Dilbert prensipleri

Güncelleme Tarihi:

Dilbert prensipleri
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 1997 00:00

‘NE kadar yeteneksiz davranırsanız, sizden o kadar az iş talep edilir. Hatta yeterince ebleh göründüğünüz takdirde sizi yönetici bile yapabilirler...’’ Bütün yöneticilerin ahmak olmadığı kesin ama, Dilbert prensiplerinden biri aynen böyle diyor. Sayıları 40 bini bulan Dilbert'lerin yöneticilerle ilgili tespitleri genelde hep salaklık katsayısını esas alıyor. Salak olmayan yöneticiler de, çalışanların canına okumak için yaratılmış birer şeytan olarak çıkıyor karşımıza. Ama, genelde salaklık ağır basıyor. Örneğin prensiplerden biri de şöyle:‘‘En yeteneksiz elemanlar sistematik bir şekilde, şirkete en az zarar verecekleri yere konuşlandırılır; yöneticiliğe terfi ettirilirler.’’ Dilbert prensibi nedir diye merak ediyorsanız, Amerikalı yazar ve çizer Scott Adams'ın yarattığı bir çizgi mizah dizisi. Dokuz yıl boyunca telefon şirketi Pacific Bell'de çalıştıktan sonra yeterince malzeme topladığına inanıp, çalışma hayatını makaraya almak için yazıp çizmeye soyunmuş Adams. ‘‘Dilbert Prensibi’’ ve ‘‘Dogbert'in çok gizli yönetici rehberi’’ adlı iki kitabı Amerika'da yok satıyor. Ekonomi ve iş dünyasıyla ilgili kitaplar listesinde sürekli bir numara. Dilbert, bürodaki her türlü çirkeften haberdar, dörtgen kafalı bir tip. Dogbert ise entrikacılara son derece hain ve sinsi taktikler öğreten bir büro köpeği. Dogbert'in yönetici olmak isteyenler için tavsiyelerinden biri şöyle: ‘‘Eğer kariyer yapmak istiyorsanız, sizden daha az kazanan biriyle asla öğle yemeği yemeyin.’’Adams prensiplerini çizerken gerçek hayattan yaşanmış örneklere de yer veriyor. Hergün binlerce kişi, bürolarda yaşanan entrikaları E-Mail aracılığıyla Adams'a ulaştırıyor. O da bu örnekleri genelgeçer prensiplere dönüştürüyor. Sonra,‘‘Bunun aynısı bizim büroda da oldu’’ mesajları alıyor. Büro dünyasını ve iş ilişkilerini kötülük ve fesat düzeni olarak yansıtan Adams'a göre dünya tam bir tımarhane. Manyak ve sadistler, çalçene ve tembellerden oluşan bu tımarhanenin içinde yaşayanların icra ettiği tek iş ise yapılan deli saçmalıklarına, uygun birer kılıf bulmak. Ya da diğer bir deyişle çalışır görünmek. Asıl amaç ise ya tembellik etmek, ya da entrika çevirmek. Dilbert'in büro içinde en fazla taktığı kişiler kuşkusuz yöneticiler. Bunların huyu suyuyla ilgili Dilbert tespitlerine göre yöneticiler, kadrolarında çalışanlarla konuşmaktan asla hazetmezler. Çünkü bir çift laf ettikleri takdirde, karşılarına yığınla sevimsiz sorun çıkacağını bilirler. Bununla birlikte en sevdikleri iki cümleden biri, ‘‘Çalışanlar bizim en değerli varlığımızdır’’ şeklindeki veciz sözdür. Diğer cümle ise, ‘‘Kapım herkese açıktır’’ sözüdür. Ancak her iki cümlenin de gerçekle hiç alakası yoktur. Örneğin müdürün kapısını gerçekten açık zanneden saf bir eleman, birkaç başarısından medet umup zam talep ettiği takdirde, kapıyı arkasından kapatırken aslında ne kadar önemsiz bir şahsiyet olduğunu öğrenmiş bulunur.Ve yöneticiler ilgili son söz. Bu da bir Dilbert prensibi:‘‘Yöneticiler tuvalete girmiş kediye benzer. İçgüdüsel bir hareketle kum kabında eşinir, böylelikle yaptıklarını örtbas etmeye çalışırlar. Buna da halk dilinde reorganizasyon denir.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!