Demirel'in Körfez çıkarması

Güncelleme Tarihi:

Demirelin Körfez çıkarması
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 1997 00:00

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, haftalardır süren başkanlık sistemi tartışmalarının ardından, dün ‘‘dış gündem’’e çıktı ve 1990-91 yılları döneminde dünyanın en önemli krizine sahne olan Kuveyt'e ayak bastı.

Seyahatin adresi Kuveyt olunca, uçaktaki sohbetin konusu Türkiye'nin 1991 ilkbaharında Körfez Savaşı'nda oynadığı kritik role kaydı. O dönemde Türkiye, Kuveyt'i kurtarmak için Kuzey cephesinden Irak'a kara harekâtına girişme noktasına gelmiş ve uluslararası koalisyonda Amerika'ya en çok kolaylık gösteren ülkeler arasında yer almıştı.

Körfez politikalarının mimarı Turgut Özal, üstlendiği büyük risklerin savaştan sonra telafi edileceğinden emindi. ‘‘Bir koyup üç alacağız’’, o dönemin iz bırakan sloganlarından biriydi.

Uçaktaki sohbette Özal'ın bu sözleri hatırlatıldığında, Cumhurbaşkanı Demirel gülerek, ‘‘Şimdi bunları karıştırmayın canım...’’ dedi ve soruyu geçiştirmeyi yeğledi. Şu kadarını söylemek yeterli: Kuveyt'te bugün, doğrudan ihale üstlenmiş tek bir Türk müteahhitlik firması yok...

Cumhurbaşkanı Demirel, Körfez ülkeleri ile ilişkilerin son üç-dört yılda ciddi bir şekilde ihmal edildiği görüşünde. Kuveyt gezisiyle, Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkilerini yeniden ‘ısıtmak’ istiyor. Bu amaçla yıl sonundan önce Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni de ziyaret edecek. Demirel, yeni yılın başında da Suudi Arabistan'a gitmeyi düşünüyor.

Cumhurbaşkanı'nın Kuveyt gezisi, Türkiye'nin Arap dünyası ile ilişkilerinde ciddi sıkıntılar yaşadığı bir döneme denk geliyor. Demirel, uçaktaki sohbette, ‘‘Türkiye öyle güzel bir memleket ki, hem komşusu çok, hem de aleyhinde olan çok’’ diyerek Arap dünyasında Türkiye'ye karşı esen olumsuz rüzgârlara değindi.

Bu sıkıntıları üç başlıkta toplamak mümkün:

Birincisi; Türkiye'nin İsrail ile savunma alanında girdiği işbirliği, başını Mısır'ın çektiği kampanyanın etkisiyle Ankara için ciddi bir başağrısı oluşturuyor. Demirel, ‘‘İsrail ile arası bizden daha iyi olanlar var ama biz elimizi İsrail'e uzattığımızda kıyamet kopuyor’’ derken, hem Mısır'ı eleştirdi, hem de İsral'i ilk tanıyan Arap ülkesi sıfatını taşıyan Mısır'ın tutumundaki çelişkiye işaret etti.

Demirel'e göre, Türkiye'ye karşı yürütülen ‘aleyhte kampanyanın’ istismar ettiği ikinci konu, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki askeri operasyonları:

‘‘Kuzey Irak'ta devlet yok. Türkiye'ye karşı bir terör üssü olarak kullanılıyor. Elli metre girdiğinizde, Arap ülkelerinde kıyamet kopuyor.’’

Aleyhte propagandanın üçüncü ayağında, ‘su sorunu’ yer alıyor:

‘‘Suriye, suyu kestiler diye su propagandası yapıyor. Halbuki bizden akan su, Suriye’yi 10 defa, belki elli defa yıkar.’’ Demirel bu sözleri sarf ettikten sonra gülerek ilginç bir benzetmeye başvurdu:

‘‘Suriye'yi çamaşır olarak leğenin içine koysanız, Türkiye'nin suyuyla 10 kez yıkanır.’’

Demirel bu benzetmeyle suyun bolluğunu mu kastetti, yoksa Türkiye'deki terörü destekleyen politikalarını ima ederek, Suriye'yi ‘kirli bir ülke’ olarak mı gösterdi?

Demirel'in söz söyleme sanatındaki kıvraklığını hatırlarsanız, istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!