DSP'den SP'ye idam ziyareti

Güncelleme Tarihi:

DSPden SPye idam ziyareti
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 17, 2002 00:00

DSP, idam cezasının kaldırılması için destek arayışını sürdürüyor. DSP yöneticileri, SP yöneticileriyle bugün saat 14.00'te TBMM'de biraraya geldi. DSP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Tayfun İçli, ''Åžunu asalım da ondan sonra ölüm cezasını kaldıralım'' önerilerinin ''Aldatıcı'' olduÄŸunu söyledi.Görüşmeye DSP kanadından BaÅŸkanvekili Emrehan Halıcı, Genel BaÅŸkan Yardımcısı Zeki Sezer ve Tayfun İçli ile Genel Sekreter Yardımcısı Süleyman Yağız, SP'den Grup BaÅŸkanvekili Veysel Candan ve Ömer Vehbi HatipoÄŸlu, Genel BaÅŸkan Yardımcısı Lütfü Esengün ve Mehmet BekaroÄŸlu ile Bingöl Milletvekili Hüsamettin Korkutata katılıyor. DSP yöneticileri, geçen hafta da diÄŸer siyasi parti gruplarını ziyaret etmiÅŸlerdi.  DSP'NÄ°N Ä°DAM GÖRÜŞÜDSP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Tayfun İçli, ağırlaÅŸtırılmış müebbet hapis cezasının ölüm cezasından daha ağır bir ceza olduÄŸunu bildirerek ''Ölüm cezası, bir bakıma, suçlular için kurtuluÅŸ olduÄŸu gibi bazı kiÅŸilerin de zaman içinde kahraman ilan edilmesine neden olmaktadır'' dedi. İçli, ''Åžunu asalım da ondan sonra ölüm cezasını kaldıralım'' önerilerinin de ''Aldatıcı'' olduÄŸunu söyledi. DSP Genel BaÅŸkan Yardımcısı İçli, partisinin TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerden destek aradığı teklifi ile ilgili olarak, ölüm cezasına intikam duyguları ve siyasi çıkar hesaplarıyla bakılmaması gerektiÄŸini kaydetti. "Åžunu asalım da ondan sonra ölüm cezasını kaldıralım" denilemeyeceÄŸini kaydeden İçli, ''Bölücü başı gibi aynı suçtan ölüm cezaları kesinleÅŸmiÅŸ 22 kiÅŸi daha vardır. Ayrıca aynı suçtan yargılamaları devam edenler de bulunmaktadır. Bir hukuk devletinde ölüm cezasının kaldırılması, salt bir kiÅŸinin infazına baÄŸlanamaz. Benzer suçları iÅŸlemiÅŸ diÄŸer teröristlerin suçu, bölücü başının suçundan daha az deÄŸildir. Bu tür öneriler aldatıcıdır'' dedi. AÄžIRLAÅžTIRILMIÅž MÃœEBBET HAPÄ°S CEZASIİçli, Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılmadan, Türk Ceza Yasası ve ölüm cezasını içeren ilgili diÄŸer yasalarda yapılacak deÄŸiÅŸikliklerle ölüm cezasının mevzuattan çıkartılabileceÄŸini belirtti.Ölüm cezasının yerine ağırlaÅŸtırılmış müebbet hapis cezası getirilmesi gerektiÄŸini savunan İçli, ÅŸunları söyledi:  ''Ölüm cezasının yerine önerilen ağırlaÅŸtırılmış müebbet ağır hapis cezası, tüm hukuk otoritelerince kabul edilmektedir. Bu ceza, ölüm cezasından da daha ağır bir cezadır. Çünkü ölüm cezası, bir bakıma, suçlular için kurtuluÅŸ olduÄŸu gibi bazı kiÅŸilerin de zaman içinde kahraman ilan edilmesine neden olmaktadır. AğırlaÅŸtırılmış müebbet ağır hapis cezasına çarptırılan bir kiÅŸi, hiçbir iyi niyet indirimine uÄŸramaksızın, örneÄŸin en az 36 yıl boyuncaiÅŸlediÄŸi suçla yüzleÅŸerek hapis yatmalıdır. Bu arada cezanın bir bölümü de hücrede geçirilmelidir. Bu hükümlüler, diÄŸer müebbet hapse çarptırılanlardan çok daha ağır koÅŸullara tabi tutulmalıdır. Ölüm cezasının yerine ağırlaÅŸtırılmış müebbet ağır hapis cezasının getirilmesi halinde yurt dışında yakalanan, ancak yasalarımızda idam cezası olduÄŸu için iade edilmeyen terör sanıklarının iadesi de saÄŸlanmış olacaktır. Böylece