Güncelleme Tarihi:
ÖNÜMÜZDEKİ YIL TESLİM EDİLECEK
“Deprem anından itibaren arama kurtarma enkaz kaldırma, hasar tespiti ve sağlık hizmetleriyle, barınma ve gıda destekleriyle depremzedelerin tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmıştır. Bakan arkadaşlarımız, STK’larımız hepsi bölgede seferber olarak, bu işi yakından takip etmişlerdir. Tüm kamu ve STK mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. Bir ay içinde deprem konutlarının yapımına başlayacağız. Önümüzdeki yıl hak sahiplerine evleri teslim edeceğiz. Yol haritamız bu.
BİLMEDİĞİN İŞTE NİYE KONUŞURSUN
Ana muhalefetin başındaki zat, 5. gün yaptığı turistik ziyarette ‘5 gün oldu, hâlâ enkazlar kaldırılmadı’ diyor. Eğer enkaz kaldırmada bir yarışın içine girilmiş olsaydı, 5. gün enkaz altından o yavru nasıl çıkarılacaktı? Bir işi bilirsin konuşursun ama bilmediğin iş hakkında niye konuşursun? Sus da adam sansınlar. İzmir milletvekilisin şöyle bir uğrayıp, günübirlik gidip dönüyorsun. Senin orada başından sonuna kadar kalman lazım. ‘Bir tane Kızılay çadırı görmedim’ demişti, Elazığ’da. Burayla ilgili de Kızılay’a verdiler veriştirdiler. Kızılay, AFAD orada 4 bine yakın çadırla hazırdı.
1.4 MİLYON M2 İNŞAAT ALANI
Biz gelene kadar sadece 43 bin konut yapan TOKİ’nin 18 yılda tamamladığı ve halen inşa ettiği 975 bin konut bu alanda devrimdir. Ancak hâlâ dönüştürmemiz gereken 6.7 milyon konut bulunuyor. İzmir’de depremin olduğu bölge sulak bir bölge. Tarım-ormancılığa ait bölgeyi yapılacak konutlara tahsis ettik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız 1.4 milyon metrekare alanda inşaata başlayacak. Öncelikli olarak belirlediğimiz 1.5 milyon konutu önümüzdeki 5 senede inşa etmek istiyoruz. TOKİ ile bu yıl 100 bin konut inşaatına başlamıştık. Önümüzdeki yıl da 100 bin konuta başlıyoruz. Riskli yapı tespiti yapılan 1.5 milyon yapı için kentsel dönüşüm çalışmaları için vatandaşlarımıza 15.5 milyar liralık destek verdik.
KAMU İMKÂNLARIYLA OLACAK İŞ DEĞİL
İstanbul başta, deprem riski yüksek illerimizde bu süreci hızlandırmamız gerektiği anlaşılıyor. Bu sadece kamunun imkânlarıyla olacak bir iş değildir. Milletimizin de oturduğu binanın depreme dayanıklılığını tespit ettirmesi, gerekiyorsa kendisi de üzerine biraz koyarak hızla sağlam yapı inşası için harekete geçmesi gerekiyor.”
TEŞKİLATA ‘FUZULİ İŞGAL’ UYARILARI
Erdoğan teşkilatlara da şöyle seslendi: “AK Parti’nin 19 yıllık tarihinde en yüksek yeni üye kaydını gerçekleştirerek 1 milyon yeni üye hedefine ulaşıyoruz. Salgın şartlarının getirdiği zorluklara rağmen 11 milyon 200 bin üye sayısına ulaşmış bulunuyoruz. Üyelerimiz kollarını açarak el ele verseler Türkiye’nin bir ucundan diğerine insan zinciri oluşturabiliriz. Bu tablo milletimizin geleceğini hâlâ AK Parti’de gördüğünün işaretidir. Biz insanların parti binalarımıza gelmesini bekleyen bir anlayışta olmadık. Her kesimden insanımızın evine, işyerine her gün bizzat gitmeliyiz. Telefonumuz 24 saat açık olmalı. Milletle arasına duvar ören, insanları küçümseyen AK Parti yöneticisi varsa bulunduğu yerde fuzuli şagil, haksız işgalci demektir. Hiçbir AK Parti temsilcisi milletten kopuk yaşayamaz.
‘SEN-BEN’İ BIRAKALIM
Kongrelerimizi de hızlandırarak istiyoruz ki büyük kongreye hazırlanalım. Ama teşkilatlarda sen-ben olayını bir kenara koyalım. Kanaat önderi arkadaşlarımızı tercih ederek teşkilatlarımızı oluşturalım. Tabii yüzde 30 hanım kardeşlerimizden, yüzde 30 genç arkadaşlarımızdan yönetimlere almanız isabetli olacaktır.”
İSTANBUL ÇÖL GİBİYDİ
Erdoğan, “Bu ülkede yıllarca çevrecilik adına yatırımlarımızı, kalkınmamızı engellemeye yönelik faaliyetler yürütüldü. Attığımız her adımda belli kesimlerin koro halindeki itirazlarıyla karşılaştık” diyerek şöyle devam etti: “Pek çok projemize özellikle karşı ulusal ve uluslararası kampanyalar yürütüldü. Hiçbirinin de gerçekte çevre hassasiyetinin olmadığını görüyoruz. Kampanyalarını finanse eden yapıların derdinin çevre değil, Türkiye’nin gelişmesini engellemek olduğunu bildiğimiz için hiçbirini umursamadık. Çevrenin korunmasına en büyük yatırımları biz yaptık. Belediye başkanlığım sürecinde İstanbul çöl gibiydi, refüjler dahil ağaçlandırma çalışmalarını biz yaptık. Milyarlarca fidan, ağaç dikimini biz yaptık.
ÇEVRECİLİK BUDUR BAY KEMAL
Gerçek çevrecilik budur Bay Kemal, bunları da öğren. Yıllarca bizi çevrecilik üzerinden eleştirenlerin hiçbirinden bu hakikatleri duyamazsınız. Teröristler boş durmuyor. Baktılar ki ‘insanları öldürmekte başarılı olamıyoruz’, her canlı gibi sessiz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar. Bu teröristler benzini dökerek İskenderun’da, Hatay’ın ilçelerinde bu ağaçlarımızı, ormanlarımızı yaktılar.” dedi.