Dört ayaklı dedektifler

Güncelleme Tarihi:

Dört ayaklı dedektifler
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türkiye, Çevik Kuvvet'e bağlı olarak çalışan asayiş köpeklerinden sonra, Birleşmiş Milletler (BM)'e verdiği ‘‘Yılda 25 narkotik köpek eğitilecek’’ taahhüdünü yerine getirmek için, ilk narkotik köpeklerini eğitmeye başladı. İllerde görev yapan 150 asayiş köpeği arasından büyük bir titizlikle seçilen yedi köpek, eğiticisiyle birlikte Ankara Gölbaşı'ndaki Köpek Eğitim Merkezi (KEM)'nde 10 haftalık eğitim kampına alındı.

Zeyna, Tufan, Leon, Şah, Dük... İsimlerini filmlerdeki rollerden almışlar. Belki de ekibe girebilmek için burunlarının hassaslığı yanında iyi birer ‘oyuncu’ olmaları gerektiği için konmuş bu isimler. Herbiri kendi filminin başoyuncusu aslında. Ancak ekibe girmeleri için rollerini önce KEM eğiticilerine beğendirmek zorundalar.

Beş ay önce kurulan merkezde bugüne kadar narkotik köpeği olarak İngiltere'den ithal edilen, eğitimli Spaniel ve Labrador cinsi köpeklerin tekamülü (seviye tespit ve geliştirme) ile eğiticisine adaptasyonu gerçekleştirilmiş. Bu kursla birlikte ilk kez temel eğitimi almış, ancak uyuşturucuyu tanımayan köpeklere uyuşturucu tanıtılmış olacak.

KEM Merkezi sorumlusu Emniyet Amiri Metin Ajnan Ak, narkotik köpeğinin özelliklerini şöyle dile getiriyor: ‘‘Narkotik köpeği olabilecek köpeğin en az 14 haftalık, en fazla 24 aylık olması gerekiyor. Her yere rahatlıkla girip çıkabilmesi için iri olmaması ve seri olması da önemli. Güçlü burun ve oyun kabiliyeti ise şart.’’

Kursta önce seviye sınavına tabi tutuluyor köpekler. Burun hassaslığının yanısıra görev sorumluluğu ve oyun kabiliyetleri ölçülüyor. Bunlar için de ilginç ve zor testlerden geçiyorlar. Mesela çok yorgun oldukları bir zamanda hedef (oyuncak) suyun karşı tarafına atılıyor. Köpek hedefe ulaşmak için boyun hizasına kadar gelen suyu geçmek zorunda bırakılıyor. Köpek eğer önce susuzluğunu gidermek için sudan içmeye kalkarsa sınavı kaybedip eleniyor ve Ak'ın tabiriyle ‘‘okula giremiyor.’’

Oyuncak, narkotik köpeğin eğitilmesinde kullanılan en önemli araç. Ak bunu anlatırken de, ‘‘narkotik köpekleri uyuşturucu verilerek eğitiliyor’’ kanısının yanlışlığına dikkat çekiyor: ‘‘Köpekleri ara-bul komutuyla içinde uyuşturucu bulunan oyuncaklarla yönlendiriyoruz. O, oyuncağı ararken, bulup sahibimle oynayacağım içgüdüsüyle hareket ediyor. Oyuncağı ise ancak o kokuya ulaştığı zaman bulacağını biliyor ve kokuyu takip ediyor.’’

Narkotik köpekleri için uyuşturucunun cinsi farketmiyor. İnsandan 17 kat fazla koku hücresine sahip oldukları için, kokusunu bildiği tüm maddelerin yerini rahatlıkla bulabiliyorlar.

KÖPEKLERİYLE YATIYORLAR

Köpeğin başarısı eğiticisinin başarısı olarak değerlendiriliyor. Ortak başarı için ise takım ruhu gerekiyor. Bu da eğiticinin köpeği ailesinden biri olarak görmesiyle mümkün. Bunun için bazı polisler yataklarında bile köpekleriyle beraberler. Eğiticilerinin köpeklerinden ayrılacakları azami süre bile biçilmiş. 48 saatten fazla ayrı kaldıklarında köpek ruhsal bunalıma girmeye başlıyor. Onu eski durumuna getirmenin ceremesini de yine eğiticisi çekiyor. Köpeklerin kursu başarıyla tamamlamaları, dört dörtlük narkotik köpeği olmaları için yeterli değil. Altı ayda bir görev yaptıkları yerlerde denetime tabii tutuluyorlar. ‘‘Çaptan düşmüşlerse’’ merkezde yeniden tekamül eğitimine alınıyorlar.