bu kiÅŸiler hak ettikleri cezaya çarptırılmış olacaklar. Bu durum, terör örgütlerinin daha kolay çökertilmesini de saÄŸlayacaktır.''''YASA DEĞİŞİKLİĞİ NEDEN YETERLÄ°DÄ°R?''Bazı siyasetçilerin, ölüm cezasının kaldırılması için Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinin ÅŸart olduÄŸu yönündeki görüşlerini de deÄŸerlendiren İçli, buna gerekçe olarak da ''Bölücü başı'' gibi terör suçlularının çıkarılacak olası bir afla kurtarılabileceÄŸinin gösterildiÄŸini belirtti.''Bu görüş, kesinlikle doÄŸru deÄŸildir'' diyen İçli, açıklamasında ÅŸu görüşlere yer verdi: ''Çünkü Anayasa'nın 87. Maddesi'nde yapılan deÄŸiÅŸiklikle, genel veözel af çıkarma, Meclis'in beÅŸte üç çoÄŸunluÄŸunun kararıyla mümkün olabilecektir. Bu da en az 330 oyu gerektirmektedir.Bu durum zaten olası bir af çıkarmayı çok zorlaÅŸtırmaktadır. Dolayısıyla ölüm cezasının Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸiyle kaldırılması talebini anlamsız kılmaktadır. Çünkü, Anayasa'nın 87. Maddesi'nde yapılan deÄŸiÅŸiklik baÅŸlı başına bir güvencedir. Anayasamızın 175. Maddesi'nin birinci fıkrasında belirtildiÄŸi üzere Anayasa deÄŸiÅŸiklik teklifinin kabulü için de beÅŸte üç çoÄŸunluÄŸun oyu (330) gerekmektedir. Anayasamızda yapılan genel ve özel affa iliÅŸkin bu son deÄŸiÅŸiklik ile artık Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi için gerekli olan 330 çoÄŸunluÄŸun oyu arandığına göre, TBMM eskisi gibi, dilediÄŸi zaman genel ve özel af çıkartamayacaktır. Çünkü bu oyu her zaman saÄŸlamak mümkün olamayacaktır. Anayasa'yı deÄŸiÅŸtirme gücüne sahip olan bir çoÄŸunluk ise güvence olarak görülen Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini de deÄŸiÅŸtirebilecek bir imkana sahip olacaktır.''''ULUSLARARASI HUKUK KURALLARINA UYMAKLA YÃœKÃœMLÃœYÃœZ''Ä°dam cezasının kaldırılması konusunda kiÅŸiler deÄŸil ülke ve dünya gerçeklerinin göz önünde bulundurulması gerektiÄŸini kaydeden İçli ÅŸunları söyledi: ''Ölüm cezasının kaldırılması, sadece hükümet ortaklarının, muhalefet partilerinin deÄŸil, ulusun ve devletin sorunu ve sorumluluÄŸudur. Tüm siyasi partilerin ve toplumumuzun büyük bir kesiminin hedefi, Avrupa BirliÄŸi'ne tam üyeliktir. Ölüm cezasının kaldırılması da AB üyeliÄŸinin olmazsa olmaz en ilk koÅŸullarından biridir.'' Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi olması nedeniyle Türkiye'nin ölüm cezasını mevzuatından kesin olarak kaldırması gerektiÄŸini belirten İçli, ''Türkiye, güçlü ve sözüne güvenilir bir devlettir. Bu bakımdan Avrupa Konseyi ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler üyesi olarak, ölüm cezasının kaldırılması konusunda uluslararası hukuk kurallarına uymakla da yükümlüyüz'' dedi. AFFEDÄ°LEMEZLÄ°K KURALIİçli, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar SözleÅŸmesi'nin, "Af ya da cezanın hafifletilmesini talep hakkının her koÅŸulda tanınmasını" ÅŸart koÅŸtuÄŸuna da dikkat çekti. SözleÅŸmenin henüz TBMM'de onaylanmadığını anımsatan İçli, ''SözleÅŸmeye taraf olmamak, Evrensel Ä°nsan Hakları Bildirisi'nde düzenlenen ilke ve standartlara karşı durmak ÅŸeklinde algılanmaktadır. Bu iÅŸlemi yapmayanlar, en temel insanhaklarına saygı göstermeye iliÅŸkin olarak uluslararası yükümlülük üstlenemeyecek denli (Özürlü devletler) muamelesi görmektedir'' diye konuÅŸtu. DSP Genel BaÅŸkan Yardımcısı İçli, bu