Demirel’le fal konuştuk

Güncelleme Tarihi:

Demirel’le fal konuştuk
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2000 00:00

Haberin Devamı

Türkiye'nin burcuyla sizin burcunuzun aynı olduğunu tesbit ettim: Akrep. Jüpiter, Boğa Burcu'ndan sert bir etkileşim içinde bulunduğu halde bolluk yaratırken Satürn baskı oluşturuyor. Buna karşılık Kova Burcu'ndaki Uranüs özgürlük, yenilik, ve değişimi işaret ediyor. Gökyüzünün böyle güçlü etkileri altında bulunan Türkiye'ye baktığımızda değişim sürecini izleyebiliyoruz. Acaba siz de benzer bir değişim içinde bulunuyor musunuz?

-Ben kendi kendimi müşahade altında tutmam. Çünkü benim günlük hareketim hislerime göre değil o günkü programıma göredir. Güne gazete okuyarak başlarım. Ondan sonra da o günün dışında bir şey düşünmem. İradem dahilinde olanı söylüyorum. Mesela fevkalade sıkışık bir günümdü bugün. 4-5 şeyi aynı zamanda düşünmek mecburiyetindeydim. Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı yapacaktık. Ondan sonra Büyükelçi kabul edecektim, Çin Milli Savunma Bakanı’nı kabul edecektim, ABD Dışişleri Bakanvekilini kabul edecektim. Nitekim ara sıra da sarktı bu. Benim bütün kaygım bugün bütün bu kabulleri zamanında yapabilmek ve vereceğim mesajları zamanında verebilmek. Yani Milli Güvenlik Kurulu’nda ne mesaj vereceğim, Çin Milli Savunma Bakanı’na ne mesaj vereceğim... Ne diyeceğim değil, ne mesaj vereceğim. Bunların hepsinin bir arkası vardı.

AKINTININ İÇİNDEYİM

Bu arada dinlenecek, uyuyacak, yemek yiyeceksiniz. Benim merak ettiğim bunları ne zaman düşünüyorsunuz, aklınızdan geçenlerin içinde geçmişe göre yeni, farklı bir düşünce var mı?

Onu söyleyemem. Kendi kendimi müşahade altında tutuyor değilim. Ben bir sürecin içindeyim. Kendimi bir çarkın içine koyuyorum. O çark dönüyor. Yemek de yiyorum, uyku da uyuyorum.

Yani kendinizi akışa bıraktığınızı söylüyorsunuz. Diyelim ki 2006 yılına gelindi. Türkiye 2006 yılına geldiği zaman Güneydoğusu ile bütün Türkiye bütünlük içinde kalacak mı? Siz bu Türkiye’nin neresinde olmayı düşünüyorsunuz? İstanbul mu, Isparta mı ya da başka bir yer mi?

Ben siyaset yapıyorum. Benim işim devlet işi ama bu da siyaset nihayetinde. Siyasette 1 hafta uzun zamandır. Biz belli olan hadiseler için gün veririz. Örneğin ben 20 gün sonra şu işi yapacağım. 2006’da ben nerede olacağım benim sorunum değil. Ben de akıntının içindeyim ama akıntıyı kendim tayin ediyorum.

Zihinsel faaliyetiniz mükemmel, aynı anda üç beş şeyi düşünüyorsunuz.

Benim bütün sıkıntım o. Ben aynı anda 4-5 işi birden düşünürüm. Sen beni çalışırken görsen... Üç kişiyi karşıma oturturum, birine bir şey söylerim, öbürüne söylerim.

Bu kadar yorucu bir tempoda çalışmanıza rağmen nasıl bu kadar dinç kalmayı başardınız.

Nasıl genç ya da dinç kaldım? Genç kalmaz ya insan... Yılların tahrip ettiği şeyler vardır.

Enerjiniz genç.

Her sabah kendimde bu enerjiyi bulurum. Akşam hayatın muhasebesini yaparım. Belki genlerimde sağlıklılık var.

Peki astroloji hakkında ne düşünüyorsunuz?

Astroloji pek bilmediğim bir saha.

Akşam yatmadan önce düşünüyorum dediniz. Şüphesiz geleceğe dönük düşünceler. Mutlaka içinde bulunduğumuz süreçle örtüşen düşünceler...