BM ile yapılan anlaşmaya göre, Türkiye'nin yılda 25 narkotik köpeği eğitmesi gerekiyor. Bu eğitimler sonunda Narkotik Şube için doyum noktasına gelindiğinde ise yeni projeler gün ışığına çıkıyor. KEM'in uzun süreli projeleri arasında, önce illerde Çevik Kuvvet bünyesinde görev yapan, toplumsal olaylarda agresif davranışlarda bulunan asayiş köpeklerinin eğitim düzeyini belirli bir standarta ulaştırmak geliyor. Projenin devamını ise iz takip köpekleri ile koku teşhis köpekleri oluşturuyor.

Köpeğiniz polis köpeği olabilir Köpekler özel şampuanla iki ayda bir yıkanıyorlar. Günde 500 bin liralık özel mamalarla beslenen köpeklerin veteriner hizmetleri de gerektiğinde merkezdeki veteriner tarafından özenle yapılıyor. Merkez sorumlusu Metin Ak, köpeklerini polis köpeği yapmak isteyenlere de bir çağrı da bulunuyor: ‘‘İki yaşından büyük olmamak kaydıyla bakamadığınıza inandığınız köpeklerinizi merkezimize getirin. Tel: 0 312 499 70 35- 499 70 36.’’

Kangal sadece amblemde

KEM Sorumlusu Metin Ak'a göre İngilizler ve Almanlar, polis köpekleri konusunda ‘milliyetçi’ler. Almanlar genellikle Alman Kurdu'nu, İngilizler de Spenial ve Labrador cinsi köpeklerini tercih ediyorlar. Ancak Türklerin bu konuda milliyetçi davranma şansları yok. Çünkü dünya köpek literatüründe Türk köpeği olarak bilinen ve genellikle çoban köpeği olarak kullanılan Kangal asil, hoş ve akıllı olmasına rağmen hantallığı ve iriliği yüzünden polis köpeği olamıyor. Onun gönlü başka bir formülle alınıyor. Bugünlerde Oran-Yıldız tarafında bulunan Kangal Çiftliği'nde Alman Kurdu'na benzer bir kangalın fotoğrafı çekilmeye çalışılıyor. Bu fotoğraf çekildiği taktirde KEM'in amblemindeki Alman Kurdu'nun yerinde artık Kangal olacak.

Türkiye'de benzeri yok

Özel Harekât'ın mayın ve bomba köpeklerini eğitmek için kurulan binalar, bir yıl önce BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Programı (UNDCP) çerçevesinde BM ve Avrupa Komisyonu'nun 140 milyon dolarlık katkısıyla tadilat yapılarak KEM'e devredilmiş. Türk Polisi Güçlendirme Vakfı'ndan da destek alan merkez içinde köpek bakım ünitesi ve kulübeler, veterinerlik binası, idari bina ve derslikler ile eğitim sahası bulunuyor. Ayrıca misafir köpekler için ‘‘misafir köpek kulübeleri’’ yapılmış. Halen 26 personelin çalıştığı merkeze gelecek yıl doğum, karantina ve yavru üniteleri, eğitim alacak kursiyerlerin yemekhane ve yatakhaneleri ile kapalı garaj yapılması düşünülüyor.

EĞİTMEN GÖZÜYLE

Av olma, oyuna dalma

Köpeğinizden çok memnunsunuz ve onu çok seviyorsunuz. Ama bir kusuru var. Herkesin üzerine sıçrıyor. Her şeyi alıp kaçıyor. Uzaktan kumanda aletiymiş, kalemmiş, ayakkabıymış, bana mısın demiyor. Kaptığı gibi kaçıyor. Tutabilene aşkolsun. Aslında bu sağlıklı bir köpek. Neşeli, mutlu, dinamik. Ama genç-yaşlı, hasta-sağlıklı dinlemiyor. Herkesi deviriyor. Bu kötü.

Durumu düzeltmenin yolu ise basit. Kendinizi köpek yerine koyun. Bir şeyi alıp kaçtığınızda evdekiler koşup onu elinizden almaya çalışıyor. Yani oyuna katılıp, elinizdeki nesneyi alıp onlar da oyuna katılmak istiyorlar. Ya da üzerinize atladığınız kişi ellerini havaya kaldırıp sizi teşvik ediyor.

Köpek her şeyi alıp kaçıyorsa dert etmeyin. Peşinden koşmayın. Üzerinize atlıyorsa ellerinizi arkaya koyup yere çökün. Ya da arkanızı dönün. Onu hep yerde sevin. Sizi mutlu ettiği durumlarda hemen sevin. O halini beğendiğinizi gösterin. Hep uslu köpeği sevin, yaramazın yanından uzaklaşın.

Yine de istemediğiniz şeyleri kaçırıyorsa, o nesneyi ağzına verin. İlgilenmeyin. Uzun süre ağzında tutunca tiksinecek, oyun olmaktan çıkacaktır.

Köpekler her şeye av gözüyle bakarlar ve oyun oynamak isterler. Siz yapılana bu gözle bakarsanız problemi çözer av olmaktan, oyuna girmekten kaçarsanız, köpek yalnız kalır. Sakinleşir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!