyü yakınlarındaki Göbeklitepe’de, 1995’den sonra gerçekleştirilen kazılarda, tarihi M.Ö 9 bin yıllarına uzanan Neolitik Çağ’dan kalma, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu taşların günyüzüne çıkartıldığını söyledi. Bölgedeki kazı çalışmalarının her yıl Eylül ayında başladığını ve yaklaşık 10 hafta sürdüğünü anımsatan Doç. Dr. Schmidt şunları belirtti:‘Göbeklitepe’deki kazılarda elde ettiğimiz bulgularla, dünyanın bilinen en eski tapınma merkezlerinden birinin bu bölgede olduğunu ortaya çıkarmıştık. Ancak, son kazı çalışmalarıyla tapınma merkezinin dünyanın en büyük tapınma merkezi olduğunu tespit ettik. Yaptığımız araştırmalarda, Neolitik Çağ’da yaşamış insanların, yabani sığır, tilki, yılan,
aslan, yaban eÅŸeÄŸi, yaban ördeÄŸi ve yabani bitki kabartmalarını incelediÄŸimizde hayvanlarını evcilleÅŸtiremedikleri sonucuna ulaÅŸtık. Ayrıca, dikili taÅŸların (Stel) üzerindeki resimler ve kabartmalar o dönemde yaÅŸamış olan insanların sanatları hakkında bizlere fikir veriyor. Buradaki tapınak, dünyanın bilinen en büyük tapınağı olma özelliÄŸini taşıyor’ diye konuÅŸtu. Bu yıl Göbeklitepe’deki kazı çalışmalarında, 15 kiÅŸinin görev aldığını, gelecek 10 yıl içinde toplam 9 hektarlık alanda kazı çalışmalarını yürütmeyi planladıklarını kaydeden Doç. Dr.Schmidt, sözlerini şöyle bitirdi: ‘Kazı çalışmalarında ÅŸu ana kadar ortaya çıkartılan büyük boy stelleri yerinde muhafaza ediyoruz. Küçük boy eserler ise Åžanlıurfa Müzesi’nde sergileniyor. Önümüzdeki yıllarda gerçekleÅŸtirilecek kazılardan elde edilecek yeni bulgular, arkeolojinin dini haritasını yeniden ÅŸekillendirebilir’. Â
button