nedenle ''Affedilemezlik Kuralı''nın yasa veya Anayasa'ya konulmasının, bu sözleÅŸmeye aykırılıkoluÅŸturacağını bildirdi. ''ADÄ° SUÇLAR İÇİN KALDIRILMASI YETERLÄ° DEĞİL''Türkiye'nin olaÄŸan rejimde adi suçlar için ölüm cezasını kaldırmasının,  Avrupa BirliÄŸi ve Avrupa Konseyi normları açısından yeterli olmadığını vurgulayan İçli, şöyle konuÅŸtu: ''Avrupa Konseyi, 'Terör suçları' istisnasına onay vermemekte, temel hedef olan ölüm cezasının kaldırılması yönünde adım atılmasını istemektedir. Türkiye'nin 'Ãœye Devlet' sıfatıyla yükümlülüklerini ve thütlerini yerine getirmesini ve 6 No'lu Protokol'ü imzalamasını dahi yeterli görmemekte, kararlılıkla onaylamasını beklemektedir.  Avrupa Toplulukları Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, (Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'nin 6 Numaralı Protokolü çerçevesindesavaÅŸ zamanı veya yakın savaÅŸ tehlikesi hali için istisnaya cevaz verilmiÅŸ olduÄŸundan, terör suçlarına iliÅŸkin olarak öngörülen istisna -herhangi bir çekince konulmasına izin vermeyen- 6 Numaralı Protokol'euyumlu deÄŸildir) denilmektedir. Buna göre, Türk Ceza Yasası'nda deÄŸiÅŸiklik yapılması gerekecektir.Bu yapıldığında, Türkiye'nin Avrupa BirliÄŸi'ne üyeliÄŸi önündeki engellerden biri daha kaldırılmış olacaktır. Bu da 2002 Aralık ayındaki müzakere süreci açısından önemli bir aÅŸama olarak görülecektir.''İçli, Avrupa BirliÄŸi Komisyonu Raporu'nda, Avrupa Konseyi BakanlarKomitesi Kararı'ndan daha açık bir ÅŸekilde ifade edilerek, ölüm cezası istisnası baÄŸlamında "Terör suçu" kategorisi oluÅŸturmanın, Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'nin 6 Numaralı Protokolü'ne uyumlu olmadığının vurgulandığını da belirtti. Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'ne taraf olan Avrupa Konseyi üyesi devletlerin imzasına açılan 13 Numaralı Protokol'ün, protokol hükümlerinden hiçbir sapma yapılmamasını öngördüğünü de bildiren İçli,''Protokolün 3. Maddesi'ne göre de bu protokol hükümlerine iliÅŸkin olarak hiçbir çekince konulamayacaktır'' dedi. ''İÇİNDE BULUNDUÄžUMUZ AYLAR, ORTA  VADENÄ°N BAÅžLARIDIR''Türkiye'nin, Katılım Ortaklığı Belgesi'ne göre, orta vadede 6 Numaralı Protokol'e uygun olarak mevzuatından ölüm cezasını kaldırmayı taahhüt ettiÄŸini, Ulusal Program'la da "Ölüm cezalarının infaz edilmemesi tavrının devam edeceÄŸi"ni ve orta vadede "Kaldırılması hususunun ÅŸekil ve kapsam olarak ele alınacağı"nı açıkladığını anımsatan İçli, ÅŸu görüşleri dile getirdi: ''Kısa vade, 2002 Mart ayında sona ermiÅŸtir. İçinde bulunduÄŸumuz aylar orta vadenin baÅŸlarıdır. Daha vakit vardır diyerek orta vadenin sonlarını beklemenin bir anlamı yoktur, aksine zararı vardır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin kabul ettiÄŸi 13 Numaralı Protokol de yürürlüğe girdiÄŸine göre Türkiye'nin içinde bulunduÄŸumuz ayda Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'nin 6 Numaralı Protokolü'nü onaylaması ve Türk Ceza Kanunu'nda ölüm cezasını kaldıran düzenlemeyi yapması zorunlu görülmektedir. Bu, Türkiyemizin her anlamda güçlenmesini saÄŸlayacak ve büyük bir moral gücü oluÅŸturacaktır. Müzakere  süreci ilgili verilecek karar, ekonomimiz açısından -özellikle dış yatırımların ülkemize yönelmesi- büyük bir kazanım olacaktır.''Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!