Bunca karmakarışık işlerle meşgul olan, bunca belirsizliklerin içinde olan insanların, ki bizim yaptığımız işin gereği odur, hadiselere bakış tarzı fevkalade önemlidir. Bu hadiselerin bir kısmı sizi sevindirir bir kısmı üzer. O üzüntüye dayanabilmeniz lazımdır. Dayanamazsanız çalışamazsınız. Benim onlara bakış tarzım sabırla olur ve zaman zaman alınacak tedbir yoksa o hadiseyi düzeltmek için ‘‘Bu da geçer’’ derim, ‘‘Bu da geçer unutma.’’ Her sabah kendi şartlarıyla gelir. Hiç ummadığınız zamanda başınıza iş gelir, ki geçmişte oldu. Biz ona metanetle dayandık. Dedik ki; ‘‘Felek her lutfunu bir vakit için saklar.’’ Namık Kemal’in kasidesindendir. Bazen lodos eser bazen de poyraz.

Poyraza bırakır mısınız kendinizi?

Hiçbir şeye bırakmam kendimi. Kendimi kendi kafama bırakırım. Hiçbir şeyi umursamazlıktan gelmem. Bir şeyle meşgulsem, gerçekten meşgulümdür.

Akrep burcu hakkında ne düşünüyorsunuz?

İyi bir burç ki doğmuşuz içinde. Bizim dünyaya gelişimizden bir şikayetimiz yok.

KENDİNİ KONTROL YETENEĞİ MÜTHİŞ

Cumhurbaşkanı Demirel ile görüşmek için bekleme salonunda otururken müthiş heyecanlandım. Minik bir kız çocuğu olduğum zamanlardan beri adını bildiğim Demirel, acaba nasıl biriydi?

Cumhurbaşkanı Demirel Sedat Ergin'le birlikte görüşme salonuna kabul etti. Kırmızı koltuklar enerjik bir sohbet yapacağımızı vaadediyordu.

Son derece dinç ve enerjik görünüyordu. Yaydığı elektrik, yumuşak olmakla birlikte son derece kontrollü ince bir perdeyle sarılıydı. Daha sonra yıldız haritasını incelediğim zaman anladım. Yükselen burcunun tam üzerinde bulunan Satürn, Güneş ve Merkür kavuşumunun Akrep Burcu'nda meydana geldiğini gördüm. Bu demekti ki, kendi üzerinde yüksek potansiyelli bir kontrol yeteneği ile doğmuştu.

Onunla astrolojik açıdan Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu ve geleceği konuştuk.

TAM BİR AKREP

Demirel'in hem burcu, hem de yükselen burcu Akrep. Yükselen burcunun üzerinde duran Satürn, Güneş ve Merkür kavuşumu hem Uranüs, hem de Pluton'dan güçlü etkiler alıyor. Doğuştan güçlü bir siyasetçi olduğu anlaşılıyor. Değişim potansiyeline sahip olmakla birlikte Satürn, büyük bir kararlılık ve sabır veriyor. Şan ve şeref noktasındaki Aslan Burcu'nun üzerinde Ay düğümü ile Neptün birlikte duruyor ve şans, verimlilik gibi özelliklere sahip olan Jüpiter ile iyi etkileşim içinde bulunuyor. Yani doğuştan şanslı! Üstelik Türkiye'nin yıldız haritasındaki Güneş ile Demirel'in Satürn ve yükselen burcu tam üstüste. Bu da Türkiye'nin kaderinde önemli bir rol üstleneceğini anlatıyor.

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNDE İŞİ ZOR

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olduğu, 26 Nisan-15 Mayıs 2000 tarihleri arasındaki dönem, astrolojik açıdan oldukça kritik. Güneş, Boğa Burcu'ndan sert bir etki göndererek moral açıdan zayıflatabilir. Fakat, bunun etkisi uzun sürmeyecek. Buna karşılık Neptün'ün sert etkisi hayal gücünü zorlayabilir. Tabii bu arada yanılgılara da neden olabilir. Özellikle Mayıs'ın ilk haftası gökyüzünün konumu genel olarak zorlayıcı ve son derece güçlü enerjilerin yeryüzüne aktığı bir dönem. Boğa Burcu'nda yedi gök cisminin birbiri ardına dizildiği bu devre içinde hem Türkiye'yi, hem de Demirel'i farklı bir yapılanmaya doğru yönlendirebilir.

Aslında zorlayıcı etkiler, değişimi gerçekleştirmek, yenilenmek ve büyümek açısından son derece yapıcı. Bu etkilerin yarattığı baskıya dayanan, onlara cevap verebilenler, reform yapabilir. Demirel tam da böyle bir devre içinde bulunuyor. Üstelik Demirel'in doğum haritasında alçalan burcu Boğa. Yani dış etkilerin baskısı biçimleyici, zorlayıcı ve fırsat yaratıcı olacak.

‘‘Ben de akıntının içindeyim ama akıntıyı kendim tayin ediyorum. Şu hedeflere varmak için kendimi o akıntının içine koyuyorum. Hedefi koyuyorum, o hedefe doğru da olayı akıtıyorum.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!